Gelişmiş Arama
Ziyaret
6767
Güncellenme Tarihi: 2011/07/19
Soru Özeti
Bir amelin mustehap oluşunda ölçü nedir?
Soru
Bir amelin mustehap oluşunda ölçü nedir? Sırf hadis kitaplarında bir iş hakkında tavsiyenin yer alması onu mustehap bir amel olarak yerine getirmek için yeterli gerekçe sayılır mı?
Kısa Cevap

Teklifi hükümler beş tanedir: Farz, haram, mustehap, mekruh ve mubah. Bu kısımlar her işin gerçek manada maslahat veya zararıyla ilişkilidir. Yani bir işi yapmak veya terk etmekte olan maslahat veya zararın azlık veya çokluk derecesi o işin hükmünü belirler. Açıktır ki işlerdeki maslahat derecesini bilmek genelde insan için mümkün olmadığına göre işlerin hükmünü bilmekte muteber delile ihtiyaç vardır. Ancak "sünnet işlerin delillerinde müsamaha" adı altında ulemanın kabul ettiği bir ilke vardır. Bu kaidenin delili hadis kaynaklarına yer alan sahih ve meşhur "men belağehe şeyun…" hadisleridir.  Bu hadislere göre eğer bir rivayet bir amelin sevabının olduğunu bildirirse ve o işin haram olduğuna dair bir delil de elde bulunmazsa insan o sevaba ulaşmak için o amel yerine getirse o sevaba ulaşacaktır.

Bazı fakihler böyle bir amelin mustahab olduğuna fetva verirler, bunlara göre “Men belağ…” hadisleri bir amelin sevabının olduğunu ispatlıyorsa o işin mustehap olduğu da ispatlanmış olur. Bu görüş diğer fakıhler tarafından eleştirilmiştir. Bunlar şöyle demişlerdir: Bu hadislerden anlaşılan şu ki Allah sevap ümidi ile bir iş yapan kuluna lütuf olarak sevap verir. Bu da o amelin kendisinin sevabı olduğunu göstermez bir amelin kendisinin sevabı olmadığı sürece de o amel mustehap sayılmaz.

Ayrıntılı Cevap

Teklifi hükümler beş kısımdır: Vacip, haram, mustehap, mekruh ve mubah. Ayrıca her hükmün bir sebebi olduğu bilinmektedir. Vücup (vacip olma) hükmünün sebebi elden çıkarılması caiz olmayan yüksek derece öneme sahip bir maslahattır. Haramın kaynağı Allah'ın yapılmasına izin vermediği bir mafsada ve zarardır. Mustahabın kaynağı yüksek derce öneme ulaşmamış yani terk edilmesi caiz olan bir maslahatın var oluşudur. Mekruhun kaynağı yüksek dereceye ulaşmayan bir zarardır, şöyle ki onu yapmak caizdir ama terk edilmesi daha iyidir. Ama mubah yapılıp yapılmaması eşit olan bir iştir.

Açıktır ki eğer bir muteber hadis bir işin mustehap olduğunu[1] veya o işi yapmakta elde edilmesi farz dercesine ulaşmamış bir maslahatın olduğunu[2] bildirirse o iş mustahap sayılır. Ancak şu noktayı bilmek önemlidir ki eğer bir işin sevabı olduğuna dair zayıf bir rivayet delalet ederse o rivayetin senedinin zayıf olduğu için onun mustehap olduğuna hüküm edilmese bile “Menbelağ…” hadislerini gereğince Yüce Allah o işi yapana -o zayıf rivette geçen- sevabı verir.

Açıklama: Ulema arasında "sünnetlerin delilinde tesamuh[3]" diye bilinen bir kaide vardır. Bu kaide “Menbeleğ”[4] hadislerinden istifade edilmiştir. Bu hadislerin anlamı hakkında fakihler arasında ihtilaf vardır. Bu konudaki tartışmaların ayrıntılarına girmeden kısaca işaret etmeliyiz ki, bazılarına göre bu hadisler sayesinde zayıf hadislerde sevap vaat edilen işlerin mustehap amel oldukları ispatlanır. Şöyle ki bir amelin sevabının olması o amelin mustehap olduğunun delil sayılır. Bu hadisler de sevabı ispatladığına göre amelin mustehap oluşunu da ispatlar.[5] Ancak diğer bir grup bu hadisler sadece sevabı ispatlar, yani Allah'ın kendi lütfü ile sevap vaat edilen o işi yapana sevap verir ancak bu o işin mustehap bir iş olduğuna delil sayılmaz.[6]

Buna göre dua ve ziyaret kitaplarında yer alan ve bazı işlerin yapılmasını tavsiye eden hadislere, örneğin abdest alırken, uyurken veya başka zamanlarda örneğin kadir gecelerinde belli duaların veya özel mekanlarda örneğin Masum imamların mezarlarının kenarında belli ziyaretnamelerin okunmasını tavsiye eden ve bunlara sevap verileceğini vaat eden hadislere göre amel etmek bu hadisler zayıf bile olsalar bir sakıncası yoktur. üstelik hem aklı yönden hem de işaret edilen hadisler gereğince Yüce Allah'ın inayet ve lütfünü kazanmaya da vesile olur. Elbette bu rivayetlere amel etmekte iki şartı gözetmek gerekir: 1- O işin haram veya mekruh olduğuna dair bir delilin bulunmaması 2- O işin sevabına ulaşmak niyetiyle yerine getirmesi.[7]



[1] Bu yolla o işteki maslahatın o işi tercihli kıldığını gösterir. (Buna hüküm yoluyla bir işin maslahat derecesini keşfetmek denir.)  

[2] Bazen bir işteki maslahat derecesini bilmekle onun beş hükümden hangi hükmü taşıdığı örneğin müstehap olup olmadığı belli olur. Ancak bu durumlarda da muteber bir delile ihtiyaç vardır. Muteber olmayan rivayetler sayesinde şari'in görüşü bilinmez.

[3] Hatırlatılması gerekir ki bazı fakihler bu kaideyi fıkhi ve bazıları da usuli kaide bilmişlerdir.

[4] Kafi c. 3 s. 87'de yer alan şu hadis bunun örneklerinden sayılır. İmam Muhammed Bakır (a.s) şöyle buyrdu: “Kime Allah tarafından bir işe sevap ve mükafat verileceği bilgisi erişirse ve o kişi bu sevaba erişmek için o işi yaparsa o sevap ona verirler gerçi o hadis ona erişen şekilde olmasa bile.”

bk. Musavi Bucnurdi, Munteha'l-usul, c. 3 s. 313:

"و لا شک أن ترتب الثواب على عمل دلیل على استحبابه و المثبت لهذا الاستحباب هو عنوان البلوغ سواء کان بالخبر الموثق أو الضعیف فیکون خبر الضعیف حجة على الاستحباب کالخبر الصحیح و الموثق... "

bk. Resail ve Mesail Neraki c. 1 s. 107 ve c. 3 s. 104 Ancak Şia uleması arasında meşhur olan görüş bu sahih hadisler sayesinde bu tür amellerin müstehap olduğunu ispatlamak mümkündür.  

[5] bk Seyid Ebu'l-Kasim Hoi, Misbahu'l-Usul c. 2 s. 320 Daveri yay. 5. baskı, 1417

"فان مفادها مجرد الاخبار عن فضل (اللَّه تعالى) و أنه سبحانه بفضله و رحمته یعطی الثواب الّذی بلغ العامل، و إن کان غیر مطابق للواقع، فهی - کما ترى - غیر ناظرة إلى العمل، و أنه یصیر مستحبا لأجل طرو عنوان البلوغ، و لا إلى إسقاط شرائط...".

[6] bk. Dua kitaplarının itibarı soru: 1364 (site 1389)

[7] bk. İtibar-i kutub-i dua soru: 1364 (site: 1389)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar