Gelişmiş Arama
Ziyaret
11568
Güncellenme Tarihi: 2011/01/17
Soru Özeti
Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
Soru
Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi? Kocaya itaat etme açısından ve istemeden de olsa dışarıda çalışırsa bu, kadına sevap kazandırır mı?
Kısa Cevap

Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir.

Ayrıntılı Cevap

Soruya dikkat edersek onun üç bölümden oluştuğunu göreceğiz:

1-Erkek, karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?

2-Dışarıda çalışmak kadına yakışır mı?

3-Kadın bu konuda kocasına itaat ederse sevap alır mı?

Aşağıda bunları kısaca inceleyeceğiz:

a) Birinci soru için Nisa/34[1] dikkate alındığında göreceğiz ki aile düzeninde erkeğin reis olmasının delillerinden birinin ailenin geçim masraflarını (her durumda) karşılamak erkeğin üzerine olmasıdır. Buna göre diyebiliriz ki, kadının görevi genel olarak Tevzih-ul Mesail’de ve medeni kanunda gelen şeylerle sınırlı olup evin masraflarını karşılamak ve para kazanmak konusunda hiçbir şer’i ve kanuni sorumluğu yoktur. Hatta daha önceden bir serveti var idiyse de onu evin işlerinde harcama mecburiyeti yoktur. Erkekte onu, servetinden harcaması için zorlayamaz. Büyük fakihlerin fetvalarıda bu yöndedir. Örneğin İmam Humeyni (r.a) şöyle buyuruyor: ‘Nafakanın farz olabilmesi için kadının fakir ve muhtaç olmasına gerek yoktur. Hatta kadın zenginde olsa kocası onun nafakasını vermek zorundadır.’[2] İşte İslam hukukunun kadınlara verdiği ayrıcalıklardan biri budur. Bu kanuna göre kadın evlendikten sonra bile, yapacağı işte kocasını gözettiği sürece, sermayesini istediği şekilde idare edebilir. Ve işin dikkat çeken yönü şu ki, erkeğin karısını ev işlerini yapmaya bile zorlama hakkı yoktur. Kadın en şefkatli iş için bile yani çocuğa süt verdiğinde de kocasından ücret alabilir.[3] Bunun kadının şahsiyetine hiçbir hakaret yönü yoktur. Aksine haklar ve görevlerin arasında bir çeşit uygunluk sağlanması için ailede erkeğin yöneticilik hakkına karşılık kadına verilmiş haklardandır. Bu esasa göre dışarıda (hatta evde) çalışmak konusunda kocasına itaat etmesi farz değildir. Nitekim İmam Humeyni (r.a) şöyle buyuruyor: ‘Kadının üzerine farz olmayan işlerde kocasına itaat etmemesi onu naşize (kocasına karşı gelen) konumuna düşürmez. Dolayısıyla kadın, karı koca ilişkisiyle ilgili olmayan eve ait iş ve görevleri yerine getirmezse, örneğin evi süpürmek, dikiş yapmak, yemek pişirmek vb. işleri yapmazsa, hatta su getirmek, yatağı toplamak gibi küçük işleri yapmadığında da naşize olmaz.’[4]

b) İster evli olsun ister bekar, şer’i açıdan kadının dışarıda çalışması konusunda İslam dini her hangi bir engel koymamıştır. Örneğin, Peygamber Efendimizin değerli eşi Hz. Hatice’nin (s.a) serveti olduğunu ve onunla ticaret yaptığını biliyoruz. Bi’setten sonra da bu servetini İslam’ın yayılmasında kullanmıştır. Peygamber Efendimiz bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Hiçbir sermaye Hatice’nin bana verdiği sermaye gibi fayda sağlamamıştır.’[5]

Kadınların toplumsal işlere girmesinde önemli olan şer’i kurallara riayet etmeleri ve iffetlerini korumalarıdır. Bunlara uyulduğu sürece onlarda erkekler gibi dışarıda çalışabilirler.

Mesela Masum İmamlar (a.s) kadınların dışarı çıkmasına engel olmazdılar. Sadece yolun ortasından değilde dikkat çekmemek için yolun kenarından gitmelerini tavsiye ederlerdi.[6]

Peygamberimizin (s.a.a) döneminde de kadınlar dışarı çıkar, hatta daha çok erkeklerin işi olan savaş meydanlarında da bulunurlardı.[7]

Buna göre kadının dışarıda çalışmasının yakışık almayacağını ve bundan sakınması gerektiğini söyleyemeyiz. Hatta bazı işler var ki kadınlar onu erkeklerden daha iyi yaparlar.

c) Yukarıda söylenenler göz önüne alındığında, kadın bu konuda kocasına itaat ederse bundan sevap alacak mı almayacak mı? Her şeyden önce belirtelim ki, İslamın üzerinde önemle durduğu özveri kavramı, insan kendi haklarını göz ardı ettiği zaman mana kazanır. Bu konuda Kur’an’da Ensarı, Muhacirlerin ihtiyaçlarına öncelik verdikleri ve kendi haklarından geçtikleri için öven bir ayet vardır.[8] Ayeti manasına dikkat ettiğimizde Ensarın yaptığının farz ve zorunlu bir şey olmadığını göreceğiz. Onlar ahlaki vicdanlarından dolayı böyle bir özveride bulunmuşlardı.

Hz. Hatice’nin (s.a) servetini Peygamberimize (s.a.a) vermesini de bu doğrultuda değerlendirebiliriz. Peygamberimiz (s.a.a) O’nun vefatından uzun bir süre sonra bile[9] Onu hep hayırla anması, bu mümin kadının kocasına yaptığı maddi yardımlardan dolayı aldığı büyük sevabı göstermektedir.

Buraya kadar söylenenlerden şu sonucu çıkarabiliriz: Aile yaşantısında karı-koca ilişkilerine hakim olan hakların yanı sıra, yerine getirme zorunluluğu olmayan ahlaki ölçülerde vardır. Ancak zorunlu olmasada Allah’a yakın olmak kastıyla yapılan bütün işlerin karşılığında kesinlikle büyük sevaplar alınacaktır. Erkek evin geçimi sağlamak için özellikle zorluklara düştüğü zamanlarda kadının kocasına yardım etmesi, bu ahlaki ölçülerin örneklerindendir. Ama belirtmek gerekir ki, dışarıda çalışmak İslami ve şer’i ölçüler içinde olmalıdır.


[1] -Erkekler kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir. Çünkü onlar kadınları mallarıyla geçindirir, doyururlar.

[2] -Ruhullah Humeyni, Tahrir-ul Vesile, c.2, s.319, Dar-ul İlm yayınları, Kum, 2. Baskı.

[3] -a.g.e. s.312

[4] -a.g.e. s.305.

[5] -Muhammed Bakır Meclisi, Bihar-ul Envar, c.19, s.63, Müesseset-ül Vefa yayınları, Beyrut, h.k.1404.

[6] -Muhammed b. Ali b. Hüseyin (Şeyh Saduk), Men La Yahduruh-ul Fakih, c.3, s.561, Camiat-ul Müderrisin yayınları, Kum, h.k.1413.

[7] -Örneğin Nesibe adında bir kadın sahabe Peygamberle (s.a.a) birlikte Uhud savaşına katılmış ve orada yaralıları tedavi ediyordu. (Bkz: Muhammed Bakır Meclisi, Bihar-ul Envar, c.20, s.52.)

[8] -Haşr/9 (Ve onların göçmesinden önce yurtlarını hazırlayıp...)

[9] -Şeyh Müfid, el-İfsah Fi’l İmame, s.217, Kongre-i Şeyh Müfid, Kum, h.k.1413.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar