Gelişmiş Arama
Ziyaret
7563
Güncellenme Tarihi: 2012/03/08
Soru Özeti
Kur’an’da geçen ölüm ve cehennem azapları nasıl ilahi nimetler olarak sayılabilirler?
Soru
Rahman suresinde ‘Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?’ ayeti çok gelmiştir. Ancak bu ayet 35, 41 ve 44. gibi ayetlerle uyuşmamaktadır. Böyle bir siyak geçerli değil mi yoksa bunlar ilahi nimetler olarak mı görülmekteler? İkinci durumda lütfen biraz açıklama yapın.
Kısa Cevap

Rahman suresinde ilahi nimetler sayılmaktadır. Her nimetten sonra ‘Artık Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz?’ ayeti ile muhataplardan bu nimetler için ikrar almayı amaçlamaktadır. Bu surede çeşitli maddi ve manevi nimetler sayılmıştır. Bunların Allah’ın nimetleri olarak sayılmasının manası tümünün hayıra ve saadete neden olacağını göstermez. Onların nimet olup olmadığı konusunda genelliklerine bakmak gerekir. İlk bakışta ölüm ve cehennem azaplarının ilahi nimet olarak görmek zor olabilir, ama bakış açımızı genişletir ve konuyu tüm yönleriyle ele alırsak ölümün, aşık mümine geldiği durumlardaki gibi arzulara ve maddi dünyadan kurtulup Allah’a ulaşmak için bir vesile olduğunu göreceğiz.

Yine ölüm, ahireti hatırlattığı için ilahi nimetlerin içinde yer almaktadır. Cehennem azabıda Allah’a yakınlaşmak ve günahları terketmek konusunda bir tür çok etkili önleyici bir role sahiptir. Kısacası bu olumlu yönler göz önüne alındığında ve onu başka konumlarla mukayese ettiğimizde ilahi nimetler grubundan sayabiliriz.   

Ayrıntılı Cevap

Rahman suresi genel olarak Allah’ın insanları gark ettiği maddi ve manevi nimetleri anlatmaktadır. Öyle ki bu sureye Rahmet veya Nimet adı bile verilebilir. Bu yüzden Allah’ın geniş rahmetini anlatan sure mübarek Rahman adıyla başlamıştır.[1]

Ama her yaratılışın nimet grubunda olması için her yerde rahatlığa ve güzelliğe götürmesi gerekli değildir, aksine nimet olmak için çok hayıra sahip olması yeterlidir. Ona genel olarak baktığımızda bazı özel durumlarda azaba neden olsada faydasının zararından çok olduğunu göreceğiz.

Söz konusu ayetlerde anlatılanları da ilahi nimetler olarak sayabilmemiz için aynı şeyi göz önüne alarak onların genelliğine bakmamız gerekir. Surenin ‘Yerin üstünde ne varsa fanidir.’ ayetine (26) baktığımızda nimetler konusunda insanın fenası zikredilmiştir. Tefsir-i Nümune’de söylenen ihtimallerin tümünden yola çıkarak ölüm ve fenalığı ilahi nimetlerden sayabiliriz: ‘Ölüm ve fena nasıl ilahi nimetlerden olabilirler? Bu fena mutlak bir fena olmadığı, beka alemine açılan pencere olduğu ve ebedi yaşama ulaşmak için geçilmesi gereken bir yol olduğu için nimet olabilir. Dünya onca nimetine rağmen müminin zindanıdır. Dünyadan ayrılmak bu dar ve karanlık yerden kurtulmak demektir.

Veya geçmiş nimetleri zikretmek, gaflete düşmeye ve bazılarının dünya yaşamına, çeşitli yiyecekler, içecekler, inci, mercan ve bineklere dalmalarına neden olabilir. Bu yüzden dünyanın beka evi olmadığını, ona bağlanmamayı ve Allah yolunun dışında kullanmamalarını hatırlatıyor. Bu hatırlatma bile büyük bir nimettir.’[2]

Bu ihtimallerin her birine göre ölüm ilahi nimetlerdendir ve genel bir bakışla ve tüm yönleriyle ele alındığında nimetten başka bir şey olmadığı görülecektir; dolayısıyla onu surenin siyakının dışında tutamayız.

Rahman suresinin nimet diye nitelediği azap ve cehennem ayetleri olan ikinci grup ayetlerin üzerinde biraz düşünmek gerekir. Örneğin: ‘Üstünüze bir ateş yalımı ve erimiş bakır gönderilir de kaçamazsınız.’[3] ‘Suçlular, yüzlerindeki alametten tanınırlar da perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.’[4] ‘Cehennemle içecekleri kaynar suyun arasında dolanıp dururlar.’[5] İlk bakışta bu ayetlerin ilahi rahmetle uyuşmadığı şüphesi doğabilir ve onları ilahi nimetlerden saymak şaşırtıcı gelebilir, ama onlara derinlemesine bakmak gerekir. Bunları getirmek, bir annenin çocuğunun çok yemek yemesine engel olmak için onun dikkatini yemekten kaynaklanan hastalıklara çekerek bu hatasından uzaklaştırması gibidir. Allah Teala’da cehennem ve azaplarını hatırlatarak insanları uyarmaktadır. Bu azapları zikretmek insanların doğru yolda kalmasını sağlar. Böyle bir azap ve cehennem işin içinde olmasaydı büyük sapıklığa düşerlerdi. Onları günahlardan sakındırmanın tek yolu cehennemdir.

Buna göre azaplarıda bu açıdan nimetlerden sayabiliriz. Nitekim ceza kanunları vardır ve toplumda düzeni sağlamak için emniyet güçleri aracılığıyla uygulanmaktadırlar. Bunu, hakka aykırı diye niteleyemeyiz. Cehennem ve azabının yaratılmasını da insanın hidayetinin doğrultusunda olduğunu farzetmeliyiz.     

 

 

 


[1] -Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.23, s.91, Daru’l-Kütübü’l-İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[2] -a.g.e. c.23, s.125.

[3] -Rahman/35

[4] -Rahman/41

[5] -Rahman/44

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hatim merasimi ve mezarlığa çocukları götürmenin bir keraheti var mıdır?
    24562 Pratik Ahlak 2012/04/04
    Çocukları dinsel meclis ve merasimlere ve de mescide veya Muharrem ayındaki matem merasimlerine götürmek veyahut bayram namazı ve dinsel bayramlara katılmasını sağlamak kendilerinin dinsel duygularının gelişmesi için çok önemlidir. Ergin gençleri hatim merasimi ve mezarlığa götürmek hakkında ise, rivayetlerde ve fıkhi kitaplarda yaptığımız inceleme neticesinde bu işin ...
  • Akika kurbanının şartları ve sünnetleri nelerdir?
    9489 Pratik Ahlak 2019/11/10
    Akika: Yeni doğan çocuğun doğumunun yedinci günü belalardan korunması için bir koyunun veya kurban etmeye salahiyeti olan bir hayvanın kurban edilmesidir.Kurban kesmek yerine para bağışlanması akika yerine geçmez. Münasip olan kız çocuğuna dişi, erkek çocuğuna ise erkek koyunun kurban edilmesidir. Eğer mümkün değilse dişi ...
  • İranlıların matem, şenlik ve dini bayramlardaki gelenekleri neden diğer Müslümanlarla ve hatta diğer Şiilerle farklıdır?
    8187 Eski Kelam İlmi 2009/07/11
    Dini kutlamalar için genel kurallar olmasının yanı sıra ancak mukaddes İslam dininin görüş belirtmediği yerlerde her bölge örf ve adetlerine göre bu merasimleri yerine getirilebilir. Başka bir deyişle dinin önem verdiği şey örneğin İmam Hüseyin (a.s) için matem merasimlerinin düzenlenmesidir. Ama bunun yapılma şekli halkın kendisine bırakılmıştır. ...
  • Mastürbasyonun evlilikten farkı nedir?
    18619 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2010/08/08
    Mastürbasyon insanın ihtiyacını gerçek şekilde gidermez ve sahte bir doyumdur. İnsanın şehvanî ihtiyacı sadece meninin çıkmasıyla giderilmez. Bunun aşk, duygu, yakınlık ve sevgi ile beraber olması gerekir. Bu nedenle bu fiili işleyenler içlerinde eksiklik hissederler. Bu da cismanî ve ruhî hastalıkları peşinden getirebilir. Ama evlilik şehvanî ...
  • Yüzüğü sağ ele takmak mutlaka gerekli mi?
    53679 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/20
    Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamları(a.s)’nın sünnetlerinden biri ele yüzük takmaktır. Rivayetlerde yüzüğün çeşidi ve üzerindeki nakış hakkında da çeşitli bilgiler verilmiştir. Bir de yüzüğün sağ ele takılması tavsiye edilmiştir. Ancak İslam’daki yüzük takmak ile ilgili hükümlerin hepsi müstehap türündendir ve farz değildir. Sadece erkeklerin ...
  • Dinî ilimleri öğrenmenin önemi nedir?
    16342 Pratik Ahlak 2011/05/21
    Öğrenmek bazen amel ve yükümlülüğü yerine getirmek için ve bazen de başkalarını eğitmek ve yetiştirmek içindir. Birinci kısım genel bir sınıflandırmayla iki bölüme ayrılmaktadır: Birinci bölüm tüm Müslümanlar ile ilgili hükümler olup özel bir iş, uzmanlık ve cinsiyetle bağlantılı değildir. İlk etapta tüm yükümlüler ile ilgilidir. Namaz, oruç ve ...
  • Hamd suresinden sonra Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin söylemek sadece tabi olanlar için mi müstehaptır, yoksa cemaat imamı için de müstehap mıdır?
    7350 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu:Tabi olanlar için müstehaptır.  Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Namazda müstehap olan şey, imamın arkasında namaz kılan fertlerin imamın Hamd suresini okumasının ardından Elhamdülillah Rabbi’l-Alemin cümlesini söylemesi ve namazda tevhid suresini şahsen okuyan kimsenin de ”kezalik Allah” ...
  • Küfe mescidinin amellerinin çokluğu göz önüne alındığında kimi kafilelerin çeşitli makamların amellerini bir mekanda yerine getirmeleri doğru mudur? Böyle yaptıklarında tam sevap alabilirler mi?
    9026 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/07/10
    Küfe ve Sehle mescidlerindeki amellerin faziletleri hakkındaki rivayetlere baktığımızda Masum İmamlardan (a.s) bu mescitlerin bütün amellerinin bir arada yapılmasına dair bir emir gelmemiştir. Bir sahabesine bir dua ve namaz öğretirken, bir başkasına başka bir namaz ve dua öğretmiştir. Bu yüzden ziyaretçileri mescitlerin tüm amellerini yerine getirmek veya ...
  • Eğer idrar sonrası istibra yapılıp abdest alınırsa ve daha sonrasında bir damla idrar gelirse hükmü nedir?
    8890 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/08/06
     Ayetullah uzma Hamaney’in bürosu:Eğer gelen sıvının idrar olduğuna eminseniz abdest batıldır ve o bölge necis olmuştur. Eğer idrar olduğuna emin değilseniz taharete hükmedilir ve abdesti bozmaz.Ayetullah uzma Sistani’nin bürosu:Eğer idrar olduğundan şüpheniz varsa taharete hükmedilir.Ayetullah ...
  • Kendimizi yetiştirmeye ve nefsimizi arındırmaya nereden başlamalıyız?
    11343 Pratik Ahlak 2010/05/06
    Tezkiye, nefsi arındırmak ve temizlemek anlamına gelmektedir. Kur’an-ı Kerim’de nefsi arındırmanın önemi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Ama şu bilinmelidir ki; nefsi arındırmaya başlama noktası her insana göre değişir. İslam’ı henüz kabul etmemiş birisinin nefsi temizlemeye başlayacağı ilk aşama, İslam’ı kabul etmesidir. Müminler için ilk basamak, ...

En Çok Okunanlar