Gelişmiş Arama
Ziyaret
11156
Güncellenme Tarihi: 2012/04/04
Soru Özeti
Neden ölümden korkuyoruz?
Soru
Neden ölümden korkuyoruz?
Kısa Cevap

Ölümden korkmanın değişik neden ve sebepleri olabilir ve biz bu yazıda özet olarak bu nedenlerin bazılarına işaret edeceğiz.

1. İnsanların çoğu ölümü fena, yokluk ve tükeniş olarak yorumlamaktadır. Apaçık olduğu üzere insan fena ve yokluktan dehşet duyar. Eğer insan ölümü bu şekilde yorumlarsa, kesinlikle ondan kaçar. Bu yüzden hatta hayatın en güzel anlarında bile ölüm fikri yaşam sevincini insana zehir edecek ve sürekli insanı bu açıdan kaygılandıracaktır.

2. Bazı insanlar da ölümü yaşamın sonu bilmemekte ve ahrete inanmakla birlikte çirkin amelleri ve kötü işleri nedeni ile ölümden korkmakta ve ondan dehşet duymaktadır; zira onlar ölümü kötü amellerinin neticeleri ile yüzleşmek olarak değerlendirirler. Bundan dolayı ilahi hesaptan ve amellerin karşılığını bulmaktan kaçmak için edebildikleri ölçüde ölümü geciktirme eğilimi taşırlar.   

Bir şahıs Hz Peygamber’den (s.a.a) neden ölümü sevmiyorum diye sorar. Hz Peygamber (s.a.a) servetin var mı diye kendisinden sorar. Kendisi ise evet der. Hz Peygamber (s.a.a) kendinden önce ondan bir şey yolladın mı diye sorar ve o şahıs ise hayır der. Hz Peygamber (s.a.a), işte bundan dolayı ölümü sevmiyorsun diye buyurur.[1] Bu, İmam Ali’nin (a.s) hikmetli sözlerinden birinde ahu figan ettiği ve uyardığı şeydir: Ahiret azığının azlığı, yolun uzunluğu, seferin uzaklığı, maksadın büyüklüğü ve güzergâhın azim olması ne kadar zordur![2]       

3. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Bir fert Ebuzer’den neden ölümden korkuyoruz diye sorar. Ebuzer şöyle cevap verir: Çünkü dünyayı bayındır ama ahretinizi viran ettiniz. Tabii olarak bayındır ettiğiniz noktadan viran ettiğiniz mekâna intikal etmeyi istememektesiniz.[3]

Bu rivayetlerden istifade edildiği üzere ölümden korkma nedeni, ahiret için çabalamamak, ona teveccüh etmemek ve dünyaya yönelmektir. Bu ahiretin viran olmasına neden teşkil etmektedir. İnsan, ölümün ahiret âlemine ayak basmak ve bu dünyadaki çabalarının ürününü görmek olduğuna inanmalıdır. Bu inanç insanı şer’i ve insani görevlerini yerine getirmeye yöneltir ve onun Allah’ın geniş rahmetine ümit duymasına neden olur. Böyle bir durumda insan ölümden korkmamakla birlikte, onu ilahi görüşmeye vesilesi olması sebebiyle sever ve ona aşk duyar. Peygamber’i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Ölüm müminin hediyesidir.”[4] Müminlerin Önderi şöyle buyurmuştur: “Allah’a yemin ederim ki Ebu Talib evladının ölüme olan ilgisi, süt emen bebeğin annenin sütüne olan ilgisinden daha çoktur.”[5] Bu nedenle ölümden korkmamanın yolu ahirete teveccüh etmektir; çünkü Allah’a ve kıyamet gününe iman etmemek ve de ahireti unutmak ve onun için azık hazırlamamak ölümden korkmanın temel nedenlerindendir.

Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.          

 


[1] Şeyh Saduk, Hisal, tercüme-i Kemere-i, c. 1, s. 69, Kitapçı, Tahran, çap-ı evvel, 1377 ş.

[2] Temimi, Amedi, Abdülvahid, Ğureru’l-Hikem Ve Dueru’l-Kelim, s. 144, Defter-i Tebliğat-ı İslamî, Kum, 1366 ş.

[3] Ali Ekber Ahundi, Muhammed, c. 2, s. 458, Daru’l-Kütübi’l-İslamiye, Tahran, çap-ı çarom, 1407 k.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharü’l-Envar, c. 70, s. 171, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, 1409 k.

[5] Nehcü’l-Beleğa, s. 52, hutbe. 5.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar