Gelişmiş Arama
Ziyaret
8247
Güncellenme Tarihi: 2012/07/12
Soru Özeti
Neden kuranı kerimde, İsmail de İshak gibi hazreti İbrahim’in çocuğu olmasına rağmen onlardan ayrı zikir edilmiş? Neden Allah u teala İbrahim, İshak ve Yakup için “ulil eydi vel – ebsar” demiş ve ama İsmail, Yesa ve Zal – Kif (Zülkif) hakkında “minel ahyar” demiş?
Soru
Selam’un aleykum. Lütfen sad suresinin aşağıdaki ayetlerini açıklayınız: “ve (u)zkur ibadena İbrahime ve İshake ve Yakube ulil eydi vel ebsar (45) inna ehlesnahum bi halisetin zikra(e)d-dar (46). Ve innehum indena le minel mustefeynel ehyar (47) Ve (u)zkur İsmaile vel Yesea ve zal kifli ve kullun minel ehyar (38) ” a) İsmail de İbrahim’in çocuğu olmasına rağmen onlardan ayrı zikir edilmiş? b) Neden Allah u Teâlâ İbrahim, İshak ve Yakup için “ulil eydi vel – ebsar” demiş? c) Neden Allah u teala İbrahim, İshak ve Yakup için “inna ehlesnahum bi halisetin zkra (e)d-dar, ve innhum indena leminel mustefeynel ehyar ” ama İsmail, Yesa ve Zal – Kif (Zülkif) hakkında “minel ehyar” demiş?
Kısa Cevap
  1. Allah u Teâlâ bu ayetlerde hazreti İbrahim, ishak ve Yakub’u (a.s.) birlikte, ama İsmaili (a.s.)  ki oda İbrahim’in (a.s.) bir diğer çocuğudur ayrı metih ve övüyor.
Müfessirlerin çoğu hazreti İsmail’in (a.s.) neden babasından ve kardeşinden ayrı zikir edildiği noktasında her hangi bir beyanda bulunmamışlardır. Sadece çok az müfessirler bu konuya değinmiş ve şöyle demişlerdir: İsmail (a.s.)  babadan müstakil bir şekilde beyan edilmiştir ki onun yüce makamına ve sahip olduğu, has değerine, sabitkadem oluşuna ve taşıdığı sabra işaret etmiş olsun.[1]  Hakeza –daha buluğ çağına yetişmeden- sabitkadem olması, teslim makamına ulaşmış olması ve ilahi emre mutlak bir şekilde buyun eğmesi de bu nedenlerden sayılabiliniyor.[2]
  1. Her ne kadar “yed” kelimesi el anlamına geliyor, ama kur’an’ın muhtelif yerlerinde kudret manasında da istifade edilmiştir. Konumuz ola şu ayeti kerimede olduğu gibi: “ulil eydi vel ebsar”. “Eyd” sözcüğü ilahi düsturlara itaat etme noktasında kudret ve güç sahibidirler anlamını ifade ediyor. İbrahim, İshak ve Yakup (a.s.) el ve göz sahibidirler şeklindeki beyan hakikatte kinaye ile şunu tefhim ettirmek isteniliyor: ismi zikir edilen kimseler Allaha itaat etmede, halka hayrı ulaştırmakta ve hak olan inanç ve ameli teşhis etmekte görüşleri ve basiretleri çok güçlüdürler.[3] Allah u Teâlâ bu peygamberleri sahip oldukları “güçlü derke, teşhise ve bakışa” ve iş yapmak için “güce, yeterli kudrete” sahip oldukları için övüyor.  Onlar bilgileri az olan kimseler değildiler. Onların bilgi seviyeleri yüksektir. Onlar, Allah’ın dini, yaratılışın hikmetini, yaşamın sırları hakkındaki bilgi seviyeleri yüksektir. İrade, karar alam, pratiğe geçirme noktasında cılız, zayıf ve gevşek değildiler. İrade sahibi, çok güçlü ve çelik demir gibi kesin kararlıdırlar.[4]  Bundan dolayı imam bakır (a.s.) dan bu ayetin tefsirinde şöyle nakil edilmiştir: “ulil eydi vel ebsar” yani ibadette derin görüşlü, güçlü teşhisli olmaktır.[5] Elbette bazı müfessirler “ulul eydi” sözcüğü halk üzerinde nimet sahibi şeklinde de tefsir etmişlerdir.[6]
  2. Allah u Teâlâ mezkûr ayetlerde hazreti İbrahim’i, İshak’ı ve Yakup’u temcit etmiş ve müteaddit vasıflarla onları övmüştür. Onları “seçilmiş”lerden saymış. Ama hazreti İsmail, Yese’a ve zel Kif hakkında “ehyar” vasfıyla yetinmiş. Bu açıklamanın zahiri, birinci grubun makamı ikinci grubun makamından daha yüce olduğuna delalet ediyor şeklinde anlaşılıyor. Oysa başka bir yerde Allah şöyle buyurmuş: “Şüphesiz Allah, Adem'i, Nûh'u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir”.[7] Bu ayetten anlaşılıyor ki mezkur ayetlerden maksat, “ikinci grupta birinci grubun sahip olduğu niteliklere sahiptir”. Bazı müfessirler birinci grup için zikir edilen “ehyar” sözcüğüne dayanarak birinci grubun sahip olduğu niteliklere ikinci grubunda sahip olduğunu savunmuşlar.[8] Şöyle demişlerdir: “ehyar” vasfı her iki grup için istifade edildiğine dikkatle şuna işaret etme ihtimali vardır ki ikinci grupta birinci gruptaki üç peygamberin sahip oldukları vasıflara, diğerleri de sahiptirler. Zira mutlak hayrın geniş anlamı vardır. Hem nübüvveti kapsıyor, hem ahiret sarayını, hem ubudiyet makamını, hem ilim ve hem de kudreti.
Buna binaen birinci grupta zikir edilen peygamberlerin ikinci grupta zikir edilen peygamberlerden daha çok takdir edilmiş ve daha fazla teşvik edilmiş algısını çıkarmak doğru değildir. Bu sanatın âlimleri bunu kabul etmemişlerdir. Netice şu ki ikinci grup, daha az vasıflarla vasıflandırılmaları söyleşideki fenden kaynaklanmaktadır.
 

[1] İbn. Uceybe, Ahmet b. Muhammed, “Bahrul Medid fi Tefsiril – Kuranil – Mecid”, tahkik: Kerşi Rusulan, Aahmet Abdulah, Kahire: Doktor Hasan Abbas Zeki, 1419, c. 5, s. 35.
[2] Nahçevani, Nimetullah b. Muhmut, “el-Fevatuhu el-İlahiye ve el-Mefatuhu el-Gaybiye, baskı, 1, Mısır: daru rekabi linneşr, 1999, miladi, c. 2, s. 235.
[3] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, “el – Mizan fi et – Tefsiril Kuran”, baskı, 5, Kum: defteri intişarati islami, 1411, c. 17, s. 235.
[4] Mekarimi Şirazi, Nasır, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: darul kutubul İslamiye, 1374, şemsi, c. 19, s. 307 – 308.
[5] Meclisi, Muhammed Bakır, “Bihrul Envar”, baskı 2, Beyrut: deru ihyai et–turasil el–arabi, c. 12, s. 7.
[6] Kumi - Meşhedi, muhammed,  “Tefsir-i Kenzud Dekaik ve Bahrul Garaib”, baskı, 1, Tahran: sazman çap ve intişarati vezareti irşadi islami, 1368, şemsi, c. 11, s. 253.
[7] Ali imran 33
[8] Necefi Humeyni, Muhammed Cevvad, “Tefsiri Asan”, baskı, 1, Tahran: intişarati İslamiye, 1398, kameri, c. 17, s. 56.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar