Gelişmiş Arama
Ziyaret
5906
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Doğumundan sonra İmam Ali\'nin (a) Peygamber\'in (a.s.s) kucağında Kur\'andan bazı ayetleri tilavet ettiğini ifade eden bir hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis, Peygamber\'in risaleti ve Peygamberin kendisine risalet gelmeden Kur\'anın muhtevasından haberdar değildir olmasıyla nasıl bağdaşıyor?
Soru
Doğumdan sonra İmam Ali, Peygamber\'i Ekremin kucağındayken ona şöyle buyurdu: İster misin sana Tevrat\'tan, İncil\'den ve..okuyayım? Sonra müminin suresinden bazı ayetler tilavet etti şeklinde rivayet edilmiştir. Acaba bu rivayet tarihi ve senet bakımından sahih midir? Bu hadis, Peygamber\'in risaleti konusuyla, İmam Ali Kur\'an ve diğer semavi kitablara hakim olduğu bir durumda, Peygamber\'in risaletten önce Kur\'an içeriğinden bihaber değildir olmasıyla bağdaşılması mümkün müdür?
Kısa Cevap

Bu rivayet bazı hadis kitaplarında vardır. Ancak hadis kitaplarında zikredilmiş var olan hadiste İmam Ali'in şöyle buyurduğunu: "Ey Peygamber! İstermisin sana Tevrat'tan, İncil'den okuyayım?" içermemektedir. Zikredilen rivayette yer alan şey şudur: "Selamdan sonra Müminin suresinden bazı ayetler Peygamber'e (a.s.s) için okudu".  Müminin süresinden bazı ayetleri okumuş olması, İslam Peygamber'inin risaletiyle çelişmediği gibi risaletten önce Peygamber Efendimizin Kur'an'ın muhtevasından habersiz olduğu sonucunu da vermez. Zira Kur'an öyle bir hakikata sahiptir ki onun birinci mertebesi, nur âleminde Resul'i Ekreme nazil olmuştu...

Bazı rivayetlerde Kur'an'ın nüzul mertebesinden bir mertebeye; ''El-hakaiku lilenbiya (paygamberler için hakikatler)" işaret edilmiştir. Bu gerçek zahiri elfazın ötesinde bir durumdur ve bu İslam'ın zuhur ettiği zamandan sonrasına münhasır bir şey değildir. Kur'an bütün peygamberlerin getirdiği kelamın hakikatidir. Her peygamber bu hakikatin bir mertebesiyle ittisal halinde olmuşlardır.

Bu nedenle İmam Ali (a.s.) doğumundan sonra müminler için kurtuluşun genel manasını ifade eden Kur'an'dan bazı rivayetleri peygamberin kucağında tilavet buyurdu. Bu Peygamber Efendimiz için yeni bir şey de değildi.

Nitekim Hz. İsa (a) doğumundan sonra şöyle buyurdu: "Ben Allah'ın kuluyum. O bana (semavi) kitabı verdi ve beni peygamber kıldı". Oysaki bunu dediği sırada elinde bir kitap yoktu. Öyle ise bu dünyaya ayak basmadan önce, nur âleminde kendisine ilahi kitap nazil olduğuna işaret etmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzu yanıtlamadan önce bir kaç noktaya değinmek gerekir:

Evvela; mezkûr rivayet, hadis kaynaklarında gelmiştir. Ancak kaynaklarda yer alan bu rivayette İmam Ali'nin (a); ''Ey Peygamber! İster misin sana Tevrat'tan, İncil'den okuyayım'' şeklinde bir ifade yoktur. Sadece, İslam'dan sonra Allah Resulü için müminun süresinin bazı ayetlerini tilavet buyurduğu ifadesi, yer almıştır.[1]

Saniyen rivayetin senedi üzerine yapılan incelemede sened zincirinde yer almış bazı ravilerin muvassak olmadıkları veya sıke olup olmadıkları konusunda görüş ayrılığının bulunduğu ortaya çıktı. Lakin rivayetin muhtevasını şu temellere dayandırarak kabul edebiliriz;

Masum İmam, kâmil insanın hakiki mısdakı, Kuranı mücessem kılan ve Kuranı natık yani konuşan Kur'an'dır. Müslümanların elindeki hatlı ve baskılı Kur'an, samit (suskun)Kur'an'dır.[2] Kur'an'ın inişi –ki diğer semavi kitabları temamlayandır-  aşamalı olmuştur. Birinci aşma veya mertebede nur âleminde Resul'i Ekrem'in (a.s.s) ve mutahhar İmamların (a) nurlu kalblerine ifaze edilmiştir. Nitekim şu ayeti celile  '' Hiç süpesiz bu Kur'an sana, hikmet sahibi ve bilen bir kimse (Allah'ın) tarafından verilmektedir.''[3] Bu manaya işaret etmektedir; Peygamber'i Ekrem Kur'anın hakikatini meleğin vasıtası olmadan almış ve sonra mutahhar İmamların nurlu kalplerine ilham edilmiştir.[4]

Hatta bazı rivayetlerde Kur'an'ın nüzul mertebesinden bir mertebeye yani ''El-hakaiku lilenbiya (paygamberler için hakikatler)" işaret edilmiştir. Bu gerçek zahiri elfazın ötesinde bir durumdur ve bu İslam'ın zuhur ettiği zamandan sonrasına münhasır bir şey değildir. Kur'an bütün peygamberlerin getirdiği kelamın hakikatidir. Her peygamber bu hakikatin bir mertebesiyle ittisal halinde olmuştur.[5] Her nakadar bu hakikatın kâmil ve üstün mertebesi Peygamber Efindimiz'e (a.s.s) nazil olmuştur.

Bu noktalara dikkatle;

a) Söz konusu rivayet, ne İslam Peygamber'inin (a.s.s) risaletiyle bir çelişkisi var ne de risaletten önce Peygamber'in Kur'an'ın muhtevasından haberdar olmadığını doğuracak bir sonucu vardır. Zira Kur'an'ın nüzulü, mertebe mertebe gerçekleşmiştir. İlk mertebesi Nebiyyi Ekremin yüce kalbine inmiştir. Hz. Peygamber dünyadaki maddi bedenin ve zahiri cismin dışında bir hakikate sahiptir. Nitekim Hz. İsa (a) viladetinden sonra şöyle buyurmuştu: "(isa) Dedi ki: Şüpesiz ben Allah'ın kuluyum. (Allah) bana Kitap verdi ve beni peygamber kıldı.''[6] Oysaki o sırada elinde bir kitap yoktu. Demek ki; bu dünyaya gelmeden önce nur âleminde onların nuru üzerine, ilahi kitaplar nazil olmuştur.

b) Nur âleminde Kur'an'ın nurlu hakikatı, İmam Ali'nin (a) kalbine ifaze olunmuştur. Bu nedenle doğuşundan sonra Peygamber (a.s.s) kucağındayken Kur'an'dan bazı ayetleri tilavet buyurmuştur. Bu durumunda Peygamber için yeni bir tarafı yoktu. Çünkü peygamber (s.a.a) kur'an'a olan ilim ve bilginin kendisiydi. O kuranın ve  varlık aleminin tüm hakikatlerine alim idi.

Daha çok bilgi edinmek için aşağıdaki indekslere müracaat ediniz:

"Peygamber'in İmamlara Karşı Üstünlükleri" Soru 9952 (Sayte: 9931)

"Şii İmamların Makamı Ve Peygamberler" Soru 10210 (Sayt: 10149)

"İmam Ali'nin (a) Vechullah Olması" Soru 8680 (Sayt: 9850)

 

[1] Şeyh Tusi, ''Emali'', İran/Kum: İntişarat'i Daru-Ssekafe, 1414h.k. , s.708   

  Meclisi, Muhammed Bakır,  ''Biharu'l Envar'', Lübnan/Beyrut: Muessesetu'l Vefa,1404k. c.35, s.18

[3]  Neml 6

[4]  Tayyip,Seyyid Abdulhüseyin, ''Atyebu'l Beyan Fi Tefsiri'l Kur'an'', İran/Tahran: İntişarati İslam, İkinci Baskı, 1378 h.ş., c.9,s.107,354, c.10,s.285,286

[5]  Bkz: "Kur'an'ın Hakikatleri Ve Mertebeleri" Soru 10688 (Sayt:12360) ''Kur'an'ın İniş Mertbeleri Ve Lafızların İlahi Vahiydeki Konumu''Soru 15084 (Site: 14904)''Kur'an'ın Nuzulu'' Soru 140 (Site:1017)

[6] Meryem 30

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • aylık olarak kadınların gördüğü iki adet (hayız) arasındaki akıntıların hükmü nedir?
    5039 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Söz konusu soru (ilgili defterlerden) istifta edildi ve saygın taklidi mercii'lerin değerli görüşleri şöyledir.Ayetullahi'l-uzma Hameney'nin (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Eğer akıntılarda kan ve lekke görüntüleri yoksa temizdir ve taharetle tezat teşkil etmiyor. Ayetullahi'l-uzma ...
  • Peygamberin (s.a.a) adı duyulduğunda veyahut namazdayken veya namaz dışındayken salâvat ayetini duymayla salâvat getirmek farz mıdır yoksa müstehap mıdır?
    8930 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Tüm taklit mercileri kendi ilmihallerinde Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a) mübarek adı duyulduğunda salavat getirmenin müstehap olduğuna hükmetmişlerdir. Bu hüküm namaz halini de kapsamaktadır. İmam Humeyni (r.a) şöyle buyurmaktadır: “İnsan ne zaman Hz. Peygamberin (s.a.a) Muhammed ve Ahmed gibi mübarek isimlerini veya Mustafa ve Ebu’l-Kasım gibi lakap ve ...
  • Tevessül nedir? Kur’an ve sünnette tevessülün caiz ve meşru oluşuna dair bir delil var mıdır?
    12811 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Yüce Allah dışında bir başkasına tevessül etmek ve ilahi peygamber ve evliyalardan yardım dilemek, Müslümanlar nezdinde değişik zamanlarda normal ve olağan bir davranış sayılmıştır. Bu, Allah’ın fiillerinde onların ortak kılındığı anlamında değildir. Tersine, Allah’ın insanların hacet ve isteklerini onların varlıklarının bereketiyle kabul etmesi anlamındadır. Gerçekte onlar ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    9236 Yeni Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Tahtel Hanekten (Çene altı)Maksat nedir?
    7149 بیشتر بدانیم 2012/10/09
    Namaz esnasında (sarığın bir ucuyla) çene altını bağlamanın sünnet olduğu hakkında her hangi bir rivayet elimizde yoktur. Sadece şeyh Saduk “Men la Yahdurul-Fakih” adlı kitabında bu amelin meşhur oluşunu kendi şeyh ve üstatlarına nisbetlendirmiş. Ama yolculukta veya her hangi bir ihtiyacı gidermek peşinde olduğu esnada çene altını ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    117260 پیامبران و کتابهای آسمانی 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • Peygamberin (s.a.a) üvey kızının Habbar b. Esved tarafından korkutulması olayı ve Resul-i Ekrem’in (s.a.a) onun katline hüküm vermesi doğru mudur?
    7370 تاريخ بزرگان 2012/04/03
    v Sözünü ettiğiniz rivayet kaynaklarda şöyle gelmiştir: Habbar b. Esved’in de içinde bulunduğu bir grup müşrik, Mekke’den Medine’ye hicret eden Resulullah’ın (s.a.a) üvey kızı Zeynep’e eziyet etmek için onun peşinden gitmişti. Zeynep’e ilk ulaşan kişi Habbar b. Esved’di. O, Zeynep’in kecavesine mızrak fırlattı. Zeynep bu ...
  • Ramazan ayında dövme yapmak orucun bozulmasına neden olur mu?
    29798 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/18
    Dövme, orucu bozmaz. Hatırlatılmalıdır ki orucu bozan şeyler şunlardan ibarettir: 1. Yemek ve içmek, 2. Cima, 3. Mastürbasyon (insanın kendi başına meni gelmesine neden olacak bir şey yapması), 4. Allah, Peygamber (s.a.a) ve onun halifelerine yalan isnat etmek, 5. Boğaza katı toz ulaştırmak, 6. Tüm başı suya sokmak, 7. ...
  • Kimler cennete girecek?
    13013 Eski Kelam İlmi 2009/06/16
    Kur'an-ı Kerim'in çeşitli ayetlerini incelediğimizde cennetin Allah'ın kesin vaadi olduğu, muttakilerin, mü'minlerin, Allah ve Resulünün (s.a.a) emirne itaat edenlerin oraya gideceği anlaşılmaktadır. Böyle biri gerçek manada saadete ve kurtuluşa erenlerin sınıfında olacaktır.Allah ve Resulünün (s.a.a) emirlerinden biri veliyy-i emre itaat, imamı tanımak ve ...
  • Acaba humsu ve seyitlere ait olan hakkı taklit merciinin izni olmadan ödemek caiz mi?
    7690 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar