Gelişmiş Arama
Ziyaret
11249
Güncellenme Tarihi: 2010/05/06
Soru Özeti
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Soru
Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
Kısa Cevap

Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, gafletten uyanıp nefsin temizlenmeye ihtiyacı olduğunun bilincinde olmalarıdır. Tabi ki, yaratılışın hedefi,  ve peygamberlerin gönderiliş gayesi hakkında düşünmek, bu uyanışın ve bilginin artmasında etkilidir. Bu aşamadan sonraki aşama, geçmişte yapılan amellerden dolayı tövbe etmek ve ciddi bir iradeyle onları tekrarlamamaya karar vererek onları telafi etmektir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların ve üzerimizde en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir. Diğer bir merhale ise bildiğimiz, dayanabildiğimiz ve gücümüz yettiği kadar vacip işleri yapmaya çalışıp Allah (c.c)’ın yasaklarından sakınmaktır. Bu sayede, Allah-u Teâlâ insana yeni ilimler inayet ve nasip eder. Böylece seyr-i sûlûk (Allah’a yakınlaşma hareketi) yolunda ilerlememiz mümkün olur. Allah-u Teâlâ bazı ayetlerinde, kendi yolunda bu şekilde cihat eden kullarını destekleyeceğini vaat etmiştir.

Ayrıntılı Cevap

Nefsi arındırma konusu, Kur’an-ı Kerim’de “tezkiye” ve “tezekki” kavramları altında bahsedilmiştir.[1] Bu kavramlar sözlükte, “kendini kirlerden arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde bu arınmanın önemi, önemle vurgulanmıştır. Örneğin; Şems Suresi’nde şöyle buyurmaktadır: “ …Sonra da iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir.”[2] Ayrıca Fetih Suresi’nin 19.ayetinde, Âla Suresi’nin 14.ayetinde ve 15.ayetinde de bu konu önemle vurgulanmıştır. Bütün bunlardan; nefsi arındırmanın ve kendini yetiştirmenin, Allah (c.c)’ın rızasını kazanmaya vesile olan bir iş olduğu anlaşılmaktadır. Ama şunu da söylemek gerekmektedir ki, nefsi arındırma ve kendini yetiştirme de, başlangıç noktası kişiden kişiye fark etmektedir.

Müslüman olmayan bir kişi için ilk aşama, İslam’ı kabul etmektir.

Birçok ahlak üstadı bu konuyu (yani nefsi arındırma ve kendini yetiştirmedeki basamakları) derecelendirmişlerdir. Onlar şöyle demektedirler: “İlk derece İslam, sonra iman ve üçüncüsü de hicret etmek ve sonra da, bu yolun aslı ve özü olan, Allah yolunda cihat etmektir.[3]

Ama Kur’an ayetleri İslam dinine dâhil olup iman edenlere de hitap ederek şöyle buyurmuştur: “Ey inananlar! Kendinize dikkat edin.[4] Başka bir ayette ise şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz.”[5]

Kendini yetiştirmenin ilk basamağının, uyanmak olduğunu söylemek mümkündür. Yani nefsin kirlerden arınması gerektiğinin farkına varmaktır. Bu uyanıştan sonra akıllara, “nereden başlamalıyız” sorusu gelmektedir. Bu soruyu soran kişinin ilk aşamayı aştığı söylenebilir. Çünkü akıl ve fikri ile bu âlemin kalıcı olmadığı ve insanın yaratılışı hayvanca bir yaşam sürmesi için olmadığı neticesine ulaşmıştır.[6] Bu aşamadan sonra da sıra, tövbe etmek, yani kaybedilen farzların veya işlenilen günahların telafisini etmek gelmektedir. Örneğin; üzerimizde hakları olan insanların, en büyük hakka sahip olan Allah (c.c)’ın hakkını ödememiz ve telafi etmemiz gerekmektedir.

Elbette bu tövbe azimle birlikte olmalıdır. Tövbe, işlediğimiz işlerden dolayı af dilemek ve azim ise, gelecekte yapmamız gereken şeyler konusunda iradeli olmaktır. Bu yüzden bazı ahlak üstatları, ikinci aşamayı tövbe olarak[7]; bazıları ise, azim olarak[8] bilmektedirler.

İmam Humeyni (r.a) bu aşamaya uygun olan azim hakkında şöyle buyurmaktadır: “Bu aşama için uygun olan azim; günahı terk edip, vacipleri yerine getirerek ve elden gidenleri telafi edip, insanın dış görünümünü ve yüzünü akla ve şeriata uygun bir biçime sokacağına azim etmesidir.”[9]

Meb’as (Hz. Muhammed (s.a.a)’in peygamberliğe seçildiği gün) gününde okunan dua da şöyle geçmektedir: “ Bildim ki sana ulaşmada, salih insanın yanına alacağı en iyi azık azim ve iradedir. Öyle bir azim ve irade ki, sadece seni seçer.”[10]

Diğer bir aşama ise günahı terk edip, vacipleri yerine getirmektir. Hz. Ayetullah Behçet (r.a) “Seyr-i sûlûk yapmak istiyorum, ne yapmalıyım?” diye sorulduğunda şöyle buyurmuştur: “Günahı terk etmen, senin bütün ömrün için yeterlidir. Hatta 1000 yıl yaşasan bile!”[11] Öyleyse bu aşamada bildiğimiz her Allah’ın farzını yerine getirip ve yine bildiğimiz yasaklarından sakınmalıyız. Bu durum, Allah (c.c)’ın bize yeni ilimler kazandırmasına sebep olur ve böylece seyr-i sûlûk yolumuzda gelişmiş ve ilerlemiş oluruz. Biz bildiğimiz kadarına amel edersek, Allah-u Teâlâ da bilmediklerimizi bize öğretir ve bu süreç, biz vazifemizi yerine getirdiğimiz müddetçe böyle dönüp gider. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Her kim bildiğine amel ederse, Allah-u Teâlâ meçhul olan şeyleri (bilinmeyenleri) ona açıklayıp anlatır.”[12] Bu rivayet, Kur’an ayeti ile de mutabıktır. Ayette şu şekilde buyrulmaktadır: “Bizim uğrumuzda cihat edenlere gelince, elbette Biz onlara (Bize ulaştıran) yollarımızı gösteririz. Şüphesiz ki Allah, her zaman iyi davrananlarla beraberdir.”[13]

Şu bir gerçektir ki; insan yaşadığı müddetçe hiçbir zaman durmaz, hep nura (hidayete) doğru ya da karanlığa (sapıklığa) doğru hareket etmektedir. Burada önemli olan, nura doğru hareket etmektir.

Bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için, Seyyit Muhammed Hüseyin Tahrani’nin lubbul lubab adlı eserine bakın. ( c. 1 s. 87)

Son olarak şu noktayı hatırlatalım ki sizin sorunuz, genel bir seviyede cevaplandırılmıştır. Eğer daha ayrıntılı ve yüksek derecede bir cevap istiyorsanız, öğrenim durumunuzu belirterek, bize tekrar yazabilirsiniz.



[1] El-Tezkiye El-Tethir min el-Ahlak El-Zemime, Mecme el-Bahreyn, c: 1, s: 203

[2] Şems Suresi, 8. ayet, “فَأَلْهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقْوَاهَاقَدْ أَفْلَحَ مَن زَکَّاهَاوَقَدْ خَابَ مَن دَسَّاهَا

[3] Hüseyin Tahrani, Seyyit Muhammed Hüseyin, Risale-i Lubbul lubab, s: 55

[4] Mâide Suresi, 105. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ عَلَیْکُمْ أَنفُسَکُمْ

[5] Nisa Suresi, 136. ayet, “یَا أَیُّهَا الَّذِینَ آمَنُواْ آمِنُواْ بِاللّهِ وَرَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِی نَزَّلَ عَلَى رَسُولِهِ وَالْکِتَابِ الَّذِیَ أَنزَلَ مِن قَبْلُ

[6] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 76

[7] Meleki, Tebrizi, Mirza Cevad, Risale-i Likaullah, s: 52

[8] İmam Humeyni, Kırk Hadis Şerhi, s: 7

[9] Aynı kaynak, s: 7

[10] Mefatih’ul Cinan, Meb’as Günü Duası; İkbal bil Amal’ul Hasene, s: 277

[11] Be Suy-i Mehbub (Hz.Ayetullah Behçet’in buyrukları ve gösterdiği ve tavsiye ettiği yollar), s: 58

[12] El-Mehçet el Beyza, c: 6, s: 24; Bihar’ul Envar, c: 89, s: 172 ve El-Heraic, c: 3, s: 1058

[13] Ankebut Suresi, 69. ayet, “وَالَّذِینَ جَاهَدُوا فِینَا لَنَهْدِیَنَّهُمْ سُبُلَنَا وَإِنَّ اللَّهَ لَمَعَ الْمُحْسِنِینَ

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • geçici nikahın aktı için kullanılan lafızlar nelerdir? Şartları ve Hükümleri nasıldır?
    7192 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/05/03
    Geçici nikâhın aktini okumak için birkaç şart gereklidir: Aktin sıgasını okumak; şöyle ki süreli akitte bayan ve erkek’in rızası tek başına yeterli değildir. Belki bunun yanı sıra akit için okunan has lafızların okunması şarttır. İhtiyati vacip gereğince aktin sıgası sahih Arapça ile ...
  • Yaşayan anne ve babaya yönelik yapılan hayırlar doğru mudur?
    19582 Pratik Ahlak 2011/04/11
    Her insan iyi işler yapıp sevabını başkalarına ve bu cümleden olmak üzere anne ve babasına bağışlayabilir. Böyle bir durumda bu hayırlı amelin sevabı onlara ulaşacak ve buna ek olarak aynı sevabın benzeri veya hatta ondan daha fazlası ameli bağışlayan için de göz önünde bulundurulacaktır. ...
  • Hamd, medh ve şükür’ün farkı nedir?
    12760 Eski Kelam İlmi 2012/02/14
    Lügatte ve Istılahta Hamd, Medh ve Şükür1- Hamd lügatte sena ve övgü manasına gelmektedir.[1] Istılahta ise iradeyle yapılan güzel iş ve sıfata denir.[2] 2- Medh ...
  • Mübarek Ramazan ayının 21’inde yolculuk yapmanın hükmü nedir?
    5215 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/14
    Mübarek ramazan ayında yolculuk yapmanın sakıncası yoktur, ancak oruçtan kaçmak için olursa mekruhtur.[1] insan yolculuktan dolayı tutamadığı orucunu ramazan ayından sonra tutmalıdır. Bu hükümderamazanın ayının 21’i ile diğer ...
  • Domuzun parçaları gibi necasetlerin bazı kısımları Müslüman olmayan kimselere satılabilinir mi?
    5962 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah’el - Uzma Mekarim Şirazi (Allah ömrünü uzun etsin): Eğer bu konu hakkında yakininiz varsa onun alınıp satılması sakıncalıdır. Hz. Ayetullah’el - Uzma Safi Gülpeygani (Allah ömrünü uzun etsin): Soruda gelen konu hakkında bilgim yok ama eğer söz konusu maddeler ...
  • Yasin Suresi’nin altıncı ayetiyle İsra Suresi’nin on beşinci ayeti arasında bir uyuşmazlık mı var?
    10831 Tefsir 2008/08/12
    Bu iki ayet arasında herhangi bir uyuşmazlık söz konusu değildir. Çünkü ikinci ayette (İsra Suresi, on beşinci ayet) bir peygamber göndermedikçe azap olmadığını söylüyor ancak birinci ayette (Yasin Suresi, altıncı ayet) “ataları uyarılmamış” diyor ve herhangi bir azaptan bahsetmiyor. ...
  • Sürmeyle abdest veya gusül alınabilir mi?
    38418 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/14
    Abdest ve gusül alırken bedende, suyun deri ve uzuvlarına ulaşmasına engel olacak herhangi bir şeyin olmaması gerekir. Buna göre sürme, gözün içine çekilirse abdest ve guslün doğruluğuna zarar vermez. Ama gözün etrafına veya kaşlara çekilirse bakılmalıdır, abdest veya gusül uzuvlarına suyun ulaşmasına engel midir, değil midir?
  • Kızla oğlanın doğru bir şekilde (günaha düşmeden) cinsel ilişkiye girmelerinin bir yolu var mı?
    51581 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/11/10
    İslama göre kadın ve erkek birbirlerinin tamamlayıcısıdırlar. Hekim olan Allah bu ikisini sükunet bulsun, duygusal, ruhsal ve cinsel ihtiyaçlarını karşılasınlar diye birbirleri için yaratmıştır. İslam iki tarafında ihtiyaçlarının giderilmesi ve kadınla erkeğin her türlü ilişkisinin belli bir sınır ...
  • Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
    11310 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10355 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...

En Çok Okunanlar