Gelişmiş Arama
Ziyaret
8682
Güncellenme Tarihi: 2012/02/14
Soru Özeti
Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre önceliğin insanın kendisine sonra başkalarına verilmesi istenmişken, Hz. Zehra’nın (s.a) dualarında başkalarını kendinden öne geçirdiğini görmekteyiz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?
Soru
Kur’an’ın dualarında ‘Siz kendinize bakın.’ gibi ayetlerine göre öncelik insanın kendisine sonra yakınlarına ve diğer müminlere verilmişken, kimi rivayetlerde Hz. Zehra’nın (s.a) önce başkalarına sonra kendisine dua ettiğini görmekteyiz. Çelişki gibi görünen bu meseleyi nasıl açıklayabilirsiniz? Biz hangi sıralamaya uyalım?
Kısa Cevap

İnsan, nefsini tezkiye ve ıslah ederken kendisini başkalarından öne geçirmelidir. Bu, Kur’an’ın ve rivayetlerin açık emridir. Zira insan kendisini tezkiye etmeden başkalarını hidayet etmesi çok az görülmüştür. Ama dua edip Allah’tan dilek dilerken başkasına öncelik vermek en uygun olanıdır. Rivayetlerde bu konu üzerinde çok durulmuştur. Bu iş insanın dileğine ulaşmasını geciktirmediği gibi onun çabuk bir şekilde ve fazlasıyla gerçekleşmesine de neden olmaktadır.   

Ayrıntılı Cevap

Anlaşıldığı kadarıyla soruda nefis tezkiyesi ve günahtan uzak kalma makamıyla dua ve Allah’tan dilek dilemek makamı birbirine karıştırılmıştır. Zira birincisinde, yani nefsi ıslah etmek ve günahtan sakınmak konusunda ayet ve hadislerden anlaşılan şey insanın kendisine öncelik vermesidir. Kur’an, cehennem ateşinden korunmayı ve tezkiye ederek nefsi ahlaki rezaletlerden kurtarmayı tavsiye etmesinin yanı sıra şöyle buyuruyor: Ey inananlar, siz kendinize bakın (kendinizi dalalet ve isyandan koruyun); doğru yolu buldunuzsa sapık kişi, size bir zarar veremez.’[1]

Bir başka ayette de şöyle buyuruyor: ‘Ey inananlar, kendinizi ve yakınlarınızı yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.’[2](yani günah işleyerek kendinizi ateşe atmayın).

Görüldüğü üzere, burada söz konusu olan dua, niyaz vb. şeyler değil, nefsi ıslah etmek ve ahlaki rezaletlerden kurtulmaktır. Bu da insanın kendisini ve yakınlarını başkalarına tercih etmesini gerektirmektedir. Tabi bu, emr-i maruf ve nehy-i münkeri terketmek manasına gelmez. Zira farzları yerine getirmek nefsi ıslah etmenin yollarından olsa da ‘Nefsi ıslah ediyorum’ bahanesiyle onları terketmek olmaz.

Ancak dua ve dilek dileme aşamasında, rivayetlerden anlaşıldığı ve defalarca vurgu yapıldığı gibi durum tam tersidir. Çünkü, Masum İmamların (a.s) buyurdukları gibi burada en iyi olan başkalarını kendine tercih vermektir. İmam Hasan’ın (a.s) saygı değer anneleri Hz. Zehra’dan (s.a) naklettiği ve soruda da geldiği gibi Hz. Zehra (s.a), duası hakkında oğlu İmam Hasan’ın (a.s) sorusuna ‘Önce komşu, sonra kendimiz.’[3] diye cevap buyurmuştur.

İmam Seccad’da (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Şüphesiz melekler, müminin insanın başka bir mümin kardeşinin arkasından dua ettiğini veya hayırla yadettiğini gördüklerinde ona şöyle derler: ‘Ne kadar iyi bir kardeşsin sen! O senin yanında olmadan sen ona dua ediyor ve hayırla anıyorsun. Gerçekten Allah, onun için istediğinin iki katını sana verecektir...’[4]

Bu tür rivayetler çoktur. Vesailu’ş-Şia kitabında ‘Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi’ (Kendisine Dua Etmeden Önce Başkalarına Dua Etmenin Müstehaplığı) diye bir bab vardır. Orada kendisine dua etmeden önce başkalarına dua etme hakkında birçok hadis gelmiştir.

 

Daha fazla bilgi için bkz: Dizin: Yolda Çıkan Eş ve Yakınlar için Dua: Soru:14979 (Site:14755).   

    

 



[1] -Maide/105

[2] -Tahrim/6

[3] -Şeyh Hür Amuli, Vesailu’ş-Şia, c.7, s.112, Bab-u İstihbab-u İhtiyari’l-İnsan ed-Duae Li’l-Mümin Ala’d-Duai Li-Nefsihi, Müessese-i Alu’l-Beyt, Kum

[4] -a.g.e., s.111.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar