Gelişmiş Arama
Ziyaret
6864
Güncellenme Tarihi: 2010/07/24
Soru Özeti
Nikâh sözünün felsefesini açıklar mısınız?
Soru
Evlilik iki tarafın razı olması anlamındadır. O halde nikâh sözü söylenmesi ne anlama gelmektedir? Neden dört kelime söylemekle taraflar birbirinin mahremi olmakta ama onları söylemeksizin bir iş yapamamaktadırlar?
Kısa Cevap

İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep, duyguların pekişmesi ve birçok başka güzel özellik gibi eser ve neticeler taşır. Bu kutsal sözleşmenin sağlanması sadece Yüce Allah’ın belirlediği özel kural, kanun ve şartlar esasınca mümkündür. Bu şartlardan biri de özel sözler ile nikâh sözüdür (ilmihallerde zikredilmiştir). Yüce Rabbimiz şeriat sahibi ve kanun koyucu olarak bu sözlere değer ve itibar bahşetmiş ve nikâh sözü sıfatıyla kadın ile erkek arasında evliliği gerçekleştiren sebebin unsuru olarak onların söylenmesini karar kılmıştır. Evlilik iki tarafın razı olması anlamında değildir. Tarafların razı olması, doğru şerî evliliğin gerçekleşmesi için nikâh sözünün söylenmesi gibi diğer şartlarla birlikte olması gereken evliliğin sadece gerekli şartlarından biridir. Evlilik bağlılık ve sorumluluk gerektiren büyük işlerdendir. Açık olduğu üzere akıllı insanlar büyük muameleler gibi önemli işlerde sözleşme yapmakta, iki tarafın razı oluşuyla yetinmemekte, sadece iki tarafın razı olmasının bu gibi önemli hususların gerektirdiği bağlılık ve sorumluluğu temin etmediğine ve bu bağlılığın kesinleşmesinin sözleşme çerçevesinde gerçekleşeceğine inanmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Başta İslam açısından evliliğin önem ve eserlerini hatırlatmamız gerekmektedir. İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep ve insanın dininin korunması gibi birçok eser ve neticeler taşır. Kur’an-ı Mecid evlilik hakkında şöyle buyurur: “Onda 'sükûn bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir.”[1] Yüce İslam Peygamberi (s.a.a) de evlilik hususunda şöyle buyurmaktadır: İslam’da Yüce Allah’ın sevgisine mazhar olan evlilik kadar tasarlanmış hiçbir kurum yoktur.[2] Evlilik her iki şekliyle (daim ve geçici) sözleşmeye (nikâh) muhtaçtır. Sözleşme/akit sözlük olarak “bağ” ve “bağlamak” anlamındadır. Istılahta ise iki fert veya iki grup arasında oluşturulan bir irtibat olup onun esasınca taraflardan her biri için diğeri mukabilinde bir takım sorumluluklar icat edilir.[3] Kur’an-ı Kerim (Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin)[4] cümlesiyle doğru ve insanî sözleşmelere uymayı inananlara farz kılmıştır. Her akdin icat edilme yolu, özel sözlerden teşkil olan bir sözleşmenin inşasıdır. “Evlilik sözleşmesi/nikâhı” vasıtasıyla iki taraflı hak, bağlılık ve sorumluluğun meydana geldiği kadın ve erkek arasında ortak bir bağın kurulmasından ibarettir. Ama nikâha (sözleşmeye) ne gibi bir gerek vardır sorusunu şöyle cevaplamalıyız: Akıllı insanlar büyük muameleler gibi bağlılık ve sorumluluk gerektiren önemli işlerde sözleşme yapmakta, iki tarafın razı oluşuyla yetinmemekte, sadece iki tarafın razı olmasının bu gibi önemli hususların gerektirdiği bağlılık ve sorumluluğu temin etmediğine ve bu bağlılığın kesinleşmesinin sözleşme çerçevesinde gerçekleşeceğine inanmaktadır. Bu yüzden, evlilik bağlılık gerektiren önemli bir husus olduğu için özel kural, kanun ve şartlar esasınca gerçekleşmelidir. Bu şartlardan biri de kutsal şeriat sahibi Yüce Allah tarafından belirlenmiş olan özel sözcükler ile nikâh sözünün söylenmesidir (ilmihallerde zikredilmiştir).[5] Nikâh sözündeki kelimelerin önemi hakkında şöyle söylemeliyiz: Yüce Allah özel kelimeler ile nikâh sözünün (teklif ve kabul) söylenmesini evliliğin şartlarından bir olarak karar kılmasından sonra gerçekte bu vesileyle bu kelimeleri kuru ve ruhsuz sözcükler halinden çıkarmış, onlara itibar ve değer bahşetmiş ve onları iki yabancı ve namahrem insan (kadın ve erkek) arasında evlilik icat eden kutsal nedenlere dönüştürmüştür. O halde özel şartlarıyla (evlenme niyet ve iradesi taşımak, ciddi olmak vb.) nikâh sözünü söylemek ve onun ardınca gelen mübarek eser ve neticeler, birinin bu dört kelimenin eseri nedir diyebileceği dört normal kelime söylemek değildir. Bilakis sözün söylenmesi, nikâh sözleşmesinin sebeplerinden bir kısmının icat edilmesidir. Söz olmaksızın iki tarafın önceki onayı veya söz yahut yazılı veyahut işaretle sözleşme olmaksızın pratik evlilik yeterli değildir. Sağır ve lal olup nikâh sözünü söylemek için vekil tutma imkânı olmayan fertler istisnadır. Bu durumda işaretle söylemek veya sözü yazmak kelimelerle söylemenin yerine geçer.[6]   


[1] “Onda 'sükûn bulup durulmanız' için, size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet kılması da, O'nun ayetlerindendir.” Rum, 21.

[2] (İslam’da Yüce Allah’ın sevgisine mazhar olan evlilik kadar tasarlanmış hiçbir kurum yoktur), Vesailü’ş-Şia, c. 20, s. 14.

[3] Bkn: Ferheng-ı Maarıf-ı İslamî, Müfredat-ı Elfaz-ı Kur’an, Vaje (Akd).

[4] Maide, 1.

[5] 1338. Soruya müracaat ediniz (Site: 1225) (Geçici evliliğin şartları).

[6] Tahrirü’l-Vesile, s. 246, (Lal olan fertler işaretle nikâh sözünü söyler.)

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar