Gelişmiş Arama
Ziyaret
95661
Güncellenme Tarihi: 2008/04/09
Soru Özeti
Neden Şiiler namazı eli açık olarak ve Sünniler de eli bağlı olarak kılmaktadırlar? Peygamber (s.a.a.) namazı nasıl kılmaktaydı? Bu hususta deliliniz var mı?
Soru
Neden Şiiler namazı eli açık olarak ve Sünniler de eli bağlı olarak kılmaktadırlar? Peygamber (s.a.a.) namazı nasıl kılmaktaydı? Bu hususta deliliniz var mı?
Kısa Cevap

On iki İmam’a bağlı olan Şia, Peygamber (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt İmamları’nın sünnetine göre amel etmek için namazı eli açık olarak kılmaktadırlar. Onların delili, Peygamber (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt İmamlarının namaz kılarken ellerini açıp normal şekilde namaz kıldıkları ve namaz esnasında elleri bağlamayı Mecusilere benzemeyi ifade eden rivayetlerdir. Aynı şekil de muteber rivayetler, Peygamber’in (s.a.a.) namaz esnasında yaptığı amelleri, baştan sona kadar nakletmektedir ama o rivayetlerde elleri üst üste koyarak bağladığına dair hiçbir şey görülmemektedir. Namazda elleri bağlama olayı Peygamber (s.a.a.)’in vefatından sonra ikinci halife zamanında gerçekleşmiştir. Ehl-i Sünnet açısından ise onlar elleri bağlı olarak namaz kılmaktadırlar. Tabiî ki onların da bazıları bu şekilde amel etmemektedirler.

Ayrıntılı Cevap

Elleri bir biri üzerine koymak Peygamber (s.a.a.) zamanında yoktu ve o hazret namazı elleri açık olarak kılmaktaydı.[1] Şiiler de, her yerde Peygamber (s.a.a.) ve Ehl-i Beyt imamlarını izledikleri için namazı bu şekilde kılmaktadırlar. Ama elleri bağlama Peygamber’in (s.a.a.) vefatından sonra gerçekleşen bir iştir; ama ikinci halife zamanında yapılmaya başlandı ve o zamandan itibaren kural haline geldi.[2] Şimdi de Sünnilerin çoğunluğu ikinci halifenin yöntemine göre amel etmektedirler.[3] Ama masum Ehl-i Beyt İmamları, bunu Mecusilerin amellerinden sayarak kâfirlere benzemek olarak görmüşler ve Şiilere, Peygamber’in (s.a.a.) sünnet ve yöntemine uyarak elleri açık olarak namaz kılmayı emretmişlerdir.

Ebi Hamid-i Sa’idi’nin naklettiği bir hadiste Peygamber’in (s.a.a.) namaz anında, tekbiret-ul ihram’ın başından ta selamın sonuna kadar olan yaptığı bütün ameller zikredilmiştir, ama Peygamber’in(s.a.a.) ellerini bağlamak gibi bir ameli zikredilmemiştir. Tam tersine, Peygamber’in (s.a.a.), tekbiret-ul ihramı söyledikten sonra ellerini aşağıya indirerek yan tarafına yapıştırdığı zikredilmektedir.[4]

Peygamber’in (s.a.a.) müstehap olan bir ameli hayatı boyunca terk edeceği de mümkün değildir.

Aynı şekilde, Hammad b. İsa, İmam Cafer-i Sadık’tan (a.s.) kendisine doğru ve kâmil namazı öğretmesini istemiş ve o Hz. de kıbleye doğru durarak bütün müstehapları yerine getirip tekbiret-ul ihramı söylemiş ve sonra da kıraate başlayarak devam etmiş ve Şiilerin bugün ki kıldıkları gibi namazı kılarak selam verip tamamlamıştır.[5] Bu rivayette İmam (a.s.) Peygamber’in (s.a.a.) kıldığı namazı Hammad b. İsa’ya öğretmiştir ve elleri birbiri üzerine koymayı söylememiştir. Eğer bu amel sünnet olsaydı İmam (a.s.) onu mutlaka açıklardı.

Aynı şekilde Ehl-i Beyt imamları birçok rivayetlerde şöyle buyurmuşlardır: bu amel, kâfirlere ve Mecusilere benzemektir ve bunun yapılmasından kaçınılmalıdır. Bu hususta birkaç rivayeti zikretmeyi yeterli buluyoruz:

Muhammed b. Müslim İmam Sadık (a.s.) ve o da İmam Bakır’dan (a.s.) nakletmektedir: İmam’a (a.s.) şöyle dedim: Birisi namaz anında elerini birbiri üzerine koymaktadır. İmam (a.s.) şöyle buyurdu: “Bu tekfirdir ve bu şekilde yapma.”[6]

Zürare, İmam Cafer-i Sadık(a.s.)’dan şöyle nakletmektedir: İmam (a.s.) şöyle buyurdu: “Namazlarına önem göster ve ellerini bağlama. Çünkü bu Mecusilerin yaptığı bir iştir.”[7]

Saduk Hz. Ali’den (a.s.) şöyle rivayet etmektedir: İmam (a.s.) şöyle buyurdu: “Müslüman birisi, namazda Allah’ın karşısında dururken ellerini bağlamaz; çünkü bu kâfirlere yani Mecusilere benzemektir.”[8]

Daha ayrıntılı bilgi almak için şu kaynaklara başvurulabilir:

El-İnsaf Fi Mesail-id Dam Fiha el Hilaf, Ayetullah Şeyh Cafer Subhani, c:1 s: 169–193.



[1] Bu konuyla ilgili hadis gelecektir.

[2] Bu konuyla ilgili Buharinim rivayet ettiği Sehl ibn-i Said’in şu hadisidir: “ İnsanlara, sağ ellerini sol kollarının üzerine koymaları emrediliyordu”( Feth-ul Buhari Fi Şerh-i Sahih-il Buhari, c: 2, s: 223). Eğer Peygamber(s.a.a.) elleri bağlamayı emretseydi, (insanlara emrediliyordu) denmesinin hiçbir anlamı yoktur. Onun yerine (Peygamber(s.a.a.) emrediyordu) denmesi gerekirdi.  

[3] Hanefi, Şafii ve Hanbelî mezhepleri el bağlamayı sünnet ama Maliki mezhebi elleri açmayı sünnet biliyorlar.( El-Fıkh-u Al-al Mezheb-il Hamse, s: 110)

[4] Sünen-i Beyhaki, c: 2, s: 72, 73, 101 ve 102; Sünen-i Ebi Davut, c: 1, s: 194

[5] El Vesail, c: 4, namazın fiilleri bablarının 1’inci babı, 1’inci hadis

[6] El Vesail, c: 4, namazı batıl eden şeyler bablarından 15’inci bab, 1’inci hadis

[7] El Vesail, c: 4, namazı batıl eden şeyler bablarından 15’inci bab, 2, 3 ve 7’nci hadisler.

[8] Subhani, Cafer, Fıkh-uş Şiat-il İmamiyye ve Mevazi’-ul Hilaf Beynehu ve beyn el Mezahib-il Erbea’, s: 183.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar