Please Wait
7299
‘Gerçekten de sana ağır bir söz vahyedeceğiz.’ ayetindeki ‘Ağır Söz’den maksat Kur’an-ı Kerim’dir. Müfessirler ‘Ağır Söz’ü değişik boyutlardan çeşitli şekillerde tefsir etmişlerse de anlaşılan o ki onun Kur’an-ı Kerim olduğunda şüphe yoktur. ‘Ağır Söz’ün çeşitli yönleri vardır. Ağır olmak içerik yönündendir; ağır olmak kalplerin ve gönüllerin tahammül etmesidir; ağır olmak tebliğ ve davet yolunun zorluğundandır; ağır olmak plan yapma, icra etme... yönündendir.
Sıkl (ağırlık), cisimin belli bir haldir. Özelliğide onu taşımanın ve bir yerden bir yere götürmenin zor olmasıdır. Bu kelime çoğu zaman cisimlerin dışında, mesela manevi konular için de kullanılır. Örneğin, ‘Ders bugün ağır idi.’ denildiğinde öğrencilerin onu anlaması güç ve zordu manasına gelmektedir. Veya ‘Tümü bilimsel teori olan bugünkü konuşma avama ağır geldi.’ Böyle ifadelerde ağır kelimesi cisim olmayan şeylerde kullanılmıştır. Anlaşılması güç olan veya ulaşılması zor hakikatleri içeren yahut emirlerinin itaat edilmesi ve yerine devamlı getirilmesi zor olan manevi konularda da kullanılır. İlahi kelam olan Kur’an-ı Kerim her iki itibarla (mananın derki ve maarifi gerçekleştirmek açılardan) ağırdır. Manasının derkinin ağır olmasının nedeni Allah Resulünün (s.a.a) Allah Teala’dan aldığı ilahi kelam olmasından dolayıdır. Bu sözleri, bütün sebeplerden ümidini kesmiş ve yalnızca bütün sebeplerin sebebi Subhan olan Allah’a gönül bağlamış pak nefislerden başka kimse derkedemez. O ilahi kelamdır, zahiri ve batını, tenzili ve tevili, her şeyin açıklayıcısı olan aziz bir kitaptır. Onun ağırlığı Resulullah’ın (s.a.a) durumundan tamamen belli oluyordu. Vahiy geldiğinde kendisinin nasıl bir duruma geldiğini herkes görüyordu.
Hakikatlerini yani tevhidi, itikadi ve ahlaki öğretilerini uygulama yönüne gelince, bu o kadar ağır ki, Kur’an’ın kendisi bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Bu Kur'an'ı, bir dağa indirseydik elbette ki onun, Allah korkusundan baş eğip, paramparça olduğunu görürdün’[1]
Kur’an-ı Kerim, sadece o iki yönle ağır değil, aynı zamanda toplumda uygulanması, halkı hanif dinin emirlerini yerine getirmeye davet etmesi ve bu hanif dini diğer dinlere üstün etmesi itibarıylada ağırdır. Ağır olmasının kanıtı, Peygamberimizin (s.a.a) Allah yolunda katlandığı onca musibet ve zorluklar, Allah için çektiği onca eziyetlerdir. Kur’an, Peygamberimizin (s.a.a) müşrikler, kafirler ve münafıklardan çektiği eziyet ve alayların sadece bir kısmını anlatmıştır. Dolayısıyla ‘Gerçekten de sana ağır bir söz vahyedeceğiz.’ ayetindeki ‘Ağır Söz’den maksat Kur’an-ı Kerim’dir.
Buna göre müfessirler ‘Ağır Söz’ü değişik boyutlardan çeşitli şekillerde tefsir etmişlerse de anlaşılan o ki onun Kur’an-ı Kerim olduğunda şüphe yoktur. Bu ‘Ağır Söz’ün çeşitli yönleri vardır. Ağır olmak içerik yönündendir; ağır olmak kalplerin ve gönüllerin tahammül etmesidir; ağır olmak tebliğ ve davet yolunun zorluğundandır; ağır olmak plan yapma, icra etme... yönündendir.[2]