Gelişmiş Arama
Ziyaret
8288
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Şeri hükümlerde “delil” ve “neden” arasındaki fark nedir?
Soru
Delil” ve “neden” arasındaki fark nedir? Mesela filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur denildiğinde ne kastedilmektedir?.
Kısa Cevap

Delil, kendisini bilmeyle bir başka hususun öğrenildiği şeye denmektedir. Akıl, delil aracılığıyla şüphe edilen bir şeyin doğruluğunu yakinen tasdik edebilir. Elbette fıkıh usulü ilminde delil aracılığıyla hem aranan bir şeye yönelik bilgiye ve hem de şeriat sahibi teyit ettiği ve onayladığı zan ve sanıya ulaşmak mümkündür. Bilgelerin ıstılahında neden, bir unsurun varlığının bağlı olduğu, unsurun dışında olan ve ona etki eden şeye denmektedir. Şerî hükümlerdeki neden ise şerî hükümlerin felsefesi ve hikmetidir ve buna hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin arkasında yatan yarar ve zararlar denmektedir. O halde fıkıh konularında delil ile neden arasındaki fark şudur: Delil, şerî mevzu ve hükmün ispat edilmesi ve müçtehidin kendisini dikkate alarak belirli bir mevzu bağlamında bir hüküm çıkarımında bulunduğu husus ve kaidedir. Neden ise şerî hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin felsefe ve hikmetidir. Yarar ve zararlar olarak tabir edilen bu hususu kutsal şeriat sahibi insanlar için belirlemiştir. Filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur diye bir şey söylenirse bu cümle doğru sayılmaz; zira şerî bir hüküm kesin veya şeriat sahibinin bir çeşit itibarını taşıyan zanna dayalı deliller gereğince ispat edilmektedir. Hiçbir şerî hüküm delilsiz değildir. Ama bir şerî hükmün bizim ulaşamayacağımız bir nedeni olabilir. O halde cümle değişir ve şöyle olur: Filan şerî hükmün delili vardır, ama nedenini bilmemekteyiz. Yahut Yüce Allah itaat ve ubudiyet ruhunu geliştirmek için onu beyan etmemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Delil ile neden arasındaki farkın açığa çıkması için ilkönce her ikisinin de tanımlanması gerekmektedir.

Delilin Tanımı:

Delil, bir iddianın doğruluğuna delalet eden hüccet ve burhana denir. Delil, sözlükte kılavuz manasındadır, aydınlanmayı sağlayan ve istidlal aracı olan şeydir. Delil ıstılahta kendisini bilmeyle bir başka hususun öğrenildiği şey manasındadır. Akıl, delil aracılığıyla şüphe edilen bir şeyin doğruluğunu yakinen tasdik edebilir. [1] Elbette fıkıh usulü ilminde delil aracılığıyla hem aranan bir şeye yönelik bilgiye ve hem de şeriat sahibinin teyit ettiği ve onayladığı zan ve sanıya ulaşmak mümkündür. [2] Dolayısıyla delil eşyanın gerçek veya zahiri hükmünü belirtir ve bunlar da kitap (Kur’an-ı Kerim), sünnet (Peygamber-i Ekrem ve masum imamların söz, amel, tavır ve imzası), icma ve akıldan ibarettir.

Nedenin Tanımı:

Bilgelerin tanımında neden bir unsurun varlığının bağlı olduğu, unsurun dışında olan ve unsura etki eden şeye denmektedir. [3] Başka bir ifadeyle neden sonuca varlık veren şeydir ve gerçekte sonuç tüm varlığını nedenden almaktadır. O halde neden olmazsa sonuç asla olamaz. Şerî hükümlerdeki neden ise şerî hükümlerin felsefesi ve hikmetidir ve buna hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin arkasında yatan yarar ve zararlar denmektedir; yani şerî hükümler bir takım yarar ve zararlar gözetilerek insanlar için teşri edilmiştir ve bunların bazıları genel bir şekilde ve bazı da detaylı bir şekilde ayet ve rivayetlerde açıklanmıştır.

Delilin Nedenden Farkı:

Belirtilen tanımları gözetmek suretiyle fıkıh konularında delil ile neden arasındaki farkın şu olduğu söylenebilir: Delil, şerî mevzu ve hükmün ispat edilmesi ve müçtehidin kendisini dikkate alarak belirli bir mevzu bağlamında bir hüküm çıkarımında bulunduğu husus ve kaidedir. Neden ise şerî hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin felsefe ve hikmetidir. Yarar ve zararlar olarak tabir edilen bu hususu kutsal şeriat sahibi, insanlar için belirlemiştir. O halde şerî hükümlerde delilin bir tür “bilgi ve malumat” olduğu söylenebilir. Neden ve sonuç ise bir tür iki şey arasındaki bağlantıdan ibarettir ve delil ve neden bir manada kullanılmamalıdır. Elbette bazı şerî hükümlerin delillerinde şerî hükmün nedeni de açıklanmakta ve belirtilen nedenin genelliği aynı nedenin örnekleri olan diğer konulara aktarılmaktadır. Buna “illet-i “mansuse” yani nasta (ayet ve rivayet) açıklanmış neden denmektedir. [4] Filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur diye bir şey söylenirse bu cümle doğru sayılmaz; zira şerî bir hüküm kesin veya şeriat sahibinin bir çeşit itibarını taşıyan zanna dayalı deliller gereğince ispat edilmektedir. Hiçbir şerî hüküm delilsiz değildir. Ama herhangi şerî hükmün bizim ulaşamayacağımız bir nedeni olabilir. O halde cümle değişir ve şöyle olur: Filan şerî hükmün delili vardır, ama nedenini bilmemekteyiz. Yahut Yüce Allah itaat ve ubudiyet ruhunu geliştirmek için onu beyan etmemiştir.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

1. Fıkıh Hükümlerinin Felsefe Ve Hikmeti, Soru: 8993.

2. Hüküm Ve Mahlukların Hikmetlerinin Beyan Kaynağı, Soru: 13225 (Site: 12979) .    



[1] Saliba, Cemil ve Sanii Derrebidi, Menuçehr, Ferhengi Felsefi, s. 351, İntişarat-ı Hikmet, tahran, çap-ı evvel, 1366 ş.

[2] a.g.e.

[3] a.g.e., s. 477.

[4] İmam Humeyni, Seyid Ruhullah , Envaru’l-Hidayet, c. 1, s. 263, Müessese-i Tanzim Ve Naşr-i asar-ı İmam Humeyni, 1415 k; Molla Salih Mazendarani, Haşieye-i Mealim-i ed-Din, s. 243, Neşr-i Kitap Furuşi Daveri; Naini, Muhammed Hüseyin, Fevayidu’l-Usul, c. 2, s.555-556, Defter-i İntişarat-ı İslami, 1417 k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar