Gelişmiş Arama
Ziyaret
8738
Güncellenme Tarihi: 2011/04/12
Soru Özeti
“Esselamu aleykum ya sarallahi vebne sarihi ve’l-vetre’l-mevtur” cümlesinin manası nedir? İntikam kin kaynaklı bir davranış değil midir?
Soru
Lütfen “Esselamu aleykum ya sarallahi vebne sarihi ve’l-vetre’l-mevtur” cümlesinin manasını açıklar mısınız? Ayrıca intikamın kin kaynaklı bir davranış olup olmadığını lütfen beyan ediniz? Mümin nefret ve kinden uzak değil midir?
Kısa Cevap

“Sar” ve “vetr” kelimelerinin sözlükte değişik manalarının olmasından ötürü “esselamu aleykum ya sarallahi vebne sarihi ve’l-vetre’l-mevtur” cümlesi değişik şekillerde açıklanmıştır. En uygun manası ise şudur: Ey Allah’ın intikamını üstlendiği, intikamını alacağı şahsın oğlu olan ve yakınları öldürülmüş yalnız kimse sana selam olsun.” İntikam ve kin olumlu ve olumsuz olarak iki kısma ayrılmaktadır. İntikam bazen olumludur ve hatta bazı durumlarda farz olduğu dahi söylenebilir; zira dinin en üstün cüzlerinden birisi tevalla ve teberradır. Tevella, iyilikleri ve iyileri sevmektir. Teberra ise kötülük ve kötü kişileri düşman bilmektir. Tevella ve teberra o kadar önemlidir ki bazı rivayetlerde bunun imanın en sağlam getirisi olduğu belirtilmiştir. Mümin bir fert diğer müminlere karşı elbette ki kin ve nefret duymamalıdır; ama Allah’ın düşmanlarına, ilahi hükümlerin yayılmasına engel olan kimselere ve insanlığın saadetini yok eden şahıslara düşmanlık beslemek ilahî ve hatta insanî bir vazifedir. Böyle insanlardan intikam almak asla şahsi bir boyuta sahip değildir. Aksine tüm kötülük ve evrendeki kötü insanlardan bir çeşit intikam almaktır. Bir çeşit iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmaktır. Dini kaynaklarda ve özellikle de Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın sıfatlarından birisi müntakim’dir (intikam alan). Bir grup günahkâra karşı düşmanlık gütmeyi ve onları dost edinmemeyi bizzat Kur’an-ı Kerim istemiştir.

Ayrıntılı Cevap

Yukarıdaki iki soruya cevap vermek aşağıdaki noktaları açıklamak ile mümkündür:

1. “Sar” kelimesi sözlükteki manası itibariyle şu şekillerde kullanılmıştır: Kin gütme, kan, kısası yapılabilecek dökülmüş kan, intikam, intikam isteyen, kısas eden.[1]

2. “Vetr” kelimesi sözlükteki manası itibariyle şu şekillerde kullanılmıştır: Yalnız, yegâne, kan, eksik, cinayet ve yakınları öldürülen ama intikamları alınmayan kimseler.[2]

3. Sar kelimesinin sözlük manalarına dayanarak “esselamu aleykum ya sarallahi vebne sarihi” tabiri için aşağıdaki manaları birer olasılık olarak zikretmişlerdir.

3.1. İntikamını Allah’ın alacağı şahsa selam olsun.

3.2. Kanının Allah tarafından isteneceği şahsa selam olsun.

3.3. Allah yolunda kan almak isteyen şahsa selam olsun.

3.4. Kanının Allah tarafından isteneceği maktul şahsa selam olsun.

3.5. Selam sana ey Allah’ın kanı.

3.6. Selam sana ey sahibi Allah olan akıtılmış kan.

3.7. Selam olsun sana ey Allah tarafından kısas edilecek akıtılmış kan.

4. Vetr kelimesinin sözlük manalarına dayanarak da vetrü’l-mevtur tabiri için şu olasılıkları belirtmişlerdir:

4.1. Kendi ve yakınları cinayete kurban gidenler.

4.2. Yakınları öldürülün maktul.

4.3. Yakınları öldürülmüş yalnız kimse.

4.4. Yakınları öldürülmüş yalnız kimse ve intikamları alınmamışlar.

4.5. İnsanlık erdemlerinde kendi zamanının biricik şahsı.[3]

5. Dinin en üstün cüzlerinden birisi tevalla ve teberradır. Tevella, iyilikleri ve iyileri sevmektir. Teberra ise kötülük ve kötüleri düşman bilmektir. Tevella ve teberra o kadar önemlidir ki bazı rivayetlerde bunun imanın en sağlam getirisi olduğu belirtilmiştir.[4] Mümin bir fert diğer müminlere karşı elbette ki kin ve nefret duymamalıdır; ama Allah’ın düşmanlarına, ilahi hükümlerin yayılmasına engel olan kimselere ve insanlığın saadetini yok eden şahıslara düşmanlık beslemek ilahî ve hatta insanî bir vazifedir. Böyle insanlardan intikam almak asla şahsi bir boyuta sahip değildir. Aksine tüm kötülük ve evrendeki kötü insanlardan bir çeşit intikam almaktır. Bir çeşit iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmaktır. Dini kaynaklarda ve özellikle de Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın sıfatlarından birisi müntakim’dir (intikam alan).[5] Bir grup günahkâra karşı düşmanlık gütmeyi ve onları dost edinmemeyi bizzat Kur’an-ı Kerim istemiştir.[6]

6. Hak Teâlâ’nın firavunlar, suçlular ve peygamberleri yalanlayanlardan intikam almasından ve de Kur’an-ı Kerim’de zikredilen diğer örneklerden anlaşıldığı üzere bu hususa inanmak ve bağlı kalmak farzdır.

7. Kur’an, rivayet ve hatta kutsi bir kelam olan Aşura duasında yer lanet ve beraat hususlarından anlaşıldığı üzere din düşmanları ve Kerbela katliamının sorumlularına kin ve nefret beslemek yanlış bir iş değildir, aksine meşru bir fiil ve dinin temel şiarlarındandır. Nitekim dinin temel şiarı olan tevhid din düşmanlarından uzak durmak ve onlara düşmanlık beslemektir. Netice olarak şehitlerin efendisinin katillerinden intikam almak şerî bir husustur ve intikam almak ve kin duymanın mutlak şekilde meşru olmadığını belirten söz meşru değildir.

8. Masumun (a.s) şahadeti, şehitlerin efendisinin sarallah ve vetr-u mevtur olması, onun katillerinden Hak Teâlâ’nın zamanın imamı (a.c) vasıtasıyla intikam alması[7], şehitlerin efendisinin kanını alanlardan olmak için masumun (a.s) dua etmesi[8] ve aynı şekilde şehitlerin efendisinin katillerine lanet etmek ve onlardan uzak olunduğunu ilan etmekten anlaşıldığı üzere, Aşura duasında lanet edilmişlere karşı intikam hissi beslememek ve nefret ve düşmanlık duymamak, Hak Teâlâ’nın gazap duyduğu bir husustur.       



[1] el-Cevheri, İsmail b. Hammad, el-Salih, c. 2, s. 603; er-Razi, Muhammed b. Ebibekir b. Abdülkadir, Muhtarü’s-Sıhah, s. 51; İbn. Esir, en-Nihaye Fi Ğaribi’l-Hadis, c. 1, s. 199; Tarihi, Fahruddin, Mecmeu’l-Bahreyn, c. 1, s. 306; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 10, s. 151. Be nakl az Asadi, Hasan, Kitab-ı Berresi ve Tahlili Piramun-ı Ziyarat-ı Aşura, s. 82.

[2] Tarihi, Fahruddin, Mecmeu’l-Bahreyn, c. 3, s. 508; el-Cevheri, İsmail b. Hammad, Tacu’l-Luğe ve Sihahu’l-Arabiye, c. 2, s. 842; es-Sıhah, c. 2, s. 83; Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 101, s. 154, be nakl az heman.

[3] Bu ihtimallerin daha iyi incelenmesi için “Berresi ve Tahlil-i Piramun-ı Ziyarat-ı Aşura”, s. 82’ye, Hayderi Fer, Mecid, Medrese-i Aşk, s. 137; Tahrani, Ebu’l-Fazl, Pasoh Be Porseşhay-ı Danuşcuyi, Mebhes-ı Kıyam-ı İmam Hüseyin (a.s), Porseş-ı Hun-ı Hoda ve Şifau’Sudur, s. 162’ye müracaat edilmelidir.

[4] Mehdevi Keni, Muhammed Rıza, Nutfehay-ı Ağaz Der Ahlak-ı Ameli, s. 90.

[5] Araf, 136; Rum, 47; Zuhruf, 25-55; Hicr, 79; Maide, 95; İbrahim, 47; Zümer, 37; Secde, 22; Zuhruf, 41.

[6] Yahudi ve Hıristiyanlardan uzak durmak ve onlara düşman olmak: Maide, 51; Kafir baba ve kardeşlerden uzak durmak ve onlara düşman olmak: Tevbe, 23; Müminlerin düşmanlarından uzak durmak ve onlara düşman olmak: Mümtehine, 9; Kafirler ve ilahi ayetleri alaya alan kimselerden uzak durmak ve onlara düşman olmak: Nisa, 135.

[7] Meclisi, Biharu’l-Envar, c. 45, s. 221, a.g.e., s. 222.

[8] Nuri, Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 415, Nerm Efzar-ı Camiu’l-Ahadis.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar