Gelişmiş Arama
Ziyaret
13211
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Riyayı tedavi etmenin yolu nedir?
Soru
Riyayı tedavi etmenin yolu nedir?
Kısa Cevap

Riya, insanın güzel amel ve davranışları başkalarına göstererek toplumda itibar ve konum kazanmak istemesine denir. Riya ihlâsın karşı noktasında yer alır. Riya ameline yönelik ilahi gazap ve öfkeye dikkat etmek, halkın ödül ve teşvikinin değersiz olduğunu bilmek, insanların kadirşinaslıkta sözlerini tutmamalarına, şükranda bulunmamalarına, işleri unutmalarına ve güçsüzlüklerine bakmak, gönülleri ve kalpleri fethetmede Allah’ın kudretini hatırlamak, Allah’ın riyakârlıkları ifşa etmedeki gücünü önemsemek, riyanın insan amellerinin uhrevi ecir ve ödüllerini yok edeceğini bilmek ve insanın güzel amel ve davranışlarını gizlice yapmaya kendini alıştırması riyanın bazı tedavi yollarıdır. Bu hususla ilgili önemli bir nokta şudur: Birçok yerde gerçekten bir işi açıktan yapmak riya değildir, bilakis vazifeyi eda etmektir. Ama şeytan, insana hayır işlerine ve toplu ibadetlere katılmadaki feyizden alıkoymak için vesvese vermektedir. Bu durumları bilmek, şeytan ile mücadele etmek için riya şaibesini görmezlikten gelmek ve onları açıkça yapmak gerekir. Elbette bilinmelidir ki bazı durumlarda güzel ameli belirtmek ve aşikâr kılmak riya ve yerilen bir davranış sayılmaz, bilakis övülen bir hareket sayılır. Örneğin başkalarını yönlendirmek veya dini tebliğ etmek veyahut şeytanın vesvesesiyle mücadelede bulunmak için güzel ve salih amelleri aşikâr kılmak bu kabildendir. Bu husustaki önemli bir nokta şudur: Birçok yerde gerçekten bir işi açıktan yapmak riya değildir, bilakis vazifeyi eda etmektir. Ama şeytan, insana hayır işlerine ve toplu ibadetlere katılmadaki feyizden alıkoymak için vesvese vermektedir. Bu durumları bilmek, şeytan ile mücadele etmek için riya şaibesini görmezlikten gelmek ve onları açıkça yapmak gerekir.

Ayrıntılı Cevap

Riya, insanın güzel amel ve davranışları başkalarına göstererek toplumda itibar ve konum kazanmak istemesine denir.[1] Eğer insan ibadet ederken veya hayırlı bir iş ve salih bir amele teşebbüs ederken, insanları kendinden haberdar kılmayı ve onların kendisini övmesini ve alkışlamasını ve de iyi bir insan bilmesini hedefliyorsa bu riyadır. Riya karşısında ihlâs yer alır. İhlâs, Yüce Allah için niyet ve gayeyi arı kılmak, niyeti Allah’tan başka her şeyden arındırmak ve her işin sadece Allah’a itaat ve O’nun rızasını kazanmak için yerine getirilmesinden ibarettir.

Riyanın Tedavi Yolları

1. Allah’ın gazap ve öfkesine dikkat etmek: İbadet ederken ve Allah’ın emirlerini yerine getirirken riya yapmak, gerçekte Allah’ın buyruklarını alaya almak ve onlarla dalga geçmektir ve bu O’nun gazabına neden olacaktır.

2. Kadir olan Yüce Allah’ın ödülü karşısında halkın ödül ve teşvikinin değersiz olduğunu bilmek: Eğer bir insan halkın çabuk gelip geçen ödül ve teşviklerini kalıcı ilahî ecir ve ödüller ile mukayese edecek olursa, halkın teşvik etmesi nedeniyle asla bir amelde bulunmaz.

3. İnsanların sözünü tutmamalarını, şükranda bulunmamalarını ve işleri unutmalarını hatırlamak: Eğer insan dikkatle bakarsa, birçok fert kendisine yapılan hizmete karşı şükranda bulunmamaktadır, kendileri için yapılan hizmet ve iyilikleri asla hesaba katmamaktadır, teşekkür ve telafi girişiminde bulunmayı düşünmemektedir ve hizmet ve iyilikleri hesaba katanların çoğu da onları çabucak unutmaktadır. Telafi etmeyi düşünen bazıları da bu işin güç ve kudretini taşımamaktadır. Şükran ve kadirşinaslıkta bulunabilen kimselerin ise şükranları pek değer taşımamaktadır. Oysaki Yüce Allah, halisane bir şekilde yapılan hayırlı hiçbir ameli karşılıksız bırakmaz ve hiçbir ameli unutmaz; zira O her şeyi bilendir, herkese her ödülü vermeye kadirdir.

4. Allah’ın gönül ve kalpleri kuşatmadaki kudretini bilmek: İnsan tabii olarak halkın övgü ve sevgisine mazhar olmayı ve herkesin kendisini iyilikle anmasını ister. Ama halkın kalp ve sevgisinin halis bir şekilde iyi amellerde bulunan fertlere yönelmesinin Allah’ın elinde olduğu bilinmelidir. O halde insanlar amellerini halis kılarlarsa, kesinlikle halkın övgü, methi ve kadirşinaslığına da mazhar olacaklardır.

5. Allah’ın halk nezdinde riyakârlıkları ifşa etme ve açığa çıkarmada kudret sahibi olduğunun bilincinde olmak: İnsan, halkın içten namaz kılan veya hayırlı bir işin harcamasını üstlenmiş olan bir şahsın halis bir niyet taşımadığını anladığı an kesinlikle kendisine teşekkür etmeyeceğini bilirse, hiçbir zaman kendi zahmetlerini riyakârlıkla elden vermeye yanaşmaz.

6. Riyanın insan amellerinin uhrevi ecir ve ödülünü yok ettiğine dikkat etmek: İçinde zerre miktarınca riya ve samimiyetsizlik bulunan bir amelin Yüce Allah nezdinde her türlü değer ve ödülden yoksun olacağını ve Allah’ın ona hiçbir ecir vermeyeceğini anlayan bir insan, riyaya dayanan amelin en yüksek hasar ve zararı getirdiğini görecektir.

7. İnsanın güzel amel ve işlerini gizlice yapmaya kendini alıştırması[2]: Bu, riya afetinden kurtulmanın pratik bir yoludur.

Elbette bilinmelidir ki bazı durumlarda güzel ameli belirtmek ve aşikâr kılmak riya ve yerilen bir davranış sayılmaz, bilakis övülen bir hareket sayılır:

1. Başkalarını teşvik etmek için güzel ve salih amelleri açıkta yapmak

2. Dini tebliğ etmek gayesiyle ibadet ve amelleri aşikâr yapmak

Bu husustaki önemli bir nokta şudur: Birçok yerde gerçekten bir işi açıktan yapmak riya değildir, bilakis vazifeyi eda etmektir. Ama şeytan, insana hayır işlerine ve toplu ibadetlere katılmadaki feyizden alıkoymak için vesvese vermektedir. Bu durumları bilmek, şeytan ile mücadele etmek için riya şaibesini görmezlikten gelmek ve onları açıkça yapmak gerekir; zira bugün Cuma namazına, cemaate, mescitte namaz kılmaya katılmak gibi birçok iş normal bir husus sayılmakta ve riya boyutu taşımamaktadır.


[1] Neraki, Molla Ahmed, Miracü’s-Saadet, s. 472 ve 473.

[2] Neraki, Molla Ahmed, Miracü’s-Saadet, s. 483 ve sonrası.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zifaf gecesinin adabı nasıldır?
    23925 Pratik Ahlak 2011/07/18
    Zifaf gecesi gelinle güveyin (damat) şer’i yolla karı koca olama akdini yaptıktan sonra birlikte kalacakları ilk gecedir. Bu gece her fert için kendi hayatında çok önemli ve çok mübarek bir gecedir. Bu nedenle İslami kaynaklarda bu gece için birçok adap zikredilmiştir. Mübarek oluşuna kaynaklık yapan evlilik hakkında ...
  • Niçin Hz. Âdem’in (a.s) hatası yüzünden yer küresinde kalmaya mecbur olup sonuçta günaha bulaşıp cezalandırılmalıyız?
    15204 Eski Kelam İlmi 2010/06/02
    Hz. Âdem başta olmak üzere bütün Enbiyalar (a.s) her çeşit günah ve hatalardan masum ve beridirler. Hz. Âdemin yaptığı şey ise irşad-i bir emre muhalefetti. Dolaysıyla yapılan bu muhalefete günah denilmez. Aslında insanın ve Hz. Âdemin yeryüzüne gelişi ilahi bir takdir olup ...
  • “Dinde zorlama yoktur, olgunluk sapıklıktan ayrılmış belli olmuştur” ayetinin anlamının çeşitli tefsirleri dikkate alarak açıklayınız.
    12521 Tefsir 2007/10/25
    Farklı tefsirleri nazara aldığımızda ayetin anlamı ile ilgili beş ana görüş ortaya konulmuştur. Bu görüşler arasında doğru olan görüş şudur ki, ayet genel, kapsamalı ve insani bir anlam taşımaktadır. O da şudur: Din bir inançla ilgili kalbi bir konudur. Bu konuyla ilgili zorlama gerçekleşmesi mümkün değildir. Kul ...
  • Ahbaricileri nasıl cevaplandırmalıyız?
    6636 Eski Kelam İlmi 2012/08/01
    Ahbariciliğin mebnasını iki kısma ayırabiliriz: Birincisi epistemolojiktir. Diğeri dini öğretileri elde etmek için takip edilen yöntem problemidir. Epistemolojik bağlamda ahbariler dini öğretileri elde etmek için kabul gördükleri tek bilgi kaynağı rivayetlerdir. Ahbariler “kütübi arb’ada”; dört kitapta (Şianın rivayetler bazında kabul gördükleri dört kaynak kitap) zikredilen tüm rivayetler ...
  • İlahi meşiyyet ile insanın iradesinin ilişkisi nasıldır?
    10850 Eski Kelam İlmi 2007/11/24
    İnsan, varlığını ve varlığıyla ilgili bütün özelliklerini yüce Allah'tan alan mümkün bir varlıktır. Allah, kendi tekvini iradesi ile onu seçme özgürlüğü ve iradesi olan bir varlık olarak yarattı. Bu ayrıcalığı ile ona diğer varlıklar karşısında üstünlük bağışladı. O halde insan, Allah'ın teşrii iradesine (kanun koyma iradesine) muhatap olan en üstün ...
  • Ehlisünnet arasında değişik şekillerde yaygın olan teravih namazının Ehlibeyt mezhebindeki yeri nedir?
    8227 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Teravih, Ramazan ayı gecelerinde yatsı namazında sonra kılınan nafile namazlara denir.[1] Ehlisünnet bu namazlara ikinci halifelerinin emriyle başlamış ve onu cemaatle kıla gelmişlerdir.[2] Belirttiğiniz gibi onun rekât sayısı farklıdır.[3] Ama Ehlibeytten gelen rivayetler esasınca, aziz İslam Peygamberi (s.a.a) ...
  • Neden Şia geçici evliliği (muta) caiz bilmektedir?
    27933 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2013/04/23
    Başlangıçta bu meselenin fıkhi konulardan olduğuna ve özel bir alan ve ortamda ilgili uzmanlar tarafından incelenmesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Burada kısaca konuları beyan edecek ve konunun detaylarını ayrıntılı cevaba bırakacağız. 1. Geçici evlilik, hiçbir evlilik engeli taşımayan, iki tarafın rızasıyla ve belirli bir zamana kadar belirlenmiş bir ...
  • Şia’nın bakışında sihir nedir? Nasıl iptal edilebilir?
    12586 Tefsir 2011/01/20
     Sihir olağanüstü bir fiil olup bazen bir tür hipnotizma ve hokkabazlıktır ve bazen de sadece ruhsal, hayali ve telkinsel yöne sahiptir. Bazen tanınmamış fiziksel ve kimyasal özelliklerden yararlanarak, bazen bir takım cisim ve unsurlardan istifade ederek ve bazen de şeytanlardan yardım alma yoluyla gerçekleşir. Sihirbazlar sapık ...
  • Neden baldızla evlenmenin haram oluşu zamanın değişmesiyle birlikte değişmemektedir?
    14073 فلسفه غرب 2009/12/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Bir annenin çocuğuna süt verme süresi ne kadardır?
    8528 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/08
    Bu konuda fakihlerin bazı görüşlerine yer veriyoruz: Fakihlerin çoğuna göre çocuğa süt vermenin en az süresi yirmi bir aydır.[1] Bazılarına göre ise iki yıla kadar süt vermek caiz ve müstehaptır. Bu açıdan baktığımızda fakihlerin çoğunun bu konudaki görüşlerinin arasında fazla bir fark ...

En Çok Okunanlar