Gelişmiş Arama
Ziyaret
11374
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Bir takım şekilleri ve figürleri içeren dua kitaplarından yararlanmak caiz midir?
Soru
Elime bir kitap geçti, bu kitap, çeşitli rakamları taşıyan şekilleri ve duaları içermektedir. Bu rakamların Allah'ın ismi olduğu söylenir. Acaba bunlar sihir mi dua mı, bunlardan yararlanmak günah mıdır?
Kısa Cevap

1- Sorunuza nazaran söz konusu kitabın hangi ilim hakkında olduğunu anlamak güçtür. Bunu anlamak için daha geniş bilgiye ihtiyaç vardır. Ama kısaca söyleyebiliriz ki söz konusu kitap ulum-i garibe hakkındadır. Ulum-i garibe; cifr, reml ve nücüm gibi ilimlere denir. Ancak söz konusu kitabın hangi kısmına ait olduğunu teşhis etmek mümkün değildir.

2- Ulum-i garibe ile, sihir, cadı ve dua kitapları arasında büyük bir fark vardır. Ulum-i garibe öğrenmekle elde edilen ve genelde belli formül ve denklemlere dayanarak gelecekle ilgili bilgileri bize veren ilimlerdir. Bu yolla elde edilen veriler bazen gerçekleşir bazen de doğru çıkmaz. Ama sihir ve cadıya gelince cinlerle irtibat vb. meşru olmayan tutum ve davranışlara denir. Bunlar genelde insanların gündelik hayatlarındaki düzenlerini bozmak için kullanılır. Sihir öğrenmek ve öğretmek belirlenen önemli bir maslahat olmaksızın haramdır.

3-Ehl-i Beyt İmamlarından bize gelen hadislerin içeren kitaplara gelince bunların önemine nazaran bize düşen bu kitapları öğrenmek, öğretmek ve onlardan yararlanmaktır.

Ayrıntılı Cevap

İnsanların yararlandıkları değişik ilimler arasında bazı ilimlerin diğerlerine nazaran faydası daha azdır. İnsanların geneline faydası daha az olan ilimler arasında ulum-i garibeyi saymak gerekir. Örneğin cifr, reml[1], nücüm vb. ilimler. Elbette bu bilimler sihir ve cadı gibi işlerle temelden farklıdırlar. Ulum-i geribe'de öğrenmeğe dayalı bir takım yöntemler kullanılır. Bu yöntemler ve formüller sayesinde gelecekle ilgili haberler elde edilir. Ancak bu haberler her zaman doğru çıkmaz. Bu yüzden en kamil din olan İslam dininde bu yöntemleri öğrenmek ve öğretmek özendirilmemiştir.[2]

Ama sihri öğrenmek, öğretmek ve kullanmak bütün taklit mercilerinin fetvasına göre haramdır. Tabii şer'an korunması gerekli olan bir maksat söz konusu ise o müstesnadır.[3] Çünkü sihirde hem mukaddime hem de maksat haramdır. Şer'i olmayan riyazetler ve cinlerle irtibat vb. işler, özellikle insanların gündelik yaşayışlarındaki düzeni bozmaya sebep oluyorsa bu şer'i olarak yasaklanmıştır. Bu yüzden Kur'an'ın emirleri, Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'in buyruk ve davranışları çerçevesinde dini yaymakla görevli olan din alimleri asla sihir konulu kitaplardan yararlanmazlar. Bazı büyük alimler gerektiğinde dini desteklemek ve büyücelerin büyüsünü iptal etmek için bu ilimlerden haberdar olmalarına rağmen bu ilimleri yaymamışlardır. Hatta Ebu Nasr Farabi cifr ilmi hakkında bir risale yazmış ancak sonra bu risalesini imha etmiştir "Bu gibi dallarda bir eserim olmasını istemem" demiştir.[4] Yine Allame Hasanzade Amuli şöyle demiştir: "Cifr ilmi aynen bir yeri kazmaya benzer bazen bir define elde edilir, bazen de yorgunluktan ve acıdan başka bir sonucu olmaz."[5]

Son olarak şu noktaya dikkat çekmeliyiz ki Ehl-i Beyt İmamlarından nakledilen duaları içeren kitapların önemine nazaran bizlere düşen bu kitapları öğrenmek, öğretmek ve bunlardan istifade etmektir. Çünkü bu yolla sürekli olarak kul ile Rabbinin ilişkisi devamlı korunmuş olur ve insanın manevi ve maddi ihtiyaçları Allah'ın lütfü sayesinde giderilir artık reml ve cifr vb. konulu kitaplara başvurmaya bir ihtiyaç kalmaz.

Daha fazla bilgi için şu kaynaklara bakınız:

Kifayetu'l-reml, Seyyid Cevad Zihni

Dizin: Sihri müşahede etmek ve öğrenmek soru: 677

Dizin: Diğer alemlerdeki varlıklarla ilişki 293

Dizin: Şeytan ve cinlerin gücü 883

Dizin: İnsanın cinlerle ilişkisi: 606

Dizin: İnsan ve cinle ilişki soru: 468  



[1] Kifayetu'r-Reml, Seyyid Cevad Zihni Tehrani

[2] Belki de bu bilimlere önem vermemenin sebebi bu bilimlerin insanda Allah'a tevekkül ve kaza ve kadere razı olmak gibi ahlaki değerlerin zayıflamasına sebep olduğu içindir.

[3] Mesail-i cedid, s. 83; Tevzihu'l-Mesail Meraci, c. 2 s. 980; Ecvibetu'l-Mesail, Ayetullah Hamenei c. 2 s. 50

[4] Hezar-u yek nükte, Ayetullah Hasan Zade Amuli, c. 2 s. 722

[5] ade, c. 1 s. 16

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar