Gelişmiş Arama
Ziyaret
14336
Güncellenme Tarihi: 2010/03/10
Soru Özeti
Yüce Allah Kur’an’da neden “zorlukla birlikte kolaylık vardır” diye buyurmuş ve zorluktan sonra kolaylık vardır diye buyurmamıştır?
Soru
Yüce Allah Kur’an’da neden “zorlukla birlikte kolaylık vardır” diye buyurmuş ve zorluktan sonra kolaylık vardır diye buyurmamıştır?
Kısa Cevap

Ayeti şerifede zorluklara tahammül etmek ile kolaylığa ulaşmak arasında bir tür birliktelik ve irtibat mevcuttur; yani insanın tesadüf eseri ile zorluktan sonra kolaylığa ulaşması diye bir şey söz konusu değildir. Bu yüzden zorluk ve kolaylık arasındaki bu ilişkiyi kavratmak için bu mananın yer aldığı bir kelimeye ihtiyaç duyarız ve bu kelime de “birlikte” kelimesidir. “Birlikte” kelimesinin kullanılışı hakkında müfessirler tarafından bir takım yorumlar yapılmıştır:

A. Ayet, “birlikte” sözcüğü ile kolaylığın zorluk ile birlikte olduğunu yansıtır; zorluğa tahammül etme anından kolaylığa tedrici bir şekilde ulaşılır.

B. “Birlikte” kelimesinden istifade edilmesinin nedeni, kolaylığın zorluğa yakın olmasını belirtmek içindir ve bu şekilde kalbin teselli ve takviye edilmesi gerçekleşir.

Her haliyle her problemin bir kolaylıkla iç içe olduğu ve her zorluğun bir kolaylıkla beraber olduğu hususu ve bu iki konunun her zaman birbiriyle birlikte olduğu ve olacağı göz önünde bulundurulduğunda, “sonra” sözcüğünden istifade etmek bu latif manayı açıklayamaz.

Ayrıntılı Cevap

Yüce Allah bu ayette peygamberine şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz güçlükle birlikte bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle birlikte bir kolaylık vardır.”[1] Hz. Peygamber (s.a.a) Mekke’de birçok zorluklar ile karşı karşıya kalmıştır. Dolayısıyla bu Allah tarafından Medine’de kendisinin kolaylık içinde olacağı veya dünyada bulunan zorluğun cennette kolaylığa dönüşeceğine dair Allah tarafından kendisine verilen bir söz idi. Elbette ayetlerin mefhumunun genişliği tüm problemleri içermektedir. Yani bu iki ayet Hz. Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) şahsı ve zamanına özgü olamayacak şekilde dile getirilmiştir. Genel bir kaide suretinde ve önceki konuların neden teşkil ettiğine atıfta bulunacak şekilde belirtilmiştir. Ayetler tüm mümin, ihlaslı ve çabalayan insanlara her zaman zorlukların yanında kolaylıklarında bulunduğunu müjdelemektedir.[2] “Birlikte” sözcüğünün kullanılması hakkında müfessirler tarafından bir takım yorumlar yapılmıştır. Onların çoğunluğu bir arada toplanır niteliktedir ve biz aşağıda onlara işaret ediyoruz:

A. Sonra sözcüğünün yerine birlikte sözcüğünün kullanılması kolaylığın zorluk ile birlikte olduğunu yansıtmak içindir.[3] Yani ayeti şerifede zorluklara tahammül etmek ile kolaylığa ulaşmak arasında bir tür birliktelik ve irtibat mevcuttur. İnsanın tesadüf eseri ile zorluktan sonra kolaylığa ulaşması diye bir şey söz konusu değildir; bu yüzden zorluk ve kolaylık arasında bulunan bu ilişkiyi yansıtmak için bu mananın içinde yer aldığı bir kelimeye ihtiyaç duyarız ve bu kelime “birlikte” kelimesidir. Başka bir ifadeyle ayet birlikte sözcüğü ile kolaylığın zorluk ile birlikte olduğunu anlatmaktadır. Zorluğa tahammül etme anından itibaren kolaylık tedrici bir şekilde elde edilir.[4]  Her haliyle birlikte sözcüğü beraberliğin göstergesidir[5] ve bu iki hususun birbirinden ayrılamayacağını beyan etmektedir.

B. “Birlikte” kelimesinden istifade edilmesi, kolaylığın zorluğa yakın olduğunu göstermek içindir. Böylece bu şekilde kalbin teselli bulması ve takviye edilmesinin vesilesi sağlanacaktır.[6]

Allame Tabatabai’nin bu konu hakkındaki görüşü şudur: Birlikte kelimesinden kastedilen şey, kolaylığın zorluktan sonra gelmesidir; birliktelikten maksat kolaylık ve zorluğun aynı anda tahakkuk etmesi değildir.[7]

Her haliyle birlikte sözcüğünün manası ne olursa olsun her sorunun bir kolaylık ile birlikte ve her zorluğun bir kolaylıkla beraber olduğu ve bu ikisinin her zaman birlikte bulunduğu ve birlikte olacakları göz önünde bulundurulduğunda[8] birlikte kelimesinden istifade etmek faydadan yoksun değildir.

 


[1] İnşirah Suresi, 5 ve 6. ayet.

[2]MekarimŞirazi, Nasır, Tefsiri Numune, c. 27, s. 127, Daru’lKutubu’l İslamiye, çapı Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş.

[3]Taligani, SeyyidMahmud, Pertovi ez Kur’an, c. 4, s. 157, Şirketi sehamiyi intişar, Tahran, 1362 h.ş.

[4]Gurşi, Seyyid Ali Ekber, Tefsiri Ahsenu’l Hadis, c. 12, s. 274, BonyadıBi’set, Tahran, 1377 h.ş.

[5]Tefsiri Numune, c. 27, s. 127 ve 128.

[6]Tebersi, Fazl b. Hasan, Tefsiri Cevamiu’lCami’i, c. 4, s. 507, İntişaratıdanişgahı Tahran ve mudiriyyetiHowze-i ilmiyeyi Kum, Tahran, çapı evvel, 1377 h.ş; İbniCeziGarnati, Muhammed b. Ahmet, Kitabu’tTeshiylliUlumu’t Tenzil, c. 2, s. 493, Şirketi Daru’lErgam b. Ebi’lErgam, çapı evvel,1416 h.k.

[7]Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri el-Mizan, Musevi Hamedani, Seyyid Muhammed Bakır, c. 20, s. 534, Defteri intişaratı İslami, Kum, çapı pencum, 1374 h.ş.

[8]Tefsiri Numune, c. 27, s. 127 ve 128.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar