Please Wait
50659
Dini öğretilerimiz esasınca namaz, dinsel ameller arasında ilk ibadetsel fiildir. Eğer insanın namazı kabul edilirse, diğer ibadetsel amelleri de kabul edilir! Öte taraftan Kur’an ayetlerinin açıkça belirtmesiyle her kim zerre miktarınca iyi amel işlerse onun karşılığını alacaktır. Bu ayetler uyarınca, ölçme terazisinde hayrın miktarı fazla olacak olursa, insanın namazsız olsa da kurtuluş ehli olması apaçıktır. Namazı terk etmenin iki delili olabileceği söylenebilir.
1. İbadetsel amellerin biri sıfatıyla namazı inkâr etmek. Bu inkâr ve terk kesinlikli azap ve cehenneme neden teşkil eder.
2. Eğer namazı terk etmek inkâr etmeden kaynaklanmazsa ve tembellik ve önem vermemekten kaynaklanırsa, bu tartışılır bir konudur ve ayrıntılı cevapta buna değinilecektir.
Yukarıdaki soruyu açıklamak birkaç meseleyi dile getirmek v incelemeye bağlıdır ve bu meseleleri ve konuları açıklamakla sorunun cevabına ulaşmayı arzu ediyoruz.
1. Hepimizin bildiği gibi dinsel öğretilerimiz esasınca namaz, dinsel ameller arasında ilk ibadetsel fiildir; yani inanç usullerinden sonra dinin rükünleri olarak adlandırılan amel merhalesinde önemsenen ilk şey namazdır. Namaz kendinden dinin temeli ve dayanağıdır diye tabir edilen şeydir. Aynı şekilde nakledildiği üzere eğer insanın namazı kabul edilirse, diğer amelleri de kabul edilir.[1] İbadet hükümlerinde namazın çok önemli bir konumu vardır ve onu hiçbir halde terk etmek caiz değildir. Sadece yükümlülüğün artık olmadığı baygınlık ve şuursuzluk halinde namaz kılınmaz. Namaz hak karşısında baş eğmek ve teslim olmaktır. Şeytan da bu zaviyeden darbe yemiştir; çünkü secde etme bağlamındaki ilahi buyruğun karşısında teslim olmamıştır.
2. Öte taraftan, Kur’an ayetlerinin açıkça belirttiği üzere her kim zerre miktarınca iyi amel işlerse, onun karşılığını alacaktır ve aynı şekilde her ne kadar kötü ve çirkin amelde bulunursa da onun cezasını çekecektir. Apaçık olduğu üzere bu ayetler uyarınca tartma terazisinde eğer hayrın miktarı üstün gelecek olursa, insan namazsız olsa da kurtuluş ehli olmalıdır.
3. Kur’an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır:
”ثُمَّ رَدَدْناهُ أَسْفَلَ سافِلينَ إِلاَّ الَّذينَ آمَنُوا وَ عَمِلُوا الصَّالِحاتِ فَلَهُمْ أَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُون[2] “
Bu ayette iyi ameller tabiri kullanılmıştır ve iyi amellerden birisi de namazdır. O halde insan diğer iyi amelleri işleyerek ödül alabilir.
4. İbadetsel amellerde kabulün ölçü ve kriteri ilahi niyettir; yani insan eğer namaz da dâhil olmak üzere en üstün ibadetsel ve insani amelleri ilahi bir niyet taşımaksızın ve Allah’a yaklaşma kasti gütmeksizin yaparsa ve bunda şirk hedefi güderse, bu ameller ilahi dergâhta kabul olmayacak ve onlar için herhangi bir sevap göz önünde bulundurulmayacaktır.
Bu öncülleri belirttikten sonra şöyle söyleyebiliriz: Her ne kadar namaz birçok eser ve bereketleri barındırsa, namaz kılmak insanı Allah’a yakınlaştırsa ve namazsız bir insan bu ilahi lütuf ve nimetten yoksun ve nasipsiz kalsa ve de namaz Allah’ı zikretmek olduğundan ve namazı kılmayan bir şahıs bu tür üstünlüklerden faydalanmasa bile, yüce Allah tüm günahları ve hatta tövbeden sonra şirk günahını bile bağışlaması ve af dilendiğinde bunu bağışlaması nedeniyle, kesin bir şekilde cennete girmenin ölçüsü namazdır ve binlerce iyi amel işlemiş tüm namazsız insanlar cehenneme girecek diye bir şey söylenemez. Burada belirtilmesi gereken husus şudur: Namazı terk etmek iki deliden kaynaklanıyor olabilir.
1. İbadetsel amellerden biri sıfatıyla namazı inkâr etmek. Bu inkâr ve terk etmek kesinlikli azap ve cehenneme neden teşkil eder.
2. Ama namazı terk etmek inkâr etmekten kaynaklanmıyorsa ve sadece önemsememek ve tembellikten kaynaklanıyorsa bu husus tartışılır bir meseledir. Bu konuda 375. cevabı okuyunuz ki faydalı olacaktır.
[1] "...إِنَّ أَوَّلَ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ الصَّلَاةُ فَإِنْ قُبِلَتْ قُبِلَ مَا سِوَاهَا...", Kafi, c: 2, s: 268, Daru’l Kutubu İslamiye, Tahran, 1365 h.ş.
[2] Tin Suresi, 5,6.