Gelişmiş Arama
Ziyaret
6981
Güncellenme Tarihi: 2011/10/22
Soru Özeti
Türsel suretlerin varlık şekli nasıldır? Maddî midirler yoksa soyut mudurlar?
Soru
Üstat Mutahhari Usul-i Felsefe kitabının dördüncü cildine düştüğü dipnotlarda şöyle yazmaktadır: “Türsel suretler, eşyaların çeşitlilik ve farklılığının amilleri olan cevherlerdir.” Bu halde türsel suretler ya maddî ya da soyutturlar. Onlar soyut olamazlar; zira soyut neden vasıta olmaksızın eserlerin başlangıcı olamaz. Eğer türsel suretler maddiyse, maddenin uzunluk, boylam, enlem ve derinlik gibi temel özelliklerini taşıması gerekir ve böyle olduğu takdirde de türsel suretler cisim gibi tüm eşyalarda müşterek olur. O halde eşyaların farklılığına nasıl neden olabilir?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Her maddî cisim değişim ve dönüşüm içindedir. Değişim ve dönüşüm, bir varlığın bir şeye sahip olmaması, ona sahip olabilme potansiyeli taşıması ve özel şartlar ile ona sahip olması anlamındadır. Örneğin bir çekirdek ağaç değildir, ama ağaç olma potansiyeli taşımaktadır. Çekirdek taşıdığı kabiliyet ve bir engelin olmamasıyla ağaç olmaktadır. Ağaç da taş kömürü olma potansiyeli taşımaktadır. O halde her maddî cisim iki boyuttan teşkil olmuştur. Birincisi olan ve diğeri ise olmayan ama olabilecek boyuttur ve bu potansiyel olarak adlandırılmaktadır. Biz dışarıda bulunan bir cisme baktığımız zaman, onu iki boyutlu görürüz; cismin potansiyel taşıyan boyutu madde ve gerçeklik taşıyan boyutu ise suret olarak adlandırılır. Madde ilk madde ve ikinci maddeye, suret de cisimsel suret ve türsel surete taksim edilir.[1] Cisimsel suret tüm cisimlerin taşıdığı genel gerçekliktir, türsel suret ise özel bir varlığa has olan bir şeydir ve o varlığın hüviyeti kendisinin taşıdığı türsel suretledir. Molla Sadra türsel suret kavramı hakkında şöyle demektedir: Türsel suret hakkında bulunan tüm tanım ve açıklamalar

«ما به یکون الشی‏ء هو بالفعل» (varlığın kendisiyle gerçekleştiği şey) manasında ortaktır ve bu mana tüm görüşleri kapsamaktadır. Aynı şekilde şöyle demektedir: Suret, eşyaların gerçeklik cihetidir ve birinci öğretmen (Aristo) ve takipçileri nezdinde cevherdir. Revakiler nezdinde arazdır ve bizim açımızdan ise varlığın kendisidir. Türsel suret için soyut türsel suret ve onun karşısında bulunan maddî ve tabii türsel suret de kullanılmaktadır. Cisimsel suret de cisimlerin birleşik miktar ve formudur; yani tüm cisimlerde ortak olan boyutlara sahip boylu cevherdir.[2] O halde Allame Tabatabai ve şehid Mutahhari’nin sözlerinin de temelini teşkil eden Molla Sadra’nın görüşüne göre, türsel suretler mahiyet değildir, cisimlere özgü bir tür varlıktır. Elbette bu tür varlıkların dışarıda alıntılanan bir menşeleri olmakla birlikte somut varlıkları olmayan felsefî ikincil mefhumlar türünden olduğunu bilmemiz gerekir. Bu konuyu açıklama noktasında Üstat Mutahhari’nin sözlerinden istifade ediyoruz. Kendisi şöyle demektedir: Bir felsefî mesele olan türsel suretin biri bilimsel ve diğeri de felsefî olmak üzere iki temeli vardır. Elbette meselenin kendisi felsefidir; yani bir tür felsefî çıkarımdır. Felsefî meseleleri felsefî olmayan meselelerden ayıran ve Usul-i Felsefe kitabının birinci cildinde açıklanan ölçü açısından bu felsefî bir meseledir. Ama bu meselenin üzerine bina edildiği temellerden biri bilimseldir; yani bilim sahasıyla ilintilidir. Diğer temel ise felsefe sahasıyla ilintilidir. Meselenin bilimsel boyutu varlıkların özellik ve etkilerinin farklılığına bilimlerin tanıklık etmesidir. Tabiatın cansız yetilerinden bahseden fizik bir şekilde, unsurların terkipsel yönelişleri açısından kimya başka bir şekilde ve biyoloji yaşam etkileri ve özellikle yaşam gücünün otantikliği ve onun maddedeki egemenlik ve müdahalesi ve özellikle de canlı varlığı ileriye götürmede canlılardaki tekâmül açısından bu iddiaya tanık etmektedir. Biz bu alanda araştırmalarımızı genişlettiğimiz ölçüde bu açıdan istidlalimizin maddesi takviye edilecektir. Konunun felsefî temeli ise şudur: Bu etki ve özellikler değişik yeti ve güçlerin varlığını bildirmektedir. Bu yeti ve güçler ayrı ve bağımsız bir şekilde ve madde karşısında veya tümüyle tabiat dışında ayrı bir unsur olarak var olamazlar ve aynı şekilde madde için bir araz ve özellik olarak da var olamazlar. Bilakis bir tarafı, ciheti ve yüzü cisim, boyut ve çökelti olan (bu özellikte tüm şeyler bir tarz ve şekildedir) ve diğer bir taraf ve yüzü de akıl gücü ve felsefî istidlal ile varlığını keşfettiğimiz ama hakikatini bilemeyeceğimiz bir hakikatin cevhersel kemali ve yüce şeklidir. Sadece eşyaların bu yönünün muhtelif olduğunu ve bu iki yönün bir cevheri oluşturduğunu biliyoruz.[3] Bu nedenle reel ortamda iki veya birkaç şey mevcut değildir. Belirgin olan sadece bir hakikattir ve bunun özellikleri vardır. Zihin bu bir hakikatten özellikler açısından değişik kavramlar alıntılamaktadır. Netice itibariyle bu mefhumlar bir taraftan zihnî olmayıp hakikidir ve diğer taraftan da dışarıda ve gerçekte ayrı ve bağımsız bir varlığa sahip değildir.      

[1] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Nihayetü’l-Hikmet, s. 99, çap-ı sisdehom, Müessese-i Neşri İslamî, Kum, 1416 k.

[2] Seccadi, Cafer, Ferhen Ve Maarif-i İslamî, c. 2, s. 1123, çap-ı sevvom, İntişarat-ı Danışgah-ı Tahran, 1373 ş.

[3] Mutahhari, Mürteza, Usul-i Felsefe, c. 4, s. 140.


Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar