Gelişmiş Arama
Ziyaret
6746
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Soru
Hikmet-i Müteali’ye de şey ve şey’iyyet (nesnellik) vücutla mı eşittir yoksa mahiyetle mi?
Kısa Cevap

‘Şey’iyyet’ (nesnellik) ve ‘Vücut’ (varlık), fertleri bir olan kavramlardır. Vücut söz konusu oldu mu şey olmakta söz konusu olur. Ancak filozoflar, vücudun koşulsuz manasının hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu kapsadığını söylemiş ve ona yöneltilen eleştirilerin çoğunu bu şekilde cevaplamışlardır. Eleştirileden biri şudur: Bir vücudun mahiyeti zihinde tasavvur edildiğinde dışarıda var olmadığı halde yine de ona şey denmektedir. Ama ona vücut denmemektedir. Filozofların buna verdikleri cevap şudur: Zihindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira o mahiyetin kendisininde zihnî vücudu vardır. Buna göre ‘şey’ olduğu yerde vücudun olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Şey’iyyet  vücuta eşittir (müsavıktır) sözünün manası budur.       

Ayrıntılı Cevap

Vücut (varlık), zihinde ve zihnin dışında olmak üzere ikiye ayrılır. Vücud-u Mutlak, hem harici vücuda hem de zihni vücuda denmekte ve nerede kullanılsa her ikisinde içine almaktadır. Ancak bu ikisi birbirine karıştırıldığında vücut, şey’iyyet (nesnellik), nefy ve yokluklar konusunda eleştirilere yol açmaktadır. Şey’iyyet felsefenin ikincil mefhumlarından olup bir şeyin varlığından çıkarılmaktadır. Nitekim vücutta felesefenin ikincil mefhumlarındandır. Yani ariz oldukları yer zihindir. Ama zihnin dışında müttesif olmaktadırlar. Şey’iyyet vücutla mı eşittir yoksa hem vücuda hem de mahiyete mi şamil olmaktadır? konusunda değişik görüşler vardır. Bunun da kaynağı zihni ve harici vücudun biribirleriyle karıştırılmasıdır. Molla Sadra, Hekim Sebzivari gibi hikmetin büyükleri bu eleştirilere kitaplarında yer vermiş ve cevaplamışlardır. Genel olarak filozofların görüşü vücudun şey’iyyet’le eşit (mütesavık) olduğu yönündedir.[1] Şey’iyyet ve vücut, fertleri bir olan iki mefhumdur. Vücut söz konusu olduğunda şey’iyyette söz konusu olmaktadır.[2] Ancak filozoflar vücuttan maksadın, hem zihindeki vücudu hem de zihnin dışındaki vücudu içine alan vücud-u mutlak olduğunu söylemişlerdir. Yani taşa şey dendiği gibi onun zihindeki vücuduna da şey denmektedir. Hatta bir varlık zihinde tasavvur edilse ama dışarıda mevcut olmazsa yine de ona şey denir. Bu, şey’iyyet vücuttan daha kapsamlıdır diyenlerin delilidir. Yine demişlerdir ki bu örnekteki şey, zihnin içindeki mahiyete denmektir, halbu ki vücudu yoktur ve ona vücut denmez. Filozoflar buna şöyle cevap vermişlerdir: Zihinin içindeki mahiyete şey’iyyet dendiği gibi zihindeki o mahiyete vücutta denmektedir. Zira bu mahiyetin kendisininde zihinde vücudu vardır. Dolayısıyla şey olupta vücut olmaması diye bir durum söz konusu değildir. Yine vücut olduğu yerde ‘şey’in olmaması da olmaz. Zira bunlar felsefenin genel kavramlarındandır ve bu kategoriden çıkmak bir tür çelişkidir.[3]         

 


[1] -Mütesavik, iki kelime mefhum bakımından farklı ama mısdak bakımından bir olduğu yerlerde kullanılır. Düşünen ve gülen gibi. Düşünmek ile gülmenin manaları farklıdır, ama ikisininde mısdakı aynıdır. Yani her düşünen gülendir ve her gülen düşünendir. Bunlara ‘mütesavikeyn’ denmektedir. Yani mısdak ve mevzu olarak aynı saftadırlar. 

[2] -Mutahhari, Murteza, Mecmuay-ı Asar, c.9, s. 408. Nur yazılım programı

[3] -Cevadi Amuli, Abdullah, Rahik-i Mahtum, c.1, s.500-504, İntişarat-ı Sadra, Kum, HŞ. 1386, Ferverdin.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar