Please Wait
8926
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, devletle İran halkının mahiyet, görev ve hakları hakkında olup İslam dini şeriatı esası üzerine yazılmıştır. İran İslam cumhuriyeti halka dayalı dini bir sistem olduğu için anayasasıda halkın katılımı ve İslam dini şeriatı esası üzerine yazılması gerekmekteydi. Bu yüzden anayasa şu merhalelerden geçerek yazıldı:
1- İslam kanunlarına ve bu alanda başarıya ulaşmış diğer ülkelerin anayasalarına göre ülkenin düşünürleri tarafından bir taslağın hazırlanması.
2- Bütün alanlarda ve farklı siyasi görüşlerin olduğu, halkın direkt ve çoğulcu seçimiyle çok güçlü bir anayasa uzmanlar meclisinin teşkili.
3- Anayasa taslağının inceleme, değerlendirme, maddelerinin tek tek onayı, açıklamalar, son halinin hazırlanması halkın seçtiği anayasa uzmanları tarafından h.ş. 24/Aban/1358’de ve 12 fasılda, 175 asıl ve bir mukaddime ve hatime’de yapılması.
4- Anayasa, uzmanlar meclisinde yazıldıktan sonra genel bir referanduma gidilmesi.
5- Halkın h.ş. 12/9/1358’de çoğulcu ve yüksek katılımı.
6- İran İslam Cumhuriyetinin kurucusu İmam Humeyni’nin (k.s), ‘veliyy-i fakih’ olarak seçilmesi.
Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti.
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, insanla Allah arasındaki ilişkinin yanı sıra halkın ve devletin temel vazifelerini belirlenmiş, devlet, hükümet ve halkın haklarının vasfı hakkında İslam şeriatı esası üzerine yazılmıştır. Bu kanun insanın Allah-u Teala’ya karşı görevlerini, bireylerin birbirlerine karşı haklarını belirlemiş, velayeti fakihe ve fakihlerin daimi içtihadına dayalı, Allah’ın kitabı ve Masumların (a.s) sünnetinden çıkarılarak halkın kabul ve desteğini alan dine dayalı halkçılığın bir göstergesidir.
‘Şeriat’tan alınmış anayasa’ diye de adlandırabileceğimiz İslam cumhuriyetinin anayasası, mukaddes şeriata dayanılarak yazılmıştır.
İmam Humeyni’nin (k.s) daha devrimin başlangıcından itibaren ‘hükümetin şekli’ ve ‘anayasa’ hakkındaki görüşü, halka belli bir yönetim şekli dayatılmadan halkın direkt katılımıyla bir refandum yapılmasından yanaydı. Buna göre yönetim şeklinin belirlenmesi için h.ş. 12/Ferverdin/1358’de bütün ülkede oylamaya gidildi ve %98 gibi yüksek bir oyla yönetim şekli halk tarafından ‘islam Cumhuriyeti’ olarak belirlendi.
Sonraki merhalede İmamın (r.a) fermanıyla hazırlanan, inkılap şurası ve geçici hükümetin üzerinde çalışıp incelenen anayasa taslağı, h.ş. 24/3/1358’de yüksek tirajlı gazetlerde halkın ve düşünürlerin görüş ve onayına sunuldu. İmam Humeyni’nin (r.a) tekidiyle anayasanın son halini inceleyecek uzmanlar meclisinin kurulması için bu meclisin seçim kanunu tasvip edildi. Bu seçim h.ş. 12 Mordad 1358’de yapıldı ve 75 kişi vekil olarak seçildi. Uzmanlar meclisi h.ş. 28 Murdad 1358’de İmam Humeyni’nin (r.a) mesajıyla açılış yaptı.
Bu mesajda şu konular üzerinde durulmuştu:
a) Devrimin hedefi ve zaferin sırrı İslam’dır. Halkımız merkezden ülkenin en uzak noktasına kadar kanlarını hediye ederek, Allah Ekber feryatlarıyla İslam cumhuriyetini istedi ve resmen kabul etti.
b) Bu yüzden kanunlar yüzde yüz İslam’a göre olmalıdır. Eğer bir madde bile İslam ahkamına aykırı olursa bu, halkın tamamına yakın çoğunluğun oylarına karşı durmak ve temsilcilikten çıkmak demektir.
c) İslam ahkamına aykırı olup olmadığıkonusu yalnızca mecliste olan değerli alimlerin yetkisindedir. Hukuki, idari ve siyasi alanlarda diğer temsilcilerin uzmanlıklarından faydalanılmalıdır.
d) Doğu ya da batının mekteplerine yönelen kimseler olursa kendilerini dalalet yolundan uzaklaştırmalılar. Zira halkımızın hayır ve saadeti kendi bölgelerinde bile reddedilen, yıkılmaya ve zevale yüz tutmuş böyle mekteplerden uzak kalmaktır.
Böyleleri İslamı kendi reylerine göre tefsir etmekten sakınmalıdırlar. Zira İslamın yüce ve derin maarifine muhalif deliller dikkate alınmadan ve fıkhi deliller her yönden incelenmeden saçma istidlaller ve yüzeysel tevillerle ulaşılamaz.
f) Seçilen alimler, İslami görüşlerini söylerken batı yanlısı yazarların yaygaralarından korkmasınlar ve anayasanın, halkın bütün kesimlerinin menfaatlarının, hukukunun korunup desteklenmesi, her türlü yersiz ayrımcılıktan uzak ve gelecek nesillerin menfaat ve haklarının ön görülmesi yönündeki meziyetleri ve özellikleri toplaması için çaba harcamalıdırlar. Yanlış ve kasıtlı tefsirlere engel olacak şekilde açık olmalı, İran İslam devriminden ilham alarak İslami hükümet kurmak isteyen bütün İslami hareketlere örnek ve kılavuzluk etmelidir.[1]
Bu meclis, şehid Beheşti’nin dirayet ve müdüriyetiyle, üç ay durup dinlenmeden yapılan çalışmaların sonucunda İran İslam Cumhuriyeti anayasası h.ş. 24 Aban 1358’de 12 fasıl, 175 madde, bir mukaddime ve hatime ile yazıldı. Bu kanun h.ş. 12/9/1358’de İran halkının son onayını aldı.
Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti. [2]
Anayasanın yazılması ve onayı konusunda daha fazla bilgi için bkz: Abbasali Amid Zencani, Tarihçe-i Hukuk-u Esasi-i Cumhuri-i İslami-i İran, Fıkh-ı Siyasi, c.1 veya şu adrese bakınız:
http://www.hawzah.net/Hawzah/Articles/Articles.aspx?id=5153