Gelişmiş Arama
Ziyaret
18137
Güncellenme Tarihi: 2010/08/15
Soru Özeti
Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri farklı mıdır?
Soru
Uykuda ve baygınlıkta ruhun faaliyetleri arasından ne gibi farklılıklar vardır? Uykuda gördüğümüz rüyalar neden insanın aklında kalıyorda baygınlıkta olanlar kalmıyor?
Kısa Cevap

Uyanıkken ruhla beden arasındaki tepkileşim, uykudakinden tamamen farklıdır. Bu yüzden İslami öğretilerde uykuya ölümün kardeşi denmiştir.

Bilimin uyku sırasında ruhla beden arasındaki değişken ilişki hakkında bilgisi yoksada uyku sırasında baş gösteren bazı bedensel değişiklikleri keşfedebilmiştir. Labaratuvar çalışmalarına göre insanın uykusu birbirleriyle tamamen farklı olan REM ve NREM olmak üzere iki evrelidir. İnsanın NREM evresinde gördüğü rüyalar uyku derin olduğu için genellikle hatırlanmaz. Sadece REM evresindeki rüyalar hatırlanır. Baygınlıkta da ruhun bedenle irtibatı zayıftır ve uykunun derin olmasından dolayı görülebilecek rüyalar hatırlanmaz.     

Ayrıntılı Cevap

Ruhun ne olduğu ve nasıl faaliyet ettiği konusu en karmaşık konulardan biri olup, şimdiye kadar insan bilgisi onu anlamaya kadir olmamıştır. Öyle ki, bazılarının dediğine göre bilim insanları ruhun hakikatı ve ona ait meselelerde bin taneye yakın görüş belirtmişlerdir.[1]

Kur’an-ı Kerim’de insanın ruhu tanıyamayacağını vurgulayarak şöyle buyuruyor: ‘Ve sana ruhu soruyorlar; de ki: Ruh, Rabbimin işindendir ve zaten size pek az bir bilgiden başka bir şey de verilmemiştir.’[2]

Bununla birlikte ayet ve rivayetlerin yardımıyla ruhun, beden ve cismin aksine mücerret ve maddenin özelliklerine sahip olmayan bir varlık olduğunu anlıyoruz. Yani, zaman ve mekanla sınırlı değildir. Ruhun bedenle olan irtibatı ve bağlılık şekli uyanık halde, uykudayken ve yine uykuda ve ölüm zamanında bedenden ayrılırken meydana gelen durumları birbirlerinden tamamen farklıdır. Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Allah, ölüm zamanında, ölenin ruhunu alır, ölmeyecek kişinin de uyuduğu zaman; ölümün mukadder olanın ruhu, gerçekten de geri vermez, öbürünün ruhunuysa muayyen ve mukadder bir zamana dek yollar...[3]

Kur’an-ı Kerim ölümden Teveffa  diye bahsetmektedir. Teveffa, almak, geri almak demektir. Başka bir ifadeyle Allah, kuluna verdiği canı ondan geri almaktadır. Canın alınması ise iki merhalede olur: 1) Uykudayken zayıf merhale, 2) Ölünce güçlü merhale.

Kısacası insan uykudayken bedeninden ayrılan ruh nasıl bir ruhtur ve o ruhun ne gibi etkileri vardır, ruh alındığı zaman alametleri nelerdir gibi sorular çok merak uyandıran sorulardır. Çünkü uyku sırasında insanda fazla bir değişiklik olmuyor. Sadece idrak ve bedensel kuvveleri zayıflamaktadır.[4]

İleride de değineceğimiz gibi fizyoloji ve pozitif bilimlerinin uzmanları uyku ve rüya hakkında araştırma yaparken insanın uyurken ölüme yakın olduğu gerçeğini anlamışlardır. Ancak onların araştırması ruhsal boyutla değil yalnızca cismi boyut ve bedensel değişikliklerle ilgilidir. Onlar uykuyu hafif (REM) ve derin (NREM) olmak üzere iki evreye ayırmışlardır:

a) Rahat uyku denilen kısa dalgalı veya NREM uyku. Bu evrede beyin istirahat durumuna geçer, beyin dalgaları rahatlama frekansı verir ve gündelik yorgunluk bedenden çıkar. Rahatlama uykusu yatağa ilk girdiğimizde uzun çekmektedir. Ama doksanlı dakikalardan sonra yavaş yavaş azalır.

b) Hafif uyku ya da Rem uykusu: Bu evredeki uyku bedende çelişkili olayların meydana geldiği uykudur. Zira beyinden hızlı ve faal dalgalar yayılmaktadır ki bu, uyanıklık zamanına benzemektedir. Göz ise kapalı göz kapaklarının arkasında uyanık zamandaki gibi sağa sola, yukarı aşağı hareket etmektedir, ama beden hareket etmemektedir. Gerçekte kaslar adeta felç olmuştur. Bu zamanda rüya görürüz. Bu evre doksan dakikalık bölümün ikinci yarısıdır.

Gözlerin hızlı bir şekilde titremesinin görülmediği ‘derin uyku’ dört evreye ayrılmaktadır. Toplam olarak insanın uykusu beş evredir ve birbirlerinden farklıdırlar. Beyinin elektrik dalgaları bu evrelerde değişiktir. Ve bu iki evre sırayla uyku süresince tekrarlanmaktadır.[5]

‘Rem uykusu boyunca felç benzeri bir durum yaşarız ve daha çok beyin ve ilik nöronlarının hareketi engellenir. Bu durumda beyin çok faaldır. Beyindeki kan akımı ve oksijen tüketimi çoğalır...’[6]  

Yine ‘Rem evresinde kalp ve solunum hızı, tansiyon, erkeklerde cinsel organın sertleşmesi ve kadınlarda vajinal kan akımı gibi iç organlara ait tepkimeler çoğalır. İç salgılar (kalp krizi ihtimali) ve bağırsakların faaliyeti çoğalır...’[7]

‘Rem uykusu sırasında acaip bir durum gözlemlenir. Düzensiz kalp atışları genelde bu evrede görülür. Yine kalp hastalığı olanlar için bu aşamada kalp krizi olabilir. Geceleri (uykuda) gerçekleşen ölüm oranı gündüzden daha fazladır.’[8]   

 

Neden Bazı Rüyalar Aklımızda Kalır?

Araştırmalar, Rem uykusundan uyandıktan sonra deneklerin rüyalarını anlatmaya başladığını göstermektedir. Oysa NREM uykusundan uyandıklarında bir şey hatırlamıyorlar.[9]

‘Bazıları rüya görmedikleri konusunda ısrar ediyorlar. Ama yanılıyorlar. Herkes rüya görür, ancak görülen rüyaların çoğu unutulmaktadır. İnsan rüya gördüğü sırada veya ondan hemen sonra uyanmazsa rüyasını hatırlamaz. Yıllardır rüya görmediklerini söyleyen kimselerin çoğu, denemelerde Rem uykusu sırasında uyandıklarında uykuda gördükleri açık ve canlı şeyler kendileri için hayret vericidir.’[10]

‘Sadece uyku gördüğümüz sırada (veya ondan hemen sonra) uyandığımızda rüyalarımızı hatırlayabiliyoruz. Bu sırada dikkat eder ve gördüğümüz rüyayı hatırlamaya çalışırsak sonradan onun bir kısmı aklımıza gelir. Yoksa rüyamız geçici olur ve hemen unutulur gider. Rüya gördüğümüzde onu hatırlamamamızda mümkündür.’[11]

Genel olarak diyebiliriz ki: ‘Uyku, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Ve bu ayrılma bazen güçlü, bazen zayıf; bazen uzun süreli, bazen de kısa süreli olur. Baygınlıkta ise ruhun bedenle irtibatı zayıftır. Süresi ilacın ve ameliyatın çeşidine göre değişse de bayıltıcı ilaç bedene derin bir etki bıraktığından bedenle ruhun irtibatını çok zayıf bir düzeyde tutar. İlaç bedenin faaliyetini o kadar azaltıyor ki, sanki ruh aletsiz ve bedensiz dolaşmaktadır. Bu yüzden beden, ruh için alet olma özelliğini kazanmadığı sürece ruhun ona yönelmesi çok zayıf olcaktır. Buna göre baygınken ruhun bedenden güçlü bir şekilde ayrılması ve ruhun bedene zayıf bir yönelişi hatta ağır ameliyatlar ve en zor yaralarda bile ruhu etkilemediğinden insanın uyanmasına neden olmuyor.’[12]

Yukarıda söylenenleri dikkate aldığımızda şu sonuçlara ulaşırız:

1-     Ruhla bedenin ilişkisi, sadece uykuda değil, uyanık haldeyken bile ne şekilde olduğu bilinmemektedir.

2-     Yalnızca Rem uykusu merhalesinde görülen rüyalar hatırlanmaktadır, normal rüyalar çok az hatırlanmaktadır. Bu evrede görülen rüyaların hatırlanmasıda rüya görüldükten sonra hemen uyanmaya bağlıdır.

3-     Normal merhalede görülen rüyaların hatırlanmamasının nedeni bu merhalede uyku derindir ve ruhun bedenden ayrılması Rem uykusuna nazaran daha şiddetlidir. Dolayısıyla baygınken ruhun bedenle irtibatı çok zayıftır. Ayrıca baygın kimse yavaş yavaş ayılmaktadır. Bu yüzden görülebilecek rüyalarda akılda kalmıyor.


[1] - Ayetullah Mekarim Şirazi, Usul-u Akaid Bara-i Cavanan.

[2] - İsra/85

[3] - Zümer/42

[4] - Ayetullah Misbah Yezdi, Piş Niyazha-i Müdüriyet-i İslami, s.71-72

[5] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, Revanşinasi-i Fizyolojik, s.242

[6] - Neil Carlson, Revanşinasi-i Fizyolojik, s.401

[7] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, a.g.e, s.247

[8] - Robert B. Craham, , Revanşinasi-i Fizyolojik, s.325

[9] - Muhammed Kerim Khoodapenahi, a.g.e, s.253

[10] - Neil Carlson, a.g.e, s.401

[11] -Zemine-i Revanşinasi Hilgard, s.372

[12] - Porsiman programı

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi bakışlar haram ve günah sayılıyor?
    19004 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/20
    Allahu Teala kuranı kerimde namahreme bakmak hakkında şöyle buyurmaktadır: “kul lil müminine yeguddu min ebsarihim yani Müminlere deki; namahreme bakmaktan gözlerini sakınsınlar[1] Ve kul lil mü'minati yağdudne min ebsarihinne” yani “Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar”[2]İmam ...
  • Neden özellikle bir mercii taklit etmek gerekmektedir? Bu mesele hadisler aracılığıyla nasıl ispat edilmektedir?
    9874 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/11
    Eğer müçtehitlerden her birinin fıkhın bir kısmında diğerlerinden daha bilgili olduğu veya onlar ile eşit bulunduğundan eminseniz birkaç şahsı taklit etmenin bir engeli yoktur. ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    36267 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ahlâkla ahlâk ilminin farkı nedir?
    10932 Teorik Ahlak 2012/02/04
    Ahlâk kelimesi, Hulk kelimesinin çoğulu olup -ister iyi olsun ister kötü- huy, yapı, karakter ve alışkanlık demektir. Ahlâk ilminin alim ve filozofları, ahlâk için çeşitli tarifler yapmışlardır. Bütün bu tariflerden yola çıkarak ahlâkı şöyle tarif edebiliriz: ‘Ahlâk, insan nefsindeki keyfiyet olup, insanın ona ...
  • İbn-i Meysem Bahrani’nin kişiliği ve yaşamı hakkında bilgi verebilir misiniz?
    8002 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2013/04/23
    HK. 697-699’da vefat eden ve İbn-i Meysem diye meşhur olan Kemaleddin Meysem b. Ali b. Meysem Bahrani, 7. yüzyılın başlarında Bahreyn’de dünyaya gelmiştir. İlim ve fakihliğin beşiğinde, köklü ve meşhur bir ailede yetişmiştir. İlim tahsiline kendi ülkesinde başladı. Sonra daha yüksek tahsil için Bağdat’a gitti. İbn-i Meysem ...
  • Fahişe bir bayanla geçici nikâh yapılabiliniyor mu?
    7545 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/04
    Fahişe bayanlarla geçici veya daimi evlilik haram değildir. Ama farklı delillerden ötürü böyleli bir evlilikten sakınmanız hem dininiz için ve hem de dünyanız için daha hayırlıdır. ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    15931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Resul-i Ekrem’e (s.a.a) ve İslamî kutsallara hakaret edilmesinin fıkhî hükmü ve buna karşı koymanın yolu nedir?
    11560 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberine hakaret eden ve bu çirkin davranışıyla milyonlarca insanı üzen kimse idama müstahaktır. İslam düşmanları Müslümanlar arasında tefrika yaratmak, İslam’ın yayılmasının önünü almak ve yolları üzerinde din adındaki engeli kaldırmak gibi utanç verici hedeflerine ulaşmak için İslamî kutsallara hakaret etmeye ve sövmeye yönelmişlerdir. Vahdeti korumak, kendi İslamî ...
  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45726 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Ayetullah Hamenei’nin Amerika Müslümanlarına mesajı (öğüt ve nasihati) nedir?
    5932 Eski Kelam İlmi 2009/08/20
    Ayetullah Hamenei’nin kaleminin bu soruya cevabı: “Selamu’n Aleykum,Ayetullah Hamenei’nin genele hitap eden konuşma ve mesajlarında yer alan açıklamalarının dışında özel bir mesajları yoktu. (Bu konuşma ve mesajların metni Ayetullah Hamenei’nin ...

En Çok Okunanlar