Gelişmiş Arama
Ziyaret
69086
Güncellenme Tarihi: 2012/08/11
Soru Özeti
Ciğer, yürek ve böbrek gibi hayvan sakatatını yemek cismi ve ruhi olarak insan bedenine ne gibi etkilerde bulunabilir?
Soru
Ciğer, yürek ve böbrek gibi hayvan sakatatlarını yemenin cismi ve ruhi olarak insan bedenine etkileri ne olabilir? Lütfen bunu nakledilmiş hadisler ışında açıklar mısınız? Özet olarak İslam’ın hayvanın bu gibi iç organlarını yeme hususundaki görüşü nedir?
Kısa Cevap

1. İnsan cisim adındaki bir kalıp ve ruh adındaki bir özden teşkil olmuştur. İnsan varlığı cismin yaratılmasıyla meydana gelir ve ruhun gelişimiyle devam eder. Öte taraftan insanların bedihi ve fıtri isteklerinden biri saadete ermektir. Vaat edilmiş saadete ermek için cisim ve ruhu tanımak ve doğru yaşama tarzını ve de onları yok edecek afetleri bilmek gerekir. Bedeni tanımak, korumak takviye etmek, sağlıklı tutmak ve hastalıklarını tedavi etmek ile ilgili hususlar tıp ilminin sorumluluğundadır. İnsanların çoğu da az veya çok bununla meşguldürler.[1] Ancak yiyeceklerin insan cisim ve ruhuna olan etkisi bilimsel, duyusal ve tecrübi bir husustur. Yiyeceklerin cisim ve ruhun gelişiminin ve sağlıklı olmasının aracı olması gibi; ahlaki dağınıklık, ruhsal bozukluk ve cismani hastalıkları da peşinden getirebilir. İlim ve sonsuz hikmeti ile insanın tüm maslahatlarını, rüşt ve tekâmül yolunu bilen yüce Allah, insanın kendisine daha fazla rüşt kazandıran yiyecek ve içecekleri tanıması ve onlardan daha fazla yararlanması için yiyecek ve içecekler hususunda bir takım tavsiyelerde bulunmuştur. Aynı şekilde ilerlemeyi engelleyen veya insanın alçalmasına sebep olan yiyecek ve içeceklerden de insanı sakındırmıştır.

2. Şüphesiz yiyecek türü hem insan cismini ve hem de insan ruhunu etki altında bırakmaktadır. İslam da her iki konuyu dikkatle incelemiş ve bunların üzerinde durmuştur. Helal yiyecekler yemek insanın ahlak, davranış, hal, batıni ve ruhsal yönlerine olumlu etkide bulunduğu gibi, haram yiyecekler[2] de bireysel ve toplumsal davranışlar alanında kötü etkiler bırakır. Bundan dolayı rivayetlerde eti helal hayvanların bazı azalarını yemek haram sayılmıştır. Öte taraftan bazı helal azaların da az yenilmesi tavsiye edilmiştir. Bunların her ikisi de bir hikmet ve maslahat esasıncadır.

3. İnsan ruhunun mükemmelleştirilmesi ve ahlaki erdemlerin kazanılması cihetinde her ne kadar eti helal hayvanların ciğer ve yürek gibi azalarını yemek sağlık ve tıp ilmi açısından cisim için bir takım faydalar taşısa da cismin ruh ile birlikte insani rüşt ve tekâmüle ereceği hakikatinden gafil olmamak gerekir. Bunun için İslam dininde et ve etin helal kısımlarını yemede aşırıya kaçılmaması ve orta yola ve itidal haline riayet edilmesi tavsiye edilmiştir.[3] İnsanların bazıları beslenmenin ruhsal ve batıni sırlarından haberdar değildir veya buna itina etmemektedirler. Onlar renkli sofraların ve yağlı ve yumuşak lokmaların en güzel yemekler olduğunu sanmaktadır. Oysaki bu tür yiyecekler kalbin katılaşması ve ruhsal ve psikolojik hastalıkların türemesine neden olmaktadır.

4. İnsan cismi bir takım temel beslenme unsurlarına (şeker, yağ, protein, vitamin ve madeni maddeler) ihtiyaç duyar. Bunların bir miktarını ciğer ve yürek gibi helal et maddeleri karşılar. Lakin cisim ve ruhta meydana getirdikleri olumsuz etki nedeniyle, bu et maddelerinin bir kısmının tüketilmemeleri tavsiye edilmiştir. Bu hususta iki rivayeti belirtmekle yetiniyoruz:   

İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Hz. Peygamber (s.a.a) böbrek yemezdi. Bu, onun böbreği haram kılmasından kaynaklanmıyordu; böbreğin idrar çıkış bölgesine yakın olmasından dolayı onu yemiyordu.”[4] Dolayısıyla böbrek yemenin mekruh oluşu[5] onun hayvanın idrar mahalline yakın olmasından kaynaklanmaktadır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Hz. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) koyunun el etini severdi ve but sevmezdi; çünkü but idrar çıkış bölgesine yakındır.”[6] İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: “Koyunun böbreği ve onun iç yüreği mesaneyi değiştirir.”[7] Mesanenin değişmesi idrar yollarının bozulması demektir.

5. Bu hususlar her ne kadar insan cismiyle ilgili olsa da cismin ruh ile olan irtibatı nedeniyle bu hususların olumsuz etkisi kesinlikle ruha da sirayet edecek ve bu insanın davranış ve hareketlerinde sorunlar meydana gelmesine neden olacaktır.

6. Helal yiyeceklerde temiz ile en temiz yiyecekler arasında seçim yapılması gerekmektedir; her ne kadar helal yiyeceklerin her biri tıp ilminde bir takım faydalar taşısa da belirtilen rivayetlere ve benzeri hadislere dikkat edildiği takdirde Hz. Peygamberin (s.a.a) temiz ile en temiz yiyecekler arasında seçim yaptığını gözlemlemekteyiz.[8]

 


[1]Bkz: “Geleneksel Tıp İle Modern Tıp Arasındaki İletişim”, soru: 13398.

[2] Bkz: “Eti Haram Hayvanlar”, soru: 2166.

[3]Bkn: “Oburluğun Olumsuz Etkileri”, soru: 8474.

[4] Şeyh Saduk, UyunuAhbaru’r Rıza (a.s), Muhakkık ve Musahhıh: Lacuverdi, Mehdi, c. 2, s. 41, Neşri cihan, Tahran, çapı evvel, 1378 h.k.

[5] İmam Humeyni (r.a), Tahriru’l Vesile, c. 2, s. 161, Müessese-i metbuatıdaru’lİlm, Kum, çapı evvel, bita.

[6]Tebersi, Hasan bin Fazl, Mekarimu’l Ahlaki s. 159, Şerif Razi, Kum, çapı çaharum, 1412 h.k.; Şeyh Saduk, İlelu’şŞerayi, c. 1, s. 134, kitapfuruşiyidaveri, Kum, çapı evvel, 1385 h.ş.

[7]Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 59, s. 321, Daruihyau’tTuras el- Arabi, Beyrut, çapı dovvum, 1403 h.k.

[8] Bkz: Hz. Peygamberin Sevdiği Yiyecekler”, yanıt: 20633.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar