Gelişmiş Arama
Ziyaret
15719
Güncellenme Tarihi: 2012/05/19
Soru Özeti
Şia, Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna mı inanmaktadır?
Soru
Şia âlimleri Ömer b. Hattab’ın eşcinsel olduğuna ve onun meni dışında kendisi için hiçbir ilaç bulmadığına mı inanmaktadır?
Kısa Cevap
Şia’nın raşit halifeler ve özellikle Ömer b. Hattab’a yönelik bakışı, imamların (a.s) bakışıdır. Şia’nın muteber hadis kitaplarının hiçbirinde Ömer b. Hattab’ın eşcinsel oluşu hakkında bir rivayet nakledilmemiştir. Şia’ya atfedilen bu tür sözlerin çoğu temelsizdir, esassızdır ve Şia âlimlerinin inancı değildir. 
 
Ayrıntılı Cevap
Hz. Peygamber (s.a.a) döneminde ve İslam’ın yayılmasıyla Hz. Peygamberin (s.a.a) hadislerini kayıt ve nakletme akımı şekillendi. Hz. Peygamberin (s.a.a) vefat etmesinden sonra ve Müslümanların iç ihtilaflarla uğraştığı bir atmosferde, bir grup Müslüman bu eşsiz hazineyi toplamak için çaba sarf etti. Öte taraftan ikinci halife dönemindeki özel siyasî koşullarda hadislerin yazılması yasaklandı. Bu yasak, Müslüman toplum için bir darbe niteliğindeydi. Bu dönemsel ama etkili durgunluktan sonra hadisçilik akımı daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Hadislerin kayıt ve nakledilmesinin nicel olarak yaygınlık kazanmasıyla birlikte, dinsel samimiyetleri hakkında kuşku bulunan bir takım muhaddislerin meydana çıktıklarına tanıklık ediyoruz. Bu bireyler arasında Müslüman olmuş Yahudiler çok dikkat çekmektedir. Bazı hadis külliyatlarını biraz incelemeyle İsrailiyat, uydurulmuş rivayetler ve tahrif edilmiş hadislerin izine rastlamak mümkündür. Bu hususun değişik nedenleri vardır; henüz eski dinleriyle ilişkilerini ve ona duydukları ilgiyi koruyan ve yitirmeyen Müslüman olmuş Yahudi raviler bunun bir örneğidir. Bu grup İslam’a duyduğu derin düşmanlık nedeniyle hadislere el uzatmak veya hadis uydurmak suretiyle Müslümanlar arasında sapık inançlarını yaymaya çalışmıştır. Aynı şekilde nifak, Gulat ve Mukassire akımları ve de hadis toplama, nakletme ve yazma faaliyetlerinde eli bulunan değişik mezheplerin aşırı unsurları hadisleri tahrif etme, hadis uydurma ve onları hadis usulü[1] kitaplarına sokmada veya bazı hadisleri silmede etkisiz olmamıştır. Şia imamları her zaman değişik fırsatlarda bu sapık akımlara işaret etmiş ve onları dışlayıp lanetlemişledir.[2] Böyle bir ortamda hem Şia ve hem de Ehli Sünnet bir hadis külliyatı oluşturmuştur ki bu külliyat içinde de bu tür unsurlara rastlamak mümkündür.  Bu nedenle Şia’da hadis nakli ve toplanması sürecinde ve başlangıçta hadisi tanımaya dönük çabalar kendini gösterdi. Masum imamlar (a.s) değişik durumlarda hadisleri yanlış anlamanın önüne geçmek gayesiyle muhataplarına hadisleri açıklamakta ve tefsir etmekteydiler. Hicrî-Kamerî on ve on birinci yüzyıllarda hadis toplama işlemi daha geniş bir kapsamda sürdü ve bunun neticesinde Ahbarilik akımı ortaya çıktı. Elbette bu akımla eşzamanlı olarak, hadis ilmi de rical, diraye ve hadis fıkhı formunda daha organizeli bir şekilde beliriverdi. Şia’nın hadis kitaplarının müellifleri, doğru hadisleri toplamak gayesiyle hadis külliyatlarını derleme ve tedvin etme noktasında büyük bir çaba sarf ettiler. Bununla birlikte hiçbir zaman bu rivayetlerin tamamının doğru olduğu iddiasını gütmediler. Bu nedenle âlimler bu külliyatlardaki rivayetleri ele alırken hadis ilminden (rical, diraye, hadis fıkhı) yararlanmak suretiyle sahih rivayetleri sahih olmayan rivayetlerden ayırt etmekte, belirginleştirmekte ve sonra onlara isnatta bulunmaktadır. Belirtilen hususlara binaen, Şia ve Ehli Sünnet’in hadis külliyatları sorundan yoksun değildir. Bu nedenle her iki grup sahih hitaplar tedvin ederek bu sorunları gidermeye çalışmışlardır. Bununla birlikte, henüz Şia’nın dört kitabı ve Ehli Sünnet’in sahih kitaplarında daha fazla bir inceleme ve dikkate ihtiyaç duyan sayılı bir takım doğru olmayan rivayetler mevcuttur.
Netice:
1. Hatta düşmanlar hakkında olsa bile İslam her türlü aşırılığa karşıdır[3] ama değişik mezheplerin aşırı unsurları ve bu cümleden olmak üzere Şiilik iddiası güden aşırılar (Gulat), bu tavsiyeye kulak vermeyip kendi mezhepleri için zorluklar yaratmışlardır.
2. İmamlar (a.s) döneminde bir takım rivayetler de onların düşmanları tarafından üretilmiş ve sahaya sürülmüştür. Bu rivayetlerin bazıları imamların (a.s) erdemleri hakkında aşırıya kaçacak şekilde ve onların muhaliflerini ifrat derecesinde yerme tarzındaydı. Bu her iki grup da kamuoyunu masum önderlerin aleyhine yönlendirmekte ve bu nedenden ötürü imamların itirazına sebep olmaktaydı.[4]
3. Şia’nın rivayet kitaplarının incelenmesi sonucunda hiçbir muteber senette ikinci halifenin eşcinsel olduğundan söz edilmemiştir. Şia âlimleri de bu meseleye inanmamaktadır. Eğer bazı yazarlar bunu Şialara isnat ediyorsa, sözlerini delilli bir şekilde ifade etmelidirler.
4. Envaru’n-Numaniye kitabında yer alan şeyler, Ehli Sünnet’ten ikinci halife hakkında aktarılan doğruluk ve sıhhati incelenmesi gereken birkaç rivayettir. Bu rivayetlerin içinde Ehli Sünnet’in bazı şahsiyetlerinden ikinci halifenin eşcinsel olduğu konusunda bir takım sözler aktarılmış, yazar bunlara işaret etmiş ve bunu çirkin gördüğünü belirtmiştir.[5]
Üzerinde düşünülmesi gereken nokta, bu tür sözlerin Ehli Sünnet’in kitaplarında yer alması ve halifelerin ve bazı sahabelerin eleştiriye tutulduğunun gözlemlenmesidir ki bu husus incelenmelidir.
5. Şia âlimleri, Ehli Sünnet ile aralarında bulunan tarihsel ve kelamsal ihtilaflara rağmen Ehli Beyt’in hakkaniyetini ispat etme noktasında hiçbir zaman bu tür çirkin ve gayri ahlakî mesnetlere tevessül etmemiş ve tartışmalarda en uygun üslubu tercih etmişlerdir.  
6. Eğer iki mezhep içinde araştırmadan ve de meçhul ve güvenilir olmayan raviler tarafından nakledilen hadislere tevessül ederek asılsız ve gerçek dışı bir konuyu dile getirmeye çalışanlar olursa, bu husus tüm Şia veya Sünni âlimlere isnat edilmemeli ve onların inancı olarak lanse edilmemelidir.
Sonuç: Her ne kadar sorunuza konu olan hususu muteber bir hadis kitabında bulmadıysak da biz Şiaların hadis kitaplarında yer alan her hadis veya rivayetin sahih olduğuna inanmadığımızı söylemek gerekir. Belirtildiği gibi, değişik nedenlerden ötürü Şia âlimleri tarafından onaylanmamış rivayetler de mevcuttur ve rivayetlerin doğru olup olmadığını saptamak için bir takım kıstasların karar kılınmış olması bu yüzdendir.       
 

[1] Keşi, Muhammed b. Ömer, Rical-i Keşi, s. 250, İntişarat-ı Danışgah-ı Meşhed, Meşhed-i Mukaddes, 1348 h.k.
[2] Hilli, Hasan b. Yusuf, el-Hulasa, s. 35, çap-ı dovvom, Daru’z-Zahair, Kum, 1411 h.k.
[3] Maide, 8.
[4] Saduk, Muhammed b. Ali, Uyun-i Ahbari’r-Rıza (a.s), c. 1, s. 304, İntişarat-ı Cihan, 1378 h.k.
[5] Cezairi, Seyid Nimetullah,el-Envaru’n-Numaniye, c. 1, s. 52, çap-ı evvel, Daru’l-Kari, Beyrut, 1429 h.k.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cennette uyumak mümkün müdür?
    31928 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Uyku bedenin taşıdığı yorgunluklara verdiği tabii bir reaksiyondur ve bildiğimiz gibi cennete giren hayırsever insanlar Kur’an-ı Kerim’in açıkça belirttiği üzere orada hiçbir yorgunluğa duçar olmayacaktır. Bu nedenle, rivayetlerde açıklandığı üzere cennete giren insanlar ölüm, uyku, rahatsızlık ve fakirlik gibi maddî dünyayla irtibatlı hususlarla karşılaşmayacaktır. ...
  • Tütün (sigara ve nargile içmek) kullanmanın hükmü nedir?
    9211 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin (ömrü uzun olsun) belirtilen soru hakkındaki görüşü şudur: “Tütün kullanmak, zararlı olması nedeniyle mutlak olarak haramdır.” Belirtmek gerekir ki; Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin tütün kullanımının haram olduğuna değin fıkhî fetvasının delili onun zararlı olmasıdır ve Ayetullah Mekarim Şirazi’nin fetvasının fıkhî dayanağı da tütünün zararlı ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7584 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7820 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Acaba istimna (mastürbasyon) günah mıdır? Ondan kurtulmanın yolu nedir?
    542892 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    İstimna (mastürbasyon) diye bilinen kendini tatmin etme büyük günahlardandır ve haramdır[i] ve ağır bir cezası vardır.İstimna ve kendini tatmin etmenin en güzel yolları pratik risalelerde şartları açıklanan evliliktir (daimi ve ya geçici). ...
  • Acaba mezi, vezi, vedi necismidir?
    7662 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/04/07
    İnsan bedeninde idrar yolundan meni ve idrar dışında dışarı çıkan sıvılar bir kaç kısma ayrılır: Büyük abdesten sonra açığa çıkan ve azda olsa yapışkanlık taşıyan sıvı; bu sıvı “vedi” olarak adlandırılır. Cinsel birliktelik sırasında orgazm öncesi ve meninin gelmesinden önce açığa çıkan sıvı; bu ...
  • evlenmek ve aile yuvasını kurumak, tarihin ilk başlarından beri insan yaşamının en önemli meselelerinden ve Beşiri toplumların en köklü erkânlarından olmuştur. Böyleli önemli konuların dirayet ve akli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesinin gerekliliği açıktır. Zira bir ailenin geleceği ve yazgısı evlenmek olgusuyla başlıyor. Bu olgu kendi akıbetinde binlerce konuyu; neslin türenmesi, eğitim, ...
    8877 Pratik Ahlak 2010/11/08
    evlenmek ve aile yuvasını kurumak, tarihin ilk başlarından beri insan yaşamının en önemli meselelerinden ve Beşiri toplumların en köklü erkânlarından olmuştur. Böyleli önemli konuların dirayet ve akli kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmesinin gerekliliği açıktır. Zira bir ailenin geleceği ve yazgısı evlenmek olgusuyla başlıyor. Bu olgu kendi akıbetinde binlerce konuyu; ...
  • Bir yaratıcısı olmaksızın baştan beri tanrı nasıl mevcuttur?
    11230 Eski Kelam İlmi 2012/08/21
    Tanrının baştan beri nasıl mevcut olduğu sorusu, gerçekte neden tanrı kendi başına ve zatıyla vardır ve her varlığın bir yaratıcısı ve meydana getiricisi bulunmaktadır, diye belirtilen sorunun başka bir ifadesidir. Gerçekte soru şudur: Tanrı nasıl meydana gelmiş ve kim O’nu yaratmıştır? Cevap için birkaç soruya dikkat etmeniz ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    7131 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Günahta ısrar etmek cezanında artmasına neden olur mu?
    30297 Pratik Ahlak 2010/10/07
    Günahta ısrar etmek, deyimi iki manada kullanılmaktadır: 1)Günahı tekrarlamak, 2)Günah işledikten sonra tövbe ve istiğfar etmemek.Günahta ısrar etmenin çok kötü sonuçları vardır. Ayet ve rivayetlerde bu durum şiddetle kınanmış ve küçük günahın büyük günaha dönüşmesi, takva dairesinden çıkılması, bedbahtlık, itaat etmemek, insanı küfür ve ...

En Çok Okunanlar