Please Wait
65605
1. İnsan cisim adındaki bir kalıp ve ruh adındaki bir özden teşkil olmuştur. İnsan varlığı cismin yaratılmasıyla meydana gelir ve ruhun gelişimiyle devam eder. Öte taraftan insanların bedihi ve fıtri isteklerinden biri saadete ermektir. Vaat edilmiş saadete ermek için cisim ve ruhu tanımak ve doğru yaşama tarzını ve de onları yok edecek afetleri bilmek gerekir. Bedeni tanımak, korumak takviye etmek, sağlıklı tutmak ve hastalıklarını tedavi etmek ile ilgili hususlar tıp ilminin sorumluluğundadır. İnsanların çoğu da az veya çok bununla meşguldürler.[1] Ancak yiyeceklerin insan cisim ve ruhuna olan etkisi bilimsel, duyusal ve tecrübi bir husustur. Yiyeceklerin cisim ve ruhun gelişiminin ve sağlıklı olmasının aracı olması gibi; ahlaki dağınıklık, ruhsal bozukluk ve cismani hastalıkları da peşinden getirebilir. İlim ve sonsuz hikmeti ile insanın tüm maslahatlarını, rüşt ve tekâmül yolunu bilen yüce Allah, insanın kendisine daha fazla rüşt kazandıran yiyecek ve içecekleri tanıması ve onlardan daha fazla yararlanması için yiyecek ve içecekler hususunda bir takım tavsiyelerde bulunmuştur. Aynı şekilde ilerlemeyi engelleyen veya insanın alçalmasına sebep olan yiyecek ve içeceklerden de insanı sakındırmıştır.
2. Şüphesiz yiyecek türü hem insan cismini ve hem de insan ruhunu etki altında bırakmaktadır. İslam da her iki konuyu dikkatle incelemiş ve bunların üzerinde durmuştur. Helal yiyecekler yemek insanın ahlak, davranış, hal, batıni ve ruhsal yönlerine olumlu etkide bulunduğu gibi, haram yiyecekler[2] de bireysel ve toplumsal davranışlar alanında kötü etkiler bırakır. Bundan dolayı rivayetlerde eti helal hayvanların bazı azalarını yemek haram sayılmıştır. Öte taraftan bazı helal azaların da az yenilmesi tavsiye edilmiştir. Bunların her ikisi de bir hikmet ve maslahat esasıncadır.
3. İnsan ruhunun mükemmelleştirilmesi ve ahlaki erdemlerin kazanılması cihetinde her ne kadar eti helal hayvanların ciğer ve yürek gibi azalarını yemek sağlık ve tıp ilmi açısından cisim için bir takım faydalar taşısa da cismin ruh ile birlikte insani rüşt ve tekâmüle ereceği hakikatinden gafil olmamak gerekir. Bunun için İslam dininde et ve etin helal kısımlarını yemede aşırıya kaçılmaması ve orta yola ve itidal haline riayet edilmesi tavsiye edilmiştir.[3] İnsanların bazıları beslenmenin ruhsal ve batıni sırlarından haberdar değildir veya buna itina etmemektedirler. Onlar renkli sofraların ve yağlı ve yumuşak lokmaların en güzel yemekler olduğunu sanmaktadır. Oysaki bu tür yiyecekler kalbin katılaşması ve ruhsal ve psikolojik hastalıkların türemesine neden olmaktadır.
4. İnsan cismi bir takım temel beslenme unsurlarına (şeker, yağ, protein, vitamin ve madeni maddeler) ihtiyaç duyar. Bunların bir miktarını ciğer ve yürek gibi helal et maddeleri karşılar. Lakin cisim ve ruhta meydana getirdikleri olumsuz etki nedeniyle, bu et maddelerinin bir kısmının tüketilmemeleri tavsiye edilmiştir. Bu hususta iki rivayeti belirtmekle yetiniyoruz:
İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Hz. Peygamber (s.a.a) böbrek yemezdi. Bu, onun böbreği haram kılmasından kaynaklanmıyordu; böbreğin idrar çıkış bölgesine yakın olmasından dolayı onu yemiyordu.”[4] Dolayısıyla böbrek yemenin mekruh oluşu[5] onun hayvanın idrar mahalline yakın olmasından kaynaklanmaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) koyunun el etini severdi ve but sevmezdi; çünkü but idrar çıkış bölgesine yakındır.”[6] İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: “Koyunun böbreği ve onun iç yüreği mesaneyi değiştirir.”[7] Mesanenin değişmesi idrar yollarının bozulması demektir.
5. Bu hususlar her ne kadar insan cismiyle ilgili olsa da cismin ruh ile olan irtibatı nedeniyle bu hususların olumsuz etkisi kesinlikle ruha da sirayet edecek ve bu insanın davranış ve hareketlerinde sorunlar meydana gelmesine neden olacaktır.
6. Helal yiyeceklerde temiz ile en temiz yiyecekler arasında seçim yapılması gerekmektedir; her ne kadar helal yiyeceklerin her biri tıp ilminde bir takım faydalar taşısa da belirtilen rivayetlere ve benzeri hadislere dikkat edildiği takdirde Hz. Peygamberin (s.a.a) temiz ile en temiz yiyecekler arasında seçim yaptığını gözlemlemekteyiz.[8]
[1]Bkz: “Geleneksel Tıp İle Modern Tıp Arasındaki İletişim”, soru: 13398.
[2] Bkz: “Eti Haram Hayvanlar”, soru: 2166.
[3]Bkn: “Oburluğun Olumsuz Etkileri”, soru: 8474.
[4] Şeyh Saduk, UyunuAhbaru’r Rıza (a.s), Muhakkık ve Musahhıh: Lacuverdi, Mehdi, c. 2, s. 41, Neşri cihan, Tahran, çapı evvel, 1378 h.k.
[5] İmam Humeyni (r.a), Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 161, Müessese-i metbuatıdaru’lİlm, Kum, çapı evvel, bita.
[6]Tebersi, Hasan bin Fazl, Mekarimu’l Ahlaki s. 159, Şerif Razi, Kum, çapı çaharum, 1412 h.k.; Şeyh Saduk, İlelu’şŞerayi, c. 1, s. 134, kitapfuruşiyidaveri, Kum, çapı evvel, 1385 h.ş.
[7]Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 59, s. 321, Daruihyau’tTuras el- Arabi, Beyrut, çapı dovvum, 1403 h.k.
[8] Bkz: Hz. Peygamberin Sevdiği Yiyecekler”, yanıt: 20633.