Gelişmiş Arama
Ziyaret
7642
Güncellenme Tarihi: 2011/04/11
Soru Özeti
Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
Soru
Bir müddet önce başladığım işte zarar ettim. Aile fertlerim devamlı hastalar. Ailede çalışan sadece benim ve yaşam yükünü yalnız başıma omuzlamaktayım. Lütfen benim için bir çözüm yolu önerin.
Kısa Cevap

İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda sabır göstererek ve şükretmeyle Allah’tan iyi bir ödül alacağınızı bilin.

Ayrıntılı Cevap

Ahiret ve uhrevî daimî yaşama inanan her imanlı insan saadet ve mutluğunu yalnız bu dünyada aramaz. Elbette bu dünyada ona sahip olmanın veya onu istemenin bir engeli yoktur. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Servet ve evlatlar bu dünya için faydalıdır, ahiret içinse iyi işler değerledir. Ama Allah her ikisini birden nadiren insana hediye etmektedir.[1] Aynı şekilde şöyle buyurmuştur: Dünya mümin için bir zindan gibidir ve zindan yaşamanın onun için hoş geçmesi beklenebilir mi?[2] İmam Hasan Mücteba’nın (a.s) buyurduğuna göre ise, zahirde zengin ve nimetler içinde olan imanlı fertler, Allah’ın ahiretteki vaatlerini gözünde bulundurarak ve onu dünyanın sınırlı ve gidici servetiyle mukayese ederek kendilerini zindandaymış gibi hissederler.[3] Bu esas uyarınca ilk merhalede ahireti düşünmeli ve sonraki merhalede Allah’tan dünya yaşamını da bizim için daha kolay kılmasını istemeliyiz. Bununla birlikte, eğer Allah bir şahsa üstün ekonomik imkânlar vermişse ve onu hastalık, derbederlik ve buna benzer sorunlardan uzak kılmışsa, o halde Allah onu daha çok sevmektedir, diye bir düşünceye kapılmamalıyız. Allah’ın, mümin kulunun iyiliğini herkesten daha iyi bildiğine ve onun için aldığı her kararda bir hayır olduğuna kesin bir şekilde inanmalıyız. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: Ben mümin kul hakkında hayrete düşmekteyim; zira Allah onun için neyi mukadder etmişse, sonunda bu kul için hayırdır. Eğer onu makasla parça parça etmeleri mukadder ise, onun için iyidir ve eğer dünyanın doğu ve batısının onun olması mukadder ise, yine onun faydasınadır![4] Bu farklılıkları hatta peygamberler arasında bile müşahede etmekteyiz. Mesela Süleyman (a.s) gibi bir peygamber engin bir alana hükmetmekteydi ve cinler, insanlar ve kuşlar kendisinin hizmetindeydi.[5] Rüzgârlar onun emrindeydi ve istediği yere kendisini götürmekteydiler.[6] Öte taraftan Eyüb (a.s) gibi bir peygamber ise birçok zorluk ve sorun içinde yer almaktaydı.[7] Oysaki bu, Allah’ın Süleyman’ı (a.s) Eyüb’e tercih ettiğine bir delil olamaz. Sadece her kulun ayrı bir şekilde sınandığına delil teşkil eder. Bu meseleyi ve Allah nezdinde kullar için bir takım makamlar olduğu ve malları verme veya şahsa bedensel bir zararın gelmesi dışında bu makamlara ulaşmanın mümkün olmadığı[8] veyahut yaşamın zorlukları ne kadar çok olursa bunun karşılığında Allah’ın vereceği mükâfatın daha çok olacağı ve Allah’ın bir kulu sevdiği zaman onu büyük zorluklara müptela kıldığını[9] bilmekle zorluklar bizim için daha kolay olacaktır. Ama tüm bu belirtilenler, sadece köşeye kapanıp zorluklara tahammül etmemizi ve Allah’tan dünyevî yaşamımızı iyileştirmesi için yardım talebinde bulunmamamızı gerektirmez. Aksine zorluklara tahammül etmenin bir mükâfatı ve onların bertaraf olması için dua etmenin de ayrı bir mükâfatı bulunmaktadır. Bu esas uyarınca, yüce imamlarımızdan (a.s) sorunların bertaraf edilmesi hakkında bir takım tavsiyeler nakledilmiştir ve biz onları size bildiriyor ve sizi bekleyen uhrevî mükâfatın yanı sıra, dünyevî sorunlarınızın da azalmasını arzuluyoruz.

1. Çok az miktarda olsa da sadaka vermek, Allah’ın rahmetine nail olmanıza neden olabilir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: Hastalar kendinizi sadaka ile tedavi edin, dualarınız ile kendinizi belalardan uzak kılın ve rızık ve azığınızı sadaka vererek Allah’tan isteyin.[10] Başka bir tabirle sadaka bir çeşit Allah ile ticaret sayılmaktadır. Bu hususta İmam Sadık (a.s) evlatlarına şu miktarda sadaka verin diye buyurmuş ve evlatları eğer bu miktarda sadaka verirsek bizim için bir şey kalmayacaktır dediklerinde de Allah onun karşılığını bize verecektir, çünkü sadaka rızkın kilididir, diye söylemiştir.[11]

2. Yaşamdaki bereketin yollarından birisi de istiğfardır. İmamlarımız (a.s) Kur’an ayetlerine[12] isnatta bulunarak istiğfarın mal, evlat ve dünya ve ahiret hayrının çoğalmasına neden olduğunu belirtmişlerdir.[13]

3. Rivayet ve dua kitaplarında Allah’tan rızık dilemek için değişik dualar bulunmaktadır.[14] Kendi çabalarınızın yanı sıra bu dualardan da yararlanabilirsiniz. Bu cümleden olmak üzere aşırı fakirliği bertaraf etmek için tavsiye edilen[15] “la havle vela kuvvete illa bilah” zikrini devamlı söylemeye işaret edilebilir.

4. Ümitsiz Olmamak: En büyük günahlardan birisi Allah’ın rahmetin ümitsiz olmaktır.[16] Bu esas uyarınca, her ne kadar Eyüb (a.s) gibi yoksulluk, hastalık ve mal ve evlatların elden gitmesine duçar olsak ve Yakub (a.s) gibi yıllarca beklesek de Allah’tan yüksek çevirmemeli ve ümitsiz olmamalıyız. Çünkü zorluklardan sonra rahatlıklar pekâlâ gelebilir.[17] Elbette fakirlik, hastalık ve diğer yaşam sorunları insan hayatında kesinlikle rahatsız edici etkiler oluşturmaktadır. Bu tabiidir ve ilahi kazaya razı olmayla da çelişmemektedir. Nitekim Yakub’un (a.s) gözleri aşırı rahatsızlıktan dolayı görmez olmuştu, ama o yüce şahsiyet hiçbir zaman Allah’ın rahmetinden ümitsiz olmamıştı.

5. Sürekli Çabalamak: Medine Şiilerinden birisi aşırı bir fakirliğe duçar oldu ve durumu vahimleşti. İmam Sadık (a.s) bu durumu görünce kendisine şöyle buyurdu: Pazara git, kendin için bir yer seç, tezgâhını ser, bir testi su kenarına koy ve kazanç yerinden ayrılma! İmamın (a.s) bu buyruğunu yerine getirdikten sonra bu şahsın durumu tedricen iyileşmeye başladı.[18] İmamın (a.s) o şahsa buyurduğu şeylerin ona özgü olduğunu biliyoruz ve tüm fertlerin böyle bir şey yapması gerektiği düşünülmemelidir. Ama İmamın (a.s) buyruklarından elde edilen nokta şudur: Allah’tan rızık istemekle birlikte, aynı halde ciddiyet ve çaba göstermeli ve de gevşeklik ve tembellikten de kaçınmalıyız.

6. Yaşam harcamalarında dengeye riayet etmek de yaşama bereket katan yollardan biri olabilir. Çünkü geliri az olmasına karşın maalesef gelirleriyle uyuşmayan harcamalar yapan insanlar da gözlemlenmektedir. Oysaki bu harcamalar olmadan da hayata devem edilebilir. Bir rivayette dört grubun duasının kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Bunlardan iki grup daha önce kendilerine işaret edilen evinde oturup hiçbir çaba göstermeden Allah’tan rızık isteyen kimselerden ve diğer grup ise malı olan ama onu boş şeylere harcayan ve sonra Allah’tan rızık talebinde bulunan kimselerden oluşmaktadır. Yüce Allah bu gruba “ben yaşamda size dengeli davranmayı emretmedim mi” diye buyurmaktadır. Bu rivayette hatta mallarını diğerlerine senetsiz olarak borç veren insanlar da bu grupta yer alan insanlardan sayılmıştır.[19]

7. Başkalarına ve özellikle de anne ve babaya kendileri hayattayken veya vefat ettikten sonra yapılan iyilik rızkın çoğalmasına neden olur.[20] Rivayetlerde rızkın çoğalmasına neden olan başka birçok husus daha sayılmıştır. Ezan okurken müezzine eşlik etmek[21], tırnak ve bıyık kesmek, başı gül suyu ile yıkamak[22], bakımlı ve güzel kokulu olmak, yaşanan yeri temiz tutmak[23], komşulara iyi davranmak[24], İmam Hüseyin’in (a.s) kabrini ziyaret etmek[25] vb.[26] hususlara işaret edilebilir.         



[1] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, Müessese-i el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k, c. 67, 225.

[2] a.g.e., c. 65, s. 221, rivayet. 11.

[3] a.g.e., c. 43, s. 346.

[4] Hür Amıli, Muhammed b. el-Hasan, Vesailü’ş-Şia, Müessese-i Âlu’l-Beyt, Kum, 1409 h.k, c. 3, s. 250, rivayet. 3544.

[5] Neml, 17.

[6] Sebe, 12.

[7] Enbiya, 83.

[8] Vesailü’ş-Şia, c. 3, s. 262, rivayet. 3587.

[9] a.g.e., c. 3, s. 252, rivayet. 3553.

[10] a.g.e., c. 9, s. 375, rivayet. 12276.

[11] a.g.e., c. 9, s. 369, rivayet. 12260.

[12] Nuh, 10 ve 11.

[13] Biharu’l-Envar, c. 88, s. 336, rivayet. 20, c. 92, s. 293.

[14] Örnek olarak, Biharu’l-Envar, c. 92, s. 293, bap. 11 (Duaheye rızk ve ruzi).

[15] Vesailü’ş-Şia, c. 17, s. 218, rivayet. 9159.

[16] Yusuf, 87.

[17] İnşirah, 5-6.

[18] Vesailü’ş-Şia, c. 17, s. 56, rivayet. 21966.

[19] a.g.e., c. 7, s. 124, rivayet. 8908.

[20] a.g.e., c. 18, s. 381, rivayet. 23874.

[21] a.g.e., c. 1, s. 314, rivayet. 828.

[22] a.g.e., c. 2, s. 60, rivayet. 1480.

[23] a.g.e., c. 5, s. 7, rivayet. 5746.

[24] a.g.e., c. 12, s. 123, rivayet. 15831.

[25] a.g.e., c. 14, s. 413, rivayet. 19483.

[26] a.g.e., c. 15, s. 347, rivayet. 20704.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar