Gelişmiş Arama
Ziyaret
8549
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
Soru
Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) ve konaklama yerinin Fırat nehrine uzaklığı fazla değildi ve bir çukur kazmayla suya ulaşılabilirdi. Böyle bir şey yapılmış mıdır?
Kısa Cevap

Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. Ama düşman bunu duyar duymaz şiddetlice buna engel oldu!

Ayrıntılı Cevap

Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi, gücün Emevilerin elinde olduğu şartlarda oluşmuştu. Onlar gerçekleri tahrif etmeyle meşhur ve tanınmaktaydılar. Bu nedenle Kerbela hareketi benzeri az görülür bir komploya duçar oldu. Abbasiler dönemi de bu şekilde cereyan etti. Zira onlar da Emevilerin siyasetini izliyordular. Hatta bazı hususlarda onlar Alevilere daha sert ve acımasızca davranıyorlardı. Bu yüzden İmam Hüseyin’in (a.s) hareketinin birçok gerçekleri ve özellikle de detayları bize saklı kalmıştır. Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi Aşura gününden uzun bir süre önce başlamıştı. Kervanın nurlu Medine’den hareket edip değişik duraklardan geçerek Mekke’ye ulaşmasına ve oradan Irak’a doğru yola çıkmasına ve de bir takım menzilleri kat ettikten sonra Kerbela’da konaklamasına dek bir zaman diliminde gerçekleşmişti. Ama tarihe müracaat ettiğimizde ise hareket yolundaki hadise ve olaylar hakkında elle tutulur bir bilgi bulmamaktayız. Hatta Aşura gününde gerçekleşen birçok hadise dahi gizli kalmıştır. Bu hadiselerden biri de İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerinin susuzluğudur. Evet, değişik hadis kaynakları ve de dua ve tarih kitaplarında sahih ve güvenilir senetler ile İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğu meselesi ve onun susuz bir şekilde şehit olduğu nakledilmiştir. Bu nakillerden bazılarına işaret ediyoruz:

1- Allame Nuri ve Allame Meclis şöyle nakletmektedirler: Hüseyin b. Ali (a.s), ailesi ve yarenleri mazlum bir şekilde, beden ve canları zulüm ve siteme uğramış olarak ve susuz bırakılmış bir şekilde katledildiler.[1]

2- Müstedrekü’l-Vesail yazarı İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: “Kerbela sahibi Hz. Hüseyin (a.s) mazlum, hüzünlü, susuz ve dertli bir haldeyken şehit oldu.”[2]  

3- Allame Meclisi, Cebrail’in İmam Hüseyin’in (a.s) başına gelecek olanları Hz. Adem’e şu şekilde anlattığını nakletmektedir: “Senin bu evladın diğer musibetlerin karşısında küçük kalacağı bir belayla karşılaşacaktır. Hz. Adem (a.s) bu bela nedir diye sorar. Cebrail de şöyle der: Hüseyin susuz, garip, yalnız, yaversiz ve yardımcısız bir halde şehit olacaktır.”[3] Belirtilen rivayetlere ek olarak İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğunu bize kesin ispat eden başka rivayetler de mevcuttur.[4] Ama bunun detayı bize meçhul kalmıştır. Su bulmak için kuyu kazma girişiminde bulunup bulunmadıkları hakkında da işaret edeceğimiz bir takım rivayetler mevcuttur:

1- Bazı rivayetlere göre “… İmam eline kazma alıp kadınların kaldığı çadırların arkasından güneye doğru dokuz adımlık fasılası olan bir yeri kazdı ve oradan serin bir su çıktı. İmam ve yanındakilerin hepsi o sudan içti ve kırbalarını doldurdular… .”[5] Kerbela’nın Fırat nehrine yakın ve su seviyesinin yukarı olmasından dolayı bazı sahabelerin bu yöntemden istifade etmiş olmaları mümkündür. Ama bu husus düşmanın bundan haberdar olmasına ve şiddetlice bunu engellemesine neden oldu!

2- Tarihte şöyle yer almaktadır: “Bu haber Übeydullah’a ulaşınca Ömer Saad’e bir mektup yazarak ondan İmam Hüseyin’in ailesinin suya ulaşmasına engel olmasını istemiş ve mektubunda şöyle yazmıştır: Bana Hüseyin ve yarenlerinin bir kuyu kazıp su aldıkları bildirildi. Bu nedenle onların hiçbir şekilde yenilmesi mümkün değildir. Mektup sana ulaşır ulaşmaz Hüseyin b. Ali ve yarenlerini kuyu kazmaktan alıkoymalı ve su peşinde koşmalarını engellemelisin.[6]

3- Menakib’den nakledildiği üzere İmam Hüseyin’in ailesi ve yarenleri üç gece ve gündüz sudan mahrum kalmıştır. Bazen içme suyu dışında kullanmak üzere kuyu kazıyorlardı ama düşmanlar onu dolduruyordu (çok az derinliği olan böyle kuyuların suyunu içmenin münasip olmama ihtimali mevcuttur). Bazen Hz. Ebu’l-Fazl (a.s) cesurca Fırat nehri ablukasını yarmakta ve su getirmekteydi. Aşura gecesi Hz. Ali Ekber (a.s) elli kişiyle nehre gitti ve su getirdi. Ama Aşura sabahından sonra İmam Hüseyin’in (a.s) haremine suyun ulaşması mümkün olmadı.[7] Düşmanın hedefi de Ehli Beyt’in (a.s) susuzluğun etkisiyle direnişten düşmesiydi. Çünkü onların cesaretini ve susuzluk kendilerine etki etmezse Ehli Beyt’e karşı asla galip olamayacaklarını biliyorlardı. Nihayet bu gayri insani taktik ile İmam Hüseyin’in ordusunun bedensel gücünü kırıp onları şehit ettiler.[8]

İlgili başlık: İmam Hüseyin (a.s) ve Aşura’da Suyun Geçişi, 580. Soru (Site: 633).


[1] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 238; Biharu’l-Envar, c. 98, s. 37.

[2] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 240.

[3] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246.

[4] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246. Biharu’l-Envar, c. 98, s. 46. Kamilü’z-Ziyarat, el-Babu’s-Samin ve’l-Erbaaun, keyfe Yuhibbu en yekune zairu’l-Hüseyin b. Ali, s. 131.Savabu’l-A’mal, s. 89, Biharu’l-Envar, c. 44, s. 304, el-Kafi, c. 6, s. 392, Kamilu’z-Ziyarat, s. 107, Divanu Da’bali’l-Hazai, el-Kasıdeti’l-Taiye.

[5] Medinetü’l-Maaciz, el-Babu’s-Salis Fi Maacizi’l-İmam Ebi Abdullah el-Hüseyin (a.s), 245.

[6] El-Futuh, Ebu Muhammed Ahmed b. Ali A’sam Kufi, Şirket-i İntişarat-i İlmi ve Ferhengi, çap-ı evvel, 1373, bahş-i dovvom, fasl-ı şeşom İmam Hüseyin (a.s), Yezid, Kıyam, s. 893.

[7] Muntaha’l-Amal, Şeyh Abbas Kumi (r.a) İntişarat-i Behzad, çap-ı dovvom, 1381, bab-ı pencom, maksad-ı sevvom, fasl-ı evvel, s. 372, haşiye.

[8] Bkn: Zendegani İmam Hüseyin (a.s), Seyid Haşim Resuli Mehallati, çap-ı pencom, Nakd-i Neşr-i Ferheng-i İslami, 1378, s. 387.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar