Gelişmiş Arama
Ziyaret
11692
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir?
Soru
Neden Peygamber (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını vermiştir? Bu iş, Ali’nin (a.s) hakkaniyeti hakkında halkın sapmasına neden olmamış mıdır?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Hiçbir muteber tarih kitabında yüce İslam Peygamberinin (s.a.a) Talha ve Zübeyir’e İslam’ın kılıcı lakabını verdiğine dair bir bilgi mevcut değildir. Tarihte yer alan şey, Halit b. Velid’e Seyfullah (Allah’ın kılıcı) lakabının isnat edilmesidir. Bazıları Peygamberin (s.a.a) bu lakabı kendisine verdiğini söylemişleridir. Ama görünüşte bu lakap Ebubekir ve Ömer’in hilafet dönemlerinde Halid’e verilmiştir. [1] Talha ve Zübeyir hakkında birkaç noktaya dikkat edilmelidir:

A. İslam Peygamberi (s.a.a) dönemindeki Talha ve Zübeyir:

Tarih ve rivayet kitaplarında tümü Peygamberin (s.a.a.) hayatı dönemiyle ilgili olan bir takım faziletler nakledilmiştir: Bunun örnekleri şunlardır:

1. Nakledildiği üzere Peygamber şöyle buyurmuştur: Her kim ahdine vefa göstermiş birine bakmak istiyorsa Talha’ya baksın. Hasin şöyle demektedir: Talha Uhud savaşında yaralanıncaya kadar Peygamberi (s.a.a) savundu. [2]  

2. Nakledildiği üzere bir şahıs şöyle demiştir: İnsanların talep ve istemesi olmadan onlara büyük mallar veren Talha gibi hiç kimseyi görmedim. [3]

3. Nakledildiği üzere Zübeyir b. Avvam Bedir, Uhud ve tüm diğer savaşlarda Peygamberin (s.a.a) yanında yer almış, Uhud günü direniş göstermiş ve tüm varlığıyla Peygambere (s.a.a) biat etmiştir. Mekke fethi esnasında da muhacirlerin üç sancağından biri onun elinde bulunmuştur. [4]

5. Talha ve Zübeyir, Ebubekir’e biat etmekten kaçınan kimselerden olup Ali (a.s) ile birlikte zamanın yönetimine muhalefet sıfatıyla Hz. Fatıma’nın (a.s) evinde oturup direnmişlerdir. [5]

B. Halifeler zamanındaki Talha ve Zübeyir:

Öte taraftan tarih kitapları bu iki sahabenin halifeler ve Ali’nin (a.s) hilafeti dönemlerindeki beğenilmeyen bir takım fiil ve davranışlarını nakletmektedir. Bunların en büyüğü de hak halife ve kendi zamanlarının imamı olan Hz. Ali’ye muhalefet etmeleri ve onun aleyhine Cemel savaşını başlatmalarıdır. [6] Her halükarda onlar Peygamber (s.a.a) zamanında onun iyi ve vefalı yarenleri ve ilk başta Hz. Ali’ye (a.s) biat eden kimselerdendiler. Peygamber (s.a.a) değişik münasebetlerde onları övmüştür. Bu tamamıyla doğaldır. Bu gibi övgülerde ölçü, şahısların fiili halidir. Yani eğer bir şahıs Peygamber (s.a.a) zamanında bir iyilik yapmışsa ve İslam’a bir hizmette bulunmuşsa, doğal olarak Peygamber (s.a.a) onu övecektir. Ama bu övgü onların geleceği hakkında da verilen yargının ölçü ve miyarı olamaz. Çünkü evvela İslam şeriatı ve insan aklı Peygamberin (s.a.a) gelecek ve şahısların batını hakkında taşıdığı ilimden istifade etmesini, fertlerin gizlilikleri üzerindeki perdeyi kaldırmasını ve deyim yerindeyse cinayetten önce kısas yapmasını doğru bulmaz. Tersine Peygamber (s.a.a) ve tüm masum imamların (a.s) metodu,  zorunlu durumlar hariç (Allah herhangi bir nedenden ötürü kendilerine izin verirdi) Allah vergisi ve kendilerine özgü ilimlerinden muhtelif fertler hakkında istifade etmemeleri ve normal insanlar gibi davranmalarıydı. Mesela İmam Ali (a.s) kendi katilini tanıyordu ama onu halka tanıtmıyordu. Kendisinin sonradan katili olacağını sanki hiç bilmiyormuş gibi ona davranmaktaydı. İkincisi, Kur’an-ı Kerim ve Peygamberin (s.a.a) hadisleri fertleri değerlendirmek ve ölçmek için takvayı [7] miyar ve kıstas olarak belirlemiştir. Bundan dolayı bu miyarların varlığıyla insanlar fertleri değerlendirebilir ve şaşkınlık ve sapmaya düşmeyebilir.

İlgili başlık: Müminlerin annesi ıstılahı, 5300. Soru (Site: 5492) .


[1] Askeri, Seyid Mürteza, Sakife, s. 67; Tercüme-i et-Tabakatu’l-Kübra, c. 1, s. 275.

[2] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 188.

[3] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 189.

[4] et-Tabakatu’l-Kübra/ Tercüme, c. 3, s. 89.

[5] Müsned-i Ahmed, c. 1, s. 55 ve Tarihu’l-Taberi, c. 2, s. 466.

[6] Tarihu’l-Taberi/Tercüme, c. 6, s. 2465.

[7] Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi

anımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır. (Hucurat, 13).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • İslam dininde hatemiyetin hakikati nedir ve Sayın Suruş’un görüşünün eleştirileri nelerdir?
    10888 Yeni Kelam İlmi 2010/06/02
    Birkaç noktaya dikkat etmek faydalı olabilir:1. Peygamberliğin son bulması ve buna tabi olarak İslam dinin son din olması, Ahzab Suresinin 40. ayetinde belirtilmiştir ve bu ayet mana itibariyle, İslam dininin son din olması vesilesiyle peygamberlikte sona ermiş ve artık peygamberin gelmesi mümkün değildir.2. Bir açıdan hatemiyetin sırrı şunlara ...
  • İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi hangi alanları kapsamına alır?
    9392 Politika Felsefesi 2011/04/11
    İmam Humeyni'nin siyasi düşüncesi onun temel görüşlerinden bir parça sayılır ve çeşitli alanlardaki düşünceleri ile ilişki içindedir. Çok yönlü bir şahsiyet olan İmam Humeyni'den irfan, fıkıh, felsefe, kelam ve siyaset alanlarında bir çok eser kalmıştır. O İslami düşünceye dayalı bir düzenin kurucusu ve lideri olduğu ...
  • Yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddeden ayetler hangileridir? Bu ayetler Allah’ın ruhunu insana üflemesi meselesiyle nasıl bir uyum sağlamaktadır?
    16190 Tefsir 2011/10/20
    Tevhid inancından, ister insan olsun ister başka şey, hiç bir şeyin Allah’a benzeme imkanının olmadığı manası çıkmaktadır. Kur’an’da birçok ayet yaratanla yaratılmış arasındaki benzerliği reddetmektedir. Örneğin:1- ‘Ve ona, bir tek eşit ve benzer yoktur.’2- ‘Ona hiçbir benzer yoktur’3- ‘Artık Allah'a eşit varlıklar tanımayın; şüphe yok ki Allah ...
  • İslamî olmayan devletlerin bankalarından borç almanın hükmü nedir?
    6785 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/22
    “Borç almak devlet bankasından olsa dahi zatı itibariyle şerî otoritenin iznine bağlı değildir ve faizli olsa bile durum hükmü açısından doğrudur. Ancak faizli olması durumunda ister Müslüman’dan veya Müslüman olmayandan, ister İslam devletinden veya İslamî olmayan bir devletten alınmış olsun sorumluluk açısından haramdır. Harama bulaşmayı caiz ...
  • Bakire kızla geçici evlilik yapmanın hükmü nedir?
    13636 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/09/07
    Günümüzde ki taklit merciilerin çoğunluğu bakire kızın geçici veya daimi evliliğinde babanın izninin şart olduğunu söylüyorlar. Baba olmadığı zaman babanın babasından izin alması gereklidir. Eğer bakire olmazsa veya baba ve babanın babası olmazsa izine ...
  • Neden Kur’an sizler kadınlarınızı dövebilirsiniz diye buyurmaktadır?
    8943 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Kur’an’da tavsiye edilmiş üçüncü taktik (öğüt verme ve yataktan uzaklaştırmadan sonra) hakkında, ilk bakışta insan, istediği şekilde kadına davranması ve yumruk, tokat ve tekmeyle onu teslim alması için İslam’ın erkeğe imkan tanımak istediği sanısına kapılabilir. Oysaki durum asla bundan ibaret değildir. Kadınların isyan etmesi, vazife ve sorumluluklarına sırt çevirmede ...
  • İslam Peygamber’inin mektuplarını padişahlara kim ulaştırmaktaydı?
    3462 Tarih 2020/01/20
  • Habil ve Kabil kimle evlendiler?
    82846 Tefsir 2009/06/17
    Tarih ve hadis kaynaklarına göre bugünkü insan soyu ne Habil nede Kabil’in soyundandır. Bu günkü insanlar Hz. Adem’in diğer oğlu olan Şeys veya Hibetu’llah’ın soyundandır.Ancak, Hz. Adem’in çocuklarının evlenmesine gelince Müslüman bilginler bu konuda farklı görüşlere sahiptirler ve genelde şu iki görüşten birini ...
  • Kur’an’da kaç tane kelime vardır?
    15688 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Müslümanlar, İslamın başlangıcından bu yana semavi kitapları Kur’an’a her yönüyle büyük önem vermiş, onun bütün kelimelerini hatta Mekki ve Medeni olanları bile ayrı ayrı saymışlardır. Bu sayımdan elde edilen rakamlar şöyledir:Mekki kelimeler 45653, Medeni kelimeler 32154’tür. Buna göre Kur’an-ı Kerim’deki kelimlerin toplamı: 77807’dir.
  • Örfün geçerliliği ne ölçüdedir ve onu belirlemek kime aittir? Acaba örf değişebilir mi?
    7680 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/10/18
    Örfün lügatte iki manası vardır:a) Beğenilen işb) Marifet ve TanımaFakihler ...

En Çok Okunanlar