Gelişmiş Arama
Ziyaret
18064
Güncellenme Tarihi: 2010/07/05
Soru Özeti
Cennet ve cehennemde ölüm var mıdır?
Soru
Kıyamet koptuğu ve insanların cennet ve cehenneme gittiği zaman ölüm yine var mıdır?
Kısa Cevap

Kur’an, rivayet ve aklî deliller, insanların cennete veya cehenneme gittiği zaman artık bir ölümün olmadığı hususunda müttefiktirler. Kur’an’ı Kerim bir taraftan kıyameti daimi gün (ebediyet günü) olarak adlandırmış ve öte taraftan da cennetlikleri daimiler (ebediler) sıfatıyla nitelemiştir. Rivayetlerde geldiği üzere cennetlik ve cehennemliklere şöyle hitap edilecektir: Ebedisiniz. Artık ölüm yok (ey cennet ehli ebedisiniz artık ölüm yok ve ey cehennem ehli ebedisiniz artık ölüm yok). Ölümü bir koyun suretinde onların yanına getirecek ve kurban edeceklerdir. Akıl açısından da insan nefsi soyut ve her soyut varlık da ölümsüz olduğundan, insanlar cennet veya cehenneme gittikten sonra ölüm olmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Berzah âleminden sonra ilkinden sonuna kadar tüm insanların toplanacağı, yaşam ve hayatın yeni bir merhalesine girecekleri ve dünyevî amel ve davranışlarının mükâfat ve cezalarına ulaşacakları büyük kıyamet denilen âlemde[1] Kur’an ayetleri, rivayetler ve aklî delillerin ittifak ettiği üzere ölüm yoktur. Şimdi onların bazılarına işaret ediyoruz:

Kur’an, kıyameti her birinin bir özellik ve hususiyetine işaret ettiği yetmiş isimle dile getirmektedir; örneğin tüm insan ve varlıkların o günde dirilmeleri nedeniyle dirilme günü ve sürekli olması ve ölümün onda mümkün olmaması nedeniyle de ebediyet günü olarak adlandırmıştır.[2] Bu ad, bir mübarek surede (Kaf) yer almıştır.[3] Buna ek olarak Kur’an yetmiş defadan fazla olmak üzere cennet ve cehennemi daimilik ve ebediyet sıfatıyla nitelemektedir. Numune olarak Kur’an’dan iki ayeti beyan ediyoruz:

“Evet, kötülük işleyip suçu benliğini kaplamış (ve böylece şirke düşmüş) olan kimseler var ya, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”[4]

“İman edip salih ameller işleyenler ise cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.”[5]

Rivayetlerde de kıyamette ölüm olmayacağı beyan edilmiştir. Bu cümleden olmak üzere Allame Meclisi Biharu’l-Envar’ın sekizinci cildinde (bap. 26) ölümü koyun suretinde cennet ve cehennem ehli karşısında kurban ettiklerini sayılı bir takım hadislerde nakletmektedir. Bunlardan biri de Peygamber’den (s.a.a) nakledilen şu hadistir: Allah cennet ehlini cennete soktuğu ve cehennem ehlini de cehenneme soktuğu vakit, ölüm bir koyun gibi getirilir ve onların gözü önünde kurban edilir. Sonra görevli ey cennet ehli ebedisiniz artık ölüm yok ve ey cehennem ehli ebedisiniz artık ölüm yok diye seslenir.[6] Yani artık kıyamette ölüm yoktur, tersine ebediyet vardır.[7] Akıl açısından da insan nefsi soyut ve her soyut varlık da ölümsüz olduğundan, insanlar cennet veya cehenneme gittikten sonra ölüm olmayacaktır.

Bilge ve Mütekellimlerin Nefsin Soyut Olduğuna Dair Bazı Delilleri:

1-     Nefis tümelleri idrak eder ve tümel soyuttur. O halde onun yeri de soyut olmalıdır.

2-     Nefis, sonsuz şeyleri tasavvur etmek gibi cismanî boyutun güç yetiremeyeceği bir takım şeylere güç yetirmektedir.

3-     Biz, bir şeyin tüm duyu algılarını idrak ettiğini müşahede ettiğimiz zaman, bu nefsin soyut oluşunun delilidir. Zira duyular birbirlerinin algılarından habersizdir. Örneğin göz, şeker gibi bir cismin beyazlığını görür ama onun tadını bilmez. Yahut görmediğimiz bir şeyi ağzımıza koyduğumuzda onun tadını alır ama rengini görmeyiz. O halde içimizde bütün bunları idrak eden tümel soyut bir şeyin olduğu anlaşılmaktadır.

4-     Cismanî güçler kullanılma neticesinde pörsümeye yüz tutar. Lakin nefis gücü bunun tersinedir. Zira ussal hareketliliklerin çokluğu onu güçlendirir. Öyleyse nefis cisim türünden değildir, soyuttur.[8]

5-     Nefsin soyut olmasının bir başka delili de şahsiyetin birliğidir. Beden değişime uğrar ama nefis diye adlandırdığımız sabit bir şey bu değişimlerin tümünde mevcuttur. Bu nefis maddenin değişmesiyle değişime uğramamaktadır; dolayısıyla maddeden soyuttur.[9]

Elbette bir grup, bunlara muhalif olup ruhu maddî ve beyin ile bir bilmektedir. Lakin onların delilleri beynin söz konusu tümel idraki gerçekleştirdiğini değil, sadece beyin hücrelerinin idrak ile irtibatını ispat etmektedir.  Bundan ötürü, ruhun bekası meselesinin ruhun bağımsız ve soyut oluşuyla yakın bir ilişkisi vardır; zira soyut olması kaydıyla ölüm sonrası baki kalabilir. Elbette soyut varlıkların ölümsüzlüğü felsefî konulardan sayılır ve onlar hakkında bilgi edinmek için felsefî kitaplara müracaat etmeniz gerekir.



[1] Berzah âlemi şahsidir ve her insan öldüğünde berzaha girer. Büyük kıyamet ise herkes ile ilgilidir; yani dünyadaki herkes bir anda dirilecektir. Bkn: Cihan Bini-i Şehid Mutahhari, Bahs-i Mead, s. 31

[2] Mekarim Şirazî, Peyam-i Kur’an, Bahs-i Mead, c. 5, s. 58

[3] Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür. Kaf. 34

4 Bakara. 81

5 Bakara. 82

6 Ebu Said Hodri’den gelen senetle Müslüm’ün Sahih’te rivayet ettiğine göre Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cennet ehli cennete ve ateş ehli de ateşe girdiği zaman ey cennet ehli ve ey ateş ehli diye seslenilir. Onlar bakar ve sonra ölüm bir koyun suretinde getirilir ve onlara ölümü tanıyor musunuz diye sorulur. Onlar da evet ölüm budur der ve hepsi onu tanır. O getirilir ve kurban edilir. Sonra ey cennet ehli artık ebedisiniz ölüm yok ve ey ateş ehli artık ebedisiniz ölüm yok denir. Bu, onları hasret gününden korkut ayetine atıftır.” Bkn: Biharu’l-Envar, c. 8, s. 344-345

7 Elbette bu, her cehenneme girenin orada ebedi kalacağı anlamında değildir; cehennemde ebedi kalmak özel bir gruba mahsustur.

8 Allame Şa’ranî, Tercüme-i Şerhi’l-İtikad, s. 242-262 

9 Mekarim Şirazi, Peyam-i Kur’an, Bahs-i Mead, c. 5, s. 287

 

 

 

 

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar