Gelişmiş Arama
Ziyaret
13354
Güncellenme Tarihi: 2011/05/23
Soru Özeti
Neden Hz. Ali, Ömer’in tayin ettiği altı kişilik şurada hilafet hakkının kendisinin olduğunu belirten nasslara ve delillere istinat etmedi?
Soru
Ömer vefat etmeden önce altı kişilik şura tayin etti. Sonra onlardan üç kişi geri çekildi. Daha sonra Abdurrahman b. Avf’da kenara çekildi Osman ile hz. Ali kaldılar. Neden hazreti Ali ilk baştan hilafet hakkının kendisinin ve peygamber tarafından bu hakkın kendisine verildiğini söylemedi? Acaba hz. Ali, Ömer’den sonra kendilerinden korktuğu bazı kimseler mi vardi?!
Kısa Cevap

İlkin; Hz. Ali (a.s.) şuranın üyesi olan altı kişi için Peygamberin (s.a.a.) kendisi hakkında söylemiş olduğu tavsiyeleri hatırlattı. Sahip olduğu faziletleri ve bu makama liyakatli olduğunu onlar için açıkladı. İkinci olarak; Hz. Ali (a.s.) eğer bazı zamanlarda ve bazı yerlerde sükût ediyor ve konuşmuyordu ise bu her hangi kimseden korktuğu için değil, bilakis İslam'ın korunması içindi. İmam Ali’nin (a.s.) Peygamber Ekrem’in (s.a.a.) ve İslam dinin en cesur yardımcısı ve savunucusu olduğu hem dostları tarafından hem düşmanları tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Bu yolda Allah hariç hiç kimseden ve hiçbir şeyden çekinmiyor ve korkmuyordu. İslam'ın yararına ve maslahatına sükût edilmemesi gereken yerlerde kesinlikle bir saniye bile sükût etmiyordu.  

Ayrıntılı Cevap

İmam Ali’nin (a.s.) Peygamber-i Ekrem’in (s.a.a.) ve İslam’ın en cesur yardımcısı ve savuncusu olduğu hem dostları tarafından hem düşmanları tarafından itiraf edilmiş bir konudur. Bu yolda Allah hariç hiç kimseden ve hiçbir şeyden çekinmiyor ve korkmuyordu. İslam'ın yararı ve maslahatı için sükût edilmemesi gereken yerlerde kesinlikle bir saniye bile sükût etmezdi. Hz. Ali nin cesaretini ve leyletül mebit (Peygamber (s.a.a.) hicret ettiği gecede Onun yatağında yattığı geceye işarettir) ve İslam ın ilk döneminde gerçekleşen savaşlarda göstermiş olduğu olağan üstü fedakârlıklarını hangi insaf sahibi inkâr edebilir? İslam ın faydası ve maslahatı iktiza ettiği her yerde imam Ali kesinlikle sükût yapmazdı, miskali zerre kadar taviz vermez ve hemen harekete geçerdi. Peygamberin halifeliğini korumak için, kendisinden hariç hiç kimsenin bu makama layık olmadığını açık bir şekilde sahip olduğu nüfuzlu hitabetiyle açıklamıştı. Kendisinin Peygamberin (s.a.a.) vefatından hemen sonra ve kimsenin araya girmemek suretiyle Peygamberin halifesi olduğunu delille açıklamış ve böylelikle herkes için hüccet tamamlamıştı. İkinci halife tarafından tayin edilen altı kişilik şurada da sahip olduğu özellikleri ve bu makama daha layık olduğunu söylemişti. Bu şuranın geçmişi ve tarihçesiyle ilişkin tarih kitaplarında şöyle yazılmaktadır: "Ömer'in vefatı yaklaştığı zaman kendi halifesini tayin etmek için bir şura kurmaya karar verdi. Bu doğrultuda kendi elçisini Kureyşlilerden olan aşağıdaki şahısların yanına gönderdi; (Ali b. Ebi Talip, Osman b. Affan, Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Abdurrahman b. Avf ve Sad b. Ebi vakkas). İkinci halife bu şahısları topladı ve vefatinden sonra bir evde toplanıp bu altı kişi kedi aralarından birisini seçip ona biat etmeleri gerekir ve biat yapmadan toplandıkları evden çıkmamalarını emretti ve devam ederek şöyle dedi: Bu altı kişiden dördü birisine biat eder birsi muhalefet ederse muhalefet edeni öldürün. Üç kişi biat eder ikisi muhalefet ederse ikisini öldürün."[1]

Hem Şia[2] hem ehlisünnet kaynakları Hz. Ali bu Şurada kendi faziletlerini anlatığını, hakkaniyetini ve bu makama daha liyakatli olduğunu şura üyeleri için tespit ettiğini nakletmişlerdir.

İbni Hacer Heysemi "es-sevaiku el-muhrike" adlı eserinde şöyle yazıyor: "Ali altı kişilik şurada uzun bir sohbet yaptı. Bu sohbetin bir bölümü bu şura öyelerine yönelik idi, bu bölümde şöyle buyuruyor: "Allah aşkına ben hariç içinizde peygamber hakkında bu sözü; "sen kıyamet gününde cennet ile cehennem (ehlini) bir birinden ayıran bir kimsesin" söylemiş olduğu bir kimse var mıdır? Elbette ki yok".[3]

İbni Ebil-Hadid hz. Ali detaylı bir şekilde onlarla konuştuğunu ehlisünnet arasında meşhur olduğunu kabul ediyor ve olayı daha geniş bir şekilde naklederek şöyle yazıyor: "Ali (a.s.) altı kişilik toplantıda şöyle komuştu: " Allah Resulü Müslümanlar arasında kardeşlik akdini kurduğu sırada içinizden birisini kendisi için kardeş seçti ve onu kendi kardeşi olarak içinizde ilan etti. Allah aşkına kendisi için kardeş olak seçtiği o kimse benden başka birisi miydi?" Onlar hayır dediler!. Ali dedi: Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu; "ben kimin mevlasıyım ise Ali de onun mevlasıdır" Peygamberin (s.a.a.) bu sözü hakkında söylemiş olduğu o kimse benden başka birisi miydi? Onlar hayır dediler!. Ali dedi: "Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurdu:; "Harun Musaya oranla konumu ne idi ise sen de bana oranla aynı konumdasin. Ancak benden sonra peygamber yoktur" Peygamberin (s.a.a.) bu sözü hakkında söylemiş olduğu o kimse benden başka birisi miydi? Onlar hayır dediler!. Ali dedi: Peygamber (s.a.a) beraat süresinin iblağ edilmesi hakkında şöyle buyurdu:"bu süreyi ben ya benden olan bir kimse iblağ etmelidir" Peygamberin (s.a.a.) bu sözü hakkında söylemiş olduğu o kimse benden başka birisi miydi? Onlar hayır dediler!. Ali dedi: "Acaba Sahabe Peygamberi savaş'ın en kritik ve zor durumlarında terk edip Onu yanlız bıraktıklarında, benim ise hiçbir zaman Onu terk etmediğimi ve bırakmadığımı bilmiyor musunuz?" Onlar yine Hz. Ali'nin sözünü teyit ederek biliyoruz dediler!. Ali buyurdu: "ilk Müslüman olduğumu, Peygambere en yakın olduğumu bilmiyor musunuz?" Cevaben evet dediler!"[4]

Ehlisünnetin büyük şaysiyetlerinden bir kısım Amır b. Vasıle'den şöyla nakletmişlerdir: "Amır şöyle diyor: "ben şuranın öyesi olanların sözlerini kapının arkasından dinliyordum Ali şöyle buyurdu: "Halk Ebu Bekir'e biat etti oysa Allah'a yemin ederim ki ben ona oranla bu makama daha layıktim. Ancak ben, halk tekrar cahiliye ve küfür dönemine dönmesin ve Müslümanların arasında çekişmeler ve savaşlar çıkmasın diye sessiz kaldım...daha sonra halk Ömer'e biat etti, oysa ona oranla ben bu makama daha layık idim, ancak yine İslam dinin korunması için sessiz kaldım".[5]

Bu rivayet biraz farklıklarla ehlisünnetin diğer kaynak kitaplarında da nakledilmiştir.[6]

Şiilerin kaynak ve rivayetlerinde şöyle nakledilmiştir: "Hz. Ali'nin sohbeti bittikten sonra şura öyeleri kendi aralarında istişare etti ve şöyle dediler: biz Onun daha faziletli olduğunu, Onun hilafete daha layık olduğunu biliyoruz. Ancak Ali beytulmal ve diğer imkânları bölme noktasında hiç kimseyi başka bir kimseye tercih etmez. Onu halife seçersek diğer insanlarla yaptığı muamelenin aynısını bizimle de yapacaktır"[7]

Dolayısıyla şunu söylemek lazım: şuranın öyeleri Ali'ye (a.s.) tuttukları tek işkâl Onun sahip olmuş olduğu adaletli olma yönüdür. Sakife olayında da Aliyi, Ali'nin şakacı ve gülümser yüzlü olduğunu bahane ederek hilafet makamından uzaklaştırdılar.[8] Dolayısıyla onlar hakikatı bildikleri halde Hz. Ali onlara durumu çok açık bir şekilde hatırlatmıştır. Hz. Ali, bu makama tayin edildiğini belirten naslara isnat etmediğini savunun anlayış ve algı katiyen doğrudeğildir.



[1] TABERİSİ, Ahmet b. Ali, "ihticac", İran: Meşhed, neşri murtaza, b. t. 1403 h .k., c. 1, s. 147.

[2] HEYSEMİ, Ahmet b. Hacer, "es – sevaiku'l - muhrike fi reddi ala ehli' l - bidei ve ez-zendika", baskı 2, mektebetu el-kahire, 1385 h.k., s. 24.

[3] İbni ebi el-hadid, "şerhi nehcü'l - balaga", tahkik: Muhammed ebulfazl ibrahim, 1. Baskı, daru el-ihyai el-kutubi el-arabiye, 1378 h.k., c. 2, s. 61.

[4] 

[5] HİNDİ, Muttaki, "kenzu' l- ummal", Bayrut: müessesei er-resul, 1409 h.k., c. 5, s. 724; İBNİ ASAKİR, "tarih-i medinei dımışk", tahkik: ŞİRİ, Ali, Berut: daru el-fikr, 1415 h.k., c. 42, s. 434.

[6] HAREZMİ, Muvaffak b. Ahmet, "menakibi Harezmi", Kum: müessesei en – neşri el- İslam, 1414 h. k., s. 217.   

[7] TABERİSİ, Ahmet b. Ali, "ihticac", İran: Meşhed, neşri murtaza, b. t. 1403 h .k., c. 1, s. 210.

[8] TABARİ, Muhammed b. Cerir, "tarih-i el-ümemi ve el- mülük", Tahkik: Muhammed ebulfazl İbrahim, Lübnan / Beyrut: daru et – turas, c. 4, s. 229.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar