Gelişmiş Arama
Ziyaret
7508
Güncellenme Tarihi: 2009/09/22
Soru Özeti
Münafıklar ruhları çağırarak Müslümanlara sorun çıkarabilirler mi?
Soru
Münafıklar ruhları çağırarak Müslüman ülkelere sorun çıkarabilirler mi?
Kısa Cevap

Ruh çağırmak ve ruhlarla irtibata geçmek mümkün bir şeydir; yani akli yönden imkansız değildir ve ruhla irtibat kuranlar olabilir. Evliyalar ve nefislerine çok riyazet çektiren kimseler dışında galiba kimse bu işi yapamaz. Münafıklar kibirli, kendilerini beğenmiş ve nefislerinin esiri insanlar olduklarından riyazet çekmeye de güçleri yoktur. Bu yüzden asla böyle bir güce ulaşamazlar.

Onların Şeytani bir güçleri olduğunu farz etsek bile bu, başkalarına zarar vermede özgür oldukları ve hiçbir gücün onlara engel olamayacağı veya onlara karşı savunma imkanının olamayacağı anlamına gelmez.

Ayrıntılı Cevap

Ruh çağırmak ve ruhlarla irtibata geçmek mümkün olan bir şeydir; yani akli yönden imkansız değildir ve ruhla irtibat kuran kimseler olabilir.[1] Bu iş nasıl olur ve şu anda bu işi yapabilen kimse var mı konusunda elimizde bir bilgi yoktur.

 

Bu işi kimler yapabilir? Bu işi evliyalardan ve riyazet çeken kimselerden başka kimse yapamaz. Bilimsel yollarla da olacak iş değildir.

 

Daha geniş bir açıklama için bir kaç konuya işaret ediyoruz:

 

1- İnsan beden ve ruh olmak üzere iki boyuttan oluşmaktadır. Beden ölümden sonra toprak olmakta ama ruh öteki aleme gitmekte ve orada baki kalmaktadır, kıyamete kadar da berzah aleminde kalacaktır. Ruh maddi olmadığı için maddi herhangi bir sınırlaması yoktur. Cam ve bulutun arkasından odaya sızan bir güneş ışını gibi her tarafta olabilir.

 

2- Bir çok ayet ve hadiste[2], ruhlarla irtibata geçmek, onlarla konuşmak ve onların konuşmaları duydukları vb. gibi gerçekler ispatlanmıştır. Allah Resulu (s.a.a) Kureyş’in (Bedir kuyusuna atılan) ölülerine şöyle buyurdu: ‘Sizler Allah Resulü için ne de kötü komşular idiniz…’ Bu işin faydasız olduğunu söyleyen Ömer’e şöyle buyurdu: ‘Sus ey Hattab’ın oğlu! Andolsun Allah’a sen onlarda daha çok duyan değilsin’[3]

 

Emir-ul Mü’minin Ali (a.s)’da Cemel savaşından sonra ölülere hitap ederek konuştu.[4]

 

Demek ki ruhlarla irtibat kurmak inkar edilemez bir gerçektir. Bundan daha ötesi her birimiz rüyalarımızda defalarca tanıdığımız ruhlarla (akrabalarımız gibi) sohbet etmiş ve belki de gelecekten haber almışızdır. Bunların hepsi ruhlarla irtibatın ve onları çağırmanın delilleridir.

 

Bu alanda asrımızın büyük Kur’an müfessiri Allame Tabatabi (k.s) ve onun kardeşi Allame Seyyid Muhammed Hüseyin İlahi Tabatabai’nin tecrübesi en güzel teyittir. Onlar anne ve babalarının ruhlarını çağırmış ve bazı haberleri almışlardır.[5]

 

3- Bazı zamanlar cin ve şeytanlar belli bir şahsın ruhunun yerine geçip ruhu çağırmak isteyen kişileri kandırmaları da ( ki ruhları çağırma toplantılarından nakledilen bilgiler de bunu teyit etmektedir) inkar edilmeyecek bir gerçektir. Öyleyse ruhla irtibat her zaman doğru olmayıp bazen yalandır. Ayrıca yine kimi sahtekar insanlar var ki, cinle irtibat kurar ve onu esir ederek, hatta hayal gücünden faydalanarak bazı işler yapar ve ruh çağırıyoruz diye yutturmaya çalışırlar. Bu yüzden insan uyanık olmalı ve onların tuzağına düşmemelidir.

 

4- Ruh çağırmak gerçek olsa da, sadece nefsiyle mücadele edip, onu kötülüklerden temizleyerek bu makama ulaşmış insanların yaptığı ruh çağırmadan elde edilen bilgilere güvenilebilir. Yoksa şer’i olmayan riyazetler çekerek böyle bir kudrete ulaşanların gittikleri yollara ve onların söylediklerine güvenilmez.[6]

 

Münafıkların böyle bir güce sahip olması konusuna gelince söylemek gerekir ki, onlar düşünce ve ahlaki yapıları yönünden mütekebbir ve nefislerinin köleleri kimseler olduğundan (özellikle kafirlere uşaklık edenler) asla böyle bir güce sahip olamayacaklardır. Ancak bunların kişiliklerinde bir dönüşüm söz konusu olursa böyle bir güce sahip olabilirler, o zamanda münafık olmaz ve Müslüman ülkeler örneğin İslam Cumhuriyetine karşı bir zarar vermek istemezler.

Her halükarda batıl yoldan böyle bir güce ulaştıklarını farz etsek bile böyle şeytani bir hileyi defetmek mümkündür. Nitekim bazıları Peygamber (s.a.a)’e de nazar etmek istemiş ama Allah onların büyü ve nazarlarını defetmiştir ve bunun için bazı emirler peygamber’e vermiştir.

 

Daha fazla bilgi için bkz:

1-Diğer Alemlerdeki Varlıklarla İrtibat, 293. Soru (Site:1747)

2-Şeytan ve Cin’in Gücü, 138. Soru (Site:883)

3-İnsanla Cin’in İrtibatı, 556. Soru (Site:606)

4-İnsan ve Cinle İrtibatı, 438. Soru (Site:468)



[1] -Nasır Mekarim Şirazi, Avd-u Ervah, s.63, 130

[2] -Örneğin Hz. Salih (a.s) kendi kavminin ruhlarıyla konuşmuştur: A’raf/77-79; veya Şuayb (a.s) geçmişlerin ruhlarıyla konuşmuştur: A’raf/85-93; yine Hz. Pegamber (s.a.a) Peygamberlerin (a.s) ruhlarıyla sohbet etmiştir: Zuhruf/45; veya Baki’de ölülerin ruhlarıyla konuşmuştur: Tabakat-ı İbn-i Saad, c.2, s.204; Sire-i İbn-i Hişam, c.1, s.453.

Emir-ul Mü’minin (a.s) Sıffin’den dönerken Kufe mezarlığının başında durup şöyle hitap etti: ‘Ey vahşet evlerinin, fakir yurtlarının ve karanlık kabirlerin sakinleri! Ey toprakla kucaklaşan ve vatanlarından uzak kalanlar! Ey vahşet ve korkunun mazharları! Siz bizden öne geçtiniz ve biz size varacağız. Ben size haber vereyim: Evlerinizi başkaları sahiplendi, eşlerinizi başkaları aldı, servetleriniz bölündü! Sizin yanınız da ne haberler var?’ Sonra ashabına dönüp şöyle buyurdu: ‘Eğer onlara konuşma izni verilseydi diyeceklerdi ki: En güzel azık takvadır.’ (Nehc-ul Belağa/ 179.Hutbe)

Bkz: Cafer Subhani, Asalet-i Ruh

[3] -Bihar-ul Envar, c.6, s.254, Ahundi baskısı

[4] -Hüseyni Tahrani, Mead Şinasi, c.2, s.242

[5] -Bu olayı Muhammed Hüseyin Hüseyni-i Tahrani’nin Allame Tabatabai’nin yaşamını anlatan ‘Mehr-i Taban’ adlı kitaptan okuyabilirsiniz.

[6] -Bkz: Diğer Alemlerdeki Varlıklarla İrtibat, 293. Soru (Site:1747)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininin kadına bakış açısı nasıldır ve onun için nasıl bir konum belirlemiştir? Onlar tıpkı erkekler gibi midirler?
    24977 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2008/05/20
    İslam, insanın tekâmülünü hedef edinmiştir. Bu açıdan da kadın ve erkek arasında hiçbir fark yoktur. İslam açısından önemli olan kadınlık veya erkeklik değil, kendini yetiştirme ve Allah’a yakın olmaktır. Kadın ve erkek insanlığın iki temel unsurunu teşkil etmeleri nedeniyle, İslam’da bazen kadından ve bazen de erkekten söz ...
  • İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı nedir?
    7110 Eski Kelam İlmi 2011/12/18
    İmam-ı Zamanın (a.c) anne tarafından büyük babasının adı Yaşua’dır. O, Rum kayserinin evladı olup havarilerin ve belirgin olarak Şamun’un (Hz. Mesih’in vâsii) neslindendir.[1]  
  • Haset hastalığını nasıl yok edebiliriz?
    16585 Pratik Ahlak 2009/12/20
    Haset, eziklik ve kendisini küçük görme psikolojisidir ve bu yüzden haset eden kimse başka birisinde olan bir nimetin onun elinden çıkmasını arzu eder. Bu psikolojik hastalığın tedavisi ...
  • Lanetleşmenin bir şartı var mıdır? Hangi konuda lanetleşmek mümkündür? Lanetleşmek kesin olara gerçekleş midir?
    19167 مباهله 2012/05/27
    Lanetleşmek, batıl yolda olan kimsenin ilahi gazaba uğraması ve hak yolda olan kimsenin de tanınması ve böylece hak ve batılın birbirinden ayrılması için iki tarafın birbirine lanet etmesinden ibarettir. Lanetleşmek bir tür duadır ve kendine ait özellik ve şartlara sahiptir. Biz onların bazılarına işaret edeceğiz: İnsanın üç ...
  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10337 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • İslam’ın Hakkaniyetinin Aklî Delilleri
    21090 Yeni Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar bugün dünyada gözlemlenen dinlerde bir takım hakikatler yer alsa da, gerçek tevhit olan kamil hakikat sadece İslam’ın çehresinde gözlemlenebilirdir. Bu iddianın en büyük delili, diğer dinlerin muteber senetlerinin olmayışı ve metinlerinde tahrif ve aklî çelişkilerin bulunması ve bunun karşılığında Kur’an’ın senet taşıması, ...
  • Defalarca tövbesini bozmuş kimse şimdide Allah ve Masum İmamlar (a.s) hakkında şüpheye düşmektedir. Acaba Allah onu kendin uzaklaştırmış mıdır? Ve Allah’a yakınlaşmanın yolu nedir?
    36346 Pratik Ahlak 2011/11/12
    Günah, insanı alteder. Günahtan tövbe etmeye ciddi karar almak kurtuluşa yönelmek demektir. Şeytan, insanın düşmanıdır; onun böyle vesveseler vermekten amacı, insanları ümitsizliğe düşürmek, salih kulları merhametli olan Allah’tan uzaklaştırmaktır. Oysa Allah, ister günahkar olsun, ister zalim, bütün kullarını sever, onların hidayetini ve saadetini ister. Yalnız kaldığınızda Allah’tan ...
  • Ayakkabı giymenin adabı nedir?
    20961 Pratik Ahlak 2012/05/12
    İslam dini semavi dinlerin en sonuncusu, en kâmili ve en camiidir. Bu bağlamda İslami öğretiler insanın tüm boyutlarını; bireysel ve toplumsal yönlerini her zaman ve her mekân için göz önünde bulundurmuş ve onun tüm ihtiyaçlarına cevap veriyor. Her halükarda İslam dininin hakkında nazar vermiş ve adap belirlemiş ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) Rukayye adında bir kızı var mıydı?
    23693 تاريخ بزرگان 2011/12/20
    Fedakarlık ve insani kemallerle dolu Kerbela gibi bir olayda yaşı küçük olan kimseler fazla dikkat çekmemiş olabilir. Hz. Rugayye’nin (s.a) yaşamı, babası, amcası, halası gibi yüce şahsiyetlerin nurlarının ışığı arkasında kaldığından tarih kitaplarında İmam Hüseyin’in (a.s) Rugayye adında küçük bir kızı olduğu konusuna değinilmemiştir. Bazı maktellerde İmam ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11686 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.

En Çok Okunanlar