Gelişmiş Arama
Ziyaret
5464
Güncellenme Tarihi: 2012/03/14
Soru Özeti
Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
Soru
Humus yılının başlangıcından birgün önce alınan yiyeceklerin humusunun verilmesi neden gereklidir?
Kısa Cevap

Herkes humus yılı boyunca şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden yaptığı -ailesine yiyecek almak gibi- harcamalarına humus gelmez. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu vermesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve humus yılının başında onların parası elinde kalsaydı yine de humusunu vermesi gerekirdi. Demek ki bir şeye humusun gelmesi için humus yılından birkaç gün önce yiyecek almakla elde para olması arasında fark yoktur.          

Ayrıntılı Cevap

Humus yılı şu manaya gelmektedir: İnsanın ziraat, sanat, ticaret veya işçilik, memurluk gibi yollarla elde ettiği gelirin humusunu (beşte biri) İmam’a (a.s) ve seyyidlere, gaybet döneminde ise gerekli şartlara haiz fakihlere vermesidir. Humus verecek kimse bir yıl beklemeli, bu süre içinde kendisi ve ailesinin ihtiyaçlarında kullanmazsa, onun tamamının veya yıl sonunda fazla kalan miktarının humusunu vermesi gerekir. Ve bu, gerçekte insana kolaylık sağlamaktır. Verilen bu bir yıllık süreye ‘Humus Yılı’ veya ‘Mali Yıl’ denir.[1]

Dolayısıyla humus yılı süresince şanına uygun şekilde ve israf etmeden gelirinden, ailesine yiyecek almak gibi, yaptığı harcamaların humusu yoktur. Ancak humus yılının sonunda humus yılından birkaç gün önce alınmış olsa bile bu yiyeceklerden fazla kalan kısmının humusunu verilmesi gerekir. Zira sonuçta elindeki sermayeyle onları almıştır. Almasaydı ve humus yılının başında parası elinde kalsaydı yine de humusunu vermesi gerekirdi. Demek ki bir şeye humusun gelmesi için humus yılından birkaç gün önce yiyecek almakla elde para olması arasında fark yoktur.

Evet, bazı büyük taklit merciilerine göre sadece bir yerde yiyecek maddeleri bir önceki yılın harcamasından sayılabilir. Konunun iyice anlaşılabilmesi için bu konuda onlardan sorulan bir soruya verdikleri cevabı aşağıda getiriyoruz.

Soru: Humus yılının başında bir miktar yiyecek maddesi (örneğin 20 kg. pirinç, 3 kutu yağ ve 1 kutu çay) artmış, humusuda ödenmiş ve bir sonraki yıl içinde de tüketilmiştir. Sonra yine bir miktar yiyecek maddesi (örneğin 50 kg. pirinç, 5 kutu yağ ve 3 kutu çay) satın alınıyor ve onlardan da biraz kullanıyor. Eğer humus yılı başında geriye 30 kg. pirinç, 4 kutu yağ, 2 kutu çay kalsa onlara humus gelir mi? Yoksa geçmiş yılın başında humus verilmiş yiyecek maddelerini onlardan düşmeli ve sonuçta 10 kilo pirinç, 1 kutu yağ ve 1 kutu çayın mı humusunu vermelidir?

Cevap:

Hz. Ayetullah İmam Humeyni, Mekarim, Tebrizi, Safi ve Hamanei şöyle buyurmaktalar: Bulunduğu yıl içindeki yiyecek maddelerinden yılın başına kadar arta kalanın humusunu ödemelidir. Humusu verilmiş yiyecek maddelerini onlardan düşemez. Dolayısıyla soruda gelen 30 kg. pirinç, 4 kutu yağ, 2 kutu çayın humusunu vermelidir.

Hz. Ayetullah Sistani, Behçet, Fazıl ve Nuri: Humusu verilmiş yiyecek maddelerini onlardan düşebilir ve sonuçta yalnızca 10 kg. pirinç, 1 kutu yağ ve 1 kutu çayın humusunu vermesi caizdir.[2]            

 


[1] -Hüseyni, Seyyid Müçteba, Porseşha ve Pasuhha, Ahkam-ı Humus, s.36, Nehad-ı Nemayendegi-i Makam-ı Muazzam-ı Rehberi Der Danişgahha, Kum, HŞ.1383.

[2] -Hüseyni, Seyyid Müçteba, a.g.e, s.115.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6193 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Ahlak ve Terbiye arasında nasıl bir bağ vardır?
    2570 کلیات 2020/01/19
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    10167 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Neden İmam Ali (a.s) Nehcü’l-Belağa’da kendi imametinden söz etmemiş ve sadece hilafetini gasp ettiklerinden şikâyet etmiştir?
    9383 تاريخ بزرگان 2012/05/16
    İmam Ali’nin kendini savunması, kabiliyetlerini, liyakatini ve üstünlüklerini dile getirmesi gerçekte imamet makamını savunmak ve tanıtmaktır; zira eğer halk bundan haberdar olmazsa çok ağır bir hüsrana uğrayacaktır (nitekim bu vakıa maalesef İslam tarihinde gerçekleşti). Bu esas uyarınca İmam Ali (a.s) şartların gerektirdiği durumlarda kendi rehberlik ve imamet ...
  • Ehlisünnet’in görüşünü dikkate alarak Şia fıkhına göre yolculukta namazı kasır etmek ruhsat mıdır yoksa vacip midir?
    9724 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/10
    Kesin ve tartışmasız olan şu ki beş vakit namaz ilkin iki rekâtlı şeklinde teşri ve farz kılınmıştır. Şunda da şüphe yok ki ikametgahta (haderde/ kendi memleketi ve vatanında) kılınan namazlara ikişer rekât izafe edilmiştir. Şu halde zihinlere takılan soru şu: Yolculukta kılınan namazlara da iki rekât izafe ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    32414 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10554 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
    18065 Eski Kelam İlmi 2012/04/04
    Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” ...
  • Allah tabii kanunların kuşatıcılığı altında mıdır?
    6198 Eski Kelam İlmi 2012/03/12
    Yüce Allah tüm tabiat kanunlarını koyandır ve zaten kendi iradesi dışında hiçbir öznenin kuşatıcılığı altında değildir. O’nun işleri yapmadaki iradesi sebepler kanalından geçer. Yanı sıra alt âlemlerdeki bir kaidenin daha üstün bir güç vasıtasıyla ihlal edilmesi özel bir ilahi kaidedir ve bu imkan dâhilinde olan ve mucize ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    13591 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...

En Çok Okunanlar