Gelişmiş Arama
Ziyaret
18169
Güncellenme Tarihi: 2010/08/15
Soru Özeti
Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri farklı mıdır?
Soru
Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri arasından ne gibi farklılıklar vardır? Uykuda gördüğümüz rüyalar neden insanın aklında kalıyorda baygınlıkta olanlar kalmıyor?
Kısa Cevap

Uyanıkken ruhla beden arasındaki tepkileşim, uykudakinden tamamen farklıdır. Bu yüzden İslami öğretilerde uykuya ölümün kardeşi denmiştir.

Bilimin uyku sırasında ruhla beden arasındaki değişken ilişki hakkında bilgisi yoksada uyku sırasında baş gösteren bazı bedensel değişiklikleri keşfedebilmiştir. Labaratuvar çalışmalarına göre insanın uykusu birbirleriyle tamamen farklı olan REM ve NREM olmak üzere iki evrelidir. İnsanın NREM evresinde gördüğü rüyalar uyku derin olduğu için genellikle hatırlanmaz. Sadece REM evresindeki rüyalar hatırlanır. Baygınlıkta da ruhun bedenle irtibatı zayıftır ve uykunun derin olmasından dolayı görülebilecek rüyalar hatırlanmaz.     

Ayrıntılı Cevap

Ruhun ne olduğu ve nasıl faaliyet ettiği konusu en karmaşık konulardan biri olup, şimdiye kadar insan bilgisi onu anlamaya kadir olmamıştır. Öyle ki, bazılarının dediğine göre bilim insanları ruhun hakikatı ve ona ait meselelerde bin taneye yakın görüş belirtmişlerdir.[1]

Kur’an-ı Kerim’de insanın ruhu tanıyamayacağını vurgulayarak şöyle buyuruyor: ‘Ve sana ruhu soruyorlar; de ki: Ruh, Rabbimin işindendir ve zaten size pek az bir bilgiden başka bir şey de verilmemiştir.’[2]

Bununla birlikte ayet ve rivayetlerin yardımıyla ruhun, beden ve cismin aksine mücerret ve maddenin özelliklerine sahip olmayan bir varlık olduğunu anlıyoruz. Yani, zaman ve mekanla sınırlı değildir. Ruhun bedenle olan irtibatı ve bağlılık şekli uyanık halde, uykudayken ve yine uykuda ve ölüm zamanında bedenden ayrılırken meydana gelen durumları birbirlerinden tamamen farklıdır. Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Allah, ölüm zamanında, ölenin ruhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümün mukadder olanın ruhu, gerçekten de geri vermez, öbürünün ruhunuysa muayyen ve mukadder bir zamana dek yollar...[3]

Kur’an-ı Kerim ölümden Teveffa  diye bahsetmektedir. Teveffa, almak, geri almak demektir. Başka bir ifadeyle Allah, kuluna verdiği canı ondan geri almaktadır. Canın alınması ise iki merhalede olur: 1) Uykudayken zayıf merhale, 2) Ölünce güçlü merhale.

Kısacası insan uykudayken bedeninden ayrılan ruh nasıl bir ruhtur ve o ruhun ne gibi etkileri vardır, ruh alındığı zaman alametleri nelerdir gibi sorular çok merak uyandıran sorulardır. Çünkü uyku sırasında insanda fazla bir değişiklik olmuyor. Sadece idrak ve bedensel kuvveleri zayıflamaktadır.[4]

İleride de değineceğimiz gibi fizyoloji ve pozitif bilimlerinin uzmanları uyku ve rüya hakkında araştırma yaparken insanın uyurken ölüme yakın olduğu gerçeğini anlamışlardır. Ancak onların araştırması ruhsal boyutla değil yalnızca cismi boyut ve bedensel değişikliklerle ilgilidir. Onlar uykuyu hafif (REM) ve derin (NREM) olmak üzere iki evreye ayırmışlardır:

a) Rahat uyku denilen kısa dalgalı veya NREM uyku. Bu evrede beyin istirahat durumuna geçer, beyin dalgaları rahatlama frekansı verir ve gündelik yorgunluk bedenden çıkar. Rahatlama uykusu yatağa ilk girdiğimizde uzun çekmektedir. Ama doksanlı dakikalardan sonra yavaş yavaş azalır.

b) Hafif uyku ya da Rem uykusu: Bu evredeki uyku bedende çelişkili olayların meydana geldiği uykudur. Zira beyinden hızlı ve faal dalgalar yayılmaktadır ki bu, uyanıklık zamanına benzemektedir. Göz ise kapalı göz kapaklarının arkasında uyanık zamandaki gibi sağa sola, yukarı aşağı hareket etmektedir, ama beden hareket etmemektedir. Gerçekte kaslar adeta felç olmuştur. Bu zamanda rüya görürüz. Bu evre doksan dakikalık bölümün ikinci yarısıdır.

Gözlerin hızlı bir şekilde titremesinin görülmediği ‘derin uyku’ dört evreye ayrılmaktadır. Toplam olarak insanın uykusu beş evredir ve birbirlerinden farklıdırlar. Beyinin elektrik dalgaları bu evrelerde değişiktir. Ve bu iki evre sırayla uyku süresince tekrarlanmaktadır.[5]

‘Rem uykusu boyunca felç benzeri bir durum yaşarız ve daha çok beyin ve ilik nöronlarının hareketi engellenir. Bu durumda beyin çok faaldır. Beyindeki kan akımı ve oksijen tüketimi çoğalır...’[6]  

Yine ‘Rem evresinde kalp ve solunum hızı, tansiyon, erkeklerde cinsel organın sertleşmesi ve kadınlarda vajinal kan akımı gibi iç organlara ait tepkimeler çoğalır. İç salgılar (kalp krizi ihtimali) ve bağırsakların faaliyeti çoğalır...’[7]

‘Rem uykusu sırasında acaip bir durum gözlemlenir. Düzensiz kalp atışları genelde bu evrede görülür. Yine kalp hastalığı olanlar için bu aşamada kalp krizi olabilir. Geceleri (uykuda) gerçekleşen ölüm oranı gündüzden daha fazladır.’[8]   

 

Neden Bazı Rüyalar Aklımızda Kalır?

Araştırmalar, Rem uykusundan uyandıktan sonra deneklerin rüyalarını anlatmaya başladığını göstermektedir. Oysa NREM uykusundan uyandıklarında bir şey hatırlamıyorlar.[9]

‘Bazıları rüya görmedikleri konusunda ısrar ediyorlar. Ama yanılıyorlar. Herkes rüya görür, ancak görülen rüyaların çoğu unutulmaktadır. İnsan rüya gördüğü sırada veya ondan hemen sonra uyanmazsa rüyasını hatırlamaz. Yıllardır rüya görmediklerini söyleyen kimselerin çoğu, denemelerde Rem uykusu sırasında uyandıklarında uykuda gördükleri açık ve canlı şeyler kendileri için hayret vericidir.’[10]

‘Sadece uyku gördüğümüz sırada (veya ondan hemen sonra) uyandığımızda rüyalarımızı hatırlayabiliyoruz. Bu sırada dikkat eder ve gördüğümüz rüyayı hatırlamaya çalışırsak sonradan onun bir kısmı aklımıza gelir. Yoksa rüyamız geçici olur ve hemen unutulur gider. Rüya gördüğümüzde onu hatırlamamamızda mümkündür.’[11]

Genel olarak diyebiliriz ki: ‘Uyku, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ve bu ayrılma bazen güçlü, bazen zayıf; bazen uzun süreli, bazen de kısa süreli olur. Baygınlıkta ise ruhun bedenle irtibatı zayıftır. Süresi ilacın ve ameliyatın çeşidine göre değişse de bayıltıcı ilaç bedene derin bir etki bıraktığından bedenle ruhun irtibatını çok zayıf bir düzeyde tutar. İlaç bedenin faaliyetini o kadar azaltıyor ki, sanki ruh aletsiz ve bedensiz dolaşmaktadır. Bu yüzden beden, ruh için alet olma özelliğini kazanmadığı sürece ruhun ona yönelmesi çok zayıf olcaktır. Buna göre baygınken ruhun bedenden güçlü bir şekilde ayrılması ve ruhun bedene zayıf bir yönelişi hatta ağır ameliyatlar ve en zor yaralarda bile ruhu etkilemediğinden insanın uyanmasına neden olmuyor.’[12]

Yukarıda söylenenleri dikkate aldığımızda şu sonuçlara ulaşırız:

1-     Ruhla bedenin ilişkisi, sadece uykuda değil, uyanık haldeyken bile ne şekilde olduğu bilinmemektedir.

2-     Yalnızca Rem uykusu merhalesinde görülen rüyalar hatırlanmaktadır, normal rüyalar çok az hatırlanmaktadır. Bu evrede görülen rüyaların hatırlanmasıda rüya görüldükten sonra hemen uyanmaya bağlıdır.

3-     Normal merhalede görülen rüyaların hatırlanmamasının nedeni bu merhalede uyku derindir ve ruhun bedenden ayrılması Rem uykusuna nazaran daha şiddetlidir. Dolayısıyla baygınken ruhun bedenle irtibatı çok zayıftır. Ayrıca baygın kimse yavaş yavaş ayılmaktadır. Bu yüzden görülebilecek rüyalarda akılda kalmıyor.


[1] - Ayetullah Mekarim Şirazi, Usul-u Akaid Bara-i Cavanan.

[2] - İsra/85

[3] - Zümer/42

[4] - Ayetullah Misbah Yezdi, Piş Niyazha-i Müdüriyet-i İslami, s.71-72

[5] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, Revanşinasi-i Fizyolojik, s.242

[6] - Neil Carlson, Revanşinasi-i Fizyolojik, s.401

[7] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, a.g.e, s.247

[8] - Robert B. Craham, , Revanşinasi-i Fizyolojik, s.325

[9] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, a.g.e, s.253

[10] - Neil Carlson, a.g.e, s.401

[11] -Zemine-i Revanşinasi Hilgard, s.372

[12] - Porsiman programı

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar