Gelişmiş Arama
Ziyaret
8537
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası nasıl yazıldı?
Soru
İran İslam Cumhuriyetinin anayasası nasıl yazıldı?
Kısa Cevap

İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, devletle İran halkının mahiyet, görev ve hakları hakkında olup İslam dini şeriatı esası üzerine yazılmıştır. İran İslam cumhuriyeti halka dayalı dini bir sistem olduğu için anayasasıda halkın katılımı ve İslam dini şeriatı esası üzerine yazılması gerekmekteydi. Bu yüzden anayasa şu merhalelerden geçerek yazıldı:

1- İslam kanunlarına ve bu alanda başarıya ulaşmış diğer ülkelerin anayasalarına göre ülkenin düşünürleri tarafından bir taslağın hazırlanması.

2- Bütün alanlarda ve farklı siyasi görüşlerin olduğu, halkın direkt ve çoğulcu seçimiyle çok güçlü bir anayasa uzmanlar meclisinin teşkili.

3- Anayasa taslağının inceleme, değerlendirme, maddelerinin tek tek onayı, açıklamalar, son halinin hazırlanması halkın seçtiği anayasa uzmanları tarafından h.ş. 24/Aban/1358’de ve 12 fasılda, 175 asıl ve bir mukaddime ve hatime’de yapılması.

4- Anayasa, uzmanlar meclisinde yazıldıktan sonra genel bir referanduma gidilmesi.

5- Halkın h.ş. 12/9/1358’de çoğulcu ve yüksek katılımı.

6- İran İslam Cumhuriyetinin kurucusu İmam Humeyni’nin (k.s), ‘veliyy-i fakih’ olarak seçilmesi.  

 Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti.

Ayrıntılı Cevap

İran İslam Cumhuriyetinin anayasası, halkın dini ve milli misakı olup, insanla Allah arasındaki ilişkinin yanı sıra halkın ve devletin temel vazifelerini belirlenmiş, devlet, hükümet ve halkın haklarının vasfı hakkında İslam şeriatı esası üzerine yazılmıştır. Bu kanun insanın Allah-u Teala’ya karşı görevlerini, bireylerin birbirlerine karşı haklarını belirlemiş, velayeti fakihe ve fakihlerin daimi içtihadına dayalı, Allah’ın kitabı ve Masumların (a.s) sünnetinden çıkarılarak halkın kabul ve desteğini alan dine dayalı halkçılığın bir göstergesidir.

‘Şeriat’tan alınmış anayasa’ diye de adlandırabileceğimiz İslam cumhuriyetinin anayasası, mukaddes şeriata dayanılarak yazılmıştır.

İmam Humeyni’nin (k.s) daha devrimin başlangıcından itibaren ‘hükümetin şekli’ ve ‘anayasa’ hakkındaki görüşü, halka belli bir yönetim şekli dayatılmadan halkın direkt katılımıyla bir refandum yapılmasından yanaydı. Buna göre yönetim şeklinin belirlenmesi için h.ş. 12/Ferverdin/1358’de bütün ülkede oylamaya gidildi ve %98 gibi yüksek bir oyla yönetim şekli halk tarafından ‘islam Cumhuriyeti’ olarak belirlendi.

Sonraki merhalede İmamın (r.a) fermanıyla hazırlanan, inkılap şurası ve geçici hükümetin üzerinde çalışıp incelenen anayasa taslağı, h.ş. 24/3/1358’de yüksek tirajlı gazetlerde halkın ve düşünürlerin görüş ve onayına sunuldu. İmam Humeyni’nin (r.a) tekidiyle anayasanın son halini inceleyecek uzmanlar meclisinin kurulması için bu meclisin seçim kanunu tasvip edildi. Bu seçim h.ş. 12 Mordad 1358’de yapıldı ve 75 kişi vekil olarak seçildi. Uzmanlar meclisi h.ş. 28 Murdad 1358’de İmam Humeyni’nin (r.a) mesajıyla açılış yaptı.

Bu mesajda şu konular üzerinde durulmuştu:

a) Devrimin hedefi ve zaferin sırrı İslam’dır. Halkımız merkezden ülkenin en uzak noktasına kadar kanlarını hediye ederek, Allah Ekber feryatlarıyla İslam cumhuriyetini istedi ve resmen kabul etti.

b) Bu yüzden kanunlar yüzde yüz İslam’a göre olmalıdır. Eğer bir madde bile İslam ahkamına aykırı olursa bu, halkın tamamına yakın çoğunluğun oylarına karşı durmak ve temsilcilikten çıkmak demektir.

c) İslam ahkamına aykırı olup olmadığıkonusu yalnızca mecliste olan değerli alimlerin yetkisindedir. Hukuki, idari ve siyasi alanlarda diğer temsilcilerin uzmanlıklarından faydalanılmalıdır.

d) Doğu ya da batının mekteplerine yönelen kimseler olursa kendilerini dalalet yolundan uzaklaştırmalılar. Zira halkımızın hayır ve saadeti kendi bölgelerinde bile reddedilen, yıkılmaya ve zevale yüz tutmuş böyle mekteplerden uzak kalmaktır.

Böyleleri İslamı kendi reylerine göre tefsir etmekten sakınmalıdırlar. Zira İslamın yüce ve derin maarifine muhalif deliller dikkate alınmadan ve fıkhi deliller her yönden incelenmeden saçma istidlaller ve yüzeysel tevillerle ulaşılamaz.

f) Seçilen alimler, İslami görüşlerini söylerken batı yanlısı yazarların yaygaralarından korkmasınlar ve anayasanın, halkın bütün kesimlerinin menfaatlarının, hukukunun korunup desteklenmesi, her türlü yersiz ayrımcılıktan uzak ve gelecek nesillerin menfaat ve haklarının ön görülmesi yönündeki meziyetleri ve özellikleri toplaması için çaba harcamalıdırlar. Yanlış ve kasıtlı tefsirlere engel olacak şekilde açık olmalı, İran İslam devriminden ilham alarak İslami hükümet kurmak isteyen bütün İslami hareketlere örnek ve kılavuzluk etmelidir.[1]      

Bu meclis, şehid Beheşti’nin dirayet ve müdüriyetiyle, üç ay durup dinlenmeden yapılan çalışmaların sonucunda İran İslam Cumhuriyeti anayasası h.ş. 24 Aban 1358’de 12 fasıl, 175 madde, bir mukaddime ve hatime ile yazıldı. Bu kanun h.ş. 12/9/1358’de İran halkının son onayını aldı.

Bu anayasa, h.ş 1368 yılında İmam Humeyni’nin emriyle yeniden gözden geçirildi ve 177 aslı değişti. [2]

Anayasanın yazılması ve onayı konusunda daha fazla bilgi için bkz: Abbasali Amid Zencani, Tarihçe-i Hukuk-u Esasi-i Cumhuri-i İslami-i İran, Fıkh-ı Siyasi, c.1 veya şu adrese bakınız:

http://www.hawzah.net/Hawzah/Articles/Articles.aspx?id=5153


[1] -İmam Humeyni’nin Uzmanlar meclisine gönderdiği mesajın özeti.

[2] -Kanun-u Esasi ve Zemanetha-i İcrai-i An, Merkez Mutalaat ve Pejuheşha-i Ferhengi-i Havza-i İlmiyye-yi Kum, bir grup araştırmacı, Goftar-ı Evvel, 1. Baskı, h.ş.1380, az bir değişiklikle.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • imamların (a.s.) isimleri Şia'nın hangi mütevatir hadislerinde tasrih (açık bir şekilde zikir) edilmiştir.
    6986 Eski Kelam İlmi 2011/04/13
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nasıl irabın olmamasına rağmen Kur’an tahriften uzak kalmıştır?
    7842 Kur’anî İlimler 2010/07/24
    Peygamber (s.a.a) döneminde Arapça dilini oluşturan harfler noktalama işaretini ayrıca her hangi nişane ve alametleri de taşımamaktaydı. Doğal olarak Kur’an da bu şekilde yazılmıştı ve iraba sahip değildi. Buna rağmen daha İslam dininin ilk döneminden itibaren Müslümanlar Kur’an’ı Kerim’i hıfz etmiştiler ve ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    6897 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • Gaybî varlıkların varlık felsefesi nedir?
    11859 İslam Felsefesi 2011/07/14
    Gayb âlemi şahadet âleminin mukabilindendir. Şahadet ve huzur da 1- mekânsal huzur; 2- zahirî hisler nezdinde huzur; 3- fikir ve ilimde huzur; 4- marifet ve basiret makamında huzur gibi mertebelere sahip olduğundan, bu mertebelerin her biri karşısında gaybte de bir mertebe mevcuttur. Eğer gayb âlemindeki varlıklardan kastedilen, soyutların aklî ...
  • Gün batımı vakti borç ödemenin sakıncası var mı?
    5354 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/28
    Borç, bir insanın üzerinde başkasına ait olan maldır. Bununda sebebi ya borç almaktır, ya insanın kendi elinde olan başka şeylerdir (örneğin borcun, selem muamelede mal kabul edilmesi veya onun borç muamelesinde para olarak sayılması yahut kirada kira ücreti veyahut nikahta mihr, hul talakta karşılık olması vb. ...
  • İslam Peygamberi (s.a.a.) Peygamber olmadan önce hangi veya kimin dini üzerindeydi?
    45794 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Bu bağlamda farklı görüşler var olmaktadır. Ancak kanaatimizce aşağıdaki görüş doğru olana daha yakındır: Peygamber (s.a.a.) şahsen Allah tarafından kendisine verilen has bir programa sahipti. O programa uygun bir şekilde eylemlerini ve yaşamını düzenliyordu. Yani asıl itibariyle İslam dini kendisine gelinceye kadar bu ona mahsus bir ...
  • İran ve Irak savaşında şehit düşen bazı fertlerin cenazelerinin dağılmadığını ve yok olmadığını duydum. Bu duyumlar muteber ve güvenilir midir?
    6708 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Canlı yaratıkların cisimlerinin yapısı gereği, ruh bedenden çıktıktan sonra tabii olarak beden kokar, çürür ve yok olur. Bu nedenle bazı bedenlerin yıllar geçtikten sonra aynı şekilde salim kalması uzak bir ihtimaldir. Ama Allah her şeye kadir olduğundan[1] böyle bir şey zihinden uzak tutulmamalı ve ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    26274 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Eğer tırnaktaki ojeyi temizleme imkânı yoksa vazife cebire abdesti almak mıdır yoksa teyemmüm mü?
    18659 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Belirtilen soruyu büyük mercilerin bürolarından sorduk ve alınan yanıtları aşağıda açıklıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Sorudaki durumda cebire abdesti alması gerekir.Hz. Ayetullah Uzma Safi Gülpaygani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer abdest ve gusül yerine bir şey yapışmışsa ve bunu kaldırmak mümkün ...
  • Şiiler neden belirli İmamlara inanıyorlar?
    8777 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    Sizin sormak istediğiniz şey galiba şudur: Biz bir imamın imam olduğunu nereden anlayacağız ve buna nasıl inanacağız? Ama her şeyden önce şu soruya cevap bulmak zorundayız: Neden imamet inancına sahip olmalıyız?

En Çok Okunanlar