Gelişmiş Arama
Ziyaret
10323
Güncellenme Tarihi: 2010/09/04
Soru Özeti
Varisleri annesi, babası, eşi ve dört kız olan erkeğin mirasında her varise düşen pay nedir? Eğer varisler anne, hanımı ve iki kızı olursa her birine düşen pay ne kadar olur?
Soru
Mübarek Nisa suresinin 11-14 ayetleri göze alındığında bazı vereselerin mirastan alacakları pay apaçık ve anlaşılır bir biçimde belirtilmiş olmasına rağmen bazı sorunlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin vereselerin anne, baba, eş ve dört kız çocuğu oldukları bir durumda her birine düşen pay ne kadar olmalıdır?
Aynı şekilde vereselerin anne, iki kız kardeş ve eşi(hanımı) olduğu durumda her birine düşen pay ne kadar olmalıdır?
Bu ve benzer durumlarda zikri edilen rakamları değiştirerek ele alındığında şöyle bir durumla karşılaşılmaktadır: ayetlerde verilen kesirlere göre işlem yapılacak olunursa her varise düşen pay ile kesrimiz bir bağdaşım oluşturmamaktadır.
Kısa Cevap

Kur’an-ı Kerim de geçen ayetler ve Masum imamlarımızdan bize ulaşan rivayetler doğrultusunda fakihlerimiz mirasın dağıtımında gözetilmesi gerekilen kanunları ilmi-hal kitaplarında açıklamışlardır.

Konunun açığa kavuşabilmesi için mirasın dağıtımında varislerin sahip oldukları sınıflarının, genel ve özel miras kanunlarının bilinmesi ve belirli bir düzeyde matematik bilgisine sahip olunması gerekmektedir.

İlk sınıf: Anne, baba ve çocuklar (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu)

İkinci sınıf: Büyük baba, büyük anne (kendi büyük annesi veya annesinin büyük annesi), erkek kardeş, kız kardeş, kardeş çocuğu ve hemşirezade (kendi yeğenleri veya onların çocukları).

Üçüncü sınıf: Amca, hala, dayı, teyze ve bunların çocukları   (yani: amcaoğlu ve kızı, halaoğlu ve kızı, dayıoğlu ve kızı, teyze oğlu ve kızı). Amca dayı hala ve teyzeden maksat kişinin kendi amcası, halası, dayısı ve teyzesi ve babasının, annesinin, büyükbabası ve büyükannenin sahip oldukları amca, hala, dayı ve teyzedir. Çocuklardan da maksat bunların sahip oldukları çocuklardır (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu).

Her sınıf, kendinden sonraki sınıfın mirastan mahrum kalmasına sebebiyet vermektedir. Önceki sınıftan mirastan faydalanabilen bireyin var olmasıyla sonraki sınıf mirastan mahrum kalmaktadır.

Yakınların mirastan olacakları pay iki çeşittir. Birincisi pay üzeredir. Önceden belirli ve bilinen bir kesir üzerinedir. Bu miktara pay ve bunu alan varise de pay sahibi denilmektedir. İkincisi kesir olarak belirlenmeyen mirastır. . Bu şekilde miras alan varise akrabalık payı alan varis denilmektedir.

Altı çeşit paylama bulunmaktadır: İkide bir, dörtte bir, sekizde bir, üçte bir, altıda bir, üçte iki. Bu paylamaların her biri belirli bir sınıf veya grup için mirastan alacakları payı belirler.

Bu kanunlar dikkate alındığında her varise düşen pay belirlenmiş olur. Ölen şahsın (erkek) varisleri olan baba, anne, eş ve dört kıza düşen pay: Baba ve anne altıda birini, eş sekizde birini alırlar kalan mal ise dört kızın arasında eşit bir şekilde paylaştırılır.

İkinci durumda ise merhumun (erkek) varisleri olan anne, eş ve iki kız kardeşe düşen pay: Eş miras olarak alabileceği malların dörtte birini alır ve kalan mal annenin payıdır ve iki kız kardeş mirastan faydalanamazlar. Çünkü kız kardeşler ikinci sınıftandırlar ve birinci sınıftan fert bulunduğu için onlara miras yetişmez.

Ayrıntılı Cevap

Mübarek Nisa suresinin 13 ve 14’üncü ayetlerinde mirasın taksimi ve varislerin alacakları pay hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Ama yüce rabbimiz bu surenin 11 ve 12’inci ayetlerinde şöyle buyuruyor: “Allah evlatlarınız hakkında size şöyle tavsiye eder: erkeğe iki kadının payı verilir. Eğer mirasçılar yalnız kız olur ve (iki veya) ikinden daha fazla olurlarsa bıraktığının üçte ikisi onlarındır; eğer bir kız olursa, yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, baba ve annenin her birine altıda bir hisse düşer. Eğer çocuğu yoksa ve (yalnız)baba ve ammesi ondan miras alırsa, annesinin payı üçte birdir (geri kalan mal babanındır). (Tüm bunlar) onun yaptığı vasiyetten ve borcundan sonradır. Babalarınızın ve çocuklarınızın hangisinin size daha çok faydalı olduğunu siz bilmezsiniz. Bunlar, Allah tarafından belirlenen farzlardır. Kuşkusuz, Allah hakkıyla bilen ve hikmet sahibidir. Hanımlarınızın çocuğu yoksa yaptıkları vasiyetten ve borçtan sonra bıraktıklarının yarısı sizindir; eğer çocukları varsa dörtte biri sizindir. Sizin de çocuğunuz yoksa yaptığınız vasiyetten ve borçtan sonra bıraktığınızın dörtte biri onlarındır; eğer çocuğunuz varsa sekizde biri onlarındır(hanımlarınızın). Eğer babası, annesi, çocuğu olmayan bir erkek veya kadın miras bırakır ve onun(anne tarafından) bir erkek kardeşi veya kız kardeşi olursa, o ikisinden her birinin hissesi altıda birdir; eğer (sayıları) bundan fazla olurlarsa üçte birinde ortaktırlar. Bu zarar vermek niyeti olmaksızın yapılan vasiyetten ve borçtan sonradır. Bunlar, Allahtan size bir öğüttür. Allah hakkıyla bilendir, halimdir.” [1]

Kur’an-ı Kerim de geçen bu ayetler ve Masum imamlarımızdan bizlere ulaşan rivayetler doğrultusunda fakihlerimiz mirasın dağıtımında gözetilmesi gerekilen kanunları ilmi-hal kitaplarında açıklamışlardır.

Sözü gecen meselelerde dikkat edilmesi gerekir ki varisler üç grup oluşturmaktadırlar. Birinci ve ikinci grup her biri iki sınıftan oluşmakta ama üçüncü grup ise bir sınıftır.

Birinci grubun meydana geldiği ilk sınıf: baba ve anne; ikinci sınıfı ise çocuklardır (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu).

İkinci grubun meydana geldiği ilk sınıf: büyük baba ve büyük anne (kendi annesi veya annesinin annesi); ikinci sınıf ise erkek kardeş, kız kardeş, erkek kardeşin çocukları ve hemşirezadeler (kendi yeğenleri veya onların çocukları)dır.

Üçüncü grubu ise bir sınıftan fertler bulunmaktadır:

Amca, hala, dayı, teyze ve bunların çocukları   (yani: amcaoğlu ve kızı, halaoğlu ve kızı, dayıoğlu ve kızı, teyze oğlu ve kızı). Amca dayı hala ve teyzeden maksat kişinin kendi amcası, halası, dayısı ve teyzesi ve babasının, annesinin, büyükbabası ve büyükannenin sahip oldukları amca, hala, dayı ve teyzedir. Çocuklardan da maksat bunların sahip oldukları çocuklardır (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu).

Sözü geçen meselede ilk önce miras ve sınıf ile ilgili üç önemli kanuna teveccüh edilmesi gerekir.

Birinci kanun: Her sınıf kendinden sonra gelen sınıftan önce gelir. Başka bir tabirle kendinden sonra gelen sınıfın mirastan faydalanmasını engeller. Eğer ilk sınıfa ait fert bulunuyorsa artık ikinci sınıfa ve ikinci sınıfa ait fert bulunuyorsa üçüncü sınıfa mirastan faydalanmak için sıra gelmez.

İkinci kanun: Her sınıfın kendi içinde merhuma daha yakın olan, o sınıftan olan ve merhuma yakınlıkta ona yetişmeyenden önceliklidir. Ama merhuma yakın olan bir sınıftaki fertler diğer sınıfta bulunan ama yakınlıkta bu sınıftaki fertlere yetişemeyen fertlerden öncelikli değildir. Çünkü farklı iki sınıfta yer almaktadırlar. Buna göre merhumun oğul torundan ve torun, torunun çocuğundan önceliklidir; ama baba torundan öncelikli değildir; çünkü iki sınıfa aittirler. Yine merhumun kendi büyük babası babasının büyük babasından ve kardeşi, kardeş oğlundan önceliklidir. Ama büyük baba, yeğene ve kardeş,  babanın büyük babasından öncelikli değildir. Çünkü iki ayrı sınıfın fertleridir.

Üçüncü kanun: Merhuma yakınlıkta anne ve baba tarafından merhumun yakınları yalnız baba tarafından kaynaklanan yakınlıklardan önceliklidir. Elbette bu durum merhuma aynı yakınlıkta olmaları durumunda geçerlidir. Aynı yakınlıkta değillerse anne ve baba tarafından yakınları öncelikli değildir. Buna göre merhumun yakın akrabası olanlar yalnız baba tarafından akrabaları olsalar da, yakın akrabası olmayan baba ve anne tarafından akrabalarında önceliklidir.

Karıkoca bu sınıflandırmanın üstünde yer alırlar. Karıkoca bütün sınıflarla birlikte mirastan pay alırlar ve hiçbir sınıfın mirastan faydalanmasının önüne geçmezler.

Mirasın paylaştırılması:

Yakınların mirastan olacakları pay iki çeşittir. Birincisi pay üzeredir yani. önceden belirli ve bilinen bir kesir üzerinedir. Bu miktara pay ve bunu alan varise de pay sahibi denilmektedir. İkincisi pay üzerine değildir. yani kesirsiz olarak önceden alacağı miras belirlenmiştir. Bu şekilde miras alan varise akrabaya düşen payı alan varis denilmektedir.

Altı çeşit paylama bulunmaktadır: İkide biri, dörtte biri, sekizde bir, üçte biri, altıda biri, üçte ikisi. Bu paylamaların her biri belirli bir sınıf veya grup için mirastan alacakları payı belirler.

·         İkide bir pay alacak olan pay sahipleri:

1.     Tek kız. Merhumun başka kızı ve oğlu olmadığı durumda geçerlidir.

2.     Koca. Merhumun kızı ve oğlu(kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu) olmadığı durumda geçerlidir.

3.     Anne ve baba tarafından veya yalnızca baba tarafından olan tez kız kardeş.

·         Dörtte bir pay alacak olan pay sahipleri:

1.     Koca. Merhumun çocuğu olması (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu) durumunda geçerlidir.

2.     Kadın(eş). Merhumun çocuğu olmaması (kendi çocuğu veya çocuğunun çocuğu) durumunda geçerlidir.

·         Sekizde bir pay alacak olan pay sahipleri: Kadın (eş). Kocasının çocuğunun olması durumunda geçerlidir.

·         Üçte bir pay alacak olan pay sahipleri:

1.     Anne. Merhumun çocuğu olmaması durumunda geçerlidir.

2.     Anne tarafından olan iki veya daha fazla erkek kardeş, anne tarafından olan iki veya daha fazla kız kardeş, anne tarafından olan kız ve erkek kardeşler. Eğer merhumun varisleri yalnız baba tarafından olan kız ve erkek kardeşler iler anne tarafından olan birkaç kız ve erkek kardeş olurlarsa mirasın üçte biri anne tarafında olan kız ve erkek kardeşler arasında eşit olarak paylaştırılır.[2]

·         Altıda bir pay alacak olan pay sahipleri:

1.     Anne. Merhumun çocuklarının olması durumunda geçerlidir.

2.     Baba. Merhumun çocuklarının olması durumunda geçerlidir.

3.     Anne. Merhumun çocuklarının olmadığı ama merhumun babasının yaşadığı ve merhumun fıkhi kitaplarda açıklanmış sayıda kardeşlerinin olduğu durumda geçerlidir.

4.     Anne tarafından olan tek kız kardeş veya erkek kardeş.

·         Üçte iki pay alacak olan pay sahipleri:

1.     İki veya daha fazla kız; bu erkek çocuğunun olmadığı durumda geçerlidir.

2.     Anne ve baba tarafından olan veya yalnız baba tarafından olan kız kardeş. Erkek kardeşin olmadığı durumda geçerlidir.[3]

Karı koca bütün sınıflarla beraber birbirlerinden miras alırlar.[4] Kadın, kocasının çocukları varsa sekizde bir; çocukları yoksa dörtte bir miras alır.

Koca, karısının çocukları varsa dörtte bir; çocukları yoksa ikide bir miras alır.[5]

Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında sizin sorunuzun cevabı tamamen aydınlığa kavuşmuştur. Merhumun (erkek) varisleri baba, anne, eş ve dört kızıdırlar. Mirastan aldıkları paylar da şöyle olur: eşinin payı sekizde bir (fıkhı kitaplarda belirlenen kadının miras alabileceği malların[6]); baba ve annenin payı altıda bir ve kalan mal ise dört kız arasında eşit bir şekilde paylaştırılır.

İkinci durumda ise merhumun (erkek) varisleri olan anne, eş ve iki kız kardeşe düşen pay: Eş miras olarak alabileceği malların dörtte birini alır ve kalan mal annenin payıdır ve iki kız kardeş mirastan faydalanamazlar. Çünkü kız kardeşler ikinci sınıftandırlar ve birinci sınıftan fert bulunduğu için onlara miras yetişmez.



[1] Nisa suresi, 11 ve 12inci ayetlerin tercümesi, Murtaza Turabi.

[2] Tevzıhu’l-Mesail,imam Humeyni c:2, s718, m:2747

[3] Tevzıhu’l-Mesail, imam Humeyni, Ayetullah Zencaninin fetvası, c:2 s:704,

[4] Tevzıhu’l-Mesail, imam Humeyni Ayetullah Zencaninin fetvası, c:2, s:741, m:2882.

[5] Tevzıhu’l-Mesail, imam humeyni c:2, s:741, m:2770.

[6] Tevzıhu’l-Mesail, imam humeyni c:2, s:741, m:2771.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar