Gelişmiş Arama
Ziyaret
6715
Güncellenme Tarihi: 2009/08/20
Soru Özeti
Allah Teala bir şahsiyete ve kendini bilme özelliğine sahip mi?
Soru
Allah Teala bir şahsiyet ve kimliği var mı ve kendini bilme özelliğine sahip mi? Ben bunu anlayabilmiyorum, ama eğer ona bir şahıs (insan ya da fertteki gibi değil elbette), gözüyle bakmazsak ve kendi bilincinde olmazsa, onu nasıl bağışlayıcı bilebiliriz; ondan ilim talep etmiyor muyuz? Alsında bağışlama ve ilim sıfatı yalnızca kendi bilincinde olan bir varlık için söz konusu edilebilir. Bunlara dayanarak Allah Teala’nın belli bir kimliği ve şahsiyeti var mı ve kendi bilincinde midir? Eğer sahip değilse ona nasıl ibadet ediyoruz, onunla nasıl konuşuyoruz ve ondan nasıl istekte bulunuyoruz? Bunları açıklar mısınız?
Kısa Cevap

İslam, Hıristiyanlık dininin aksine Allah Tealayı bir insan olarak görmemiş ve Allah Teala’yı sınırlı bir varlık olarak telakki etmemiştir. Onun insani bir vücuda sahip bir varlık olduğuna inanmaktadır. İşte bu yüzden İslam dininde Allah Teala:

1.             İnsanla karşılaştırılmaz.

2.             İnsanda bulunan benzer sıfatlar ona isnat edilirken insandaki sınırlılıklardan tecrit edilmelidir.

3.             Böyle bir yaratıcının, özel bir kimliğe sahip oluşu kendi bilincinde oluşu, insansı bir anlamda değil elbette; sahip olduğu dergâha yüz çevirmek, ibadet ve dua etmek insandaki sınırlıkları ona atfetmeği gerektirmez.

Çünkü Allah Tealanın şahsiyeti, vücudunun sınırsız olmasıyla özdeştir. Allah Tealanın, kendi bilincinde oluşu sınırsız zatına olan bilgisidir. Aynı şekilde dua ve ibadet, zatının sınırlı olmasını gerektirmez. Çünkü dua ve ibadet, insanın kendi çapında Onun hakkında genel bir bilinç elde etmesiyle gerçekleşebilir.
Ayrıntılı Cevap

Anlaşıldığı üzere, soruyu soran kimse, Hıristiyanlık dininin öğretilerinden etkilenerek Allah Teala için insani bir yapı ve kalıp telakki etmiştir. Hıristiyanlık kültüründe Allah (God) insansı (personal) bir yapıya sahiptir. Yani bu kültürde Allah’a insansı bir yapı sahip bir varlık olarak bakılmaktadır. İşte bu yüzden Allah Teala’nın sınırlı olmasını Onun bir kimlik ve şahsiyete sahip olması için gerekli sanılmış ve konuyu kavranamamıştır. Oysa bu düşünce doğru değil ve böyle bir gereklilik şart değil ve Allah Teala’nın kimliği zatının sınırsız olmasıyla da çelişmemektedir.

İslami açıdan ve İslami öğretiler üzere Allah Teala kendine ait bir şahsiyete sahiptir. Bu bakış açısından Allah Teala insani yapı ve vücuda sahip değildir. İşte bu yüzden O, insanla karşılaştırılamaz insanın taşıdığı sıfatların özellikleri onda tatbik edilemez. Yani bu sıfatlar insanda taşıdığı sınırlılıklar ve eksikliklerden tamamen tecrit edildikten sonra Allah Teala’ya isnat edilme kabiliyetine ulaşır.

Bu esas uyarınca şöyle denilmelidir: Allah Teala kendine ait bir şahsiyete sahiptir. Ancak Onun varlığı terkip ve bileşimden uzak olduğu için kimlik ve şahsiyeti varlığının kapsamlılığı ve kuşatıcılığı ve sınırsızlığıyla belirginleşir.[1]

Allah Tealanın, kendini bilmesi, sınırsız zatına olan ilmidir.

Sahip olduğu dergâha yüz çevirmek, ibadet ve dua etmekte zatının sınırlı olmasını gerektirmez. İnsan Allah Teala’nın zatını tanıma kudretine sahip olmasa da, (çünkü sınırlı olan ilmimizle sınırsız olan varlığı bilmek mümkün değildir[2]) ama varlığımızın boyutları ölçüsünde onu tanıma kapasitesine sahibiz. Aslında bütün mahlûkat bilfiil olarak onu tanımaktadırlar. Gerçi bazıları bu bilgilerinin bilincinde değiller veya ilimlerini tatbik etmede hataya duçar olmuşlardır.[3] “O bütün cahillerin de bildiği ve tanıdığı yüce bir varlıktır.”[4]

Diğer bir yandan, Allah dışında bütün mahlûkat zaten (özleri itibariyle) Allah Teala’ya bağımlıdırlar.[5] İnsan, bir yandan Allah Teala’ya ve diğer yandan kendi ihtiyaçlarına olan marifeti sebebiyle, ihtiyaçlarını karşılamak için elini ihtiyaçsız olanın kapısına uzatmaktadır. Bu da Allah Teala’nın zatının özüne bilgiyi gerektirmez. Buna göre şöyle bir eleştiri de kendiliğinden anlamsızdır: Nasıl olur da mümkün olan bir varlık vacip olan bir varlığın zatını bilimiyle kuşatabilir?

Evet, Peygamber’in buyurduğu gibi: ‘‘(Ey Allah’ım) Ben, seni, senin layık olduğun tanıma gibi tanıyamadım.’’[6] Yâda ‘‘Sana layık bir kullukla sana kulluk edemedim.’’[7] demek gerekir. Çünkü Allah Tea’lanın layık olduğu, hak ettiği bir ibadet ancak Allah Tea’lanın özünün, hakikatinin tanınması ile mümkündür. Böyle bir şey ise sınırlı varlıklar olan insan ve diğer yaratıklar için mümkün değildir. Ancak bütün bunlarla birlikte, beşerin kendi varlık sınırları çerçevesinde Allah’ı tanımasına ve Ona ibadet etmesine engel teşkil etmez.

Başka bir tabirle Allah Teala’nın zatı, “geybil guyub” makamında belirli bir isme, resme, nişaneye sahip olmasa da (çünkü bu makamda zaten tektir), tecelli makamında nişanelere, sıfatlara, isimlere sahiptir.[8] Her mahlûk sahip olduğu makam ve irtibat ölçüsünde Allah Teala’nın zatına marifet kazanabilir ve Onun dergâhında ve katında Onunla birlikte olabilir. Bu irtibat sayesinde onun dergâhına yüz çevirmekte ve dua, ibadetle meşgul olmaktadır.

Son olarak tekrar hatırlatılmalıdır ki: Allah Teala’nın bir şahsiyete sahip olması sınırsız, sonsuz olmasıyla çelişmez. İşte bu yüzden onu kendimize muhatap alıyor, hacetlerimizi talep edip Ona ibadet ediyoruz.

 



[1] Allame Tabatabai, Nihayetu’l-Hikme; Muhammed Mehdi Mümin, Şerhu Nihayeti’l-Hikme, ,C.1,S.159.

[2] Cevadi Amuli, Abdullah, Tehriru’t-Temhid, S.18.

[3] Tehriru’t-Temhid, s.19.

[4] Şeyh Saduk, Et-Tevhid, Babu’t-tevhid ve nefyu’t-teşbih, S.15.

[5] Tehriru’t-Temhid, s.21, "یا ایها الناس انتم الفقراء الی الله و الله هو الغنی الحمید". Ey insanlar siz Allah’a muhtaçsınız; İhtiyaçsız ve övgüye layık olan Allah’tır. Fatır,15.

[6] Miretu’l-Ukul,c. 8, s. 148.

[7] Ade

[8] Aştiyani, Celaluddin, Temhidu’l-Kevaid’in Mukaddimesi, s.62-64.

Esfar, c. 8, s. 3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar