Gelişmiş Arama
Ziyaret
77445
Güncellenme Tarihi: 2011/07/21
Soru Özeti
Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir?
Soru
Hz. İbrahim’in gerçek babası kimdir? Babası putperest miydi? Her peygamber temiz bir nesilden mi olmalıdır?
Kısa Cevap

Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:

1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm

2. Tüm peygamberler ile ilgili bölüm

Birinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:

1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve isminin de Azer olduğu görüşündedir.

2. Ehli Sünnet’e mensup diğer bir grup ve tüm Şiiler hiçbir peygamberin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in baba, anne ve atalarının müşrik ve putperest olmadığına, onların tümünün Allah’a inandığına ve Hz. İbrahim’in babasının adının da Tareh olduğuna inanmaktadırlar.

Kur’an’ın dört ayetinde Azer’den “eb” olarak söz edilmiştir. Ama bu ayetlerdeki işaret edeceğimiz bir takım delil ve karineler esasınca burada “eb”’den maksadın baba olmadığı ve Hz. İbrahim’in amcasının kastedildiği aydınlanacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) nakledilen rivayetler esasınca kendisinin Hz. Âdem’e dek tüm ataları muvahhittir. İslam Peygamberi (s.a.a) bu hususta şöyle buyurmaktadır: Sürekli temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettim. Mezkûr hadis uyarınca Hz. İbrahim’in babası müşrik olamaz. Bu yüzden bu ayetlerdeki “eb” kelimesinin anlamı baba dışında (amca veya eşin babası gibi) başka anlamlarla yorumlanmalıdır. Bir başka ayette “eb-baba” kelimesi ata, amca ve gerçek baba için kullanılmıştır. Bu yüzden eğer Kur’an’da kendisi için “eb” tabiri kullanılan Azer’in Hz. İbrahim’in amcası olduğu tezi ileri öne sürülürse, Kur’an’ın terminolojik yapısı açısından bu husus delilsiz değildir. Bizim rivayetlerimiz Hz. İbrahim’in gerçek babasının “Tereh” olduğunu bildirmekte ve Tevrat da bunu onaylamaktadır. Ama her peygamber temiz bir nesilden gelmeli midir? Rivayetlerde Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Benim hiçbir babam ve annem zinayla birbirleriyle ilişkiye girmemişlerdir. Her ne kadar bu rivayet sadece İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun atalarını kapsasa da tüm peygamberlerin anne ve babalarının temiz olmasının ölçü ve miyarı görünüşte bir olduğuna göre, genelleme yaparak bu hükmü diğer peygamberlere de uyarlayabiliriz.

Ayrıntılı Cevap

Bu soru iki bölümden oluşmaktadır:

1. Hz. İbrahim’in babası ile ilgili bölüm

2. Tüm peygamberler ile ilgili bölüm

Birinci bölümdeki soruyla ilgili olarak iki bakış vardır:

1. Ehli Sünnet’e mensup bir grup Hz. İbrahim’in babasının putperest ve isminin de Azer olduğu görüşündedir.

2. Ehli Sünnet’e mensup diğer bir grup ve tüm Şiiler hiçbir peygamberin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in baba, anne ve atalarının müşrik ve putperest olmadığına, onların tümünün Allah’a inandığına ve Hz. İbrahim’in babasının adının da Tareh olduğuna inanmaktadırlar.

Bu ihtilafın kaynağı Kur’an’da bu husustaki ayetler olabilir; zira Kur’an’da Azer adındaki bir şahıs için genelde (karine olmadan) baba anlamında kullanılan eb tabiri geçmiştir. Bu yüzden bu ayetleri beyan etmek ve ardından da onları inceleyerek ve tahlil ederek sorunun cevabına değinmek gerekmektedir. Kur’an’ın dört ayetinde Azer için eb tabiri kullanılmıştır:

A. “İbrahim’in, babası (amcası) için af dilemesi, sadece ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir kişiydi.”[1]

B. “Hani İbrahim, babası (amcası) Azer’e, “Sen putları ilâh mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti.”[2]

C. “Hani İbrahim, babasına (amcasına) ve kavmine şöyle demişti: Şüphesiz ben sizin taptıklarınızdan uzağım.”[3]

D. “Yalnız İbrahim’in, babasına (amcasına), senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez sözü başka.”[4]

Birinci ayette Allah Hz. İbrahim’in kendisinden uzak olduğunu ilan ettiği babasını kendi düşmanı olarak tanıtmaktadır. İkinci ayette Azer’i açık bir sapıklık içinde gördüğü Hz. İbrahim’den nakledilmektedir. Üçüncü ayette Hz. İbrahim ben sizin taptıklarınızdan uzağım diye buyurmaktadır. Dördüncü ayette ise Azer’e kendisi için istiğfar dileyeceğini belirtmektedir (söz vermektedir) ama bu konuyla ilgili birinci ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı.

Eb’den Kastedilen Mana

Aşağıda beyan edeceğimiz bir takım delil ve karineler esasınca burada “eb”’den maksadın baba olmadığı, bilakis Hz. İbrahim’in amcasının kastedilmiş olduğu aydınlanacaktır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) Şii ve Sünni kanalıyla nakledilen rivayetler esasınca kendisinin Hz. Âdem’e dek tüm ataları muvahhittir.[5] Şii ve Sünni haberciler Hz. Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"لم أزل أنقل من أصلاب الطاهرین إلی أرحام المطهرات"

Sürekli temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettim.[6] Diğer bir hadiste ise şöyle buyurmaktadır:  

"لم یزل ینقلنى اللَّه من اصلاب الطاهرین الى ارحام المطهرات حتى اخرجنى فى عالمکم هذا لم یدنسنى بدنس الجاهلیة" 

Allah sürekli beni temiz zürriyetlerden temiz rahimlere intikal ettirdi ve asla beni cahiliyet devrinin pislikleriyle kirletmedi.[7] Çok açık olduğu üzere İslam Peygamberi (s.a.a) Hz. İsmail ve Hz. İbrahim’in neslinden olması hasebiyle, doğal olarak Hz. İbrahim’in babası Peygamberimizin atası sayılmaktadır ve belirtilen hadis uyarınca müşrik olması mümkün değildir. Bu yüzden bu ayet-i şerifte “eb”’in manası “baba” olamaz. Arapların genelde kullandığı (amca, eşin babası gibi) başka bir anlamla yorumlanmalıdır.

2. Yüce Allah Kur’an’da İsmail’i Hz. Yakub’un amcası olmasına rağmen onun babası olarak tanıtmaktadır. “Yoksa siz Yakub’un, ölüm döşeğinde iken çocuklarına, Benden sonra kime ibadet edeceksiniz? dediği, onların da, “Senin ilâhına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak’ın ilâhı olan tek bir ilâha ibadet edeceğiz; bizler O’na boyun eğmiş Müslümanlarız.” dedikleri zaman orada hazır mı bulunuyordunuz?”[8] Bu ayette “eb-baba” kelimesi ata, amca ve gerçek baba için kullanılmıştır. Bu yüzden eğer Kur’an’da kendisi için “eb” tabiri kullanılan Azer’in Hz. İbrahim’in amcası olduğu tezi ileri öne sürülürse, Kur’an’ın terminolojik yapısı açısından bu husus delilsiz değildir.

3. Hz. İbrahim’in (a.s) gerçek babası Azer dışında başka bir şahıstı. Ama Kur’an ondan bahsetmemiştir. Sadece rivayetlerimizde onun ismini “Tareh” olarak bildirmiş ve Tevrat da bunu onaylamıştır.[9] Hz. Peygamberin (s.a.a) değerli eşi Ümmü Seleme şöyle demektedir: Ben Peygamberin (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydum:

"...عدنان هوأد بن أدد بن الیسع بن الهمیسع بن سلامان بن نبت بن حمل بن قیدار بن إسماعیل بن إبراهیم (ع) بن تارخ بن تاخور بن ساروخ بن أرعواء بن فالغ بن عابر و هو هودع بن شالخ بن أرفخشد بن سام بن نوح (ع) بن لمک بن متوشلخ بن أخنوخ و یقال أخنوخ و هو إدریس بن یارد بن مهلائیل بن قینان بن أنوش بن شیث بن آدم (ع) أبی البشر"[10] 

Buna göre, İbrahim’in babası Tareh’tir ve Azer onun amcasıdır.[11] Şüphesiz müşrikler ve putperestler Allah’ın düşmanı sayılırlar ve Allah’ın düşmanlarından uzak durmak her Müslüman’a farzdır. Onlara hoşgörü ve tolerans göstermemesi gerekir. Bu yüzden amcasının Allah’ın düşmana olduğunu anladıktan sonra İbrahim’in ondan uzak olduğunu ilan ettiğini gözlemlemekteyiz. Yüce Allah İbrahim Halilullah’tan şöyle nakletmektedir:

"فَلَمَّا تَبَیَّنَ لَهُ أَنَّهُ عَدُوٌّ لِلَّهِ تَبَرَّأَ مِنْهُ" Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça belli olunca, ondan uzaklaştı.[12] Diğer bir önemli soru ise şudur: Her peygamber temiz bir nesilden mi gelmelidir? Suyuti Darru’l-Mansur’da  

 [13]"لَقَدْ جاءَکُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِکُمْ" ayetinin yorumunda şöyle demektedir: Ebu Naim Delail kitabında İbn. Abbas’tan şöyle nakletmektedir: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Benim hiçbir annem ve babam zinayla birbirleriyle ilişkiye girmemiştir. Ezeli ve ebedi olan Allah beni temiz babaların belinden temiz annelerin musaffa ve arı rahimlerine intikal ettirdi. Nerede bir babanın bir evlatları olsaydı, ben o evlatların en temiz ve üstün olanının zürriyetine geçerdim.[14] Her ne kadar bu rivayet sadece İslam Peygamberi (s.a.a) ve onun atalarını kapsasa da tüm peygamberlerin anne ve babalarının temiz olmasının ölçü ve miyarı görünüşte bir olduğuna göre, genelleme yaparak bu hükmü diğer peygamberlere de uyarlayabiliriz. Özetle, birçok ayet ve Ehli Sünnet ve Şia kanalıyla nakledilmiş bir sürü rivayet ve de akıl ve icma Hz. İbrahim’in anne ve babasının ruhî taharet ve muvahhit oluşuna delalet etmektedir ve biz bu makalede onlara isnatta bulunduk. Bizim inancımıza göre sadece Şiiler değil, hatta Ehli Sünnet’ten çoğu kardeşler de tüm peygamberlerin ve bu cümleden olmak üzere Hz. İbrahim’in (a.s) anne, baba ve Hz. Âdem’e dek tüm atalarının hiçbirinin şirke bulaşmadığına, onların Allah’a tapan muvahhitler olduğuna ve kendilerinin de nikâh yoluyla doğduğuna inanmaktadır.



[1] Tövbe, 114.

[2] En’am, 74.

[3] Zuhruf, 26.

[4] Mumtehine, 4.

[5] Alusî, Seyid Mahmud, Ruhu’l-Maani Fi Tefsiri’l-Kur’an, Ali Abdülbari Atiye, c. 7, s. 388, Neşr-i Daru’l-Kütübi’l-İlmiye, çap-ı Beyrut, 1415 k, çap-ı evvel; Endülüsî, Ebu Hayyan Muhammed b. Yusuf, b. Hayyan, Tefsirü’l-Bahri’l-Muhit Fi Tefsir, c. 8, s 439, el-Bahru’l-Muhit, Sayt-i Tefasir, http://www.altafsir.com (el-Mektebetü’l-Şamile); Razi, Ebu AbdullahFahruddin Muhammed b. Ömer, Mefatihu’l-Ğayb, c. 6, s. 337, Naşır-ı Dar-u İhyai’t-Turasi’l-Arabi, çap-ı Beyrut, 1420 k, çap-ı sevvom, İbn. Adil, Tefsirü’l-Lübab, c. 7, s. 9, Sayt-i Tefasir, http://www.altafsir.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[6] Alusî, Seyid Mahmud, Ruhu’l-Maani Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 7, s. 388; Endülüsî, Ebu Hayyan Muhammed b. Yusuf, el-Bahru’l-Muhit Fi’t-Tefsir, c. 8, s. 439; Razi, Ebu Abdullah Fahruddin Muhammed b. Ömer, Mefatihu’l-Ğayb, c. 6, s. 337; İbn-i Adil; Tefsirü’l-Lübab, c. 7, s. 9 ve … (Alusi’nin Far-i Razi’nin bu görüş Şia’ya özgüdür diye ifade ettiği sözün dikkat azlığından kaynaklandığını belirtmesi dikkate değerdir.)

[7] Bu rivayeti Mecmeü’l-Beyan’da merhum Tabersi, Ğeraibu’l-Kur’an tefsirinde Nişaburi, Tefsir-i Kebir’de Fahr-i Razi ve Ruhu’l-Maani’de Alusi gibi birçok Şii ve Ehli Sünnet müfessiri nakletmiştir.

[8] Bakara, 133.

[9] Beyhaki, Delailü’l-Nübüvvet, c. 1, s. 103, Sayt-i Camiatü’l-Ahadis, http://www.alsunnah.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[10] Beyhaki, Şa’bu’l-İman, c. 3, s. 428, Camiatü’l-Ahadis, http://www.alsunnah.com (el-Mektebetü’l-Şamile).

[11] Tabersi, Fazl b. Hasan, İlamu’l-Vera Biilami’l-Huda, s. 6.

[12] Kuleyni, Ravza-i Kafi, Tercüme-i Kemere-i, c. 2, s. 327, çap-ı Daru’l-Kütübil-İslamiye, Tahran, 1365 h ş.

[13] Tövbe, 128, “Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.”

[14] Suyuti, Celaluddin, ed-Derru’l-Mansur, Fi Tefsiri’l-Mesur, c. 3, s. 294, Naşır: Kütüphane-i Ayetullah Maraşi Necefi, Kum, 1404 h k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cennette uyumak mümkün müdür?
    31928 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Uyku bedenin taşıdığı yorgunluklara verdiği tabii bir reaksiyondur ve bildiğimiz gibi cennete giren hayırsever insanlar Kur’an-ı Kerim’in açıkça belirttiği üzere orada hiçbir yorgunluğa duçar olmayacaktır. Bu nedenle, rivayetlerde açıklandığı üzere cennete giren insanlar ölüm, uyku, rahatsızlık ve fakirlik gibi maddî dünyayla irtibatlı hususlarla karşılaşmayacaktır. ...
  • Tütün (sigara ve nargile içmek) kullanmanın hükmü nedir?
    9211 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (ömrü uzun olsun) belirtilen soru hakkındaki görüşü şudur: “Tütün kullanmak, zararlı olması nedeniyle mutlak olarak haramdır.” Belirtmek gerekir ki; Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin tütün kullanımının haram olduğuna değin fıkhî fetvasının delili onun zararlı olmasıdır ve Ayetullah Mekarim Şirazi’nin fetvasının fıkhî dayanağı da tütünün zararlı ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7584 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7820 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Acaba istimna (mastürbasyon) günah mıdır? Ondan kurtulmanın yolu nedir?
    542892 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    İstimna (mastürbasyon) diye bilinen kendini tatmin etme büyük günahlardandır ve haramdır[i] ve ağır bir cezası vardır.İstimna ve kendini tatmin etmenin en güzel yolları pratik risalelerde şartları açıklanan evliliktir (daimi ve ya geçici). ...
  • Acaba mezi, vezi, vedi necismidir?
    7662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/04/07
    İnsan bedeninde idrar yolundan meni ve idrar dışında dışarı çıkan sıvılar bir kaç kısma ayrılır: Büyük abdesten sonra açığa çıkan ve azda olsa yapışkanlık taşıyan sıvı; bu sıvı “vedi” olarak adlandırılır. Cinsel birliktelik sırasında orgazm öncesi ve meninin gelmesinden önce açığa çıkan sıvı; bu ...
  • evlenmek ve aile yuvasını kurumak, tarihin ilk başlarından beri insan yaşamının en önemli meselelerinden ve Beşiri toplumların en köklü erkânlarından olmuştur. Böyleli önemli konuların dirayet ve akli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesinin gerekliliği açıktır. Zira bir ailenin geleceği ve yazgısı evlenmek olgusuyla başlıyor. Bu olgu kendi akıbetinde binlerce konuyu; neslin türenmesi, eğitim, ...
    8877 Pratik Ahlak 2010/11/08
    evlenmek ve aile yuvasını kurumak, tarihin ilk başlarından beri insan yaşamının en önemli meselelerinden ve Beşiri toplumların en köklü erkânlarından olmuştur. Böyleli önemli konuların dirayet ve akli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesinin gerekliliği açıktır. Zira bir ailenin geleceği ve yazgısı evlenmek olgusuyla başlıyor. Bu olgu kendi akıbetinde binlerce konuyu; ...
  • Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
    11230 Eski Kelam İlmi 2012/08/21
    Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    7131 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Günahta ısrar etmek cezanında artmasına neden olur mu?
    30297 Pratik Ahlak 2010/10/07
    Günahta ısrar etmek, deyimi iki manada kullanılmaktadır: 1)Günahı tekrarlamak, 2)Günah işledikten sonra tövbe ve istiğfar etmemek.Günahta ısrar etmenin çok kötü sonuçları vardır. Ayet ve rivayetlerde bu durum şiddetle kınanmış ve küçük günahın büyük günaha dönüşmesi, takva dairesinden çıkılması, bedbahtlık, itaat etmemek, insanı küfür ve ...

En Çok Okunanlar