Gelişmiş Arama
Ziyaret
11217
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
“Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür” ayeti hakkında İmam Askeri’nin (a.s) tefsiri nedir?
Soru
İmam Hasan Askeri’nin “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür” ayetiyle ilgili tefsiri nedir?
Kısa Cevap

İmam Hasan Askeri Tefsiri, bu İmama mensuptur ve bazıları bir takım delillerden ötürü bu tefsirin kendisine isnat edilmesini kesin bilmemektedir. Bu tefsirde Hamd suresi ve Bakara suresi 282. ayete kadar rivayetsel bir şekilde tefsir edilmiştir ve buna Kur’an ilimleri literatüründe “Me’sur” tefsir denilmektedir. Her halükarda İmam Hasan Askeri (a.s) “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür” ayetinin tefsirinde yaratıkları savunma, velayet ve İmam Ali’nin imametini kabul etmeden dolayı Şia’nın üstünlük ve erdemi gibi sayısız nimetlerinden ötürü yüce Allah’ı övmeye işaret etmiş ve bütün bu nimetlerden dolayı yüce Allah’a şükretmek gerektiğini ve Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür demek gerektiğini belirtmiştir.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hasan Askeri tefsiri, bu İmama mensuptur ve bazıları bir takım delillerden ötürü bu isnadı kesin bilmemektedir.[1] Bu tefsirde Hamd suresi ve Bakara suresinin 282. ayetine varıncaya dek rivayet eksenli bir tefsir yapılmıştır ve Kur’an ilimleri literatüründe bu tefsire “Me’sur” tefsir” denmektedir.[2] Her halükarda, İmam Hasan Askeri (a.s) tefsirinde “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur” ayetiyle ilgili yapılan tefsir şudur: “Hamd Allah’a özgüdür” bunun manası şudur: Yüce Allah kullarına vermiş olduğu bazı nimetleri özet olarak kendilerine tanıtmıştır ve bu yüzden kulların onların tümünü detaylı bir şekilde tanıma olanağı yoktur; zira yüce Allah’ın nimetleri sayılamayacak ve tanınamayacak kadar çoktur! Bu yüzden yüce Allah kullarına “Hamd Allah’a özgüdür” diye söylemelerini buyurmuştur.[3] Bunun devamında İmam “Âlemlerin Rabbi” kelimesinin tefsiri ve açıklamasında şu noktalara işaret etmektedir.

1. Âlemlerin Rabbi, tüm yaratıklara rızık vermektedir, onları kendi himayesinde korumaktadır, onları kuşatmaktadır, maslahatı esasınca hepsini idare etmektedir ve kullarına gerçekten şefkat ve rahmet duymaktadır.[4]

2. Tüm yaratıkların rızkı belirlenmiş ve taksim edilmiştir. İnsanoğlu bu dünyada her ne şekilde ve her ne yöntemle hareket etmek isterse ve her durumda olursa rızık ona ulaşır. İnsanoğlu ile onun rızkı arasında bir perde ve engel bulunur; oysaki rızık onu ister ve onun ardında dolaşır; öyle ki eğer bir kimse kendi rızkını istemede geç kalırsa rızkı onu aramaya başlar. Nitekim ölüm de onun ardında gezer.[5]

3. Şiiler yüce Allah’ın kendilerine verdiği erdem ve üstünlükten dolayı ona şükretmelidir.[6] Bu doğrultuda Yüce Allah Hz Musa’ya hitap ederek İslam Peygamberinin diğer Peygamberlerden daha erdemli ve üstün olduğunu ve de Hz Peygamberin ümmetinin diğer ümmetlerden daha üstün ve faziletli olduğunu belirtmiş ve Hz Peygamberi Ekrem’in ümmetine yönelik şöyle hitap etmiştir: Ey Muhammed ümmeti! Kesin bilgiyle biliniz ki benim kaza ve kaderim size yönelik rahmetimin gazabımın ve de af ve bağışlamamın cezalandırmamın önüne geçmesidir. O halde siz bana dua etmeden ben sizin duanızı kabul etmişimdir ve sizler benden istemeden önce ben size vermişimdir. Eğer sizden birisi “La ilahe İllallah vahdehu la şerike leh ve enne Muhammeden abduhü ve resulühü” şehadeti ile benim görüşmeme gelirse ve davranışlarında haklı olursa (söyledikleri ve bildikleri ile amel ederse) ve Ali bin Ebi Talib’in Muhammed’den sonra onun kardeşi, vasii ve velisi olduğuna tanıklık ederse[7], ona itaat etmeye bağlı olursa, tıpkı Muhammed’e yaptığı gibi onu takip eder, kendisine itaat ederse, onların Allah’ın velileri, seçtikleri ve zamanın temiz insanları olduğuna şehadet getirir ve kendilerinin hak ayetleri ve ilahi hüccetler olduğuna ve de Peygamber’den sonra Allah’ın velileri olduğuna tanıklık ederse onu cennete koyarım.[8]

4. O halde bütün bu nimetlerden dolayı yüce Allah’a hamd etmek, onu övmek ve “Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür” demek gerekir.[9]           

 


[1] Bu hadisin senedi hakkında bilgi edinmek için: Alevi Mihr, Hüseyin, “Aşinai ba Tarihi tefsir ve müfessiran”, s: 190 – 198, Neşr Merkezi cihani-i ulumu İslami, Kum, çapı evvel, 1384 h.ş.

[2] Müeddep, Seyyid Rıza, “Revişhayi Tefsiri Kur’an”, s: 167 – 169, Neşr Eşrak, Kum, çapı evvel, 1380 h.ş.

[3] Et-Tefsiri’l Mensub ila’l İmamı’l Hasanu’l Askeri (a.s), s: 30, Neşr Medresei İmam Mehdi (a.c.f), Kum, çapı evvel, 1409 h.k.

[4] a.g.e

[5] a.g.e, s: 31.

[6] a.g.e

[7]  «مَنْ لَقِيَنِي مِنْكُمْ بِشَهَادَةِ... أَنَّ عَلِيَّ بْنَ أَبِي طَالِبٍ أَخُوهُ- وَ وَصِيُّهُ مِنْ بَعْدِهِ وَ وَلِيُّه» به «مَن» بر می گردد نه «محمّد» ifadesindeki “وَلِيُّه” kelimesinin zamiri cümledeki “من”  kelimesine dönmektedir. Bu yüzden cümlesinin anlamı şudur: Her kim İmam Ali’nin (a.s) vefatından sonraHz. Peygamberin (a.s) kardeşi ve vâsii olduğuna inanıyorsa, İmam Ali onun velisidir.

[8] a.g.e, s: 33.

[9] a.g.e.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İkinci iş yapma hakkında fetva var mıdır? Veya ikinci işten elde edilen mal, dünyaya düşkünlük sayılır mı?
    6377 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    İslam açısından iş sahibi veya ikinci bir işe sahip olmanın hiçbir sakıncası yoktur. İslam dini açısından beğenilmeyen, kınanan şey dünyaya düşkünlük, ona bağlanmak, maneviyat ve ahiretten uzaklaşmaktır ki bunlar bir işe sahibi olanlarda da görülebilir. Bir işi ve az bir geliri olanların içinde de dünayaya daha fazla ...
  • Eğer meseleyi bilmemeden ötürü ölüyü tahnit etmeksizin toprağa gömerlerse ne yapılmalıdır?
    7445 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/15
    Gusül aldırıldıktan sonra ölüyü tahnit etmek farzdır; yani ölünün alnı, el avuçları, diz kapakları ve ayaklarının büyük parmaklarının ucuna kâfur sürülmelidir.[1] Ama defin işleminden sonra ölünün tahnit edilmediğinin farkına varılırsa, beden kabirde kokmamış ve dağılmamışsa, kabrin açılıp kabirde tahnit işleminin yapılması fazdır ve onun ...
  • Namaz dinin direği ise neden fürû-u din’den sayılmıştır?
    9745 Eski Kelam İlmi 2010/10/12
    Usul-u din, insanın akıl ve idrakıyla kabul ederek İslam’a girdiği inançlar topluluğuna denir. İslam’agirildikten sonra insanın üzerine bir takım bireysel ve toplumsal vazifeler farz olur ki, onlardan biri namazdır. Namaz, ahkamın içinde çok önemli ...
  • İslam’ın intihar hakkındaki hükmü nedir?
    9073 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Kesinlikle her insanın hayatında dünyayı gözünde karanlık ve boş kılan rahatsızlıklar ve yenilgiler meydana gelmektedir. Bu durumda insanlar iki türlüdür: Bir grup bu sorunlar yumağından başı dik çıkmakta, tüm zorluklara göğüs germekte ve Allah’a tevekkül ederek yeniden yapılanmaya başlamaktadır. Bunun karşısında yer alan diğer grup ise eğilmekte, inzivaya çekilmekte ...
  • İslam dininin büyük ve görkemli evler hakkındaki görüşü nedir? Nasıl insanları ev yaparken ölçülü olmaya davet edebiliriz?
    2804 Hadis 2020/01/19
  • Neden biz Şiiler Hamd suresinden sonra “elhamdülillahi rabbi’l-âlemin diye söylemekteyiz?
    8783 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Bizim ile Ehli Sünnet arasında bir takım şekilsel ihtilaflar mevcuttur. Ehli Sünnet mensuplarının el bağlayarak namaz kılması, onların abdest alma şekli ve bunun Şia ile farklılığı, fıkıh konularındaki bazı şekilsel ihtilaf noktaları olarak adlandırılabilir. Bu ihtilafların nedeni, bu sitedeki diğer sorularda detaylıca işlenen daha genel konulara dönmektedir. (1523, 248 ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3852 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Acaba “aşura gününde insan kedisi için dua yapmamalıdır” şeklindeki iddia doğru mudur?
    6103 Pratik Ahlak 2012/09/15
    Dua kulun fakirane bir şekilde hak Teâlâ’yla irtibat kurup dünyevi ve uhrevi ihtiyacını gidermek için dilekte bulunmaktır. Her durumda kendine ve başkalarına dua yapmak beğenilmekte ve oldukça fazla fazileti ve sevabı vardır. Aşura gününde kedin için dua yapmanın hiçbir işkâlı yoktur. Bilakis aşura gününde yapılması ...
  • Hz. İsa’nın evlenmemesinin özel bir nedeni mi vardı?
    26719 Eski Kelam İlmi 2012/05/30
    Hz. İsa’nın evlenmesi konusunda dini öğretilerde işaret edilen bazı meselelere bakıldığında ilk anda Hz. İsa’nın evliliğe karşı olduğu düşüncesini doğurmaktadır. Ancak Kur’an ve rivayetlerin önemle yaptıkları tavsiyeler göz önüne alındığında ve Hz. İsa’nın (a.s) yaşamı incelediğinde Onun evliliğe karşı olmadığı görülecektir. Onun evlenmemesinin nedeni kendi özel yaşamının ...
  • Cabir b. Efleh kimdir?
    5567 تاريخ بزرگان 2011/08/17
    Cabir b. Efleh-i İsmailî beş ve altıncı asırdaki İspanyalı gökbilimcilerinden olup “Kitabu’l-Hayat Fi Islahi’l-Mucesta” kitabının yazarıdır. O, muhtemelen Sivil’de (İşbiliye) dünyaya gelmiştir; zira bazı yazarlar ve özellikle de Cabir’in oğluyla tanışık olduğunu belirten Musa b.Meymun (529-600) ve Betruci onu İşbilî olarak adlandırmışlardır. Bazen Cabir b. Efleh’in adı başka şahıslar ...

En Çok Okunanlar