Gelişmiş Arama
Ziyaret
8556
Güncellenme Tarihi: 2012/02/15
Soru Özeti
Raf’ı hadisi nedir?
Soru
Lütfen, raf’ı hadisinin ne anlama geldiğini açıklayınız?
Kısa Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i yada teklifi sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan  hasettir”.[i] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi usulul fikih alimlerin dikkatini de çekmiş onlarda (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.    Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamına olan nebevi hadistir. Bu rivayette ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir.



[i] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

Ayrıntılı Cevap

Raf’ı hadisi İslam Peygamberinden (a) rivayet edilen iki hadisin unvanıdır. Birinci hadis, İslam dininde bazı özel durumlarda teklif ve onun gerekliliklerinin ilga edildiğini veya bazı amellerin vaz'i (tekvini eserini) ya da teklifin getireceği sonuçlarının kaldırıldığını içerir. İkinci hadis, teklif veya bazı hükümlerin, belirli kişileri kapsamadığını ifade eder.

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok şii kanakları ve cevami'inde İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak sened açısından sahih veya geçerli kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

Birinci hadis, tabirlerde ve raf'in misdak sayılarında ki bazı farklarla mütekaddim ve müteehhir birçok Şii kaynakları ve hadisleri içinde toplamış “cevami ahadis” şeklinde adlandırılan kitaplarda İmam Sadık ve İmam Rıza (a) tarikiyle Peygamberimizden (a) rivayet edilmiş ve genel olarak senet açısından sahih ve geçerliliği kabul edilmiştir.

Birinci hadisin içeriği en kapsamlı şekliyle şöyledir:

"İslam ümmeti dokuz şeyden sorumlu tutulmayacaklardır. Onlardan birincisi; hata, ikincisi; unutkanlık, üçüncüsü; cahillik ötürü yapılan şeylerden, dördüncüsü; güçlerinin dâhilinde olamayan şey, beşincisi; Çaresizlik ve mecburiyetlik, altıncısı; İkrah ve icbar, yedincisi; Kötü fal tutmak, sekizincisi; vesveseden ötürü yaratılış hakkında düşünmek, dokuzuncusu; dillerine ve davranışlarına yansımayan hasettir”.[1] Bu hadisi şerif hadisleri şerh edenler tarafından açıklandığı gibi “usulu’l – fikih” alimlerin dikkatini çekmiş onlar da (ehlisünnetin eski alimleri genellikle mücmel ve mübeyyen konusunda) açıklamışlardır. Özellikle Şia’nın son usuli alimleri bu rivayeti (haram olma hükmünün şüpheli olduğu yerlerde “beraet aslını” ispatlamak için hadiste var olan “ma la yelemun yani bilmedikleri şey” cümlesinden dolayı isnat bakımından) detaylı ve dikkatli bir şekilde incelemeye tabi tutmuşlardır.[2]

Bu hadisle ilgili olarak akla gelen birinci nükte, Allah'ın İslam ümmetine olan özel inayeti ve kolaylaştırıcı bir yöntemin dikkate alınmasıdır. Raf’ı ve kaldırmaktan maksat ne olduğuyla alakalı şu ihtimaller sözkonusu olmuştur;

Bazılarına göre rivayetin zahirinden anlaşılan, kaldırılanın, nübüvvetin şe'niyle alakalı bir şey olması gerekir olmalıdır. Öyleyse bu kaldırılan şey, teşri'i meselelerdendir. Getirilmesi de kaldırılması da kanun koyan şer'i makama bağlıdır. Bu nedenle kaldırılandan maksat, muahaze ve sorgulamanın kendisi olamaz. Zira sorgulamanın kendisi tekvini bir meseledir. Neticede şer'i makam sahibinin bunu kast etmiş olması mümkün değildir. Ancak bununla ihbarı yani haber vermeği murad etmişse muhakemenin kendisinin kaldırılmış olması muhtemeldir. Ama bu ise hadisin zahiri manasına ters düşmektedir. Ancak eğer sorguya çekilmekten kasıt menşe'i olursa o zaman raf'a yani ilgaya tabi kılınan şey şer'i hüküm olur ve böylelikle sorguya çekilme, kaldırılmanın direk konusu olmaktan çıkar ve şer'i hüküm raf'ın yani ilganın ilk ve direkt konusu oluverir.[3]

Bu hususta Allame Meclisi derki: "Kast edilen şey, sorgulama ve cezalandırma olabilir. Ayni şekilde muhtemeldir ki, bazılarına nisbetle kast edilen şey, muhakemenin aslı yada etkisi yada teklifi hükmüdür. "Usul alimleri, beraet babında mezkur hadis ve her bir cümlesi etrafında uzun uzun tartışmalar yapmışlardır. En fazla “Raf’ı” kelimesinin tartışma konusu olmuştur. Çünkü hadiste zikredilen haller veya durumlar bu ümmette yoktur söylersek anlamsız bir söz demiş oluruz. Zira bu durumlar bu ümmette var olmaktadır. Bunlara göre bu durumda burada bakılması gereken nokta kaldırılmış olan şeyin ne olduğu ve nasıl kaldırılmış olmasıdır. Kaldıran şey nedir ve nasıl kaldırılmıştır?

Bazılarına göre ise raf’ı ve ilga veya kaldırılma bütün vaz'i (tekvini eser) ve teklifin getireceği etkilere yöneliktir. Elbette dikkat edilmelidir ki, hata sonucu öldürmenin getireceği cezanın kaldırılmaması ve sehiv (unutkanlık) secdesinin yapılması gereken yerler hükmü belirlenmiş konular ilk baştan beri hadisin kapsamına girmezler. Zira bunların hükmü belirlenmiş konulardır.

Kayda değer olan husus, usul ilminde ki tartışmanın önemli kısmı “ma la yalemun” (bilmedikleri şey) cümlesine yönelik olmasıdır. Bu doğrultuda geliştirilen istidlalin sonucu olarak hükmünü bilmediğimiz her şey, mültezim olup sakındıklarımızın dışında kalmaktadır. Elbette vazifeyi tanıma noktasında kusur yapmamak şartıyla. Allame Meclisiye göre, bu hadiste ihtimali olan bir başka nokta; olabilir ki İslam ümmetinin hususiyeti, hadisdeki durumların bazılarının değil bütün olarak hepsinin ümmete özgü olmasıdır. Her nekadar bu durumların bazıları ümmetler arasında müşterek ise de.[4]

Bu bağlamda meşhur olan ikinci hadis “Rafie'l-kalem” yani kalem kaldırılmış anlamında olan nebevi hadistir. Bu rivayet de ehlisünnetin kaynak kitaplarında bir kaç senetle imam Ali’den ve hakeza Peygamberimizin (s.a.a.) hanımı Ayşe den nakledilmiştir

İkinci halife, şuurunu yetirmiş bir kadın hakkında işlediği suç nedeniyle kırbaçlama hükmünü vermişti. İmam Ali (a) onun için Peygamberimizden (a) bir söz rivayet eder ki bu rivayete göre üç kimseden “rafie'l-kalem” yani şer'i sorumluluk kaldırılmıştır: "

Buluğ çağına girmemiş çocuk, şuuru yerine gelmemiş mecnun ve uykudan uyanmamış kimse."[5]



[1] Küleyni,"Kafi",c.2,s.463, Şeyh Saduk,"Tevhid",s.353, Şeyh Saduk,"Hisal",c.2,s.417, Meclisi

Muhammed Bakır,"Biharul-Envar", Lübnan/Beyrut: Muessestu'l-Vefa, c.2,s.280,

[2] Bkz.Beraet

[3] Müntezeri,Hüseyin-Ali, "Nihayetul-Usul",Ayetullah Burucerdi'nin verdiği usul

derslerinin takrirleri,Birinci Baskı,Kum,Neşré Tefekkur,1415 h.k, c.1,2,s.583-584,

[4]. Bkz, " Biharul-Envar"c.2, s. 280

[5] Şeyh Saduk, "Hisal" Kum,1362 h.ş. c.1,s.93-94

Hürr Amuli, "Vesail-Şşia" , Kum, Muesseseyi Alil-Beyt,1409 h.k, c.28,s.24,

"Biharul-Envar",c.30,s.681

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar