Gelişmiş Arama
Ziyaret
9310
Güncellenme Tarihi: 2010/12/18
Soru Özeti
neden namaz kılmalıyız?
Soru
Allah muhtaç değilse, neden namaz kılmalıyız? Allah namazımıza muhtaç olmadığı halde neden bu dünyada kılmadığımız namazlardan dolayı ahirette cezalandırılıyoruz?
Kısa Cevap
Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız.
Ayrıntılı Cevap

Allah u Teâlâ mutlak bir şekilde müstağnidir. Hiçbir çeşit noksanlık, hiçbir çeşit güçsüzlük ve vücudunda hiçbir çeşit ihtiyaç söz konusu olmadığı gibi onun dışındaki varlıkların tümü de Ona muhtaçtır. Diğer taratan Allah u Teâlâ Rauf, şefkatli ve merhametlidir. Bütün kullarını seviyor. Dünyayı, dünyanın nimetlerini ve dünyanın güzelliklerini kulları için yaratmıştır. Bu ilke gereğince Allahın tüm işleri hikmetler doğrultusundadır. Dolayısıyla eğer namaz kılınmasını kullarından istemiş veya her hangi başka bir ameli kullarından yerine getirmelerini emr etmiş ise, oda kesinlikle bir hikmet veya hikmetler doğrultusundadır. Yani kullarının maslahatı ve menfaati içindir. Kullarının kemale ulaşmaları, pislik ve kötülüklerden uzak kalmaları, pak ve temiz olan Hak Teâlâ'nın zatına ulaşmaları vb… gibi şeyler bu hikmetlerden bazılarıdır.[1] Hakeza eğer bazı amellerin yapılmasından kullarını men etmiş ve onları bazı amellerden sakındırmış ise, sadece o amellerde kulları için var olan zarar ve fesatlıklar içindir ve mümkündür ki, Allah dışında hiç kimse o amellerde var olan zarar ve fesatlıklardan haberdar olmasın. Vaat ettiği cezalar ve azaplar da aslında yasakladığı veya terk edilmiş vacip olan amellerin kendi eseri ve neticeleridir ki, bu eserler haram kılınmış amelleri yerine getirerek veya emir edilmiş olan vacipleri terk ederek kendisine bulaşıyor. Aynen doktorun bize zararlı ve bizim için zehirli olan yemeklerin yenilmesini yasaklamasına benziyor bu. Zira bu yemekleri yemek demek, bu yemeklerin getireceği neticelere ve onlara arız olan kötü durumlara yakalanmak demektir. Bu ikisi yani yemek ile neticelerine yakalamak aynı anda gerçekleşiyor.

Kuranı kerim ahretteki azaplar hakkında ne kadar güzel söylemiş ve o azapların genel nedenini bir cümlenin içinde ne güzel açıklamıştır: "Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığı ve (amellerinizin neticesidir). Allah, kullar(ın)a asla zulmedici değildir".[2]

Bu nedenle ilahi azabın gerçeği ve hakikati, uygun ve yakışmayan amellerin kendisidir. Bu ameller insanın kendisinden meydana geliyor. Kullar kendi elleriyle yaptıkları amellerin akıbetinden haberdar olsunlar ve bu hedefe daha fazla tekit olunsun diye Allah u Teâlâ bu ameller için azabı vaat ederek kötülüklerini (vacip olan amellerin terkindeki, haram olan emellerin yapılmasındaki kötülükleri) kulları için beyan etmiştir. Zira bazı insanlar vaat edilen nimetlere ümit bağlayarak kendileri için faydalı ve onların salahı içinde bulunan yola koyulmayabilirler ama azaba yakalanacağından korkarak kendi salahı içinde olan yola koyulur veya fesattan el çekmeleri söz konusu olabiliyor.

Farz ediniz bir hasta için bir ilaç faydalıdır. Ama hasta o ilacı içmekten sakınıyor. Ama bu hasta babasının isteği üzere ve ona gösterdiği saygıdan ötürü ilacı içiyor ve o ilacın menfaatini kendisi görüyor. Hakeza babası tarafından kendisine mükâfat veriliyor ümidiyle ve babası tarafından cezalandırılmaması için bu ilacı içerse yine ilacın faydası kendisine dokunuyor. Bu nedenle Allahın, ibadetsel olan amelleri yerine getirmesinden güttüğü hedef kullarına yönelik olan hayır ve menfaatleridir. Allahın kendisine ulaşacak her hangi bir menfaati bunda söz konusu değildir. Özellikle Allahın mutlak zengin olduğu dikkate alındığında (bunun çok daha açık olduğu ortadadır).

Bir diğer taraftan Allah u Teâlâ biz insanlara sayısızca nimet bağışlamıştır. Akli selim bu nimetlerin karşısında nimet sahibine karşı saygın ve ona karşı şükranlarını bildirmesine hüküm ediyor. Namaz bir anlamda insanların, kendilerine verilmiş olan nimetlerin sahibine karşı şükranı bildirmenin ifadesidir. Namazı terk eden kimse aslında vicdansal olan büyük bir şeyden yüz çevirmiştir anlamındadır. Akıl açısından bu kişi ihmalkâr, kusurlu ve günahkârdır. Dolayısıyla cezayı hak etmiştir. Sizi misafirliğe birisi davet eder, size karşı ev sahipliğini yapar ve ikramda bulunduğunda o sizin şükranlarınıza muhtaç mıdır? Yoksa ona karşı şükranlarınızı bildirmek ahlaki ve vicdani bir vazifemidir? Başkaları sizin, size ev sahipliğini yapmış ve size ikramda bulunmuş bir kişiye karşı şükranlık vazifenizi yerine getirmediğinizden haberdar olurlarsa onların yanında değerinizin korunması mümkün müdür? Onların nezdinde değersiz duruma düşmek ve onların yanında zelil olmaktan daha büyük bir ceza söz konusu olabilir mi?



[1] Daha fazla bilgi edinmek için bkz.: soru 378 (sayt: 379), nemaye: ibadet bıray-ı huda ya bıray-ı hud?

[2] Zalike bi ma kaddemet eydi'kum ve ennellahe leyse bi zallam'in lil ibad. (Ali İmran, 182).

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Zamanın imamı (a.s) kimin eliyle şahadete erecektir ve ondan sonraki dönem ne kadar sürecektir?
    9095 Eski Kelam İlmi 2011/05/21
    Zamanın imamının (a.s) ömrünün sonu hakkında iki grup rivayet mevcuttur. Birinci gruptaki rivayetler onun tabii bir ölümle, ikinci gruptaki rivayetler ise şahadet ile ömrünün noktalanacağını bildirmektedir. Ama onun katilinin kim olduğu noktasında elde kabul edilir bir rivayet ve delil mevcut değildir. Aynı şekilde zamanın imamının vefatından kıyamete dek süren ...
  • İmamiye Şia’sı ve Ehlisünnetin İbn. Teymiye hakkındaki görüşü nedir?
    8416 شیعه آماج تهمتها 2015/06/29
    İbn. Teymiye, Hicri-Kameri 661 yılında Şam yarım adasında yer alan (bugünkü Türkiye) Harran şehrinde dünyaya geldi ve 67 yıl süren bir yaşamın ardından Hicri-Kameri 728 yılına denk gelen yılda Şam Kalesi hapishanesinde öldü. İbn. Teymiye ilahi sıfatlar, peygamberlere ve velilere tevessül etmek hakkında özel inançlara sahiptir. Onun ...
  • İslam’ın bakışında nazar değmesi ve vesveseyi etkisiz kılmak için dua yazmanın bir meşruiyeti var mıdır?
    14501 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/05/21
    İslam, fakihler ve mercilerin bakışında hastalık, nazar değmesi ve vesvese gibi sorunları gidermek için muteber ve masumlardan gelen duaları okumak ve yazmak doğru ve onaylanan bir fiildir. Yüce rehberlik makamı dua, dua yazmak ve dualarla kutsanma hakkında sorulan bir soruya cevaben şöyle buyurmuştur: Eğer dualar temiz imamlardan (a.s) nakledilmiş ...
  • Ayat namazı nasıl kılınır?
    11319 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/28
    Konuyu iki bölümde ele alacağız: a) Ayat namazına neden olan şeyler.b) Ayat namazının nasıl kılındığı.a) Ayat namazı şu olaylardan biri vuku bulduğunda farz olur: Güneş tutulması, Ay tutulması (tutulmalar kısmi de olsa), deprem ve halkın genelini korkutan şimşek çakması, ...
  • Bazı Kuran ayetleri, ilahi peygamberlerin masumluğuyla çelişiyor mu?
    18114 Eski Kelam İlmi 2007/11/26
    Yukarıdaki soruya şöyle cevap verilebilir:1. “İsmet” masum olan bir şahısta ruhla özleşmiş ve onu günah, unutkanlık, kötü işler ve hata yapmaktan engelleyen ve koruyan bir sıfattır. Bununla beraber masum olan şahıs mecbur kılınarak iradesi elinden alınmamaktadır.2) Peygamberlerin masum olmalarının sırrı, Allah’a olan aşk, inanç, kâmil bir iman ve ...
  • İnsanların mutluluk ve mutsuzluğunu ve neticede cennet ve cehenneme girmes’n’ belirleyen şey yıldız ve felekler midir?
    6936 آسمان و زمین 2012/07/24
    İnsanların cennet ve cehenneme girmelerinde hareket ve davranışlarını en önemli neden sayan birçok ayet ve rivayet mevcuttur. Siz Şii mütekellimlere müracaat ederseniz onların insanların mutluluk ve mutsuzluklarında yıldızların ve feleklerin etken olduğunu söylediklerini göremezsiniz. Bu konuda bir rivayet bulunsa ve senet açısından kabul edilse bile onun zahiri ...
  • Şiilerin arasında Hz. Âdem’in (a.s) müminlerin önderi Ali’nin (a.s) elleriyle yaratıldığına dair bir inanç var mıdır?
    11282 Varie 2012/08/21
    Eğer bir kimse Müminlerin Önderinin bağımsız olarak Hz. Âdem’i (a.s) yarattığına inanırsa, bu inanç Kur’an-ı Kerim’in aksi doğrultusundadır ve Rabbe şirk koşmak sayılır. Hz Âdem’in(a.s) Müminlerin Önderinin (a.s) maddi cismi tarafından yaratılması da mevcut gerçekler ile bağdaşmamaktadır; zira bu maddi cisim Hz. Âdem’den (a.s) sonra dünyaya gelmiş ...
  • İbrahim makamı nedir? Ondan kastedilen nedir?
    47316 Eski Kelam İlmi 2012/02/18
    Mekke’deki belirgin işaretlerden birisi, İbrahim makamıdır; zira orası İbrahim’in (a.s) durduğu bir makamdır. İbrahim makamının tefsir ve manası hakkında bazıları tüm haccın İbrahim makamı olduğu görüşündedir. Bir grup İbrahim makamının “Arafe”, Meş’aru’l-Haram” ve “üçlü cemerat” olduğuna inanmaktadır. Bazıları da tüm Mekke hareminin İbrahim makamı sayıldığı görüşünü taşımaktadır. Ama mevcut ...
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    17120 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Modern İnkılabi (pop) müzikleri dinlemenin hükmü nedir?
    10803 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/06/22
    Bu soruyu cevaplandırmak için öncelikle Taklit Mercilerine başvurup sonra çok kısa bir şekilde müziğin haramlığının hikmetini felsefi olarak inceleyeceğiz.Hz Ayetullah El Uzma Seyyid Ali Hamenei:Eğlence toplantılarına uygun her türlü coşturucu/eğlendirici çalgı ve eğlence haramdır.

En Çok Okunanlar