Gelişmiş Arama
Ziyaret
7183
Güncellenme Tarihi: 2012/05/12
Soru Özeti
Dini mektep ve nizamlarla dini olmayanların arasında ne gibi ayrıcalıklar vardır?
Soru
Dini mektep ve nizamlarını dini olmayan mektep ve nizamlardan ayırt eden veya birisini bir diğerine üstün kılan veya alt mertebede yer almasını neden olan niteliklerin ve ölçülerin neler olduğunu öğrenmek istiyorum?
Kısa Cevap

İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidin istikrarı ve Allah’a ibadet etme ve insanların kulluktan uzaklaştırma ve Allah’tan başkasına ibadet etmektir; Nitekim Kur’an’-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik.” Eğer benzer olan tek bu benzerliği nazara alırsak, hatta tevhit ve sadece bir olana tapma nidasında olan İsa (a.s) ve Musa (a.s) gibi Peygamberlerin her türlü tahriften uzak usulü evvelîsi ile Hıristiyanlık ve Yahudilik dini bile dini olmayan mektep ve ayinlere göre imtiyaz sahibidirler. Her ne kadar her asırda bu ilahi dinlerin taraftarları usulü evveliye ye itina göstermeksizin Tevrat ve İncili tahrif etmeye el attılar ve sonuç itibariyle de bu dinleri dini olmayan mekteplerle aynı yaptılar.

Dini nizam ve mekteplerin dini olmayanlardan en önemli değer ve imtiyazı, insanın fıtratını uyandırma ve onda saklı olarak emanet bırakılan bil kuvve olan manevi kemallerin fiiliyata ulaşmasıdır.  Başka bir tabirle insanda, sahih dini temel ve değerler esasınca “idim”den “olma”ya yâda bil kuvve vaziyetinden fiiliyata intikal etmede tedrici değişimin oluşmasına zemin hazırlamaktır. 

Ayrıntılı Cevap

İlk önce şunu hatırlatmamız gerekmektedir ki; İslam dini ve tahrif olmamış diğer semavi dinler arasındaki asli benzerlik, yeryüzünde tevhidi ve Allah’a ibadet etmeyi yerleştirmek ve insanları başkalarının kulluğundan ve Allah’tan başkasına ibadet etmekten kurtarmaktır. Nitekim Kur’an’-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: “Andolsun biz, her ümmete, “Allah’a kulluk edin, tâğûttan kaçının” diye peygamber gönderdik.”[1] Eğer Peygamberlerde bulunan özellikleri nazara alırsak, hatta tevhit ve sadece bir olana tapma nidasında olan İsa (a.s) ve Musa (a.s) gibi Peygamberlerin her türlü tahriften uzak usulü evvelîsi ile Hıristiyanlık ve Yahudilik dini bile dini olmayan mektep ve ayinlere göre imtiyaz sahibidirler. Her ne kadar her asırda bu ilahi dinlerin taraftarları usulü evvelîye ye itina göstermeksizin Tevrat ve İncili tahrif etmeye el attılar ve sonuç itibari ile de bu dinleri dini olmayan mekteplerle aynı hale getirdiler.

Ama ilahi dinler arasında, İslam dini bütün öğretileri saadete ulaşmada bütün ferdi ve toplumsal boyutları kapsayan bir genelliğe sahiptir. İslam dininin kapsamlı olması onun sınırlarının genişliğinin göstergesidir. İslam dininin camiiyeti, Allah tarafından nazil olma hedefiyle aynı yöndedir ve dinin nazil olma hedefi de insanın yaratılış hedefidir; zira Allah insanı bir hedef doğrultusunda yarattığı için kesinlikle hüküm, ameli düsturlar ve o hedefe ulaşmak için gerekli maarifleri ona iblağ etmelidir. Allah-u Teâlâ bu programları farklı dönemlerde insanların ihtiyacı ve kapasitesi oranında göndermiş ve bütün o programları İslam adıyla, Hz Muhammed Mustafa (s.a.a) ve onun varisleri vasıtasıyla insanlığa sunmuştur.[2]

Netice itibari ile İslam mektep ve dini diğer ilahi dinlere göre üstünlüğü ve cami’iyeti vardır. Ama genel anlamda İlahi din ve mekteplerin dini olmayan mektep ve ayinlerden (ki asil ve her türlü tahriften uzak semavi dinlerden hiçbirinin usul ve yöntemlerine tabi olmamaktadırlar; örneğin liberalizm gibi) esasi imtiyaz ve değerleri bulunmaktadır ki aşağıda imtiyaz ve farklılıkların bazılarına (külli surette) işaret edilecektir:

A. Hedeflerde Farklılık ve İmtiyaz

Yaşamları dini usul ve yöntemlere dayalı olmayan mektep ve nizamlar, bütün dikkatlerini sadece “dünya” ve “hümanizmle” sınırlandırmaktalar. Başka bir tabirle onların en esaslı hedefleri sadece insan ve toplumun dünyevi ihtiyaçlarının temin edilmesidir ve bu hedeften daha öte hedefleri de bulunmamaktadır.[3] Ama dini nizam iki hedef gözetmektedir; birincisi bu dünyada saadet ve ihtiyaçlarını temin etme ve diğeri ise ebedi uhrevi saadet ve hayrı temin etmektir.

İslam dini ve mektebinin en önemli hedefleri şunlardan ibarettir:

1. Yeryüzünde tevhit ve Allah’a tapmanın istikrarı ve daha önce de belirtildiği gibi halkı Allah’tan başkasına kulluk etmekten uzaklaştırmak.

2. İlahi adalet ve hâkimiyeti icra ederek örnek bir toplum ve Medineyi Fazileyi kurmak: “Andolsun, biz elçilerimizi açık mucizelerle gönderdik ve beraberlerinde kitabı ve mizanı (ölçüyü) indirdik ki, insanlar adaleti yerine getirsinler.[4]      

İnsani faziletlerin rüştü ve kemali ve ilahi kurba ulaşma zeminesini oluşturmak için toplumsal adaletin sağlanma meselesi, İslam dinin en özel işlerinden bilinmektedir. Oysaki dini olmayan hiçbir mektep, yüksek faziletlerin rüştü ve tealisini sağlamayı ve dünya ve ahiret saadetine uygun bir zemine oluşturmayı kendi programlarında yer vermemektedirler.

3. İnsan fıtratını uyandırma ve insanda bil kuvve olarak yerleştirilen manevi kemalatların fiiliyata ulaşması. Başka bir tabirle insanda, sahih dini temel ve değerler esasınca “bud” (idi) den “şuden” (olma) ya yâda bil kuvve vaziyetinden fiiliyata intikal etmede tedrici değişimin oluşmasına zemin hazırlamak. 

B. İyi ve Kötü Yöntem ve Değerlerinde Farklılık:

Dini olmayan mektep ve nizamlarda, onların program ve yöntemleri, iyiyi ve kötüyü, yapılmalı ve yapılmamalı şeklindeki konuların tesbiti genellikle dini ve vahyin temel usulleri ve değerleri göze alınmadan yapılıyor. Onların inancına göre vahye ihtiyaç duymaksızın akıl iyilik ve kötülüğü seçebilecek güce sahiptir. Bu bakış aşı “akılcılıkta ifratçı” akımı adıyla meşhurdur. Veya onlardan bazıları iyi ve kötü değerlerinin ölçüsünü sadece insanın ihsas ve duygularını ölçü olarak bilmekteler. İyi ve kötü değerlerinin ölçüleri hakkında başka görüşlerde bulunmaktadır.

Değerlere itinasız olmak “hedef, vesileyi tevcih eder” sanısını pratikte hakim olan esasa dönüşmesine neden olur ve ahlaki usul ve hedefleri görmemezlikten gelmek olur.

Ama İslam dininde ise, ahlaki ve ilahi insani kerametlerle uyuşmayan yöntem ve değerlerden yararlanılmamıştır ve yüce ahlaki değerler karşıtı ve beşerin kemal ve ebedi saadetini viran edecek şeylere izin verilmemiştir.[5]

C. İslam’ın, kendini yetiştirme meydanında insana iki eşit bakışı

İslam dini, kendini yetiştirme, insani kemal ve saadet mesirinde, insana bu yolda iki yönlü bakış şeklini sunmuş ve bu yolda başarılı olmayı bu bakış açısıyla sınırlı kılmıştır. Bu bakışta, insan cisim ve bedene sahip olmanın yanı sıra daha iyi olan can ve ruhunun da var olmasıdır. Dolayısıyla onun teveccühü kendi ruhundan gafil kalıp cisimle sınırlı kalmamalıdır. 

Kur’an-ı Kerim insanın yaratılış konusunda her iki özelliğe de değinmektedir: “O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.[6] Sonra “Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı.”[7] Bu ayetler cismi boyut hakkındadır. Surenin devamında ruhi boyut ve hakikatine işaret ederek şöyle buyurmaktadır: “Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi.[8]

İlahi ruh, melekuti bir unsur olup şerif ve ebedidir. İslam dinin bakış açısına göre bu doğaüstü unsur insanın bedeninin yok olmasından sonra bile baki kalacak ve sonsuz yaşam ve ebedi saadet ya şekavetten (insanın işlediği amelleri doğrultusunda) yararlanacaktır. İlahi insan bilimi, insanın kemalinin ruhani tekâmülün ışığında ve en iyi insani değerlerin kazanılmasında olduğunu aşikâr etmektedir.[9]

 


[1] Nahl Suresi, 36. ayet.

[2] Daha fazla bilgi için aşağıdaki indeksleri mütalaa edebilirsiniz: “İslam’ın hakkaniyetinin delilleri”, soru: 3371 (Site: 3636);  “İslam dininin diğer dinlere üstünlük ve özellikleri”, soru: 18054 (Site: 17657).

[3] İndeks: “Halk ve Velayeti Fakih’e dayalı hükümet ve onun Liberalizme olan imtiyazı”, soru: 9981 (Site: 10127).

[4] Hadis Suresi, 25. ayet.

[5] İndeks: “Dini kaynakların ahlaktaki rolü”, soru: 8094 (Site: 8161); “Tekamüli Ahlak ve onun neticeleri”, soru: 563 (Site: 616); “Dine dayalı ahlak”, soru: 7078 (Site: 7327).

[6] Secde Suresi, 7. ayet, “ve bede’e halkel insani min tin

[7] Secde Suresi, 8. ayet, “ce’ale neslehu min sulaletin min maain mehin

[8] Secde Suresi, 9. ayet, “ve nefehe fihi min ruhihi

[9] İndeks: “İnsanın saadet ve kemalı”, soru: 1633 (Site: 7711); “İnsan ve din”, soru: 9 (Site: 1239); “İnsanın ebediyeti ve onun dünyadaki tecrübesi”, soru: 45 (Site: 281); “İnsan ve keramet”, soru: 1193 (Site: 1496); “İnsanın, din ve dünya ilişkisi”, soru: 11472 (Site: 11437).

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zikir nedir ve türleri nelerdir?
    17221 Pratik İrfan 2012/09/24
    Zikir ve Allah’ı anmanın birçok ruhi ve ahlaki yapıcı etkisi vardır ve bunun karşısında Allah’ın kulunu hatırlaması, kalbin aydınlanması, kalp huzuru, Allah’a itaatsizlik etmeden korkmak, günahların bağışlanması ve ilim ve hikmet bunlardan sayılır. Genellikle zikir kalpsel ve dilsel olarak iki türe ayrılır. Dille yapılan zikre “vird” de ...
  • Hz. Muhammed (s.a.a) Nerede Toprağa Verilmiştir?
    8777 تاريخ بزرگان 2011/10/23
    İslam Peygamberi, Ebrehe’nin askerleriyle[1] Allah’ın evine hücum ettiği yılda doğmuş ve kırk yaşındayken Hira mağarasında ibadetle meşgulken Allah tarafından peygamberliğe seçilmiştir. Hz. Muhammed (s.a.a) çağrısını ilkönce gizli olarak başlatmış ve Allah’ın emriyle açık çağrısına da yakınlarından başlamıştır.[2] Hz. Peygamberin ...
  • Astıma müptela olan oruçlu bir şahsın sprey kullanmasının hükmü nedir?
    7095 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mercilerin çoğu, ilaç yerine istifade edilen iğne ve serum gibi şeylerin kullanımını caiz bilmektedir. Elbette belirtilen hususların yemek yerine istifade edildiği yerde onlardan sakınmak gerekir.[1] Aynı şekilde nefes darlığı için kullanılan sprey eğer ilacı sadece akciğere aktarırsa, orucu bozmaz.
  • Gönüllerine göre eş bulamayan, evlilik zamanı gelmiş kızların duası hangisidir?
    18099 Pratik Ahlak 2012/07/21
    Saygıdeğer okuyucumuz; Sizin nazarınızdaki dua Şeyh Abbas Kummi’nin “Mefatihu’l Cinan” kitabında zikredilmiştir ve o dua şöyledir: Şeyh ve Seyyid, Mufazzal bin Ömer’den şöyle rivayet etmektedir: Bir gün İmam Cefer-i Sadık’ı (a.s) Cafer-i Tayyar namazını kılarken gördüm ve namazı kıldıktan sonra ellerini kaldırarak nefesi ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8247 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Nevruz bayramı hakkında ne gibi bir şerî delil mevcuttur?
    13833 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/08/21
    Bu bayram, İslam öncesi yaygın olan İranlıların antik bayramlarındandır. Rivayet kitaplarında İmam Sadık’tan (a.s) nevruzun fazileti hakkında bir rivayet nakledilmiş ve son dönemdeki meşhur fakihler bununla amel etmiş ve de nevruzda gusül almanın müstehap olduğuna fetva vermişlerdir. Lakin bazıları da bu rivayet hakkında münakaşa yapmıştır. Bu nedenle, yüzde yüz ...
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12435 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...
  • Abdest ve teyemmümün felsefesi nedir?
    10117 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2011/04/12
    Banyo yapıldığı zaman ortaya çıkan şey dış temizliktir. Dış temizliğin yanı sıra, manevi temizlikte namazın şartlarındandır. Bu da ancak abdest ve gusülle gerçekleşir. Su kullanma imkanı yoksa, manevi ve batıni taharet için, abdest ve guslün yerine teyemmüm alınır. Ama bu, teyemmümün dış temizliğe faydası olmadığı ...
  • Biz bütün âlemde Müslüman ya da Şia olmayan insanları görmekteyiz...
    10641 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İslam dinine inanmayan insanlar iki grupturlar:Diğer bir ibaretle İslam dinine iman etmeyen insanlar iki gruptur:1- Terim olarak cahil-i mukassir ve inatçi kâfir olan grup. Yani İslam onlara ulaşmış ve onun hak olduğunu anlamışlar ama inat ve isyancılıkları yüzünden hakkı kabul etmemişlerdir. Bu grup, azabı ve ...
  • Niçin insan (intihar ederek) hayatı kendinden selb edemiyor?
    7274 Ahlak 2010/11/09
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar