Gelişmiş Arama
Ziyaret
7392
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Türsel suretlerin varlık şekli nasıldır? Maddî midirler yoksa soyut mudurlar?
Soru
Üstat Mutahhari Usul-i Felsefe kitabının dördüncü cildine düştüğü dipnotlarda şöyle yazmaktadır: “Türsel suretler, eşyaların çeşitlilik ve farklılığının amilleri olan cevherlerdir.” Bu halde türsel suretler ya maddî ya da soyutturlar. Onlar soyut olamazlar; zira soyut neden vasıta olmaksızın eserlerin başlangıcı olamaz. Eğer türsel suretler maddiyse, maddenin uzunluk, boylam, enlem ve derinlik gibi temel özelliklerini taşıması gerekir ve böyle olduğu takdirde de türsel suretler cisim gibi tüm eşyalarda müşterek olur. O halde eşyaların farklılığına nasıl neden olabilir?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Her maddî cisim değişim ve dönüşüm içindedir. Değişim ve dönüşüm, bir varlığın bir şeye sahip olmaması, ona sahip olabilme potansiyeli taşıması ve özel şartlar ile ona sahip olması anlamındadır. Örneğin bir çekirdek ağaç değildir, ama ağaç olma potansiyeli taşımaktadır. Çekirdek taşıdığı kabiliyet ve bir engelin olmamasıyla ağaç olmaktadır. Ağaç da taş kömürü olma potansiyeli taşımaktadır. O halde her maddî cisim iki boyuttan teşkil olmuştur. Birincisi olan ve diğeri ise olmayan ama olabilecek boyuttur ve bu potansiyel olarak adlandırılmaktadır. Biz dışarıda bulunan bir cisme baktığımız zaman, onu iki boyutlu görürüz; cismin potansiyel taşıyan boyutu madde ve gerçeklik taşıyan boyutu ise suret olarak adlandırılır. Madde ilk madde ve ikinci maddeye, suret de cisimsel suret ve türsel surete taksim edilir.[1] Cisimsel suret tüm cisimlerin taşıdığı genel gerçekliktir, türsel suret ise özel bir varlığa has olan bir şeydir ve o varlığın hüviyeti kendisinin taşıdığı türsel suretledir. Molla Sadra türsel suret kavramı hakkında şöyle demektedir: Türsel suret hakkında bulunan tüm tanım ve açıklamalar

«ما به یکون الشی‏ء هو بالفعل» (varlığın kendisiyle gerçekleştiği şey) manasında ortaktır ve bu mana tüm görüşleri kapsamaktadır. Aynı şekilde şöyle demektedir: Suret, eşyaların gerçeklik cihetidir ve birinci öğretmen (Aristo) ve takipçileri nezdinde cevherdir. Revakiler nezdinde arazdır ve bizim açımızdan ise varlığın kendisidir. Türsel suret için soyut türsel suret ve onun karşısında bulunan maddî ve tabii türsel suret de kullanılmaktadır. Cisimsel suret de cisimlerin birleşik miktar ve formudur; yani tüm cisimlerde ortak olan boyutlara sahip boylu cevherdir.[2] O halde Allame Tabatabai ve şehid Mutahhari’nin sözlerinin de temelini teşkil eden Molla Sadra’nın görüşüne göre, türsel suretler mahiyet değildir, cisimlere özgü bir tür varlıktır. Elbette bu tür varlıkların dışarıda alıntılanan bir menşeleri olmakla birlikte somut varlıkları olmayan felsefî ikincil mefhumlar türünden olduğunu bilmemiz gerekir. Bu konuyu açıklama noktasında Üstat Mutahhari’nin sözlerinden istifade ediyoruz. Kendisi şöyle demektedir: Bir felsefî mesele olan türsel suretin biri bilimsel ve diğeri de felsefî olmak üzere iki temeli vardır. Elbette meselenin kendisi felsefidir; yani bir tür felsefî çıkarımdır. Felsefî meseleleri felsefî olmayan meselelerden ayıran ve Usul-i Felsefe kitabının birinci cildinde açıklanan ölçü açısından bu felsefî bir meseledir. Ama bu meselenin üzerine bina edildiği temellerden biri bilimseldir; yani bilim sahasıyla ilintilidir. Diğer temel ise felsefe sahasıyla ilintilidir. Meselenin bilimsel boyutu varlıkların özellik ve etkilerinin farklılığına bilimlerin tanıklık etmesidir. Tabiatın cansız yetilerinden bahseden fizik bir şekilde, unsurların terkipsel yönelişleri açısından kimya başka bir şekilde ve biyoloji yaşam etkileri ve özellikle yaşam gücünün otantikliği ve onun maddedeki egemenlik ve müdahalesi ve özellikle de canlı varlığı ileriye götürmede canlılardaki tekâmül açısından bu iddiaya tanık etmektedir. Biz bu alanda araştırmalarımızı genişlettiğimiz ölçüde bu açıdan istidlalimizin maddesi takviye edilecektir. Konunun felsefî temeli ise şudur: Bu etki ve özellikler değişik yeti ve güçlerin varlığını bildirmektedir. Bu yeti ve güçler ayrı ve bağımsız bir şekilde ve madde karşısında veya tümüyle tabiat dışında ayrı bir unsur olarak var olamazlar ve aynı şekilde madde için bir araz ve özellik olarak da var olamazlar. Bilakis bir tarafı, ciheti ve yüzü cisim, boyut ve çökelti olan (bu özellikte tüm şeyler bir tarz ve şekildedir) ve diğer bir taraf ve yüzü de akıl gücü ve felsefî istidlal ile varlığını keşfettiğimiz ama hakikatini bilemeyeceğimiz bir hakikatin cevhersel kemali ve yüce şeklidir. Sadece eşyaların bu yönünün muhtelif olduğunu ve bu iki yönün bir cevheri oluşturduğunu biliyoruz.[3] Bu nedenle reel ortamda iki veya birkaç şey mevcut değildir. Belirgin olan sadece bir hakikattir ve bunun özellikleri vardır. Zihin bu bir hakikatten özellikler açısından değişik kavramlar alıntılamaktadır. Netice itibariyle bu mefhumlar bir taraftan zihnî olmayıp hakikidir ve diğer taraftan da dışarıda ve gerçekte ayrı ve bağımsız bir varlığa sahip değildir.      

[1] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikmet, s. 99, çap-ı sisdehom, Müessese-i Neşri İslamî, Kum, 1416 k.

[2] Seccadi, Cafer, Ferhen Ve Maarif-i İslamî, c. 2, s. 1123, çap-ı sevvom, İntişarat-ı Danışgah-ı Tahran, 1373 ş.

[3] Mutahhari, Mürteza, Usul-i Felsefe, c. 4, s. 140.


Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • cinsel sapıklık ve inhiraftan korkulmadığı taktirde evlilik bırkalabilinir mi?
    10114 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Evlilik olgusu bütün milletler arasında süre gelmiş bir gelenektir. Ancak islam dini evliliğe ve aile yuvasının ve teşkilatının kurulmasına çok önem vermiştir. Ayet ve rivayetlerdeki bütünlükten evliliğin ne kadar önemli olduğu çok güzel bir şekilde anlaşılıyor. Allahu teala kuranı kerimde bekar olanları evlendirin, şeklinde emr ...
  • İmam Musa Kazım’ın (a.s) hayatı, evlatları ve torunlarını özetle benim için açıklar mısınız?
    21759 تاريخ بزرگان 2011/01/20
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    13280 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
    18303 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle ...
  • Yolculuktayım ve yolculuğumun müddeti belli değil. Lütfen seferî kılma ve tam kılma açısından namazımın durumunu belirtiniz.
    6948 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Cemaat namazı niyetinde namaz rekâtlarının sayısı belirtilmeli midir?
    6376 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Asıl yanıta değinmeden önce niyette iki önemli konunun dile getirildiği noktasını hatırlamak gerekir:1. Niyette söz gerekli midir?2. Niyette muteber olan şeyleri dile getirmenin lazım olmadığı açıklığa kavuştuktan sonra[1] hangi şeylerin niyette gerekli ve muteber olduğu konusu ortaya çıkmaktadır. ...
  • Hicr suresi 91. ayetteki bölenlerden Allah’ın kasti nedir?
    11333 Tefsir 2010/11/27
    Bu ayet-i şerifede yer alan “el-muktesimin” kavramı bölen ve bölücüler anlamındadır. Bu ayetin nüzul sebebinin ne olduğu ve kimler hakkında nazil olduğu hususunda ise tefsirlerde birkaç ihtimal beyan edilmiştir. 1. Hac aylarında yolculara Muhammed adındaki bir şahsın bir takım iddiaları olduğunu ve kesinlikle kendisinin sözlerini dinlememelerini ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7310 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • Sigaranın orucu bozduğunu bilmeyen biri, sigara içerek tuttuğu oruçların kazasının yanı sıra keffarette vermeli midir?
    8350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/13
    İmam Humeyni (r.a) ve diğer büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: (Oruç tutan kişi) Meseleyi bilmediğinden dolayı orucu bozan bir şey yapsa, eğer meseleyi öğrenme imkanı vardıysa farz ihtiyat gereği üzerine keffaret gelir. Eğer meseleyi öğrenme imkanı yoktuysa veya meselenin farkında değildiyse yahut filan şeyin orucu bozduğunu kesin olarak ...
  • Hz. Müslim kimdi?
    19268 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2010/12/22
    Akil’in oğlu olan Müslim üç imam (müminlerin önderi Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin (a.s) ) ile aynı asırda olup onları yakından görmüş, İmam Hüseyin’in (a.s) imameti zamanında imamının hedefleri için canını feda etmiş ve Übeydullah b. Ziyad emriyle şahadete ulaşmıştır. O bu zamanda İmam Hüseyin’in (a.s) ...

En Çok Okunanlar