Gelişmiş Arama
Ziyaret
8553
Güncellenme Tarihi: 2009/10/13
Soru Özeti
İnsan hücrelerinin cenin döneminden yaşlılık dönemine dek sürekli değişim ve dönüşüm halinde olmasına binaen, Allah’ın adaleti ile çelişmeyecek bir şekilde kıyamet gününde hangi beden dirilecektir?
Soru
İnsan hücreleri cenin döneminden yaşlılık dönemine dek sürekli değişim ve dönüşüm halinde olması ve ortalama her sekiz yılda bir insan bedeni yenilenmesi sebebiyle, Allah’ın adaletiyle çelişmeyecek bir şekilde kıyamet gününde hangi beden dirilecektir diye bir soru akla gelmektedir.
Kısa Cevap

Bu sorunun cevabı şudur: Ödüllendirmenin ve cezalandırmanın ve başka bir tabirle mutluluk, sevinç veya acıların merkezi ruhtur, o halde eğer bir beden azaba maruz kalacak olursa, bu ruhsal açıdan gerçekleşecektir. Eğer insandan ruhu alırsak bir parça et ve kemik geriye kalacaktır ve dolayısıyla bunları parçalasanız bile herhangi bir acı hissedilmeyecektir. Bunun nedeni, belirtilen şeylerin ruhtan yoksun olmasıdır. Bundan dolayı adalete riayet etme açısından, her ne kadar bir günaha bulaşmamış olsa dahi insanın bu bedenlerden birinin vesilesiyle azaba maruz bırakılması, adalete aykırı olmayacaktır; zira burada beden kamçılanması için suçluya giydirilmiş bir elbise mesabesindedir. 

Ayrıntılı Cevap

Bu şüphe, cismani dirilişi inkâr edenler tarafından ortaya atılmıştır. Onlar şöyle demektedir: Bilimsel açıdan ispatlandığı üzere insan hücreleri cenin döneminden yaşlılık dönemine dek sürekli değişim ve dönüşüm halindedir, sekiz yılda bir insanın tüm hücreleri değişmektedir ve insan yeni bir bedene sahip olmaktadır. İnsan bedeni yıllarca süren ömrü boyunca defalarca değişmektedir, o halde bu bedenlerin hangisi kıyamette dirilecektir ve hangisi azaba veya nimete sahip olacaktır? Bu, Allah’ın adaletiyle çelişmeyecek şekilde nasıl gerçekleşecektir? Bu sorunun cevabı şudur: Sevabın ve cezanın mihveri ve başka bir tabirle sevinçlerin, mutlulukların ve acıların tümünün merkezi ruhtur, o halde eğer bir beden azaba maruz kalacak olursa, bu o bedende olan ruh açısındandır. Eğer insandan ruhu alacak olursak ondan geriye bir parça et ve kemik kalır ve eğer bunları parçalayacak olursanız herhangi bir acı hissedilmeyecektir. Çünkü bunun nedeni, bunların ruhtan yoksun olmasıdır. Aynı şekilde tüm zevk ve mutluluklar ruha bağlıdır. Eğer göz bir manzarayı görmekten veya kulak bir nameyi duymaktan veyahut dil lezzetli bir yemeği yemekten zevk alıyorsa ve insanın sinir sisteminde bir ferahlık ve gevşeme durumu meydana geliyorsa, bu bedene hâkim olan ruhtan dolayıdır. Eğer bedenden ruhu alacak olursanız, bedenin bir parça demirden farkı olmaz. Bundan dolayı adalete riayet etmek açısından, her ne kadar günaha bulaşmamış bir beden vesilesi ile insan azaba maruz kalsa dahi, bu adalete aykırı olmayacaktır; zira beden burada suçlunun kamçılanması için kendisine giydirilen bir elbise mesabesindedir. Çıplak bedeni kamçılamanın bir takım sonuçları vardır, bundan dolayı bazen suçluya elbise giydirir ve sonra kendisini kırbaçlarlar. Dolayısıyla elbiseyi kamçılamak, adalete aykırı davranmak sayılmaz. Elbette bu açıklamadan insanın dirilişinin ruhani bir diriliş olduğu ve bedenin dirilmeyeceği sonucu çıkarılmamalıdır. Kastedilen şey, kıyamet gününde beden ve ruhun birlikte dirileceği, lakin ödül ve cezaların ruhla ilgili olmasıdır. Çünkü bir dizi ödül ve cezalar ruh beden ile çevrelenmeksizin mümkün değildir. Bu açıdan ruh unsursal cisim ile dirilmelidir. Örneğin gençlik döneminde bilerek yasal cezası idam olan bir cinayet işlemiş, kanunun pençesinden kaçmış ve elli yaşında adalete yakalanmış bir şahsı düşünün. Her ne zaman böyle bir şahıs bilerek cinayet işlemek suçundan idam edilse, adalete aykırı bir iş yapılmış sayılmaz; zira insanın şahsiyet ve gerçekliği kendi ruhudur ve ruh tüm hallerde birdir ve beden hayatının son anlarına dek bakidir. Her ne kadar insan bütün bu müddet boyunca değişik bedenlere sahip olsa ve onun tüm hücreleri defalarca değişse de durum değişmez. Başka bir ifadeyle, insan hüviyetinin gerçeklik ve şahsiyetini onun ruh ve nefsi oluşturur. Evren onun için yaratılmış ve ahirette onun için gerçekleşecektir. Ama nefis beden vasıtasıyla kemale erer ve onun aracılığıyla bilgi ve bilinç kazanır. Eğer beden olmasaydı, insan ruhu kemale eremezdi. Aynı şekilde diğer dünyada da insan beden aracılığıyla bir dizi mutluluk ve zevklere veya cezalara ulaşır. Bundan dolayı bedenin araçsal bir fonksiyonu vardır. Bu nedenle her bedenden vesile olarak istifade edilirse, bu adaletin ta kendisi olacaktır.[1],[2]    


[1] Molla Sadra, Mebde ve Mead, Ahmed bin Muhammed El- Hüseyni Erdekani, Abdullah Turani, s: 433 – 436, Merkezi Neşri Danisgahi, Tahran, 1362; Subhani, Cafer, İlahiyat ve Mearifi İslami, s: 290 – 297, İntişaratı Şafak, Kum, çapı dovvum, 1379.

[2] Bu hususta 4101. (Site: 4362) sayılı soruyu okumanız faydalı olacaktır.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Köpek ve domuzun necis oldukları hakkında bir hadis söyleyebilir misiniz?
    14791 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/04/07
    Köpek ve domuzun necaseti hakkında Masum İmamlardan (a.s) elimize çeşitli rivayetler ulaşmıştır. Bu rivayetlerin bazılarında necis sözcüğü açıkça gelmiş bazılarında ise gelmemiştir. Açıkça gelmeyenlerden de köpek ve domuzun necis olmaları gereklilik babından anlaşılmaktadır. Böyle rivayetlerde köpeğin artığı veya domuzun insanın elbisesine değmesi hakkında İmamdan (a.s) sorular ...
  • İmam Hasan Askeri (a.s)’ın biyografisini anlatır mısınız?
    3319 Sire 2020/01/20
  • İslam devletinde medeni kurumların yeri nedir?
    7745 Düzenler 2010/12/04
    Toplumda halk kitleleriyle devlet arasındaki kuruluşlara medeni kurumlar denir. Köy ve şehirlerdeki kooperatifler, dernekler, spor kulüpleri ve birlikler (okul-aile birliği gibi) vb. medeni kurumlara örnek teşkil etmektedirler. Medeni kurumların varlığı halkçı düzenlerin temel özelliklerinden biridir. Bir işi ve mesleği olan herkes bu kurumlara üye olabilirler. Medeni kurumlar, toplumsal ...
  • Allah’ın fertlere evlat verme ve vermemedeki hikmeti nedir?
    70786 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Yüce Allah âlim ve hikmet sahibidir. İlahi sünnet her işin sebepler kanalıyla gerçekleşmesini gerektirir. İlahi sünnetlerden bir tanesi de kendine has nedenler aracılığıyla neslin üremesidir. Tarih boyunca evlendikten sonra veya genel olarak veyahut uzun bir müddet süresince evlat sahibi olmayan birçok insan vardır. Bu fertler arasında ömründe hiçbir günaha ...
  • Kabirde soru ve sual nasıldır ve gayri Müslimler için hangi şekildedir?
    15342 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Berzah sözlükte iki şey arasında yer alan perde ve engel anlamındadır. Istılahta ise Yüce Allah’ın dünya ve ahiret arasında karar kıldığı ve ölümden sonra insanın ilk menzili olan âleme denmektedir. Berzah âleminden kastedilen, kabir âlemidir; bu âlemde insan kıyamete dek özel bir tür yaşam sürecektir. Burada kabirden kastedilen şey ...
  • Kredi kartlarıyla alışveriş yapılması ve bu kartların nakit paraya çevrilmesinin hükmü nedir?
    6089 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Sorunuzun cevabını Ayetullah Hamenei’nin kalemi şu şekilde cevaplamıştır: Hesapta olan ve alışveriş yaparken ödediğiniz miktarın bir sakıncası yoktur. Ama hesabınızda karşılığı olmadan size kredi hesabı olarak verilen miktar; eğer borç şeklindeyse ve ona faiz geliyorsa, borcun kendisi sahih ama fazlası faiz sayılmaktadır ve haramdır. ...
  • Nazardan korunmak nasıl mümkündür?
    11551 Tefsir 2011/05/09
    Nazar, nefsin oluşturduğu tesirlerindendir ve onun inkar etmeğe bir delil yoktur. Hatta bazı hadiseler nazarın varlığına delil sayılır. Merhum Şeyh Abbas Kummi, nazardan korunmanın yolları hakkında Kalem Suresi'inin 51. ayetini okumayı tavsiye etmiştir. Bu ayetin nüzul sebebine bakıldığında onun nazara karşı etkili olduğu ...
  • Neden esir düşmüş evli kadınlar hakkında Müslümanlara helal olduğuna dair ayet nazil olmuştur?
    6495 Gayri Müslimlerle İlişki 2019/01/22
    Kutsal islam şeriati evli kadınlarla evlilik yapmayı haram bilmektedir. Bu hükümden sadece savaşta esir düşmüş ve belirli şartlara haiz olanlar istisna edilmiştir. Allah teala kafirlerden esir düşmüş esir kadınlar batıl inançlarından beraat ettikten sonra ve rahimleri önceki eşlerinden arınmış ise nikah kıymayı helal etmiştir. Başka bir tabirle ...
  • Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
    32652 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/08/23
    Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır. Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve ...
  • Bir Müslümanın, Amerika’daki mahkemelere bir dava için başvurması caiz midir?
    6726 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/11/01
    Ayetullah Uzma Hamenei (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Eğer kadının hakkını elde etmesi, gayri İslami mahkemelere başvurmasına bağlıysa, özellikle bu mahkemelere başvurmaması kadın için zorluk ve sıkıntıya sebep olacaksa; başvurmasında bir mani yoktur.”Hazreti Ayetullah-il Uzma Mekarim Şirazi (r.a)’nin bürosunun cevabı:“Hakkını elde edecek başka bir yolu olmaz ve bu mahkemelere başvurmak ...

En Çok Okunanlar