Gelişmiş Arama
Ziyaret
6407
Güncellenme Tarihi: 2010/07/24
Soru Özeti
Nikâh sözünün felsefesini açıklar mısınız?
Soru
Evlilik iki tarafın razı olması anlamındadır. O halde nikâh sözü söylenmesi ne anlama gelmektedir? Neden dört kelime söylemekle taraflar birbirinin mahremi olmakta ama onları söylemeksizin bir iş yapamamaktadırlar?
Kısa Cevap

İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep, duyguların pekişmesi ve birçok başka güzel özellik gibi eser ve neticeler taşır. Bu kutsal sözleşmenin sağlanması sadece Yüce Allah’ın belirlediği özel kural, kanun ve şartlar esasınca mümkündür. Bu şartlardan biri de özel sözler ile nikâh sözüdür (ilmihallerde zikredilmiştir). Yüce Rabbimiz şeriat sahibi ve kanun koyucu olarak bu sözlere değer ve itibar bahşetmiş ve nikâh sözü sıfatıyla kadın ile erkek arasında evliliği gerçekleştiren sebebin unsuru olarak onların söylenmesini karar kılmıştır. Evlilik iki tarafın razı olması anlamında değildir. Tarafların razı olması, doğru şerî evliliğin gerçekleşmesi için nikâh sözünün söylenmesi gibi diğer şartlarla birlikte olması gereken evliliğin sadece gerekli şartlarından biridir. Evlilik bağlılık ve sorumluluk gerektiren büyük işlerdendir. Açık olduğu üzere akıllı insanlar büyük muameleler gibi önemli işlerde sözleşme yapmakta, iki tarafın razı oluşuyla yetinmemekte, sadece iki tarafın razı olmasının bu gibi önemli hususların gerektirdiği bağlılık ve sorumluluğu temin etmediğine ve bu bağlılığın kesinleşmesinin sözleşme çerçevesinde gerçekleşeceğine inanmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Başta İslam açısından evliliğin önem ve eserlerini hatırlatmamız gerekmektedir. İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep ve insanın dininin korunması gibi birçok eser ve neticeler taşır. Kur’an-ı Mecid evlilik hakkında şöyle buyurur: “Onda 'sükûn bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir.”[1] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) de evlilik hususunda şöyle buyurmaktadır: İslam’da Yüce Allah’ın sevgisine mazhar olan evlilik kadar tasarlanmış hiçbir kurum yoktur.[2] Evlilik her iki şekliyle (daim ve geçici) sözleşmeye (nikâh) muhtaçtır. Sözleşme/akit sözlük olarak “bağ” ve “bağlamak” anlamındadır. Istılahta ise iki fert veya iki grup arasında oluşturulan bir irtibat olup onun esasınca taraflardan her biri için diğeri mukabilinde bir takım sorumluluklar icat edilir.[3] Kur’an-ı Kerim (Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin)[4] cümlesiyle doğru ve insanî sözleşmelere uymayı inananlara farz kılmıştır. Her akdin icat edilme yolu, özel sözlerden teşkil olan bir sözleşmenin inşasıdır. “Evlilik sözleşmesi/nikâhı” vasıtasıyla iki taraflı hak, bağlılık ve sorumluluğun meydana geldiği kadın ve erkek arasında ortak bir bağın kurulmasından ibarettir. Ama nikâha (sözleşmeye) ne gibi bir gerek vardır sorusunu şöyle cevaplamalıyız: Akıllı insanlar büyük muameleler gibi bağlılık ve sorumluluk gerektiren önemli işlerde sözleşme yapmakta, iki tarafın razı oluşuyla yetinmemekte, sadece iki tarafın razı olmasının bu gibi önemli hususların gerektirdiği bağlılık ve sorumluluğu temin etmediğine ve bu bağlılığın kesinleşmesinin sözleşme çerçevesinde gerçekleşeceğine inanmaktadır. Bu yüzden, evlilik bağlılık gerektiren önemli bir husus olduğu için özel kural, kanun ve şartlar esasınca gerçekleşmelidir. Bu şartlardan biri de kutsal şeriat sahibi Yüce Allah tarafından belirlenmiş olan özel sözcükler ile nikâh sözünün söylenmesidir (ilmihallerde zikredilmiştir).[5] Nikâh sözündeki kelimelerin önemi hakkında şöyle söylemeliyiz: Yüce Allah özel kelimeler ile nikâh sözünün (teklif ve kabul) söylenmesini evliliğin şartlarından bir olarak karar kılmasından sonra gerçekte bu vesileyle bu kelimeleri kuru ve ruhsuz sözcükler halinden çıkarmış, onlara itibar ve değer bahşetmiş ve onları iki yabancı ve namahrem insan (kadın ve erkek) arasında evlilik icat eden kutsal nedenlere dönüştürmüştür. O halde özel şartlarıyla (evlenme niyet ve iradesi taşımak, ciddi olmak vb.) nikâh sözünü söylemek ve onun ardınca gelen mübarek eser ve neticeler, birinin bu dört kelimenin eseri nedir diyebileceği dört normal kelime söylemek değildir. Bilakis sözün söylenmesi, nikâh sözleşmesinin sebeplerinden bir kısmının icat edilmesidir. Söz olmaksızın iki tarafın önceki onayı veya söz yahut yazılı veyahut işaretle sözleşme olmaksızın pratik evlilik yeterli değildir. Sağır ve lal olup nikâh sözünü söylemek için vekil tutma imkânı olmayan fertler istisnadır. Bu durumda işaretle söylemek veya sözü yazmak kelimelerle söylemenin yerine geçer.[6]   


[1] “Onda 'sükûn bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir.” Rum, 21.

[2] (İslam’da Yüce Allah’ın sevgisine mazhar olan evlilik kadar tasarlanmış hiçbir kurum yoktur), Vesailü’ş-Şia, c. 20, s. 14.

[3] Bkn: Ferheng-ı Maarıf-ı İslamî, Müfredat-ı Elfaz-ı Kur’an, Vaje (Akd).

[4] Maide, 1.

[5] 1338. Soruya müracaat ediniz (Site: 1225) (Geçici evliliğin şartları).

[6] Tahrirü’l-Vesile, s. 246, (Lal olan fertler işaretle nikâh sözünü söyler.)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6102 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Şia neden abdeste ayaların yıkanmasını terk ederek farzı terk ediyor?
    20362 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Her fırka ve gurubun kendisini fırka-i Naciye (kurtuluşa eren fırka) bilmeleri gayet doğaldır ama biz, sizin aksinize kendi teklifimize boyun eğdiğimizi, farzı yerine getirdiğimizi ve Ehl-i Sünnet kardeşlerimizin farzdan uzaklaştıklarını kabul ediyoruz ve bu iddiamızın delillerini Kur'an ve rivayetlerle ortaya koyacağız. Şia; ...
  • Mehdiliği tehdit eden şeyler nelerdir?
    7147 Eski Kelam İlmi 2012/08/22
    Mehdiliği tehdit eden hususlar çoktur. Biz burada sadece üç önemli şeye işaret edeceğiz: 1. Eğer en üstün kanunlar ehil olmayan uygulayıcıları eline düşerse veya eğer en pahalı şeyler ehil olmayan insanların elinde bulunursa, ne kanundan ve ne de belirtilen değerli şeyden bir sonuç alınamaz. Mehdilik ...
  • Müslümanlar neden biribirleriyle musafaha ederler?
    9443 Pratik Ahlak 2011/07/14
    Müfaala kipinden olup iki kişi arasında gerçekleşen musafaha, el vermek manasına gelmektedir. Birisi ‘Safehtuhu’ derse bu ‘Elimin içi onun elinin içine değdi’ anlamına gelir. Musafahatun, birbirine el vermek, ellerin içini biribirine değdirmek, demektir. Selam vermek ve tokalaşmak güzel davranışın örneğidir. İslam Peygamberi (s.a.a) ve Masum ...
  • Niçin bazıları ölülerin kabirlerini yarıp araştırma yapıyorlar? Acaba bu iş haram mıdır?
    5503 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/04/09
    Büyük taklit mercilerinin bu soruya cevapları şöyledir: Müminin kabrinin açılması haramdır. Ama aşağıda zikredilen konularda kabrin açılmasının sakıncası yoktur: 1. Cenaze gasbi yere defnedilmiş olursa ve yerin sahibi, cenazenin orada kalmasına razı olmazsa. 2. Cenazeyle birlikte defnedilen kefen veya başka bir ...
  • Alkol kullanmaktan nasıl uzak kalınabilir ve bundan tövbe etmenin yolu nedir?
    22117 Teorik Ahlak 2011/10/23
    Her günahtan tövbe etmenin dayanağı, şahsın gerçekten kabul ettiği inanç ve değerlerdir. Eğer insan Allah’a ve diriliş gününe iman ederse, diğer bir dünyada amellerinin neticesini göreceğini bilirse ve kendisini gafletten kurtarmak gerektiğine kanaat getirirse, rahatlıkla günahlardan el çekebilir. Eğer insan haram işlerin kendisini nasıl bir bedbahtlığa ve ...
  • Türkiye bankalarında yatan paramla devlete ait borç bonosu satın alıp karından yararlanabilir miyim?
    5422 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/02
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Orası İslam ülkesi olması nedeniyle onlardan kar almak sakıncalıdır. Elbette orada şubesi olan İslamî olmayan bankalar veya gerçekten katılım bonosu olması müstesnadır.  Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (Ömrü uzun olsun) Bürosu:
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    9495 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11426 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Raksetmenin haram olduğunu söyleyen hadisleri senetleriyle beraber zikrediniz.
    7033 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/06/16
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...

En Çok Okunanlar