Please Wait
10491
Şeytanın vesveseleri, dünyaya bağlılık ve günah işlemek Allah’ı unutmanın nedenlerindendir. Buna karşılık namaz kılarak, Kur’an okuyarak, ayetler üzerinde tefekkür ederek, yine istidlal ve bürhan ile Allah’ı anmayı kalplerde canlı tutabiliriz.
Allah’ı anmanın çeşitli faydaları vardır, örneğin: 1- Allah’a hep itaat halinde olmak, 2- Huzu içinde ve alçak gönüllü olmak, 3- İbadete karşı aşk duymak, 4- Huzur ve güven içinde olmak, 5- Kulun Allah’a yönelmesi, 6- Allah’ın kuluna karşı sevgi ve muhabbet beslemesi…
Kur’an’daki bazı ayetler, kafirler, fasıklar, müşrikler ve dinsizlerin başlangıç (mebde’) ve sonlarını (mead) unuttukları için Allah’ı da unuttuklarından söz etmektedir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Ve benzemeyin o kişilere ki Allah'ı unutmuşlar da o da, kendilerini unutturmuştur onlara; onlardır, buyruktan çıkanların ta kendileri.’[1]
Bir başka ayette kafirlerin şöyle dedikleri aktarılır: ‘Ve dediler ki: Yaşayış, ancak bu dünyadaki yaşayışımızdan ibarettir, ölürüz ve diriliriz ve bizi zamandan başka bir şey öldürmez.’[2] Böyle biri Allah’ı ve meadı unutmuştur.
Yine şöyle buyurulmaktadır: ‘Şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedi olarak azabı yaptıklarınıza karşılık.’[3]
Şu ayette de kafirlere hitaben şöyle buyurulmaktadır: ‘…Siz nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız bugün de biz sizi unuttuk ve yurdunuz ateştir ve size bir yardımcı da yoktur.’[4]
Bu ayetlerden istifade edilen noktalar şunlardır:
1- Unutmak sözcüğünün manasından Allah’a olan marifetin fıtrî bir geçmişi olduğu, kafir, müşrik ve suçluların maddiyata kapıldıkları için onu unuttukları istifade edilmektedir. Allah-u Teâlâ unutmayı yalnızca müminler ya da ehl-i kitap için kullanmamaktadır; başlangıç ve sonunu inkar eden herkese unutma nipeti vermekte ve ‘siz mebde (başlangıç) ve meadı unuttunuz.’ diye buyurmaktadır.
2- Allah’ın unutması insanın kendisini unutmasına neden olur. Çünkü Allah’ın unutması bir taraftan insanın maddi ve şehevi lezzetlere dalmasına, yaratılış hedefini unutmasına ve sonuçta kıyamet günü için ahiret azığını hazırlamaktan gafil olmasına neden olurken, diğer taraftan O’nun yüce sıfatlarını unutmasına da neden olur. Zira Allah, mutlak varlık, sonsuz ilim sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayandır; O’nun dışında olan her şey O’nun mukaddes zatına muhtaçtır. İşte insan da buna dayanarak kendisini özgür ve ihtiyaçsız sayar ve neticede insanî gerçeklik ve hüviyetini kaybeder.[5]
3- Bu ayetlerin hepsi Allah’ın unutabileceğini gösterirken bütün insanların ona müptela olabileceğini de göstermektedir. Kimi Müslümanların bile bazı şartlar altında Allah’ı unuttukları görülmektedir. Bu unutmak bazen devamlı olup tehlikeli boyuta ulaşmakta ve ahiret azabına sebep olmaktadır. Nitekim Kur’an buyuruyor: ‘Allah kalplerini, kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde var ve pek büyük azab onlaradır.’[6] Bazende unutmak geçicidir; burada Allah’a yönelmeye ve Allah’ı anma ruhunun yeniden canlanıp insanın kurtulmasına ümit vardır. Kur’an bu konuda da şöyle buyuruyor: ‘Allah’tan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile.’[7]
Allah’ı unutmanın nedenleri:
1- Şeytan Allah’ı unutmanın önemli etkenlerinden biridir. Kur’an şöyle buyurmaktadır: ‘Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştur da onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur; onlardır Şeytan'ın fırkası; bilin ki şüphesiz Şeytan'ın fırkası, ziyan edenlerin ta kendisidir.’[8]
Şeytanın tek hedefi Allah’ın insana verdiği sermayeyi ondan almaktır. Bu sermayeyi kaybeden kimse kendisinide kaybeder.
2- Dünyaya bağlanmak Allah’ı unutmanın bir başka önemli nedenidir; zira dünya çekiciliğiyle insanları kendisine bağlamaktadır. Hz. Ali (a.s) buyuruyor: ‘Allah katında olan şeye dünyadan kopmanın dışında bir şeyle ulaşılmaz.’[9]
3- Allah-u Teâlâ’ya karşı günah işlemek, insanla Allah arasına çekilen bir perdedir. Günah insanın Allah’ı ve yaratlışının başlangıcını unutmasına neden olarak onu gaflete düşürür. İmam Rıza’dan (a.s) ‘Neden Allah perde arkasındadır?’ diye sorulduğunda şöyle cevap buyurdular: ‘İnsanların işlediği günahlardan dolayı.’[10]
Bütün bunlara karşılık olarak kendimiz ve başkalarının kalbinde Allah’ın yâdını canlı tutmamız gerekir. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: ‘Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar’[11]
Allah’ı anmanın özel bir şekli yoktur, mümkün olan her şekilde anılabilir. Bununla birlikte dinimiz Allah’ı anmak için bazı amelleri de tavsiye etmiştir. Örneğin:
1- Namaz kılmak; Kur’an bu konuda buyuruyor: ‘Beni anmak için namaz kıl.’[12]
2- Kur’an’la irtibat ve temas halinde olmak; Kur’an buyuruyor: ‘Bunları, sana ayetlerimizden ve doğrulukla hükmeden Kur'an'dan okuyoruz.’[13]
3- Gökler ve yerin üzerinde tefekkür etmek: ‘Göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, sen noksan sıfatlardan arısın, bizi ateşin azabından koru.’[14]
4- İlahi sıfatlara yönelmek: ‘Doğu da Allah'ındır, batı da. Artık nereye dönerseniz dönün, orada Allah'a dönmüş olursunuz. Şüphe yok ki Allah'ın (lütfü, rahmeti) boldur, o her şeyi bilir.’[15] Allah her yerde olduğu için nereye dönsen Allah ordadır. Netice olarak kendine dikkat et ki hürmeti koruyabilesin.
Allah’ı anmanın insan yaşamında birçok hayır ve faydası vardır, örneğin:
1- Allah’ın emir ve yasaklarına karşı itaatkar olmak.
2- Hakkın, hakikatın ve Allah’ın zayıf kullarına karşı huzu ve tevazu içinde olmak.
3- İbadete karşı aşk duymak.
4- Huzur ve güven bulmak.
5- Allah, kuluna karşı sevgi ve muhabet besler.
İnşallah bu hayırlar bize de nasip olur.
[1] - Haşr/19, Tövbe/67, Yasin/78
[2] - Casiye/24
[3] - Secde/14
[4] - Casiye/34
[5] - Tefsir-i Nümune, c.23, s.541
[6] - Bakara/7
[7] - A’raf/201, Al-i İmran/135
[8] - Mücadele/19
[9] - Nehc-ül Belağa’nın (Farsça) Tercümesi’nden, 193. Hutbe, s.286
[10] - Şeyh Saduk, et-Tevhid (Camiay-ı Müderrisin Yayınları-Kum, 1398 h.k (1357 h.ş)), .252
[11] - Al-i İmran/191
[12] - Ta-Ha/14
[13] - Al-i İmran/58
[14] - Al-i İmran/191
[15] - Bakara/115