Gelişmiş Arama
Ziyaret
9247
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Raf’ı hadisi nedir?
Soru
Lütfen, raf’ı hadisinin ne anlama geldiğini açıklayınız?
Kısa Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan  hasettir”.[i] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi usulul fikih alimlerin dikkatini de çekmiş onlarda (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.    Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamına olan nebevi hadistir. Bu rivayette ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir.



[i] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

Ayrıntılı Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i (tekvini eserini) ya da teklifin getireceği sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok şii kanakları ve cevami'inde İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak sened açısından sahih veya geçerli kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan hasettir”.[1] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi “usulu’l – fikih” alimlerin dikkatini çekmiş onlar da (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.[2]

Bu hadisle ilgili olarak akla gelen birinci nükte, Allah'ın İslam ümmetine olan özel inayeti ve kolaylaştırıcı bir yöntemin dikkate alınmasıdır. Raf’ı ve kaldırmaktan maksat ne olduğuyla alakalı şu ihtimaller sözkonusu olmuştur;

Bazılarına göre rivayetin zahirinden anlaşılan, kaldırılanın, nübüvvetin şe'niyle alakalı bir şey olması gerekir olmalıdır. Öyleyse bu kaldırılan şey, teşri'i meselelerdendir. Getirilmesi de kaldırılması da kanun koyan şer'i makama bağlıdır. Bu nedenle kaldırılandan maksat, muahaze ve sorgulamanın kendisi olamaz. Zira sorgulamanın kendisi tekvini bir meseledir. Neticede şer'i makam sahibinin bunu kast etmiş olması mümkün değildir. Ancak bununla ihbarı yani haber vermeği murad etmişse muhakemenin kendisinin kaldırılmış olması muhtemeldir. Ama bu ise hadisin zahiri manasına ters düşmektedir. Ancak eğer sorguya çekilmekten kasıt menşe'i olursa o zaman raf'a yani ilgaya tabi kılınan şey şer'i hüküm olur ve böylelikle sorguya çekilme, kaldırılmanın direk konusu olmaktan çıkar ve şer'i hüküm raf'ın yani ilganın ilk ve direkt konusu oluverir.[3]

Bu hususta Allame Meclisi derki: "Kast edilen şey, sorgulama ve cezalandırma olabilir. Ayni şekilde muhtemeldir ki, bazılarına nisbetle kast edilen şey, muhakemenin aslı yada etkisi yada teklifi hükmüdür. "Usul alimleri, beraet babında mezkur hadis ve her bir cümlesi etrafında uzun uzun tartışmalar yapmışlardır. En fazla “Raf’ı” kelimesinin tartışma konusu olmuştur. Çünkü hadiste zikredilen haller veya durumlar bu ümmette yoktur söylersek anlamsız bir söz demiş oluruz. Zira bu durumlar bu ümmette var olmaktadır. Bunlara göre bu durumda burada bakılması gereken nokta kaldırılmış olan şeyin ne olduğu ve nasıl kaldırılmış olmasıdır. Kaldıran şey nedir ve nasıl kaldırılmıştır?

Bazılarına göre ise raf’ı ve ilga veya kaldırılma bütün vaz'i (tekvini eser) ve teklifin getireceği etkilere yöneliktir. Elbette dikkat edilmelidir ki, hata sonucu öldürmenin getireceği cezanın kaldırılmaması ve sehiv (unutkanlık) secdesinin yapılması gereken yerler hükmü belirlenmiş konular ilk baştan beri hadisin kapsamına girmezler. Zira bunların hükmü belirlenmiş konulardır.

Kayda değer olan husus, usul ilminde ki tartışmanın önemli kısmı “ma la yalemun” (bilmedikleri şey) cümlesine yönelik olmasıdır. Bu doğrultuda geliştirilen istidlalin sonucu olarak hükmünü bilmediğimiz her şey, mültezim olup sakındıklarımızın dışında kalmaktadır. Elbette vazifeyi tanıma noktasında kusur yapmamak şartıyla. Allame Meclisiye göre, bu hadiste ihtimali olan bir başka nokta; olabilir ki İslam ümmetinin hususiyeti, hadisdeki durumların bazılarının değil bütün olarak hepsinin ümmete özgü olmasıdır. Her nekadar bu durumların bazıları ümmetler arasında müşterek ise de.[4]

Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamında olan nebevi hadistir. Bu rivayet de ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir

İkinci halife, şuurunu yetirmiş bir kadın hakkında işlediği suç nedeniyle kırbaçlama hükmünü vermişti. İmam Ali (a) onun için Peygamberimizden (a) bir söz rivayet eder ki bu rivayete göre üç kimseden “rafie'l-kalem” yani şer'i sorumluluk kaldırılmıştır: "

Buluğ çağına girmemiş çocuk, şuuru yerine gelmemiş mecnun ve uykudan uyanmamış kimse."[5]



[1] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

[2] Bkz.Beraet

[3] Müntezeri,Hüseyin-Ali, "Nihayetul-Usul",Ayetullah Burucerdi'nin verdiği usul

derslerinin takrirleri,Birinci Baskı,Kum,Neşré Tefekkur,1415 h.k, c.1,2,s.583-584,

[4]. Bkz, " Biharul-Envar"c.2, s. 280

[5] Şeyh Saduk, "Hisal" Kum,1362 h.ş. c.1,s.93-94

Hürr Amuli, "Vesail-Şşia" , Kum, Muesseseyi Alil-Beyt,1409 h.k, c.28,s.24,

"Biharul-Envar",c.30,s.681

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    24977 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    7110 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    16585 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Lanetleşmenin bir şartı var mıdır? Hangi konuda lanetleşmek mümkündür? Lanetleşmek kesin olara gerçekleş midir?
    19167 مباهله 2012/05/27
    Lanetleşmek, batıl yolda olan kimsenin ilahi gazaba uğraması ve hak yolda olan kimsenin de tanınması ve böylece hak ve batılın birbirinden ayrılması için iki tarafın birbirine lanet etmesinden ibarettir. Lanetleşmek bir tür duadır ve kendine ait özellik ve şartlara sahiptir. Biz onların bazılarına işaret edeceğiz: İnsanın üç ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10337 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • İslam’ın Hakkaniyetinin Aklî Delilleri
    21090 Yeni Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar bugün dünyada gözlemlenen dinlerde bir takım hakikatler yer alsa da, gerçek tevhit olan kamil hakikat sadece İslam’ın çehresinde gözlemlenebilirdir. Bu iddianın en büyük delili, diğer dinlerin muteber senetlerinin olmayışı ve metinlerinde tahrif ve aklî çelişkilerin bulunması ve bunun karşılığında Kur’an’ın senet taşıması, ...
  • Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
    36346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan ...
  • Ayakkabı giymenin adabı nedir?
    20961 Pratik Ahlak 2012/05/12
    İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) Rukayye adında bir kızı var mıydı?
    23693 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Fedakarlık ve insani kemallerle dolu Kerbela gibi bir olayda yaşı küçük olan kimseler fazla dikkat çekmemiş olabilir. Hz. Rugayye’nin (s.a) yaşamı, babası, amcası, halası gibi yüce şahsiyetlerin nurlarının ışığı arkasında kaldığından tarih kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adında küçük bir kızı olduğu konusuna değinilmemiştir. Bazı maktellerde İmam ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11686 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

En Çok Okunanlar