Gelişmiş Arama
Ziyaret
3767
Güncellenme Tarihi: 2013/08/03
Soru Özeti
Acaba fakihler Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda görüş birliğine ulaşmışlar mıdır?
Soru
Acaba fakihler Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda görüş birliğine ulaşmışlar mıdır? Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda imamlardan ulaşan bir delil var mıdır?
Kısa Cevap
Cuma namazı, masum imamın fiziki huzurunun olduğu, diğer şartların imkânı ve takiye gerektirecek bir durum olmadığı taktirde hükmü aşikardır. (Yani farzdır)
Gaybet döneminde çeşitli hükümler Cuma namazı hakkında beyan edilmiştir. Bu görüşlerden en meşhur olanının “Cuma namazı seçmeli farz” olduğu söylenebilir. Hatta bazı fakihler Cuma namazının seçmeli farz olduğu konusunda görüş birliği olduğunu dahi iddia etmişlerdir. Elbette bu iddia kesinlikle ispat edilememiştir. Zira bu görüşe muhalefet edilmiştir.
Ayrıntılı Cevap
Cuma namazı Kuran’ı kerimde zikredildiği üzere insanların yerine getirmeleri emredilmiş İslam dininin toplumsal ibadetlerinden biridir.[1] Bu ibadet, mezheplerin farz olduğu konusunda görüş birliği ettikleri bir konudur.[2] Elbette masum imamın fiziki huzurunun olduğu zaman ikame edilmelidir. Gaybet döneminde bazı fakihler onun eğni ve tayini farz[3] olduğuna kail olsalar da ekseriyet Cuma namazının seçmeli farz[4] olduğu görüşünü kabul etmişlerdir. Ezcümle bu fakihlerden olan şeyh Tusi, Nihaye kitabında bu görüşü ifade etmiştir. Hatta bu görüşü ona nispet verebiliriz. Birçok fakih şeyh Tusi’nin nazariyesini kabul ederek, kendisine tabiiyet etmişlerdir.[5] Öyle ki bazı fakihler bu konuda görüş birliği olduğunu iddia etmişlerdir. Örnek olarak şehit şeyh Zeynuddin, Alim muhakkik şeyh Ali “Kavaid” adlı eserin şerhinde ve diğer bazı fakihler bu iddiada bulunmuşlardır.[6]
Son dönem fakihleri açıkça bu nazariye hakkında görüş bildirmişlerdir. Kendi ibaretlerini zikretmek yeterli olacaktır.
Muhakkiki Kereki: Masum imamların döneminden şimdiye kadar İmamiye Uleması gaybet döneminde Cuma namazının eğni farz olmadığı seçmeli farz olduğu hakkında görüş birliği etmişlerdir.[7]
Vehid Behbehani: Zikrettiğimiz bilgiler üzere Cuma namazının seçmeli farz olduğu ama Cuma namazını eda etmenin daha faziletli olduğu görüşü, güçlü olan görüştür.[8]
Seyit Hüseyin Müçtehit Kereki (1001.m), “El-lumetu fi edemi ayniyeti salat’il-Cuma” adlı eserinde Cuma namazının seçmeli farz olduğu görüşünü ispat etmektedir.[9]
Muhamed ibn. Hasan şehit Sani’nin oğlu kendileri Cuma namazının seçmeli farz olduğunu muayyen bilmektedir. [10]
Sahip Cevahir: Cuma namazı için istinat edilmiş vacip seçmeli farz oluşudur.[11]
Seyit Kazım Yezdi Sahip urvet’ul-vuska: İmam Zaman (a.c.f)’nin gaybette olduğu dönemde güçlü görüş Cuma namazının seçmeli vacip olduğudur.[12]
Ayetullah Hoi: Rivayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere Cuma namazı farz oluşu, seçmeli bir vaciptir.[13]
Seyit Ahmet Hansari Cuma namazının seçmeli farz olduğunu birçok büyük fakihe nispet vermektedir.[14]
İmam Humeyni: cuma günü insan öğle namazı yerine iki rekât Cuma namazını kılabilir.[15]
Ayetullah Behçet: zahiren insan cuma günü öğle namazı yerine iki rekât Cuma namazını kılabilir. Gaybet döneminde seçmeli farz hükümdedir. Yani Cuma namazı öğle namazı yerine eda edilebilinir.[16]
Ayetullah Seyit Ali Hamaney: Cuma namazı gaybet döneminde seçmeli farzdır.[17]
Ayetullah Sistani: Cuma namazı seçmeli farzdır.[18]
Ayetullah Fazıl Lenkerani ve Ayetullah Mekarim Şirazi: gaybet döneminde Cuma namazı seçmeli farzdır. Yani mükellef Cuma namazı ile öğle namazı arasında seçim yapabilir. Ancak adalet üzere yönetilen İslami bir devlet varsa ve Cuma namazı eda ediliyorsa Cuma namazının kılınması daha evladır.[19]
Ayetullah Vahit Horasani: Cuma namazı seçmeli farzdır. Şöyle ki gaybet döneminde mükellef öğle namazı ile şartları taşıyan Cuma namazını kılmak arasında seçim hakkına sahiptir. Ehven öğle namazı ve faziletli olan ise Cuma namazıdır.[20]
Gaybet döneminde Cuma namazının eğni farz olduğu yoksa seçmeli farz olduğu hakkında bazı hadislere rücu edilmiş ancak fakihler usulü ameli ’ye göre fetva vermişlerdir. Bu bağlamda şöyle açıklama yapmışlardır: Eğer gaybet döneminde Cuma namazının meşruiyeti sabit olduktan sonra eğni farz olduğu veya seçmeli farz olduğu hakkında şüpheye düşersek eğni ve seçmeli döngüsü kaidesine başvurmamız gerekir. Bu kaide[21] ışığında şöyle denebilir: böyle bir döngüde özellikleri ve eğni oluşu yok sayılır. Sonucunda ise husus yok sayıldığı için kesinlikle seçmeli farz olduğu sonucuna ulaşılır.[22]
 
 

[1] Cuma/9
[2] Tabatabai, Burucerdi, Hüseyin, El’bedr-ul’zahir fi salat’il-Cuma ve’l-misafir,11.s, kum, 1416.
[3] Bu nispet şehit Sani’nin Cuma namazı risalesinde gözlemlenmektedir. Ancak merhum Vahit Behbehani hem bu kitabın hem de bu görüşün şehit saniye nispet verilmesini şiddetle reddetmektedir. Bkz: Vahit Behbehani, Muhammet Bakır, mesabih’ul-zellam, 1.c, 401.s, Muessese el-Allame’tul-Vahid’ul-Behbehani, Kum, 1424.
[4] “Seçmeli farz” dan kasıt: cuma günü mükellef öğle namazı ile şartları taşıyan Cuma namazını kılmak arasında seçim hakkına sahiptir. Öyleyse Cuma namazını kılarsa öğle namazını eda etmesine gerek kalmaz. Bkz: tevzuh’ul-mesail (el’meşy’il-imam Humeyni), 1.c, 405.s, defter intişarat islami, kum, 1424.
[5] Caferiyan, Resul, devazdeh riseleyi fıkhi derbareyi namaz Cuma, 411.s, kum, bica, bita.
[6] Devazdeh riseleyi fıkhi derbareyi namaz Cuma, 604.s
[7] Kereki Amuli, Ali ibn. Hüseyin, Resail muhakkık Kereki, 1.c, 147-148.s ketaphaneyi Ayetullah Maraşi ve defter naşr İslami, Kum, 1409.
[8] Mesabih’ul-zellam, 1.c, 403.s,
[9]Devazdeh riseleyi fıkhi derbareyi namaz Cuma, 86.s
[10] Istikasa-il’itibar fi şerh-il’istibsar, 7.c, 262.s.
[11] Necefi, Muhammed Hasan, Cevahir’ul-kelam fi şerh’I-şerai’ul-İslam, 11.c, 336.s, Dar ihya’ul-tiras’ul-Arabi, Beyrut, bita.
[12] Yezdi Tabatabai, Seyit Muhammed Kazım, Sual ve Cevap (Li’l-seyid’il-yezdi), metin, 79.s, Merkezi naşr ulum İslami, Tahran, 1415.
[13] Hoi, Ebu’l-Kasım, Et’tengih fi şerh’il-urve’tul-vuska, 6.c, 40 ve 57.s, bica, bita.
[14] Hansari, Seyit Ahmet, Cami’ul-medarik fi şerh’I muhtesar’ul-nafi, 1.c, 523.s, muessese’tul-ismailiyan, Kum, 1405.
[15] Bu ifade seçmeli farz anlamına gelmektedir; bkz: tevzuh’ul-mesail (el’meşy’il-imam Humeyni), 1.c, 405.s,
[16] tevzuh’ul-mesail (el’meşy’il-imam Humeyni), 1.c, 406.s.
[17] Hamaney, Seyit Ali, Ecvebe’tul-İstiftaat, s:606, ve 611, porseman programından faydalanılmıştır.
[18] tevzuh’ul-mesail (el’meşy’il-imam Humeyni), 1.c, 405.s.
[19] tevzuh’ul-mesail (el’meşy’il-imam Humeyni), 1.c, 406.s.
[20] Vahit Horasani, Hüseyin, tevzuh’ul-mesail, 151.s, 739.m, medrese’yi İmam Bakır (a.s) Kum, nohom, 1428.hicri.
[21] Eğni ve seçmeli farz döngüsünde akli ve nakli beraat, eğni ve hususi farzın olmadığınadır.
[22] Bkz: Et’tengih fi şerh’il-urve’tul-vuska, 6.c, 57.s
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar