Gelişmiş Arama
Ziyaret
7426
Güncellenme Tarihi: 2011/07/19
Soru Özeti
Bir amelin mustehap oluşunda ölçü nedir?
Soru
Bir amelin mustehap oluşunda ölçü nedir? Sırf hadis kitaplarında bir iş hakkında tavsiyenin yer alması onu mustehap bir amel olarak yerine getirmek için yeterli gerekçe sayılır mı?
Kısa Cevap

Teklifi hükümler beş tanedir: Farz, haram, mustehap, mekruh ve mubah. Bu kısımlar her işin gerçek manada maslahat veya zararıyla ilişkilidir. Yani bir işi yapmak veya terk etmekte olan maslahat veya zararın azlık veya çokluk derecesi o işin hükmünü belirler. Açıktır ki işlerdeki maslahat derecesini bilmek genelde insan için mümkün olmadığına göre işlerin hükmünü bilmekte muteber delile ihtiyaç vardır. Ancak "sünnet işlerin delillerinde müsamaha" adı altında ulemanın kabul ettiği bir ilke vardır. Bu kaidenin delili hadis kaynaklarına yer alan sahih ve meşhur "men belağehe şeyun…" hadisleridir.  Bu hadislere göre eğer bir rivayet bir amelin sevabının olduğunu bildirirse ve o işin haram olduğuna dair bir delil de elde bulunmazsa insan o sevaba ulaşmak için o amel yerine getirse o sevaba ulaşacaktır.

Bazı fakihler böyle bir amelin mustahab olduğuna fetva verirler, bunlara göre “Men belağ…” hadisleri bir amelin sevabının olduğunu ispatlıyorsa o işin mustehap olduğu da ispatlanmış olur. Bu görüş diğer fakıhler tarafından eleştirilmiştir. Bunlar şöyle demişlerdir: Bu hadislerden anlaşılan şu ki Allah sevap ümidi ile bir iş yapan kuluna lütuf olarak sevap verir. Bu da o amelin kendisinin sevabı olduğunu göstermez bir amelin kendisinin sevabı olmadığı sürece de o amel mustehap sayılmaz.

Ayrıntılı Cevap

Teklifi hükümler beş kısımdır: Vacip, haram, mustehap, mekruh ve mubah. Ayrıca her hükmün bir sebebi olduğu bilinmektedir. Vücup (vacip olma) hükmünün sebebi elden çıkarılması caiz olmayan yüksek derece öneme sahip bir maslahattır. Haramın kaynağı Allah'ın yapılmasına izin vermediği bir mafsada ve zarardır. Mustahabın kaynağı yüksek derce öneme ulaşmamış yani terk edilmesi caiz olan bir maslahatın var oluşudur. Mekruhun kaynağı yüksek dereceye ulaşmayan bir zarardır, şöyle ki onu yapmak caizdir ama terk edilmesi daha iyidir. Ama mubah yapılıp yapılmaması eşit olan bir iştir.

Açıktır ki eğer bir muteber hadis bir işin mustehap olduğunu[1] veya o işi yapmakta elde edilmesi farz dercesine ulaşmamış bir maslahatın olduğunu[2] bildirirse o iş mustahap sayılır. Ancak şu noktayı bilmek önemlidir ki eğer bir işin sevabı olduğuna dair zayıf bir rivayet delalet ederse o rivayetin senedinin zayıf olduğu için onun mustehap olduğuna hüküm edilmese bile “Menbelağ…” hadislerini gereğince Yüce Allah o işi yapana -o zayıf rivette geçen- sevabı verir.

Açıklama: Ulema arasında "sünnetlerin delilinde tesamuh[3]" diye bilinen bir kaide vardır. Bu kaide “Menbeleğ”[4] hadislerinden istifade edilmiştir. Bu hadislerin anlamı hakkında fakihler arasında ihtilaf vardır. Bu konudaki tartışmaların ayrıntılarına girmeden kısaca işaret etmeliyiz ki, bazılarına göre bu hadisler sayesinde zayıf hadislerde sevap vaat edilen işlerin mustehap amel oldukları ispatlanır. Şöyle ki bir amelin sevabının olması o amelin mustehap olduğunun delil sayılır. Bu hadisler de sevabı ispatladığına göre amelin mustehap oluşunu da ispatlar.[5] Ancak diğer bir grup bu hadisler sadece sevabı ispatlar, yani Allah'ın kendi lütfü ile sevap vaat edilen o işi yapana sevap verir ancak bu o işin mustehap bir iş olduğuna delil sayılmaz.[6]

Buna göre dua ve ziyaret kitaplarında yer alan ve bazı işlerin yapılmasını tavsiye eden hadislere, örneğin abdest alırken, uyurken veya başka zamanlarda örneğin kadir gecelerinde belli duaların veya özel mekanlarda örneğin Masum imamların mezarlarının kenarında belli ziyaretnamelerin okunmasını tavsiye eden ve bunlara sevap verileceğini vaat eden hadislere göre amel etmek bu hadisler zayıf bile olsalar bir sakıncası yoktur. üstelik hem aklı yönden hem de işaret edilen hadisler gereğince Yüce Allah'ın inayet ve lütfünü kazanmaya da vesile olur. Elbette bu rivayetlere amel etmekte iki şartı gözetmek gerekir: 1- O işin haram veya mekruh olduğuna dair bir delilin bulunmaması 2- O işin sevabına ulaşmak niyetiyle yerine getirmesi.[7]



[1] Bu yolla o işteki maslahatın o işi tercihli kıldığını gösterir. (Buna hüküm yoluyla bir işin maslahat derecesini keşfetmek denir.)  

[2] Bazen bir işteki maslahat derecesini bilmekle onun beş hükümden hangi hükmü taşıdığı örneğin müstehap olup olmadığı belli olur. Ancak bu durumlarda da muteber bir delile ihtiyaç vardır. Muteber olmayan rivayetler sayesinde şari'in görüşü bilinmez.

[3] Hatırlatılması gerekir ki bazı fakihler bu kaideyi fıkhi ve bazıları da usuli kaide bilmişlerdir.

[4] Kafi c. 3 s. 87'de yer alan şu hadis bunun örneklerinden sayılır. İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyrdu: “Kime Allah tarafından bir işe sevap ve mükafat verileceği bilgisi erişirse ve o kişi bu sevaba erişmek için o işi yaparsa o sevap ona verirler gerçi o hadis ona erişen şekilde olmasa bile.”

bk. Musavi Bucnurdi, Munteha'l-usul, c. 3 s. 313:

"و لا شک أن ترتب الثواب على عمل دلیل على استحبابه و المثبت لهذا الاستحباب هو عنوان البلوغ سواء کان بالخبر الموثق أو الضعیف فیکون خبر الضعیف حجة على الاستحباب کالخبر الصحیح و الموثق... "

bk. Resail ve Mesail Neraki c. 1 s. 107 ve c. 3 s. 104 Ancak Şia uleması arasında meşhur olan görüş bu sahih hadisler sayesinde bu tür amellerin müstehap olduğunu ispatlamak mümkündür.  

[5] bk Seyid Ebu'l-Kasim Hoi, Misbahu'l-Usul c. 2 s. 320 Daveri yay. 5. baskı, 1417

"فان مفادها مجرد الاخبار عن فضل (اللَّه تعالى) و أنه سبحانه بفضله و رحمته یعطی الثواب الّذی بلغ العامل، و إن کان غیر مطابق للواقع، فهی - کما ترى - غیر ناظرة إلى العمل، و أنه یصیر مستحبا لأجل طرو عنوان البلوغ، و لا إلى إسقاط شرائط...".

[6] bk. Dua kitaplarının itibarı soru: 1364 (site 1389)

[7] bk. İtibar-i kutub-i dua soru: 1364 (site: 1389)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar