Gelişmiş Arama
Ziyaret
5747
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Uzun yolculuklarda sürücülük yaparken insan müzik dinleyebilir mi yoksa bu mesele de boş ve faydasız şeylerle uğraşma hükmünü mü taşır? İslam’ın cisim ve ruhun şad olması için ne gibi bir tavsiyesi vardır?
Soru
Uzun yolculuklarda sürücülük yaparken insan müzik dinleyebilir mi yoksa bu mesele de boş ve faydasız şeylerle uğraşma hükmünü mü taşır? İslam’ın cisim ve ruhun şad olması için ne gibi bir tavsiyesi vardır?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Müzik hakkındaki tüm konuları siz 10781 (Site: 10611) (Müziğin Haram Oluşunun Delilleri), 932 (Site: 1004) (Müziğin Haram Oluşu Ve Delilleri), 159 (Site: 15698) (Müziğin Menfaati Hakkında Hadis) adlı başlıklarda bulabilirisiniz. Ama sizin sorunuzla ilgili olan hususlara aşağıda değinilecektir.

Eğer bir müzik türü (ilgili başlıklara binaen) haram ise, ister sürücülük halinde olsun, ister başka bir halde olsun değişik hallerde onu dinlemek arasında bir farklılık olmaz. Haram müzik şartlarını taşıyan her müzik, haramdır. Mistik ve geleneksel gibi değişik adlar da konuyu değiştirmez. Söz konusu müziğin haram müzik türü olup olmadığını siz teşhis etmelisiniz.

Son soruya gelince;

İslam’ın ruhsal ve cisimsel canlılık için tavsiyeleri:

Dinsel iman, evren hakkında insana özel bir telaki şekli sunduğundan; yani yaratılışı bir hedef çerçevesinde ve hedefi de hayır, tekâmül ve saadet olarak değerlendirdiğinden tabii olarak insanın bakışını varlığın tümel düzenine ve ona egemen olan kanunlara yönelik olumlu kılmaktadır. Varlık ülkesindeki imanlı insanın hali, tıpkı yaşadığı ülkenin kanun, teşkilat ve düzenini doğru ve adil bilen, ülkeyi yöneten aslî unsurlara da iyi bakıp inanan, kendisi ve diğer tüm bireyler için gelişme ve yücelmenin altyapısını hazır gören ve sorumluluk taşıyan kendisi ve benzeri insanların geri kalmasına yol açabilecek tek şeyin tembellik ve tecrübesizlik olduğunu düşünen ferdin hali gibidir. Böyle bir halde mevcut her noksanlık kendisi ve benzerlerinin vazife ve sorumluluklarını yerine getirmemelerinden kaynaklanmaktadır. Böyle bir şahıs taşıdığı din ve iman eksenli hisler ile sükûnet ve rıza duygusuna sahip olur. O halde iman unsuru insanın ruhsal sükûneti için çok etkilidir. Yüce Allah şöyle buyuruyor: “ Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” [1] İslam’da dinsel bayram ve günlerden bayram, canlılık ve sevinç günleri olarak söz edilmiştir. İmam Sadık (a.s) Ğadir bayramı hakkında şöyle buyuruyor: Bu gün (18 Zilhacce) bayram, ferahlık, hoşnutluk ve sevinç günüdür..” [2] Ehli Beyt rivayetlerinde her ne kadar cisimsel sevinç türleri ve yollarına değinilmemişse de (zira bu hususlar değişik olabilir) bunun kendisine vurguda bulunulmuştur. Bir hadiste insanın canlı ve sevinçli olması için günün bazı saatlerini helal eğlencelere ayırması tavsiye edilmiştir. Aynı şekilde bu saatlerin bu işe ayrılmasının, diğer ödevleri daha güzel yapmaya ve ibadetleri canlı bir şekilde yerine getirmeye neden olacağı vurgulanmıştır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Akıllı Müslüman vaktini üç kısma ayırmalıdır. Birinci vakti kendisi ile Allah arasındaki irtibata ayırmalıdır. İkinci vakti toplumsal ilişkilere ve insana ahiret yolunda yardımcı olan mümin kardeşleriyle görüşmeye ayırmalıdır. Üçüncü vakti ise haram olmayan zevklere ayırmalıdır. Bu üçüncü vakit, diğer iki vakitteki sorumluluklarını daha güzel bir şekilde yerine getirmek için ona yardım eder.” [3] Öte taraftan İslam bitkinlik ve tembelliği reddetmiş ve ruhsal ve cisimsel canlılığı istemiştir. Hatta ibadet ve müstehaplarda bile onların canla ve şevkle yapılmasını istemiştir. Eğer bir şahıs müstehap bir amel yapmak istiyorsa, bu ameli kendine dayatmamalıdır, bilakis canla ve şevkle söz konusu ameli yerine getirmelidir. Aziz İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Kalp bazen ibadete ilgi duyar ve bezen de ondan yüz çevirir, ne zaman ilgi duyarsa (farzlara ek olarak) müstehapları yapın ve ilgisiz olduğunda ise sadece farzları yerine getirin.” [4] Dünya işlerinde de bitkinlik ve tembellik İslam tarafından kabul edilmez. İslam çaba ve canlılık dinidir. İmam Kazım (a.s) şöyle buyuruyor: “Tembellik ve ataletten sakın; çünkü bu ikisi seni dünya ve ahiret nimetlerinden uzak kılar.” [5] O halde İslam ruhsal ve cisimsel canlılığı kabul etmemekle kalmamış onu emretmiştir. Ama canlılık yaratan aktivite türlerinin farklı olduğunu unutmamak gerekir. İnsanı ataletten uzak kılan ve içinde Allah’a isyan ve insanlara cefa olmayan her aktivite bu hususun örneği olabilir.

İlgili başlık: 2484. Soru (Site: 2469) (Allah’ın Sevgisini Kazanma Yolları).



[1] Rad, 28.

[2] Vesailü’ş-Şia, c. 10, s. 444.

[3] Kâfi, c. 5, s. 87.

[4] Kâfi, c. 3, s. 454.

[5] Kâfi, c. 5, s. 85, h. 2.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Acaba gece namazına kalkabilmemi sağlayacak bir yöntem var mı?
    5628 Pratik Ahlak 2012/08/11
    Her sağlıklı insanın, sağlığını korumak için her gün belirli bir süre uyumaya ihtiyacı var. Düzenli ve sistemli bir hayat programı ile hem ihtiyacımız olan uyku ve dinlenmeyi hem de sabah namazından önce gece namazı için uyanmayı sağlaya biliriz. Böylelikle rahatlıkla bu değerli amelin faziletine ulaşabiliriz. Gece namazına ...
  • Neden Cevşen-i Kebir duasının seksen beşinci kısmında insanın sudan yaratıldığı buyrulmuştur?
    8728 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Evrendeki maddî varlıkların tümü “su” adındaki ortak bir madde taşımaktadır. Bu kategoride evren bahçesinin gülü olan insan da sudan yaratılmıştır. Su insan yaratılışının ilk madde tohumudur. Öte taraftan insan bedeninin %80’nini su teşkil etmektedir. Bu husus hem Kur’an ve rivayetlerde ve hem de modern bilim tarafından ispat edilmiştir. Elbette ...
  • Lütfen Kadının örtünmesinin sınırları hakkında bir hadis zikredin.
    13255 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2008/06/18
    Nur suresinin 31’inci ayeti ve birçok rivayetlerde örtünmenin sınırları açıklanmıştır. Allah-u Teala, zikredilen ayette şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara da söyle: Bakışlarını kontrol etsinler ve mahrem yerlerini korusunlar. Açıkta olanı dışında süslerini açmasınlar.[i] Başörtülerini, yakalarının üzerine salıversinler. Süslerini kocaları, babaları, kocalarının babaları, ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6428 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Ehli Sünnete mensup bir Müslüman Şiilerin duasını okuyabilir mi?
    7502 Pratik Ahlak 2011/09/13
    Şiiler tarafından nakledilen duaların tümü Peygamberin (s.a.a) ailesi olan imamlardan bize ulaşması, Peygamberin (s.a.a) tavsiyesince onlara tutunma ve uymanın kurtuluşa neden olması ve buna ek olarak Şia ve Ehli Sünnetin itirafıyla imamların dua ve münacatta insanların önderi sayılması nedeniyle, onlar tarafından nakledilen duaların gerçeğe ve icabete daha yakın olacağı ...
  • Acaba içinde humus payı olan veya borç olarak verilen para değer kaybına uğrarsa zaminliğe neden oluyor mu?
    8153 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/04
    Aşağıdaki noktalara dikkat etmek sorulan sorulara cevap verme hususunda bize yardımcı oluyor: 1-   Ukala (akıl sahibi olanlar) nezdinde mal olarak kabul edilen her şey İslam anlayışında mal olarak kabul görülmekte ve şeraitin istisna ettiği yerler ...
  • “Ve necmu ve şeceru yescudan” ayetinde yıldız ile ağaç secde ediyor diyor ve bundan bahis edilmektedir, onların secde etiklerinden maksat nedir?
    16695 Tefsir 2012/04/07
    Necm yıldız anlamındadır. Bazen de sapı (sake) olmayan ot anlamına gelir. Bu ayette (rahman, 6) ise şecere (ağaç) karinesinden ötürü ikinci yani sapı (saka) olmayan bitki anlamına gelmektedir. Bu kelime asıl itibarıyla çıkmak (tuluu) anlamındadır. Eğer sapı olamayan bitkileri için “necm” kelimesi kollanılıyor ise bitkilerin yer altından ...
  • Amellerle Allah’ın onlar için vadettiği mükafatlar arasında uygunluk gözetilmiş midir?
    7639 Eski Kelam İlmi 2010/07/18
    Böyle mükafatları vadetmek ne İlahi adalete aykırıdır, ne de amelle sevap arasındaki uygunluğa; çünkü adaletin manasının, her şeyi kendi uygun olduğu yere koymak olduğunu söylersek, yani amelle sevap arasında uygunluk olması gerekli ise sözünü ettiğiniz yerlerde amelle sevap arasında uygunluk vardır. Zira:1- Böyle ...
  • Arapçayı bilmeyenlerin Kuran’a bakmalarının veya okumalarının ne gibi faydaları vardır?
    13233 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    Kuran, sıradan bir kitap değildir. Aksine Allah’ın kelamı olması gibi birçok farklı konumlara sahiptir. Sözleri de Allah tarafından İslam Peygamberi’ne (s.a.a) vahiy edilmiştir. Birçok derin ilim ve öğretiler içerir. Yaşam kitabı, insanın tekâmülü, hidayet kitabı vb. ayrıca kutsaldır ve kendisine has bir değeri vardır. Bu esasa göre; ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11143 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar