Gelişmiş Arama
Ziyaret
8035
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Şeri hükümlerde “delil” ve “neden” arasındaki fark nedir?
Soru
Delil” ve “neden” arasındaki fark nedir? Mesela filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur denildiğinde ne kastedilmektedir?.
Kısa Cevap

Delil, kendisini bilmeyle bir başka hususun öğrenildiği şeye denmektedir. Akıl, delil aracılığıyla şüphe edilen bir şeyin doğruluğunu yakinen tasdik edebilir. Elbette fıkıh usulü ilminde delil aracılığıyla hem aranan bir şeye yönelik bilgiye ve hem de şeriat sahibi teyit ettiği ve onayladığı zan ve sanıya ulaşmak mümkündür. Bilgelerin ıstılahında neden, bir unsurun varlığının bağlı olduğu, unsurun dışında olan ve ona etki eden şeye denmektedir. Şerî hükümlerdeki neden ise şerî hükümlerin felsefesi ve hikmetidir ve buna hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin arkasında yatan yarar ve zararlar denmektedir. O halde fıkıh konularında delil ile neden arasındaki fark şudur: Delil, şerî mevzu ve hükmün ispat edilmesi ve müçtehidin kendisini dikkate alarak belirli bir mevzu bağlamında bir hüküm çıkarımında bulunduğu husus ve kaidedir. Neden ise şerî hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin felsefe ve hikmetidir. Yarar ve zararlar olarak tabir edilen bu hususu kutsal şeriat sahibi insanlar için belirlemiştir. Filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur diye bir şey söylenirse bu cümle doğru sayılmaz; zira şerî bir hüküm kesin veya şeriat sahibinin bir çeşit itibarını taşıyan zanna dayalı deliller gereğince ispat edilmektedir. Hiçbir şerî hüküm delilsiz değildir. Ama bir şerî hükmün bizim ulaşamayacağımız bir nedeni olabilir. O halde cümle değişir ve şöyle olur: Filan şerî hükmün delili vardır, ama nedenini bilmemekteyiz. Yahut Yüce Allah itaat ve ubudiyet ruhunu geliştirmek için onu beyan etmemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Delil ile neden arasındaki farkın açığa çıkması için ilkönce her ikisinin de tanımlanması gerekmektedir.

Delilin Tanımı:

Delil, bir iddianın doğruluğuna delalet eden hüccet ve burhana denir. Delil, sözlükte kılavuz manasındadır, aydınlanmayı sağlayan ve istidlal aracı olan şeydir. Delil ıstılahta kendisini bilmeyle bir başka hususun öğrenildiği şey manasındadır. Akıl, delil aracılığıyla şüphe edilen bir şeyin doğruluğunu yakinen tasdik edebilir. [1] Elbette fıkıh usulü ilminde delil aracılığıyla hem aranan bir şeye yönelik bilgiye ve hem de şeriat sahibinin teyit ettiği ve onayladığı zan ve sanıya ulaşmak mümkündür. [2] Dolayısıyla delil eşyanın gerçek veya zahiri hükmünü belirtir ve bunlar da kitap (Kur’an-ı Kerim), sünnet (Peygamber-i Ekrem ve masum imamların söz, amel, tavır ve imzası), icma ve akıldan ibarettir.

Nedenin Tanımı:

Bilgelerin tanımında neden bir unsurun varlığının bağlı olduğu, unsurun dışında olan ve unsura etki eden şeye denmektedir. [3] Başka bir ifadeyle neden sonuca varlık veren şeydir ve gerçekte sonuç tüm varlığını nedenden almaktadır. O halde neden olmazsa sonuç asla olamaz. Şerî hükümlerdeki neden ise şerî hükümlerin felsefesi ve hikmetidir ve buna hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin arkasında yatan yarar ve zararlar denmektedir; yani şerî hükümler bir takım yarar ve zararlar gözetilerek insanlar için teşri edilmiştir ve bunların bazıları genel bir şekilde ve bazı da detaylı bir şekilde ayet ve rivayetlerde açıklanmıştır.

Delilin Nedenden Farkı:

Belirtilen tanımları gözetmek suretiyle fıkıh konularında delil ile neden arasındaki farkın şu olduğu söylenebilir: Delil, şerî mevzu ve hükmün ispat edilmesi ve müçtehidin kendisini dikkate alarak belirli bir mevzu bağlamında bir hüküm çıkarımında bulunduğu husus ve kaidedir. Neden ise şerî hükümlerin oluşturulması ve teşri edilmesinin felsefe ve hikmetidir. Yarar ve zararlar olarak tabir edilen bu hususu kutsal şeriat sahibi, insanlar için belirlemiştir. O halde şerî hükümlerde delilin bir tür “bilgi ve malumat” olduğu söylenebilir. Neden ve sonuç ise bir tür iki şey arasındaki bağlantıdan ibarettir ve delil ve neden bir manada kullanılmamalıdır. Elbette bazı şerî hükümlerin delillerinde şerî hükmün nedeni de açıklanmakta ve belirtilen nedenin genelliği aynı nedenin örnekleri olan diğer konulara aktarılmaktadır. Buna “illet-i “mansuse” yani nasta (ayet ve rivayet) açıklanmış neden denmektedir. [4] Filan şerî hükmün nedeni vardır, ama delili yoktur diye bir şey söylenirse bu cümle doğru sayılmaz; zira şerî bir hüküm kesin veya şeriat sahibinin bir çeşit itibarını taşıyan zanna dayalı deliller gereğince ispat edilmektedir. Hiçbir şerî hüküm delilsiz değildir. Ama herhangi şerî hükmün bizim ulaşamayacağımız bir nedeni olabilir. O halde cümle değişir ve şöyle olur: Filan şerî hükmün delili vardır, ama nedenini bilmemekteyiz. Yahut Yüce Allah itaat ve ubudiyet ruhunu geliştirmek için onu beyan etmemiştir.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki başlıklara müracaat ediniz:

1. Fıkıh Hükümlerinin Felsefe Ve Hikmeti, Soru: 8993.

2. Hüküm Ve Mahlukların Hikmetlerinin Beyan Kaynağı, Soru: 13225 (Site: 12979) .    



[1] Saliba, Cemil ve Sanii Derrebidi, Menuçehr, Ferhengi Felsefi, s. 351, İntişarat-ı Hikmet, tahran, çap-ı evvel, 1366 ş.

[2] a.g.e.

[3] a.g.e., s. 477.

[4] İmam Humeyni, Seyid Ruhullah , Envaru’l-Hidayet, c. 1, s. 263, Müessese-i Tanzim Ve Naşr-i asar-ı İmam Humeyni, 1415 k; Molla Salih Mazendarani, Haşieye-i Mealim-i ed-Din, s. 243, Neşr-i Kitap Furuşi Daveri; Naini, Muhammed Hüseyin, Fevayidu’l-Usul, c. 2, s.555-556, Defter-i İntişarat-ı İslami, 1417 k.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar