Gelişmiş Arama
Ziyaret
7730
Güncellenme Tarihi: 2012/03/08
Soru Özeti
Kur’an’da geçen ölüm ve cehennem azapları nasıl ilahi nimetler olarak sayılabilirler?
Soru
Rahman suresinde ‘Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?’ ayeti çok gelmiştir. Ancak bu ayet 35, 41 ve 44. gibi ayetlerle uyuşmamaktadır. Böyle bir siyak geçerli değil mi yoksa bunlar ilahi nimetler olarak mı görülmekteler? İkinci durumda lütfen biraz açıklama yapın.
Kısa Cevap

Rahman suresinde ilahi nimetler sayılmaktadır. Her nimetten sonra ‘Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?’ ayeti ile muhataplardan bu nimetler için ikrar almayı amaçlamaktadır. Bu surede çeşitli maddi ve manevi nimetler sayılmıştır. Bunların Allah’ın nimetleri olarak sayılmasının manası tümünün hayıra ve saadete neden olacağını göstermez. Onların nimet olup olmadığı konusunda genelliklerine bakmak gerekir. İlk bakışta ölüm ve cehennem azaplarının ilahi nimet olarak görmek zor olabilir, ama bakış açımızı genişletir ve konuyu tüm yönleriyle ele alırsak ölümün, aşık mümine geldiği durumlardaki gibi arzulara ve maddi dünyadan kurtulup Allah’a ulaşmak için bir vesile olduğunu göreceğiz.

Yine ölüm, ahireti hatırlattığı için ilahi nimetlerin içinde yer almaktadır. Cehennem azabıda Allah’a yakınlaşmak ve günahları terketmek konusunda bir tür çok etkili önleyici bir role sahiptir. Kısacası bu olumlu yönler göz önüne alındığında ve onu başka konumlarla mukayese ettiğimizde ilahi nimetler grubundan sayabiliriz.   

Ayrıntılı Cevap

Rahman suresi genel olarak Allah’ın insanları gark ettiği maddi ve manevi nimetleri anlatmaktadır. Öyle ki bu sureye Rahmet veya Nimet adı bile verilebilir. Bu yüzden Allah’ın geniş rahmetini anlatan sure mübarek Rahman adıyla başlamıştır.[1]

Ama her yaratılışın nimet grubunda olması için her yerde rahatlığa ve güzelliğe götürmesi gerekli değildir, aksine nimet olmak için çok hayıra sahip olması yeterlidir. Ona genel olarak baktığımızda bazı özel durumlarda azaba neden olsada faydasının zararından çok olduğunu göreceğiz.

Söz konusu ayetlerde anlatılanları da ilahi nimetler olarak sayabilmemiz için aynı şeyi göz önüne alarak onların genelliğine bakmamız gerekir. Surenin ‘Yerin üstünde ne varsa fanidir.’ ayetine (26) baktığımızda nimetler konusunda insanın fenası zikredilmiştir. Tefsir-i Nümune’de söylenen ihtimallerin tümünden yola çıkarak ölüm ve fenalığı ilahi nimetlerden sayabiliriz: ‘Ölüm ve fena nasıl ilahi nimetlerden olabilirler? Bu fena mutlak bir fena olmadığı, beka alemine açılan pencere olduğu ve ebedi yaşama ulaşmak için geçilmesi gereken bir yol olduğu için nimet olabilir. Dünya onca nimetine rağmen müminin zindanıdır. Dünyadan ayrılmak bu dar ve karanlık yerden kurtulmak demektir.

Veya geçmiş nimetleri zikretmek, gaflete düşmeye ve bazılarının dünya yaşamına, çeşitli yiyecekler, içecekler, inci, mercan ve bineklere dalmalarına neden olabilir. Bu yüzden dünyanın beka evi olmadığını, ona bağlanmamayı ve Allah yolunun dışında kullanmamalarını hatırlatıyor. Bu hatırlatma bile büyük bir nimettir.’[2]

Bu ihtimallerin her birine göre ölüm ilahi nimetlerdendir ve genel bir bakışla ve tüm yönleriyle ele alındığında nimetten başka bir şey olmadığı görülecektir; dolayısıyla onu surenin siyakının dışında tutamayız.

Rahman suresinin nimet diye nitelediği azap ve cehennem ayetleri olan ikinci grup ayetlerin üzerinde biraz düşünmek gerekir. Örneğin: ‘Üstünüze bir ateş yalımı ve erimiş bakır gönderilir de kaçamazsınız.’[3] ‘Suçlular, yüzlerindeki alametten tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.’[4] ‘Cehennemle içecekleri kaynar suyun arasında dolanıp dururlar.’[5] İlk bakışta bu ayetlerin ilahi rahmetle uyuşmadığı şüphesi doğabilir ve onları ilahi nimetlerden saymak şaşırtıcı gelebilir, ama onlara derinlemesine bakmak gerekir. Bunları getirmek, bir annenin çocuğunun çok yemek yemesine engel olmak için onun dikkatini yemekten kaynaklanan hastalıklara çekerek bu hatasından uzaklaştırması gibidir. Allah Teala’da cehennem ve azaplarını hatırlatarak insanları uyarmaktadır. Bu azapları zikretmek insanların doğru yolda kalmasını sağlar. Böyle bir azap ve cehennem işin içinde olmasaydı büyük sapıklığa düşerlerdi. Onları günahlardan sakındırmanın tek yolu cehennemdir.

Buna göre azaplarıda bu açıdan nimetlerden sayabiliriz. Nitekim ceza kanunları vardır ve toplumda düzeni sağlamak için emniyet güçleri aracılığıyla uygulanmaktadırlar. Bunu, hakka aykırı diye niteleyemeyiz. Cehennem ve azabının yaratılmasını da insanın hidayetinin doğrultusunda olduğunu farzetmeliyiz.     

 

 

 


[1] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.23, s.91, Daru’l-Kütübü’l-İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[2] -a.g.e. c.23, s.125.

[3] -Rahman/35

[4] -Rahman/41

[5] -Rahman/44

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar