Gelişmiş Arama
Ziyaret
10467
Güncellenme Tarihi: 2012/04/15
Soru Özeti
Dünya kadınlarının efendisi tabiri, Hz Meryem (a.s) için kullanılmıştır. Bunun Hz Zehra (a.s) için kullanılmasının sakıncası yok mudur?
Soru
Kur’an-ı Kerim’de Hz Meryem’den dünya kadınlarının efendisi olarak söz edilmiştir. Bununla birlikte bu bu sıfatı Hz Zehra için kullanmaktayız. Lütfen bu ikilemi açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Dünya kadınlarının efendisi tabiri direkt olarak Kur’an’da zikredilmemiştir. Bu tabir Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır. Yüce Allah bu ayette Hz Meryem’e hitap ederek şöyle buyurmaktadır: Allah seni dünya kadınları arasından seçti. Bu ayetin anlamı, Yüce Allah’ın Hz Meryem’i kendi asrında yaşayan kadınlar arasından seçmesidir. Ama din önderlerinden nakledilen rivayetlere göre Hz Zehra (s.a) tüm zamanlardaki bütün dünya kadınlarının efendisidir. 

Ayrıntılı Cevap

Dünya kadınlarının efendisi lakabı her ne kadar bu iki büyük hanım yanı Hz Zehra ve Hz Meryem için zikredilmişse de rivayetlere müracaat etmeyle bu iki şahıs hakkındaki kullanılışının farklı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden burada herhangi bir ikilem bulunmamaktadır. Hz Meryem’in bir sıfatı olarak sayılan birinci husus Âli İmran suresinin 43. ayetinden alınmıştır:

"إِذْ قالَتِ الْمَلائِكَةُ يا مَرْيَمُ إِنَّ اللَّهَ اصْطَفاكِ وَ طَهَّرَكِ وَ اصْطَفاكِ عَلى‏ نِساءِ الْعالَمين‏"  [1]

İkinci husus ise Hz Zehra’nın rivayetlerde nakledilen lakabıdır. Rivayetlere müracaat etmeyle belirtilen hususlar hakkında bu tabirin kullanılışının faklı olduğunu anlıyoruz; bu yüzden bunlar birbiriyle çelişmemektedir. Aşağıdaki rivayet de bu iddianın bir delilidir. Mufaddal söyle demektedir: İmam Sadık’a (a.s) beni Allah Resulünün (s.a.a) Hz Fatıma (a.s) hakkında “kesinlikle o dünya kadınlarının efendisidir” diye buyurduğu söz hakkında bilgilendir, o kendi zamanındaki kadınların efendisi midir diye sordum? İmam (a.s) şöyle buyurdu: Kendi zamanındaki kadınların efendisi olmak Hz Meryem’in makamıdır, ama Hz Fatıma baştan sona dek evrendeki tüm kadınların efendisi ve önderidir.”[2] Bu sorunun bir benzerini Kur’an, İsrail oğullarının dünyadaki insanlardan üstün oluşu hakkında dile getirmiştir: Ey İsrail oğulları size bahşettiğim nimetlerimi, sizi seçtiğimi ve sizi tüm insanlara üstün kıldığımı hatırlayın.[3] Ayetten kastedilenin onların sadece kendi zamanlarındaki insanlardan üstün olduklarıdır. Yoksa Müslümanlardan üstün oldukları kastedilmemektedir. Bu yüzden İmam Hasan Askeri’ye (a.s) isnat edilen tefsirde Allah Resulünün, Ehli Beyt’in ve ümmetinin önceki peygamberler, aileleri ve ümmetlerinden üstün oluşu hakkında detaylı bir rivayet nakledilmiştir. Bu cümleden olmak üzere şöyle buyurmaktadır: Ey Musa! Muhammed’in ashabının tüm peygamberlerin ashaplarından daha erdemli ve üstün olmasının Muhammed’in Ehli Beyt’inin tüm Peygamberlerin ehli beytinden üstün olması ve Muhammed’in tüm elçilerden daha üstün ve erdemli olması gibi olduğunu bilmiyor musun?[4] Aynı şekilde İbrahim ve İmran ailesinin dünyadakilerden üstün olduğunu ilan eden ayet de[5] onların nispi üstünlüğünü yansıtmaktadır. Belirtilen hususlardan hareketle, evrenin bu büyük hanımı için dünya kadınlarının efendisi tabirinin kullanılması hiçbir çelişki arz etmez. 

 


[1] A’li İmran suresi, 42. ayet

[2] Saduk, Muhammed bin Ali, Meaniu’l Ahbar, s: 107, İntişaratı Camiayı Müderrisin, Kum, 1361 h.ş.

[3] Bakara, 47 – 122.

[4] İmam Askeri (a.s), Tefsir-i İmam Askeri, s: 32, Medrese-i İmam Mehdi (a.c.f), Kum, 1409 h.k.

[5] A’li İmran suresi. 33.ayet

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dini niçin var?
    13395 Eski Kelam İlmi 2011/07/14
    Din, akaid ve Peygamberlerin insanların hidayet ve saadeti için Allah’tan getirdikleri bir dizi ameli ve ahlaki hükümlerdir.Dini öğretilerde dinin gerekliliği insan fıtratıyla ilişkilendirilmiş, Kur’an-ı Kerim’de de insan fıtratı ilahi fıtrat olarak tanımlanmış ve bütün ilahi kanunların Allah’a inanma ve tapınma hissi üzerine kurulduğu ...
  • Rivayette müminlerin birbirleriyle ilişkilerinde sevinçli ve güler yüzle davrandıkları gelmiştir. Acaba bu mesele, yaşamda karı-koca arasında da geçerli midir?
    6096 Pratik Ahlak 2012/09/09
    Müminin sıfatlarının birisi hakkında zikredilen rivayetlerde, onun başkalarına karşı sevinçli ve güler yüzlü davrandığı ve hüzün ve gamını kalbinde gizlediği; bu sıfatın dostluk eğilimini çektiği buyrulmuştur. Bu konunun müşterek yaşamda ve aile içinde başka bir şekilde olduğunu; evli çiftlerin birbirlerinin gam ve hüznüne ortak olduğunu; eşlerin birbirine ...
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11168 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Sonucun öznesel nedene muhtaç oluşunun ölçüsü sadece varlıksal yoksulluk mudur? Yoksa tam neden için de yeterli midir? Felsefî kavramların neden tür ve ayrımı bulunmamaktadır? Ve…
    5633 İslam Felsefesi 2011/09/21
     Aşağıdaki noktalara dikkat etmek, yanıtı kavramada size yardımcı olacaktır.      1. Tüm nedenler öznesel nedene döndüğünden bu konuda tam neden ile öznesel neden arsında bir fark bulunmamaktadır.2. Felsefî kavramlar varlıktan alınmıştır ve varlığın mahiyeti yoktur. Tür ve ayrım mahiyetin kısımlarıdır ve mahiyetten yoksun bir şey mahiyetin kısımlarından da ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7034 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Velayet-i fakihi dile getiren rivayetler veliyy-i fakihin bir olmasını da yansıtmakta mıdır?
    6332 Düzenler 2012/06/16
    Rivayetler ve velayet-i fakihin kelam eksenli diğer referanslarından veliyy-i fakihin bir veya çok oluşu anlaşılmamaktadır. Düzenin korunması ve kaosun engellenmesi durumunda birkaç fakihin ayrı bir şekilde veya şura şeklinde velayetlerini icra etmesi mümkündür. Şura türü İslam cumhuriyetinin ilk anayasasında (1980) mevcut idi, lakin bir takım sorunların önüne ...
  • Vesilelerin Allah'a Yakınlaşmakta ki Önemi Nedir?
    12727 Eski Kelam İlmi 2009/12/20
    Vesilenin çok geniş manası vardır. Allah'a yakınlaşmaya neden olan her şey ve her işe şamil olmaktadır. Dünya yaşayışı, insanların hidayeti ve ilerlemesi için sebep ve sonuç düzeni üzerine kurulduğu, yine insanların doğal ihtiyaçları maddi sebeplerle karşılandığı için Allah'ın, hidayet, mağfiret, bağışlanma, yakınlaşma ve ...
  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7133 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
    5580 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve ...
  • Kendimden nasıl şehvani düşünce ve hayalleri uzaklaştırmalıyım?
    46781 Pratik İrfan 2011/10/29
    Şeytansal fikirler ve düşünceler herkesin zihnine hutur ediyor. Ama insan bu fikir ve düşüncelerin yerini dolduracak ve insanı iyiliklere sevk eden başka düşünce ve fikirler bulmalıdır. Böylece insanı pislik ve kötülüklere duçar etmeden bu şeytansal fikirlerin önünü kesip onlardan fasıla almalıdır. ...

En Çok Okunanlar