Gelişmiş Arama
Ziyaret
22957
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
Kur’an Nasıl Bir Kitaptır?
Soru
Kur’an Nasıl bir kitaptır?
Kısa Cevap

Kur’an’ı kerim semavi bir kitaptır. Allah tarafından insanları Allaha davet ve kendisine doğru hidayet etmek için gönderilmiştir. Kuran Allahın son peygamberi olan Hz. Muhammed’e nazil olmuştur. Kuran İslam Peygamberinin ebedi mucizesidir. Bu kitap 23 sene buyunca vahiy yoluyla tedrici olarak Allahın resulüne nazil olmuştur. Resulü Ekrem kur’an’ın ayetlerini insanlar için okurdu. Bu ayetlerin cazibeli oluşları insanları kendine cezp ediyordu. Kuran 114 sureden oluşur bu surelerin toplamı yaklaşık 6205 ayeti kapsıyor. Bütün bu ayetler yaklaşık 77807 kelimeden oluşmaktadır. Bu kelimelerden 45653 kelimesi Mekki 32154 kelimesi de medenidir. Kur’anı kerim insanları hidayet etmek için gönderilen semavi kitapların en son kitabıdır. Bu nedenle insanları Allaha doğru hidayet eden en son ve en kâmil kitaptır.

Ayrıntılı Cevap

Kuranı kerim semavi bir kitaptır. İnsanların saadeti için ve Allaha giden yolu bulmak için Allah tarafından en son peygamberi olan Muhammed b. Abdullah’a nazil olmuş. Kur’an İslam Peygamberinin ebedi mucizesidir.  Bu kitap 23 sene buyunca vahiy yoluyla tedrici olarak Allahın resulüne nazil olmuş. Resulü Ekrem kur’an’ın ayetlerini insanlar için okurdu. Bu ayetler cazibeli nitelikli oluşları insanları kendine cezp ediyordu. Kuran 114 sureden oluşur bu surelerin toplamı yaklaşık 6205 ayet kapsamaktadır. Bütün bu ayetler yaklaşık 77807 kelimeden oluşmaktadır. Bu kelimelerden 45653 kelimesi Mekki ve 32154 kelimesi de medenidir.[1] Kur’an’ı kerim insanları hidayet etmek için gönderilen semavi kitapların en son kitabıdır. Bu nedenle insanları Allaha doğru hidayet eden en son ve en kâmil kitaptır. Kuranı tarif etmek için kuranın kendisine müracaat etmek gerekir. Kurana müracaat ettiğimizde şunu görmekteyiz ki bu kitabın kendisi, kendisi için bazı özellikleri ve nitelikleri sayıyor. Bu niteliklerin her birisi kur’an’ın hakikatinin bir bölümünü beyan ediyor. Söz konusu özelliklerden bir kısmı şöyledir:

  1. Bu kitap hiç şüphe götürmeyecek bir şekilde takva sahibi olan kimseleri hidayet eder”. Bu ayeti kerimede kur’an kendisini öyle bir şekilde tanıtıyor ki onda hiçbir kapalı nokta yoktur. Tarihsel şahitler ve dokümanlara müracaat edersek kuran dışında bu şekilde çok ilginç konuşan hiçbir kitabı bulamayız. Buna binaen kur’an’ın ilk sıfatı şudur: Kuran öyle bir kitaptır ki kendisinde bertaraf edilmeyecek karanlık ve müphem olan bir nokta bulunmamaktadır.
  2. Ondan sonra “bu kitap muttaki olan kimseler için kılavuzdur” der.[2]
  3. Kur’an’ın bu ayetleri rabbiniz olan Allah tarafından basiret vericidir, hidayet eder ve yakinle iman eden kimseler için hidayet ve rahmet kaynağıdır”.[3]
  4. Başka bir ayette şöyle buyuruyor: “Bu Kur’an, insanlar için kalp gözleri (konumundaki bir nur), kesin olarak inanan bir toplum için de bir hidayet ve bir rahmettir[4]
  5. “…Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir. Allah, onunla rızası peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir[5]   Bizim peygamberimiz semavi kitapların hakikatlerinin ekseriyetini ki gizliyordunuz aşikâr etti. Sizin için gelmiş ve hali hazırda açıklanması maslahat olmayan birçok şeyleri de göz ardı ederek açıklamamıştır. Evet, Allah tarafından bir nur ve açık bir kitap sizler için geldi. Allah onun bereketiyle Allahın hoşnutluğuna tabi olan kimseleri selamet yoluna doğru hidayet eder. Kendi düsturuyla insanları aydınlığa doğru götürecektir. Onları doğru yola doğru hidayet etmek için kılavuzluk yapar.

Bu ayetlerde kur’an’ı tanıtan birkaç nokta saklıdır:

  1. Bu kitap hidayet, rahmet, basiret ve nur kitabıdır.
  2. Kendisinde hiç kapalılık olmayan bu kitaba müracaat eden her kes hidayet bulacaktır.
  3. Bu kitap nezdinde muttakin, iman ehli ve yakine sahip olan kimselerinin yüksek makamları vardır. Allahın Resulü açık bir şekilde kendisinin getirmiş olduğu kitabı kabul etmeyenleri “tahaddi” çağırmıştır. Yani kur’an’ın kendisi kendisinin değil Allahın kitabı ve benim ve beşer denen hiç kimse böyle bir şeyi getirebilecek yetiye sahip olmadığını söylüyor ve eğer buna inanmıyorsanız siz kendiniz böyle bir kitabı getirmek için kendinizi deneyebilirsiniz. Ama biliniz ki cinler ve insanlar birbirine sırtını dayatsalar ve birbirine yardımcı olsalar bile bunun gibi bir şey getiremeyeceklerdir diyor: “De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler”.[6]  Bu ayeti kerime açık bir şekilde dünyadakilerin bütünü; küçüğünden tutun büyüğüne kadar, Arabından tutun  farsına kadar, hatta insan olmayıp akıllı varlıklar (cinleri), ilim adamlarını, filozofları, edebiyatçıları, tarihçileri, üstün zekaya sahip olanları ve… istisnasız olarak hepsini buna davet etmiştir. Şöyle buyuruyor: Eğer kuran Allahın kelamı değil de beşerin kelamı olduğunu düşünüyorsanız sizde insansınız, sizde ona benzer bir kitabı getirin. Bu tür davet akait ulemalarının ıstılahında “tahaddi” denilmektedir. Bu türden olan davet (yani karşı çıkıp iddiayı kabul etmeyenlerden istenilen bu tür davet) her mucizenin rükünlerinden bir rükündür. Nerede böyleli bir tabir ortaya çıktığında açık bir şekilde anlıyoruz ki bu konu mucizelerdendir.[7] Kuran çok geniş konular ve çok geniş anlamlar getirdi. Getirmiş olduğu bu konular ve anlamlar daha sonra felsefeciler, hukukçular, fıkıhçılar, ahlak uleması, tarihçiler ve…gibi farklı ilimlerin alimleri için ilham kaynağı oldular. Kuranı kerim insanın Allah ile ilişki ve irtibat kurma bağlamında en güzel açıklamalar getirmiştir. Kuran Tevrat’ı ve İncili tasdik ediyor. Ama bu kitaplarda tahrif gerçekleştiğini ve bu kitaplarda hain olan beşerin el oynadıklarını da bildirmiştir. Kura tahrif edilmiş olan bu iki kitabın teolojik anlayışında, peygamberler kıssalarında ve koyulmuş bazı kurallarda var olan yanlışlıkları düzeltmiştir. Kuran Allah’ı güreş tutuyor gibi yanlış anlayışlardan, peygamberleri, peygamberlere yakıştırılan yanlış ve yakışmaz şeylerden ki önceki kitaplarda beyan edilmişti tenzih ediyor. Bunun kendisi bile bu kitabın hak olduğuna dair bir başka delildir.[8]  

İslamın başından günümüze kadar Müslümanlar kur’an’a yönelik benzersiz bir önemlilik addetmişlerdir ki onların kur’an’a yönelik vermiş oldukları bu önemlilik onların kur’an’a olan aşkın göstergesidir. Kuranı kerim resul-i Ekrem döneminde peygamberin tayin etmiş olduğu –vahyin kâtipleri olarak tanınmış- grup vasıtasıyla yazılıyordu. Bunun yanı sıra kadın ve erkek, küçük ve büyük demeden Müslümanların ekseriyeti ya kuranın bütününü ya kuranın bir kısmını veya bazı surelerini ezber yapıyorlardı ve namazlarda ve namaz dışında okumasını sevap bilirlerdi. Onu okumaktan zevk alıyorlardı. Kur’an okumaları ruhlarının aramış bulması için bir kaynak konumunda idi. Müslümanların kurana olan aşk ve ilgileri edebi ve akli gibi bir kısım ilimlerin vücuda gelmesine kaynak oldu. Kuran olmamış olsaydı bu ilimler vücuda gelmezdi. Kuranı kerim sahip olduğu yöntem benzersizdir. Kuran yöntemi ne şiirdir ne nesir. Şiir değildir zira kafiyesi ve vezne sahip değildir. Kuranın sahip olduğu yöntem ve üslup ne geçmişte benzeri vardı ne de gelecekte böyle bir üsluba sahip bir kitap olacaktır. Yani ne daha önce bu üslupta konuşmuş ve ne sonra kuranın mübarezeye davet etmesine rağmen kimse onunla rekabet edebilir veya ona taklit ederek benzerini getirebilecektir.

Özetle: Her asrın Müslümanları bulundukları asırda sahip oldukları fikirsel ve pratiksel imkânlarına uygun bir şekilde kur’an’a yönelik olarak taşıdıkları aşk ve şevkin tesiri altında kuran ile alakalı çalışmalar yapmışlardır. Kuranı öğrenmek, ezberlemek, üstatların yanına gidip diz çökerek onu okumak, kuran bağlamındaki tecvit ilmini öğrenmek, kur’anı tefsir etmek, kuranın lügatlerini açıklamak ve şerh etmek, bu hususlarda kitapların yazılması bu çalışmalarının birer örneğidir. Hakeza kuranın ayetlerini, kelimelerini, hata kuranın tümünde kullanılan harflerinin sayılması, kuranın anlamları üzerinde dakik düşünmek ve hukuki, ahlaki, sosyoloji, felsefi, irfani, ilmi ve… [9]gibi konularda kurandan ve bu bağlamdaki ilimlerden istifade etmeleri gibi çalışmalar da bu bağlamda değerlendiriliyor.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adreslere müracaat edebilirsiniz:

تعريف و اثبات اعجاز، 12339 (سایت: tr12176 ).

عدم تحریف قرآن، 13621 (سایت: tr13405).

تحدی قرآن، 16846 (سایت: tr16625)    

 


[1] Bkz. Sayt-i danışname-i mevzui kuran vabestei bı merkez ferheng ve maerifi kuranı kerim.

[2] Bakara 2.

[3] Araf, 203.

[4] Casiye, 20.

[5] Maide, 15-16.

[6] İsra, 88.

[7] MEKARİMİ ŞİRAZİ, Nasır, “Tefsiri Nümüne”, baskı, 1, Tahran: Darul-Kutubil İslamiye, 1374, c. 2, s. 274.

[8] MUTAHARİ, Murtaza, “Mecmuai Asar”, baskı, 4, Tahran: Sadra, c, 2, s. 212 – 213.

[9] A.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden cennetin kilidi namazdır?
    9176 Teorik Ahlak 2012/03/12
    İnsanın yaratılış hedefi Yüce Allah’a kulluk etmek ve O’nu tanımaktır. İnsan ancak Allah’a tapmanın gölgesinde kemale ve ilahi yakınlık makamına erer. Namaz, aşkın yaratıcıya ibadet ve kulluk etmenin en güzel göstergesidir. Beş öğün namaza bağlılık, ruhun erdemliliğine ve gücüne sebep olur, insanı günaha ve çirkin davranışlara bulaşmaktan ...
  • “Sure ne Anlama Geliyor?
    7025 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2015/02/15
    Lügat kitaplarında birkaç mana sure için beyan etmişler: “yüksek makam”, “hisar / sur”, “şehir etrafında çekilen duvar”.[1] Ragıbi Isfehani sure isminin verilmesinin nedeni hakkında şöyle yazıyor: “kuranı kerim (eskiden bir gelenek olup) şehirler etrafında çekilen hisara benzediği için bu isimle isimlendirilmiş. Duvarın şehri içine ...
  • Utanmanın kökü nedir?
    13987 Teorik Ahlak 2010/09/22
    Utanmak “çekingenlik” anlamındadır. Çekingenlik ise olağanüstü “kendine bakma” ve başkalarıyla karşılaşmaktan korkmaktır. Çekingenlik hayâ ile eşdeğer değildir. Hayâ kendini kontrol etme gücü olup iradî ve değerli bir fiildir. Ayet ve rivayetlerde ondan olumlu bir şekilde söz edilmiştir. Çekingenlik ise tamamıyla gayri tabii, hoş olmayan ve insanın ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55047 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Gayri Müslim kadınlar Müslüman kadınların özelliklerini beyan etmezlerse onlara namahrem olurlar mı?
    14253 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Gayri Müslim kadınların Müslüman kadınlara bakması hakkında hadis kitaplarında İmam Sadık’tan şöyle bir rivayet nakledilmiştir: (Müslüman) Kadının Yahudi ve Hıristiyan kadınlar karşısında hicabını açması uygun değildir; zira kendileri onların bedensel sıfat ve özelliklerini eşlerine bildirmektedirler.[i] Bu ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3506 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Simurg’un çığlığı risalesini kim yazmıştır? İçeriği nedir?
    10553 Teorik İrfan 2012/08/26
    “Simurg’un çığlığı” risalesinin yazarı, Şeyh’i İşrak adıyla tanınan Şababuddin Yahya b. Habeş b. Emirek Ebul-futuh Sohreverdidir. “Safir” her türlü latif ve içeriğinde söz olmayan ve iki dudak arasından çıkan uzun ses ve ahenge denir[i] ve “Simurg (Anka kuşu)” ise kuşların efsanevi kralları ...
  • Acaba bireysel fıkıhta uzmanlık siyasal (hükümetsel) fıkıhta uzman olabilmek için gerekli mukaddime midir?
    6413 بیشتر بدانیم 2015/05/21
    İslami fıkıh bir biriyle irtibatlı ve iç içe girmiş birçok bilimlerin bütündür ki onun her bir bölümünü bir diğerinden müstakil bir ada şeklinde dikkate alıp sadece bir bölümünde yetişip uzmanlaşmak mümkün değildir. Elbette doğal olarak şu imkân mevcuttur ki bazı dini düşünürler fıkhın has bir bölümünde yapmış ...
  • daimi ve geçici nikâhın akdi nasıl okunuyor?
    6377 Evlilik Hutbesi 2015/05/20
    Ayetullah Mehdevi Hadevi Tahrani Hazretleri (damet berakatuh) mezkûr sorunun cevabı hakkındaki açıklaması şöyledir: Eğer erkek bayan tarafından, bayanı kendine aktetme vekaletine sahip ise daimi akitte mihriyesini tayin ettikten sonra şu şekilde akti okuyabiliyor: a) bayan adına desin: “zevvectü müvvekkileti li nefsi ala sidaki’l malum. Yani ...
  • Kimler masum kavramının örnekleridir?
    9707 Eski Kelam İlmi 2010/09/22
    Masumluk nefsanî bir sıfat ve derunî bir güç olup taşıyanı günaha bulaşmanın ötesinde günah işleme düşüncesi ve tasavvurundan alıkoyar. Istılahta ise hata, unutma, sürçme ve günahtan korunma ve mahfuz olma anlamındadır. Genel bir sınıflandırmayla masumiyet iki çeşittir: 1- Tümel korunma ve masumiyet; 2- Güçlü ve zayıf ...

En Çok Okunanlar