Gelişmiş Arama
Ziyaret
4349
Güncellenme Tarihi: 2019/06/16
Soru Özeti
Neden Allah Teala bütün kemallere sahip olmalıdır?
Soru
Allah Teala’nın tek ve yegâne olduğu bahsinde şöyle demekteyiz: eğer iki tane vacib’el-vücut olursa bunlar arasında farklılık olması gerekir. Yani bir vacib’el-vücudun sahip olduğu ve diğerinin sahip olmadığı bir sıfat olmalıdır. Bu önermeden sonuç alarak o sıfatın kemaline sahip olmayan vacip muhtaç bir varlıktır ve mümkün bir varlıktır denmektedir. Benim sormak istediğim şey şu o sıfatın kemaline sahip olmayan vacip bu kemale ihtiyaç duymuyorsa ne olur? Başka bir tabirle neden vacib’el-vücut bütün kemalleri taşımalıdır?
Kısa Cevap
Alemde var olan vahdet bizleri böyle bir tasavvura sahip olmaktan alıkoymaktadır. Zira kendine has kemallere sahip ve diğer, çeşitli kemallere ihtiyacı olmayan bir varlık sadece zihni kurguda ve hayali itibarda mümkündür ve tasavvur edilebilinir. Oysaki varlığın mertebeleri birbirinden ayırt edilemez ve varlıksal olarak böyle bir durum mümkün değildir.
Ayrıntılı Cevap
Soruda ifade edilen önermede geçen faraziyeye göre bir varlık söz konusudur ve bu varlık bütün kemallere sahiptir yalnızca bazı kemaller dışında. Elbette sahip olunmayan kemallerin vacib’el-vücut ile olan farklılığı ayrı bir faraziye gerektirmektedir.  Buradan alınan sonuç ise vacib’el-vücudun başka kemallere ihtiyacı olmadığıdır.
Burada dikkat etmemiz gereken nokta zihnimizde farz edebildiğimiz faraziyenin varlık aleminde ve gerçek evrende mümkün olup olamayacağıdır.
Hakikatte, tekvini (varoluşsal) ve varlıksal kemaller, itibari ve örfi değerlerin aksine birbiriyle hiçbir bağlantısı olmadan var olamazlar. Kemalleri birbirinden ebedi olarak ayıracak bir sınır söz konusu değildir. Elbette bu konu kendi yerinde net ve açık bir şekilde beyan edilmiş ve ispatlanmıştır.
Daha açık olmak gerekirse gerçek alemde gözlemlediğimiz şey kemaller arasındaki bağlantısızlık ve müteferrik oluş değil de irtibat ve birlikteliktir. Bilakis her varlık alemdeki diğer varlıklarla hemahenktir. Olaylar ve vakıalar arasında net bir ilişkisizlik olduğunu kesinlikle iddia edemeyiz.  Kemalin üst mertebelerine teveccüh ettiğimizde kesret halinde ki kemaller arasında ki vahdetin, birliğin ve hemahengin artığını gözlemlemekteyiz.
Bu anlaşılır durum sonrasında bir taraftan bütün kemallere sahip olan ama diğer taraftan diğer kemallerle bir ilişkisi olmayan bazı kemallere sahip olmayan bir varlık tasavvur dahi edemeyiz. Zira aslen böyle bir kemal ki diğer kemallerle irtibat halinde olmasın mümkün değildir. vacib’el-vücut zat’i olarak kamil olma hasleti gereği o kemale sahiptir. Bu konu felsefede imkân eşref kaidesiyle ispat edilmiştir.
Faraziyenizde geçen farz edilen mevcut kemalin üst mertebelerin bir varlık olarak tasavvur edilebilinir ama vacib’el-vücut olamaz. Bizce bu yaklaşımın altında yatan algı örfün kıyas yoluyla elde ettiği tasavvurların sonucudur. Vacib’el-vücut tasavvurunda iz bırakmış ve etki etmiştir.
Zira hayatımızda çokça karşılaştığımız olaylardan birisi bir kısım kemallere sahip olan bir fert diğer kemallere ihtiyacı olmadığını iddia etmektedir. Ne yazık ki sonuna kadar bu kara cehaletinde boğulmaktadır bu fertler. Ama varoluş aleminde böyle bir şey söz konusu değildir. Her hakkın bir hakikati vardır ve bu bir varlığın zatında mevcuttur. Bir mevcudun ihtiyaç sız olduğunu iddia etmesi onu ihtiyaç sız kılmaz.
Olayı bir cümlede özetleyecek olursak varlık aleminde var olan vahdet bizleri böyle bir tasavvura sahip olmaktan alıkoymaktadır. Zira kendine has kemallere sahip ve diğer, çeşitli kemallere ihtiyacı olmayan bir varlık sadece zihni kurguda ve hayali itibarda veya sanal teknolojide mümkündür ve tasavvur edilebilinir.
Kuran’ı kerim Allah Teâlâ’nın vahdeti konusunda şöyle buyuruyor:
Eğer yerde ve gökte Allah”tan başka ilâhlar olsaydı, kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu.[i]
Bu ayeti kerimede direkt olarak Allah Teâlâ’nın vahdeti yaratılış aleminde düzensizlik ve bozukluğun olmayışıyla ilişkilendirilmiştir. Vacib’el-vücutta kesretin muhal oluşu bedihi ve muayyen olan bir kanunla ifade edilmiştir. Bu yargı en net ve anlaşılır yargıdır Vacib’el-vücutta düalistliğin mümkün olamayacağının sebebini açıklayan.  Bu konuda ifade edilen diğer felsefi burhanlar uzun ve karmaşık burhanlardır ve sonuçta hepsi bu temel yargıya ulaşmaktadır.  
 
 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7765 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15910 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • Erkek altın saat kullanabilir mi?
    32339 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Boyna altın zincir asmak, altın yüzük takmak ve ele altın kaplama saat takmak gibi altınla süslenmek[1] erkeğe haramdır ve bunlarla namaz kılmak da namazı bozar.[2] Elbette altın saat ve altın zincir sadece ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12865 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • Melekler her yıl kadir gecesinde amel defterlerimizi İmam Mehdi’nin (a.s) huzuruna takdim ediyorlar mı? İmam (a.s) onları imzalıyor mu?
    12233 Tefsir 2011/07/28
    Muteber rivayetlere göre kulların bütün işleri Peygambere (s.a.a) ve Masum İmam’a (ilahi hüccete) nazil olmaktadır. Bu yüzden şu anda zamanın İmam’ı (a.f) yaşadığından kulların işlerinin takdiri ona sunulmaktadır. Soruların cevabına gelince:1- Geçmiş ümmetlerde kadir gecesi yoktu.
  • Muhammed b. Hanefiye’nin naklettiği rivayette zikredilen “hucze” kelimesinin anlamı nedir?
    7388 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Rivayette zikredilen “hucze” kelimesinden maksat, dünyada bizim ile Allah, Resulüllah (s.a.a.) ve imamlar (a.s.) arasında var olan sebeplerdir. Yani o sebeplere temessük etmek ve bağlamak anlamındadır. Söz konusu olan sebepler şunlardan ibarettir: din, ahlak ve güzel amellerdir. Eğer insanlar İslam dinini takip ederler, güzel ahlak ve Salih ameller işlerler onların ...
  • Akrabalık bağı olmayan eş'e verilen hibenin geri alınması caiz midir?
    8039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/21
    Hibe lügat literatüründe bir kimseye herhangi bir şeyi karşılıksız olarak bağışlamak anlamındadır. Hibe kavramsal olarak da hibe eden kişi kendi mülkünden olan bir şeyi karşılıksız ve bedava başka birisinin mülküne sokmak (temlik ettirme) anlamındadır. Buna atiye ve nehle de deniliyor.Eğer kişi ...
  • Allah Teala’nın kimsenin bilmediği saklı ve müste'ser isimlerinden maksat nedir?
    24486 Teorik İrfan 2010/09/04
    Ehlibeyt (a.s) kaynaklı dua ve onlardan bizlere ulaşan hadislerden anlaşıldığı üzere Allah Teala, kendine seçtiği bazı özel isimlere sahiptir. Kimse bu isimlerden haberdar değildir. Bu isimler, Esma-i Müste'ser olarak meşhur olmuştur. Hadislerden anlaşıldığı üzere bu isimler İsmi Azam'ın gayb mertebelerindendir ve ilk İlahi isimin batın ve gayp yönüdürler. ...
  • Bir Avrupalı için, İslam’ı ve Şia’yı nasıl tanıtmak mümkündür?
    9039 Eski Kelam İlmi 2009/08/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    21026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...

En Çok Okunanlar