Gelişmiş Arama
Ziyaret
12434
Güncellenme Tarihi: 2012/04/09
Soru Özeti
Mahşer yeri nasıl bir yerdir?
Soru
Mahşer yeri nasıl bir yerdir?
Kısa Cevap

Kıyametin varlıksal mertebesi, nasıl tabiat âleminden ve dünyadan farklıysa ve dünyevi cismin parçalarındaki var olan değişimler, kıyametin varlığıyla farklılık arz ediyorsa, mahşer veya kıyamet yeri de tözsel varlık yönüyle yeryüzünden farklılık arz eder. Bu sebepten ötürü cismani dirilişi kabul eden kimseler şöyle demişlerdir: Parçalardan ve zıtlardan oluşan ve yoğunlukla iç içe olan bu tabiat âlemindeki insanın bedensel unsurları kıyamet gününde nurani ve bizzat canlı; bekaya mahkûm ve fesattan, hastalık ilintileri ve benzeri şeylerden uzak bir surette yaratılacaktır. Yani asli ve gayri asli parçalardan oluşan insanın, yalnızca asli parçası diriltilecektir. Bu açıklamayla, insanın yaratılacağı mekânın da o âlemle uyum içinde olacağı aydınlığa kavuşur. Yani mekân da diğer varlıkların tamamında olduğu gibi tekâmül seyrini izleyecek ve ilk yaratılışından itibaren zıtlıkların tamamından mekân suretinde temizlenip boşalacak ve kendi yoğunluğunun dışına çıkacak ve insanların tamamı böyle bir mekân üzerinde yaratılacaklardır. Rivayette geldiği gibi kıyamet mekânında insanı saklayacak bir yapı yoktur ve gözün görmesine engel olacak alçak ve yüksek hiçbir yapıya rastlanmaz; bir damla kanın bile dökülmediği ve hiçbir günahın işlenmediği gümüş beyazlığında bir yerdir.

Ayrıntılı Cevap

Mahşer yeri Ayeti Kerime’de zikredildiği gibi: Yeryüzünün bu yer ve göğün dışında bir şeye dönüştürüldüğü zaman…mahşer yeri bu yeryüzünden farklıdır. Allame Tabatabai (r.a) İşte o gün, yer, kendi haberlerini anlatır. Çünkü Rabbin ona (öyle) vahiy etmiştir.”[1] Ayet’inin tefsirinde şöyle diyor: Senin Rabbin yere vahyetmesi ve neler olup bittiğini haber vermesini emretmesi sebebiyle yer dile gelecektir. O halde buradan yerinde şuurunun olduğu ve olup biten her şeyi anladığı; hayır ve şerri ayırıp tanıklık günü için tahammül ettiği ve kendisine konuşma izni verilecek kıyamet gününde olup biten her şeyden haber vereceği anlaşılmaktadır. Ve Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler.[2] Aynı şekildeDerileri de der ki; “Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu.”[3] Ayetlerinden her ne kadar biz varlıkların yaşam şeklinden habersiz olsak da hayat ve şuurun varlıkların tamamında geçerli olduğu anlaşılmaktadır.[4]

Diğer taraftan, bu âlemdeki varlıkların tamamı hareket halindedir ve kendi mutlak kemaline ulaşacağı güne kadar hareket ve tekâmül seyrine devam edecektir. Kuvvetten fiile doğru tekâmül seyri, varlık parçalarının tamamına hâkimdir ve gök ve yer de bunlar arasındadır. Bu ve yukarıdaki konu, yeryüzünün de tekâmül seyrine sahip olduğu hakikatini göstermektedir. Parçalardan ve zıtlardan oluşan ve yoğunlukla iç içe olan bu tabiat âlemindeki cismani dirilişte ispat edildiği gibi; insanın bedensel unsurları kıyamet gününde nurani ve bizzat canlı; bekaya mahkûm ve fesattan, hastalık ilintileri ve benzeri şeylerden uzak bir surette yaratılacaktır. Yani asli ve gayri asli parçalardan oluşan insanın yalnızca asli parçası diriltilecektir.[5] Bu açıklamayla, insanın yaratılacağı mekânın da o âlemle uyum içinde olacağı aydınlığa kavuşur. Yani mekân da diğer varlıkların tamamında olduğu gibi tekâmül seyrini izleyecek ve ilk yaratılışından itibaren[6] zıtlıkların tamamından mekân suretinde temizlenip boşalarak kendi yoğunluğunun dışına çıkacak ve ayette geldiği gibi insanların amellerine tanıklık edecektir. Kıyamet ismindeki o âlemin varlık mertebelerinin seyri, varlıksal mertebenin en yücesidir ve bu mertebede, fazla parçaların varlığı ve yoğunluğu söz konusu değildir. Sonuçta kıyamet âlemi, tabiat âleminin varlıksal kemali ve bu âlemin düzeni olacaktır. Başka bir ifadeyle “tözsel varlık”, her iki âlemin ayırıcısıdır ve bu açıdan tabiat âlimi ve dünya filizlenme, ahiret âlemi ise hayat, idrak, şuur sahibi olacak başka bir varlığın meyvesi mesabesindedir.[7]

Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “İnsanlar kıyamet günü bembeyaz ve tertemiz yeryüzünde diriltileceklerdir ve orada hiç kimse için bir alamet yoktur.”[8]Yani insanı örtecek bir yapı yoktur ve gözün görmesinin engelleyecek alçaltı ve yükseltiye rastlanmaz. O yerin dünya yeri gibi olduğu düşünülmemelidir, aksine sadece isimleri aynıdır. İbni Abbas şöyle der: “Orada ağaçlar, dağlar, dereler ve orda olan her şey yok olacak ve “Çermi Ukkaz”[9] gibi geniş olacaktır”. İnsanların diriltileceği o yer, kanın dökülmediği ve hiçbir günahın işlenmediği gümüş beyazlığında bir yerdir. O halde güneşi, ayı ve yıldızlarının olduğu gökyüzü ortadan kalkacaktır.[10]

 

 


[1] Zilzal Suresi, 4 ve 5.

[2] İsra Suresi, 44.

[3] Fussilet Surei, 21.

[4] Allame Tabatabai (r.a), Tefsiru’l mizan, Kum: y. Defteri İntişarati İslami Camieyi Müderrisini Hozeyi İlmyeyi Kum, 1417 k,  c. 20, s. 342.

[5] Bakınız: 14414 (site: 14773) meadi cismani ve âdemi iadei eczai fazliye.

[6] Muhammed Şucai, “Mead ya bazgeşti be suyi huda, Şirketi sehamiyi intizar, Bi ca, Payiz 1362, s. 72.

[7] Seyit Muhammed Hamedani, Dırahşani pertuyi ez Usulü Kafi, Kum: Çaphaneyi İlmiyeyi Kum, y. 1363 ş, c. 4, s.

[8] Sahihi Müslim, c. 8, s. 127; Sahihi Buhari, c. 8, s. 135, Molla Muhsin Feyzi Kaşani’nin nakli, “El-Muhaccetü’l Beyza fi Tezhibu’l İhya”, Tashih ve ta’lik Ali Ekber Ğaffari, Kum: Müesseseyi İntişarati İslami Cameayi Müderrisin, çapı çaharum, y. 1417 h. k, c. 8, s. 322.

[9] Ukkaz; Mekke de Arapların her yıl toplanarak bir ay kaldıkları ve ticaret yapıp şiir okudukları ve birilerini başka birilerine karşı övdükleri pazar yerinin ismidir.

[10] Molla Muhsin Feyzi Kaşani, El-Muhaccetü’l Beyza fi Tezhibi’l İhya, Tashis ve ta’lik Ali Ekber Ğaffari, baskı, 4, Kum: Müesseseyi İntişarati İslami Camiayı Müderrisin, çapı çaharum, y. 1417 h. ş,c. 8, s. 322.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar