Gelişmiş Arama
Ziyaret
10821
Güncellenme Tarihi: 2011/03/03
Soru Özeti
Ölüpte dünyadan ümidi kesilen bir insan için Hakk’ın rahmetinden uzak olmasını istmek kötü niyetli olunduğu anlamına gelmez mi? Biz insanlardan nefret etmiyoruz. Öyleyse neden Ziyaret-i Aşura’da ölen birinin arkasından lanet okuyoruz? Hem de ebedi lanet.
Soru
Ziyaret-i Aşura’yı -manasına dikkat ederek- okuduğumda: ‘(Allahım!) Ubeydullah b. Ziyad’a, İbn-i Mercane’ye, Ömer b. Saad’a, Şimr’e, Al-î Ebi Süfyan’a, Al-î Ziyad’a ve Al-î Mervan’a kıyamete kadar lanet et.’ Ve ‘Senin lanetin sonsuza dek onların üzerine olsun.’ cümlelerini gördüm ve aklıma şöyle bir soru takıldı: Ölüpte dünyadan ümidi kesilen bir insan için Hakk’ın rahmetinden uzak olmasını istmek insanın kötü niyetli olduğu göstermez mi? Bu ‘Rahmeten Li’l Alemin’in rahmetinden uzak kalmak anlamına gelmez mi? Biz inanıyoruz ki Masum İmamlar düşmanlarını da severdi. Hatta kendileriyle savaşanların bile akıbetlerini düşünür, savaşmadan önce onları doğruya ve hakka davet ederlerdi. Yani insanları hep Hakk’ın rahmetine yakınlaştırmak istiyorlardı. Biz insanlardan değil amellerinden nefret ediyoruz (Eğer yüz çevirenler bilseydiler onlara nasıl iştiyakım var, şevkten ölürlerdi). Öyleyse neden ölen birine lanet ediyoruz? Hem de ebedi lanet!
Kısa Cevap

Yezid gibilere lanet etmek, herkesten önce Allah-u Teala, Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Vasileri (a.s) tarafından yapılmıştır. Halbu ki, Onlar rahmetin kendisi ve yaratılmışlara karşı ilahi rahmetin abidesidirler.

Bazı insanlar, özgürce hak dini tanıdıktan sonra ona uymadığı zaman azaplandırılacaklarını bilmelerine rağmen, dinin emir ve yasaklarına uymazlarsa, kendi haklarını zayi ettikleri gibi, Allah’ın ve insanların da haklarına tecavüz ederler. Bu isyan ve tecavüzlerinden dolayı dünya ve ahiretin hem lanetine, hem de azabına müstehak olurlar.

Buna göre lanetlilere lanet etmek, ilahi, nebevi ve imami bir fiil olup, melunların kendi kötülük ve pisliklerinden kaynaklanmaktadır. Onlar günaha ve isyana daldıkları için kendilerini Allah’ın ebedi azabına müstehak etmişlerdir. Kur’an-ı Kerim ve Ehl-i Beyt’in (a.s) öğretilerine göre Hak’kın rahmeti kendisini onun rüzgarına doğru tutan kimseye ulaşır. Bu yüzden Kur’an, ebedi olarak Allah’ın azabında olacak kimselerden bahsetmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Allah-u Teala kendisi rahmetin kaynağı olmasına rağmen Kur’an-ı Kerim’de bir çok kişiye lanet etmiştir. Örneğin: Allah’a ve Resulüne eziyet edenlere, kadın olsun erkek olsun bütün münafık ve müşriklere, ayetleri gizleyenlere, Allah’ın elinin bağlı olduğunu söyleyen Yahudilere ve mümin kadınlara iftira atanlara.[1]

Bütün bunlar gösteriyor ki, Allah insanlara özgürlük verdiği halde bazıları günaha ve isyana o kadar saplanmışlar ki, kendilerini Allah’ın ebedi azabına müstehak etmişlerdir. Hakk’ın rahmeti, Kur’an-ı Kerim, Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) öğretilerine göre kendisini onun rüzgarına doğru tutan kimseye ulaşır. Kur’an, ebedi olarak Allah’ın azabında olacak kimselerden bahsetmektedir.[2]

Öyleyse Allah veya Peygamber (s.a.a) ve Masumlar (a.s) bazılarına lanet etmişlerse, böyle kimseler Allah’ın rahmetine giden bütün yolları kapadıkları, günaha girdikleri ve Allah’a muhalefet ettiklerinden dolayı onlar için kurtuluşa erme ümidi kalmamış demektir. İmam Ali (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve diğer İmamlar (a.s), sizinde belirttiğiniz gibi her savaşın başlangıcında kendilerine savaş açanları hakka davet ederlerdi, ama bu davetleri kabul görmediğinde şiddete baş vururlardı.

Ölmüş zalimlerin durumu neden anlatılmasın ve bundan dolayı onlara neden lanet edilmesin? Kur’an’ın nazil olmasının üzerinden 1400 seneden çok geçmesine rağmen henüz Ebu Lehep gibilerin dosyası açıktır. Kur’an buyuruyor: ‘Elleri kuruyasıca Ebu Leheb ve kurudu da...’[3]

Allah’ın ve Ehl-i Beyt’in (a.s) düşmanlarından beri olmak (yani teberra) Şia mezhebinin temel ilkelerindendir. Sevmek (yani tevella), teberra ile beraber olursa mana kazanır.

Allah’ın ve Ehl-i Beyt’in (a.s) düşmanlarına lanet etmenin salavattan daha üstün olduğuna dair rivayetler vardır.[4]

Evet, bazen aykırı iş yapan müminlerin kendilerinden değil onların amellerinden nefret ederiz. Ancak hakikat ortaya çıktıktan sonra bile Allah’ın velilerini öldürmek gibi büyük günah işliyenlere karşı ne yapmalı?

İmam Kazım’ın (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilir: ‘Bizim dostlarımızdan yanlış iş yapanların kendilerinden değil, amellerinden beri olun.’[5]

İnsanları Allah yoluna hidayet etmek ve geniş ilahi rahmete ulaştırmak için gelen Masum İmamların (a.s) hakkını inkar eden, Onların mukaddes kanlarını akıtan ve insanlığı bu büyük feyizden mahrum bırakanlar ebedi olarak Allah’ın ve bütün Allah dostlarının lanetine hak kazanacaklardır. İnsanlığı kıyamete kadar bu hidayet meşalesinden mahrum etmenin cezası ebedi azaba çarptırılmaktır.



[1] -Ahzap/57, Feth/6, Bakara/159, Maide/64, Nur/23.

[2] -Ahzap/65.

[3] -Mesed/1.

[4]-Ebu’l Hasan b. Muhammed Necefi Razi, Mecma-un Nureyn ve Multek-al Bahreyn, s.243, İntişarat-ı Âl-i Aba, Kum.

[5] -(Ravi) Diyor ki: Ebu’l Hasan Musa (Kazım)’dan (a.s) ‘Sizin dostlarınızdan bilerek şarap içen ve günah işleyen birinden beri olalım mı?’ diye sorduğumda şöyle buyurdu: ‘Onun kendisinden değil amelinden beri olun. Onu sevin ama amelini sevmeyin.’ Ben: ‘Onlara fasık ve facir dememize izin veriyor musunuz?’ diye sorduğumda: ‘Hayır’ diye buyurdu ‘Fasık ve facir, hakkımızı inkar eden dostlarımıza düşmanlık eden kafirdir. Allah dostlarımızın -ne yaparlarsa yapsınlar- fasık ve facir olmasından sakınır. Siz deyin ki, ameli kötüdür, ameli günahtır, kendisi mümindir, ama işi kötüdür; ruhu ve bedeni paktır...’ (Müstedrek-ul Vesail, c.12, s.237).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Haram yoluyla meydana gelmiş cenabetin teri temiz midir?
    12134 Fıkıh 2011/10/30
    Ayetullah Mekarim Şirazi’nin görüşüne göre haram yoluyla meydana gelen cenabetin teri temizdir. Lakin namaz için elbiseyi değiştirmek gerekir. Ama guslün ardından (müstehap ihtiyat gereği) tüm beden bir defa yıkanmalıdır. Mastürbasyondan hâsıl olan cenabetin eserleri ile uyurken hâsıl olan cenabetin eseri arasında fark vardır; çünkü mastürbasyon haram ve günahtır, ama ...
  • Yabancı ülkelerden (Müslüman olmayan ülkelerden) ithal edilen deriler necis midir?
    7448 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/06
    Mobilya üzerindeki yabancı sözcüklerin yazılı oluşu her zaman onu üreten ülkenin gayri Müslim bir ülke olduğuna delil olmaz. Bu konuda vesveseci olmamak gerekir.  Vesveseci olmak bir nevi ruhi hastalıktır ondan kendini korumalısın.Ama sorduğunuz meselenin hükmü kısaca şöyledir:Hayvan deriden yapılmış ...
  • Kur’an’ın nazil olan son ayeti hangisidir ve vahyin çoğalmasının imkanı var mıydı?
    47414 Tefsir 2010/10/12
    Peygamberimize (s.a.a) nazil olan son ayetler hakkında çeşitli rivayetler vardır. Bütün rivayetleri göz önüne aldığımızda diyebiliriz ki, Peygamber’e (s.a.a) Mekke’nin fethinde ya da o yıl içinde nazil olan son tam sure ‘Nasr’ suresidir. Başlangıç ayetleri yönünden nazil olan son sure, hicretin 9. ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    8927 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Eğer bir kimse temiz ve necis olan iki şey arasındaki ıslaklığın birbirine ulaşmasından şüphe ederse temiz olan şey necis olur mu?
    7496 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Eğer bir şeyin temiz olduğunu kesin bilirseniz, ona necaset intikal ettiğini ve necis olduğunu kesin olarak bilmediğiniz sürece o şey temizdir.[1] Daha fazla bilgi için Bkz:808.
  • İmam Seccad’ın ahlaki yaşam tarzını açıklar mısınız?
    12617 Masumların Siresi 2010/12/22
    Dördüncü önder; Hak tarafından seçilen kâmil bir insan olup ahlak, ibadet ve ilim başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliğin zirvesine ulaşmıştı. Kendisi Kur’an ve Allah Resulü’nün (s.a.a) tecessüm etmiş ve aynî örneğiydi. İnsani değerlerin ve ahlaki faziletlerin unutulmaya yüz tuttuğu Emevilerin karanlık egemenlik döneminde o ulu imam ışıldayan ve ...
  • Masum imamlar evla olanı terk etmiş midir?
    6753 Eski Kelam İlmi 2012/10/09
    Masumların dua ve bağışlanma talepleri günahlardan kaynaklanmaz; zira Şiilerin inancına göre onlar günahlardan korunmuşlardır. Bu dualar birçok yerde salt öğretici ve tebliğ boyutlu olamaz, bilakis gerçeklik yönleri daha güçlüdür. Yukarıdaki iki konudan elde edilen netice, onların bağışlanma taleplerinin bizim için günah olmayan, lakin o büyük şahsiyetler için ...
  • Erkek karısını dışarıda çalışmaya mecbur edebilir mi?
    12116 Pratik Ahlak 2011/01/17
    Aile düzeninde masrafların karşılanması erkeğin vazifesi olup, erkek bu konuda karısını çalışmaya zorlayamaz. Ama kadın kocasının rızasını kazanmak için yapacağı her işin karşılığında çok sevap alır, ancak yapacağı iş dini kural ve ölçülerle çelişmemelidir. ...
  • İmam Cevad (a.s)'ın (İmam Muhammed Taki) kaç tane erkek çocuğu vardı?
    8800 تاريخ بزرگان 2011/08/30
     İmam Muhammed Taki'den sadece iki erkek çocuk İmam Ali Naki ve Musa Mubarka isimlerinde kalmıştır. Diğer erkek çocuklarının olduğu rivayet edilmiş olsa da ensap hakkındaki kaynaklarında da sadece bu iki erkek çocuk hakkında ittifak vardır. Bu konudaki ihtilafın sebebi nesep hakkındaki ilk kaynaklardaki var olan ihtilaf ya da diğer çocuklarından ...
  • Ramazan ve Kurban bayramları arasında evlenmenin hükmü nedir?
    7103 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar