Gelişmiş Arama
Ziyaret
15799
Güncellenme Tarihi: 2009/12/20
Soru Özeti
Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
Soru
Haset huyuyla nasıl mücadele etmeliyiz? Haset etme, belli şeylere sınırlı değildir. Bu bir hastalıktır, bu yüzden mutlaka bir tedavisi olmalıdır ve bu tedavi yolu bir şekilde öğrenilmelidir.
Kısa Cevap

Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi için şu öneriler sunulmaktadır:

1) Hasedin, ruha, psikolojiye, dine ve ahrete olan zararları hakkında tefekkür etmek.

2) Allah-u Teâlâ’ya olan imanı güçlendirmek.

3) Haset etmenin gerektirdiği şeylerin tersine hareket ve davranışta bulunmak.

4) Psikolojik ve ruhi hastalıkların tedavisinde en etkili olan en önemli ve en güzel yol Allah-u Teâlâ’ya yalvarmak ve dua etmektir.

Ayrıntılı Cevap

Hasedin kökü ve onun nasıl tedavi edileceği sorusuna cevap verebilmek için aşağıda zikredilecek olan konuların bilinmesi gerekmektedir:

1)Hasedin tanımı: Haset, kendisini küçük görme psikolojisidir. Bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan gerçek veya hayali bir nimetin, aynısına sahip olsun veya olmasın onun elinden çıkmasını arzu eder.[1]

2) Haset ile imrenme ve gıptanın farkı: İmrenme, bir insanın başka birisinde olan nimet ve kemalin aynısının, tabii ki bu nimetlerin sahibinin elinden çıkmasını arzu etmeden kendisinde de olmasını istemektir.[2]

3) Haset ile hamiyetin farkı: Hamiyet, bir insanın başka birisinde kötülük ve çirkinliğin olmamasını istemesini sağlayan bir eğilimdir.[3]

4) Hasedin ortaya çıkış sebepleri:[4]

Hasedin ortaya çıkışının çeşitli sebepleri vardır ve bunların her birisi tek başına hasedin oluşmasına sebep olabilir. Bu sebeplerin azlığı ve çokluğuna göre hasedi ortadan kaldırmak kolay veya zor olabilir. Şimdi bu sebeplerin bazılarını zikredeceğiz:

—İnsan içten kötü ve pis bir yapıya sahip olması: Bazılarının ruhi yapısı, başkalarındaki maddi veya manevi nimetleri görmeye tahammül edemeyecek biçimde şekillenmiştir.

—İnsanın kendisini küçük ve değersiz görmesi:[5] Bazıları kendilerini küçük ve hor gördükler için başkalarındaki güzellik ve kemali görmeye tahammül etmezler.

—Bencillik ve kendini beğenme: Sürekli kendisinin övülmesini istediği için başkalarının övülmelerine sebep olan nimetlerin yok olmasını ister.

—Düşmanlık hissi: Haset ettiği kimseye düşmanlık beslediği için ondaki güzellik ve nimetleri görmeye tahammül edemez.

5) Haset hastalığını tedavi etme yolları:[6]

—Hasedin, ruha ve psikolojiye olan zararları hakkında tefekkür etmek: Haset eden kimse sürekli gamlı ve kederli bir durumda olur. İlahi nimetlerin diğer insanlar hakkında sürekli ve sayısız olduğu için, haset eden kimse sürekli tedirginlik ve bıkkınlık ateşinde yanar.

—Masum İmamların (a.s.), haset eden kimse için açıkladıkları dini ve uhrevi zararlar hakkında düşünmek ve bu zararların bazıları şunlardır: Haset dinin afetidir, imanı ortadan kaldırır, Allah’ın velayet ve muhabbetinden çıkarır, Allah’a ve Onun işlerine düşmanlık icat eder, ibadet, tövbe ve şefaatin kabulünü önler, iyilikleri ortadan kaldırır ve birçok günahların kaynağıdır.[7]

—Allah-u Teâlâ’nın zatına, sıfatlarına ve fiillerine olan imanı güçlendirmek ve O, bir kimseye dünyevi ve uhrevi bir güzellik ve iyilik vermişse, rahmet, adalet ve hikmetinden veya imtihan etmek için vermiştir. Eğer bir kimse bu nimetlerden nasibi yoksa bu imtihan ve uhrevi makamlarını yükseltmek gibi ilahi hikmetler üzerinedir.

—Hasedin kaynaklanmasına neden olan sebeplerle ters olan ruh yapısını kazanmak; yani çirkin bir batın yerine pak ve geniş bir içyapısına sahip olmak. Başkalarındaki nimetlerden dolayı kendisini küçük ve hakir hissedeceğine, izzetli olmaya çalışmalıdır. Bencillik ve kendini beğenme yerine Allah’ı göz önünde bulundurmaya, O’nu tanımaya ve mütevazı olmaya çalışmalı ve başkalarına düşmanlık yerine sevgi ve muhabbet beslemelidir.

—Hasedin gerektirdiği hareketlerin tersi davranışlarda bulunmak: Tedirginlik yerine sevinçli olmaya, asık suratlılık yerine güler yüzlü olmaya, kötü söz yerine övmeye çalışmalıdır ve bu davranışlar muhabbet ve samimiyet oluşturuncaya kadar devam etmelidir.

—İhtiyaçsız olan ve ihtiyaçsız kılan Allah-u Teâlâ’ya dua etmek. Dua etmek, haset gibi psikolojik hastalıkların tedavisindeki en etkili yoldur. İmam Zeynü’l-Abidin (a.s) Allah-u Teâlâ’ya yakarışında şöyle buyurmaktadır: “Allah’ım, isteklerimin çokluğundan, sinirimin kabarmasından ve hasedin bana galip olmasından sana

sığınmaktayım.”[8]


[1] İmam Humeyni, Kırk hadis, s: 105; Neragi, Ahmet, Mi’rac-us Saadet, s: 347; Gazali, Kimya-i Saadet, c: 2, s: 126.

[2] Mi’rac-us Saadet, s: 347; gıptanın değeri konusunda ahlak kitaplarına ve şu ayetlerin tefsirlerine bakılabilir: Mutaffifin Suresi 26. ayet, Hadid Suresi 21. ayet ve Maide Suresi 48. ayet.

[3] Aynı kaynak.

[4] Mi’rac-us Saadet ve Kimya-i Saadet, haset konusu.

[5] İmam Humeyni, hasedi bu şekildeki zelil bir psikoloji olarak bilmektedir. Kırk Hadis, s: 107.

[6] Bu veya diğer tedavi yollarının hepsi bu veya başka konular altında zikredilen veya zikredilmeyen ahlaki kitaplarda açıklanmıştır.

[7] Daha fazla bilgi edinmek için şu kaynaklara başvurabilirsiniz: Kâfi, c: 2, s: 307; Vesa’il-uş Şia, c: 15, s: 366; Müstedrek-ul Vesail, c: 12, s: 20; Mi’rac-us Saadet ve Kimya-i Saadet, haset konusu.   

[8] Sahife-i Seccadiye, s: 56, Sevilmeyen Şeyler, Kötü Ahlak ve Çirkin İşlerden Allah’a Sığınmakla İlgili Duası.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Namazı ikame etmek ne demektir?
    20976 Tefsir 2011/10/22
    Kur’an’da namaz kılmak ve fiili için kaza, kıyam, gelmek ve ikame gibi değişik tabirler kullanılmıştır. Ayetlerin tefsirlerine göre, namazı ikame etmek bir ferdin namaz kılmasından daha üstün ve yüce bir manaya sahiptir. Toplumda ve insanlar arasında namazı diriltmek, diri tutmak ve ona onur ve değer bahşetmek anlamına gelmektedir.
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    8370 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    6707 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Doktorların sumen altı olarak aldıkları paranın hükmü nedir?
    5764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/22
    Hz. Ayetullah el-Uzma Hamane:Bismihi TealaDoktor, devlet memuru olarak hastanede çalışıyor ve devletten maaş alıyorsa veya ameliyatı sigortadan aldığı paraya göre yapıyorsa bunun dışında bir ücret almaya hakkı yoktur.  
  • Şeriat literatüründe taabbuddan ne kastedilmektedir ve onun şartları nedir? Taabbudu ispat etmek için nasıl bir delil getirilebilir?
    8053 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/07/24
    Taabbud; abd ve ubudiyet kökünden olup kulluk ve tapmak anlamına gelir ve rivayetlerde de bu anlamıyla zikredilmiştir. Fakihler ve şeriata bağlı olanlar taabbudu başka manalarda da kullanılmışlardır. Taabbudî kavramının kullanıldığı yerlerden biri, delile gerek duyulmayan yerdir. Her şahsın din ve inanç usulleri akıl esasınca olmalıdır, lakin dinin ...
  • Ehl-i kitap özellikle Hıristiyanlar pak mıdırlar?
    5301 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
     Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani'nin konuyla ilgili görüşü şöyledir: Kitap ehli paktırlar, kendisine Yahudi veya Hıristiyan denilen herkesin durumu aynıdır, teslise inansa bile. Nitekim günümüzdeki Hıristiyanlığın çoğu böyle bir inanca sahiptirler.[1] Bu konuda istifade edilebilecek kitaplardan bazıları şöyledir: Hoi, Seyyid Ebu'l-Kasım, ...
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    6642 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Abdullah’ın Abdulmüttalip tarafından kurban olarak adanması akıl ve mantıkla çelişmez mi?
    4347 تاريخ بزرگان 2019/11/24
    Tarihi nakiller göz önüne alındığında önceki dinlerde ve ümmetlerde adak ve kurban ritüellerinin farklı ve çeşitli şekillerde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bunlardan biride insanın kurban edilmesiydi. İslam dini bunu kaldırarak sadece hayvan kurban edilmesine izin verdi.Aklın, fıtratın ve mantığın kabul ettiği desturları yerine getirmek gerçek imanın ...
  • İnsanlara rahmet ve azap etmeyi Allah-u Teâlâ’nın istemesiyle alakalandırılmasının anlamı nedir?
    9485 Tefsir 2012/06/11
    Çeşitli ayetlerde Allah'ın iradesi kulların izzet, zillet, bağışlama, azap ve ödül sebebi olarak tanıtılmış ve başka ayetlerde hidayete erme, izzet, mutluluk ve rızık, takva ve ihlâsla birlikte çalışma ve ceht koşuluna bağlı kılınmıştır. Bu iki gurupta yer alan ayetlerin birbirleriyle hiçbir çelişir tarafı yoktur ve birbirlerini ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    6670 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...

En Çok Okunanlar