Gelişmiş Arama
Ziyaret
9701
Güncellenme Tarihi: 2011/04/13
Soru Özeti
Allame Tabatabai gibi alimlerin görüşüne göre ruhun cismaniyet-ul hüdus olmasıyla (bedenle varolması) alem-i zer arasında nasıl bir bağlantı kurulabilir?
Soru
Ruhun cismaniyet-ul hüdus olduğuna (önceden yaratılmadığına/bedenle varolduğuna) inanan Allame Tabatabai gibi alimler, nasıl olur ruhun, dünyaya gelmeden ve alem-i zer’den önce varolduğuna inanabilirler?
Kısa Cevap

Ruhun cismaniyet-ul hüdus olduğuna (bedenle varolduğuna) inanmakla Allame Tabatabai’nin bahsettiği şekilde alem-i zer’e inanma arasında çelişki yoktur. Zira cismaniyet-ul hüdus demek, maddi oluşumla gerçekleşen teklik ve belirgin bir şekilde meydana gelmek demektir. Alem-i Zer’de ki varlıklar, aralarında herhangi bir belirginlik olmadan toplu halde olan varlıklardır.

Ayrıntılı Cevap

Soruya geçmeden önce ruhun cismaniyet-ul hüdus olmasıyla (bedenle varolması) Allame Tabatabi’nin alem-i zer hakkındaki görüşünün ne anlama geldiğini bilmek gerekir:

1- Hikmet-i Mütealiye’ye göre varlıklar başlangıçta toplu halde, yani belirgin olmayan bir haldeydiler. Sonra maddi oluşumla ayırıştılar ve bu aşamadan sonra ferdi hale gelerek öylece kaldılar. Başka bir ifadeyle ruh, cismaniyet-ul hüdus, ruhaniyet-ul beka’dır.[1]

2- ‘Hani Rabbin Âdemoğullarının sırtlarından (sülbünden) zürriyetlerini izhar etmişti de kendilerini kendilerine tanık tutarak ‘Ben Rabbiniz değil miyim.’ demişti; onlar da evet, tanığız, Rabbimizsin demişlerdi. Bu da ‘kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu’ dememeniz içindir.’[2] ayetinde geçen alem-i zer’in mahiyeti konusunda çeşitli ihtimaller verilmiştir. Örneğin Tefsir-i Nümune’de iki önemli ihtimal vardır:

a) Allah, Adem’in sülbünden ve Onun sülbünde olan insanların zerrelerinden misak almıştır.

Bu ihtimalin eleştirilen yönleri vardır.

b) Alem-i zer’den maksat fıtrat alemidir. Yani, insanlar hal diliyle diyorlar ki... Kısacası Allah’a yönelmek ve Allah’ı tanımak bütün insanların fıtratında vardır ve herkes tevhid ruhuna sahiptir. Allah’ın onlardan sorduğu soru tekvini sorudur. Verilen cevapta aynı dildendir.[3]  

Allame, el-Mizan tefsirinde alem-i zer’le ilgili rivayetleri kabul etmenin yanı sıra iki ihtimale de eleştirileri var. O şöyle buyuruyor: Ayette geçen ‘İz’ edatı (Hani/o zamanı ki) önceden bir olay olduğunu göstermektedir. Bunun da fıtrat ve zeban-ı hal ile söylenmesi uygundur. Burada mülk aleminden önce melekut aleminde insanların varlığı ve varlıkların toplu halde olmaları kastedilmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki burada zaman önceliği söz konusu değildir. Zira önce bulunmak meselesi şu anda bile vardır. Mülk aleminden önce berzah alemi ve akıl alemi vardır.’[4]

Yukarıdaki açıklamalardan ruhun cismaniyet-ul hüdus olduğuna inanmakla Allame Tabatabai’nin alem-i zer’le ilgili görüşü arasında çelişki olmadığı anlaşılmaktadır. Zira cismaniyet-ul hüdus demek, maddi yaratılışla gerçekleşen ferdi ve müşahhas bir hale gelmek demektir. Ama alem-i zer‘de ki varlıklar, aralarında herhangi bir belirginlik olmadan toplu halde olan varlıklardır.



[1]- Esfar, c.8, s.347. Ancak bazıları bu görüşü kabul etmeyip şöyle diyorlar: Ruh yaratılışının başlagıcından itibaren mücerret cevherdir. Tecerrüt onun zatında var. Mücerret ruhun başka bir şeyle zaman bağlantısı yoktur. Bu yüzden onun için zaman yönünden önce ve sonra olmak diye bir şey söz konusu değildir. Buna göre, ‘ruh belli bir zamanda bedene gelir’ denildiğinde aslında bu ‘belli bir zamanla sınırlanmak’ gerçekte bedenden dolayıdır. Çünkü maddi varlık cismanidir ve zamana bağlıdır. Başka bir ifadeyle, belli ahkama göre bu alem maddi ve cismani olduğundan ‘ruh, bedenden önce vardı’ denmektedir. Yoksa ruh, başlangıçtan itibaren mücerrettir ve mücerret aleme aittir. Öyle bir alem ki, dehr (sürekli devam eden zaman) önceliğine göre tabiat ve madde alemine önceliği vardır. Ama onun onlara olan nispeti eşit değildir. Mücerret olan ruh, tecerrüdünden dolayı maddi bedeni ihata etmiştir. Bedende belli bir kabiliyet edindikten sonra gerçekte ruhla belli bir zamanda özel bir irtibata geçen bedenin kendisidir. Yani ona ait oluyorr. Rivayetlerde gelen ‘ruhların yaratılışı bedenlerin yaratılışından iki bin yıl önceydi’ ibaresinden kasıt belki de zaman önceliği değildir. Rivayet iki önceliğin şu iki merhalesine işaret etmiş olabilir: Biri akıl aleminin berzah ve misal alemine önceliği, diğeri berzah aleminin tabiat alemine önceliği. Kur’an-ı Kerim’de geçen ‘Rabbinin katında bir gün, sizin sayıp durduğunuz bin yıl gibidir’ (Hac/47) ayeti bunu teyit etmektedir. Galiba ayetteki ‘gün’ kelimesi alemlerin birbirlerine olan zincirleme önceliği merhalesidir.

Dolayısıyla ruh, beden yaratılmadan önce (ancak buradaki öncelik zaman önceliği değildir) vardı ve bedeni ihata etmişti. Onun bedene olan önceliği tecerrüt aleminin tabiata olan önceliğidir. Bu durumda rivayetlerin delaletini, herhangi bir zorlama ve tevil yapmadan idrak edebilir, aynı zamanda ruhun kıdem ve hüdusunu bir tür birlikte düşünebiliriz. Ruhun kıdemi, tecerrüt aleminde olan dehr varlığının mertebesinden dolayıdır. Ancak bu Eflatuni meselle aklani toplu olmaktan farklıdır. Zira bu görüşe göre ruhlar tecerrüt aleminde tek ve vahid olarak değil çoklu olarak vardırlar. Ama burada yazarında değindiği gibi mücerretlerin çokluğunun yasak olması sorunu çıkabilir. Fakat bize göre bu meselenin delilinde şüphe vardır. Mücerretlerin içinde ferdi çokluk ve bir tür vahdet olabilir. (Bkz: Muhammed Taki Misbah Yezdi, Şerh-i Cild-i Heştom-i Esfar, c.2, s.229-230)

[2]- A’raf/172.

[3]- Nasır Mekarim Şirazi, Tefsir-i Nümune, c.7, s.7, Dar-ul Kütüb-ül İslamiyye, Tahran, h.ş.1374.

[4]- Bkz: el-Mizan, (Seyyid Muhammed Bakır Musavi Hemedani’in Farsça çevirisi, c.8, s.400-432, Defter-i İntişarat-ı İslam-i Camia, Kum, h.ş.1374.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Lütfen Hz. Yusuf kıssasındaki önemli noktaları açıklar mısınız?
    45081 Masumların Siresi 2010/11/08
    Kur’an’daki en güzel kıssa olarak nitelendirilen Hz. Yusuf (a.s) kıssası ders, ibret ve şahsi, ahlakî, içtimai ve ailevî erdemleri içermektedir. Bu erdemlerden bazıları şunlardır: 1. İnsanları Allah’a doğru çağırma yolunda Peygamberlerin ifa ettikleri rolü ve çektikleri sıkıntıyı tanımak
  • Mü’minun Suresinin 101. Ayeti ile Saffat surenin 27 ve 50. ayetleri arasında var olan çelişkiyi nasıl bertaraf ediyorsunuz?
    8956 Tefsir 2012/06/10
    Genel anlamda kuranı kerim ayetleri arasında ve özel anlamda soruda zikredilen ayetler arasında çelişki ve tezat bulunmamaktadır. Zira “o günde hiç kimse başka bir kimseden sual etmez ve yârdim dilemez” şeklindeki ayetler, dirilmenin ilk merhalesine işaret etmektedir. Bu da o günün çok dehşetli bir gün ve o ...
  • Hz. Abbas su getirirken hangi şiiri okudu?
    15574 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2011/12/20
    Eskiden savaşçılar savaşlarda kendi safındakilere moral vermek, düşmanların da moralini bozmak için şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmam Hüseyin (a.s) ve ashabı da aşura günü anlamlı ve etkili şiarlar verir, kahramanlık şiirleri okurlardı. İmamın (a.s) değerli kardeşi Hz. Ebulfazl Abbas da aşura gününde güzel ve eşsiz şiirler ...
  • 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözü bir hadis midir? Hadis ise senet ve itibarı ne ölçüdedir?
    11651 Masumların Siresi 2009/02/22
    Hadis kitaplarında 'Her gün Aşuradır, her yer Kerbela' sözünün Masumlara (a.s) ait olduğuna dair bir delile rastlamadık. Ancak bu söz Kerbela olayı hedef ve maksadını ifade etmek yönünden güzel bir anlamı ifade eden anlamlı mesajlar içeren bir sözdür. Zira İmam Mehdi (a.s) zuhur edip zalimlerin kökünü ...
  • Bir insan Cuma gecesi veya günü ölürse, her zaman için kabir baskısından güvende olur, diye söylenen söz doğru mudur?
    10870 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Hafta içinde Cuma gecesi ve gününün özel bir üstünlük ve değeri vardır ve bunlardan birisi şudur: Eğer mümin bir insan bu vakitte dünyadan göçerse, onun bereket ve değeriyle kabir ve berzah âlemindeki bazı sorun ve hadiseler ondan uzak kılınır. Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: Cuma, günlerin efendisidir ve ...
  • Neden Allah cennetin çoğunu maddi hususlar ile nitelemiştir?
    6922 Eski Kelam İlmi 2012/05/27
    Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem hem maddi özellikler ve hem de ruhani ve manevi özellikler ile betimlenmiştir. Maddi nimetler ile nitelemek, birçok insanın manevi ve ruhani nitelemeler aracılığıyla bilgi edinmesinin zor ve hatta imkânsız olması nedeniyledir. Zira insanların zihni daha çok maddi konulara alışıktır ve bu nedenden ...
  • Evrendeki boylamsal silsileyi açıklar mısınız?
    7155 İslam Felsefesi 2010/09/22
    Meşa, İşrak ve Aşkın Hikmet ekolü taraftarı dâhil tüm ilahî bilgeler “bir kaidesi” esasınca şöyle demektedir: Yüce Allah yalın ve birdir. Hakeza bir cihete sahiptir. Bu nedenle yaratılış evreni ve birçok sonucun bir ve yalın olan ilahî zattan sadır olması muhaldir. Bundan dolayı bilgeler akıllar ...
  • İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamında şehitlerden kaç tanesi Allah Resulü’nün (s.a.a) ashabındandı?
    7876 Büyük Şahsiyetlerin Siresi 2012/08/26
    Son Aşura araştırmacıları arasında ve yaptıkları tahkikat sonucu, İmam Hüseyin’in (a.s) yarenleri arasında beş kişinin Peygamber’in (s.a.a) ashabından olduğu ve Aşura kıyamında şahadete eriştikleri meşhurdur. Bu beş kişi şunlardır: Enes b. Haris, Hani b. Urve, Müslim b. Evsece, Habip ibni Mezahir ve Abdullah b. Yektar ...
  • Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri hangi şehirlerdedir?
    13840 تاريخ بزرگان 2011/09/21
    Pak ve tertemiz olan ehlibeyt İmamlarının (a.s.) kabirleri aşağıdaki Şehir ve Ülkelerdedir:1-  İmam Ali’nin (a.s.) mübarek kabri Irak’ın Necef şehrinde.
  • Niçin bir erkeğin şahitliği iki kadının şahitliği ile eşittir?
    21658 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/07/04
    Yüce Allah tarafında insanlar için belirlenen kanunlar yaratılış âlemi, evrenin gerçekleri ve insanın yaratılışı ile uyum içindedir. Kadının yaratılışı erkeğin yaratılış ve yapısı ile farklı olduğu için Bu iki varlığın görev ve hükümleri de farklıdır. Bu görevlerden biri mahkemede şahitlik yapmaktır Bu görev hislerin etkisinde kalınmadan ve ...

En Çok Okunanlar