Gelişmiş Arama
Ziyaret
16430
Güncellenme Tarihi: 2011/04/12
Soru Özeti
Gece namazının önemi, etkileri ve geçmiş nafile ibadetlerin ve kazasının hükmü nedir?
Soru
Nafile ibadetlerin (gece namazı) önemi ve etkilerini açıklar mısınız? Geçmiş nafile ibadetlerin hükmü nedir? Kazası var mıdır? Eğer kazası varsa, her vakitte kılınabilir mi? Hasta bir insanın kılmadığı nafile namazların kaza hükmü nedir?
Kısa Cevap

Kur’an ve rivayetlerde vurgulanmış müstehap namazlardan birisi de gece ve gündüzde yerine getirilen ve özellikle de geceleyin kılınan nafile namazdır. İmam Sadık (a.s) gece namazının etkileri hakkında şöyle buyurmuştur: Gece namazı yüzü güzelleştirir, ahlakı iyileştirir, rızkı temizler, borcu siler, üzüntüyü giderir, gözü aydınlatır. Sizin peygamberinizin sünneti olan ve teninizdeki ağrıyı gideren gece namazına özen gösterin. Allah Resulü (s.a.a) gece namazının kazasını yerine getirmeyi çok övmüş ve bunun Allah rızasını kazandıracağını bildirmiştir. Nafile namazların kazası yükümlü için müstehaptır ve insan istediği her vakitte onun kazasını yerine getirebilir. Bu hususta hasta ve hasta olmayan arasında herhangi bir fark yoktur ve müstehap namazlarda tertibe riayet edilmesi daha iyidir.

Ayrıntılı Cevap

Nafile ve müstehap namazlar diğer müstehap ibadetler gibi bir takım mertebelere sahiptir. Bu yüzden kaza ve eda edilmeleri noktasında bazıları çok vurgulanmış ve bazıları ise daha az vurgulanmıştır. Kur’an ve rivayette çok vurgulan müstehap namazlardan birisi de Kur’an[1] ve rivayette kendisine işaret edilen gece namazıdır. Yüce Allah Kur’an-ı Mecid’te peygamberine şöyle buyurmaktadır: “Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın.”[2] Müfessirler bu ayetin gece namazının faziletine delalet ettiğini söylemiştir. Her ne kadar ayet bu hususta çok açık olmasa da eldeki mevcut diğer karineler ile bu yorum isabetli gözükmektedir.[3] Masumlardan (a.s) da gece namazının fazileti hakkında birçok rivayet nakledilmiştir, numune olarak birkaç örneğe işaret ediyoruz:

1. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Müminin haysiyet ve şerefi gece namazına bağlıdır. Çünkü kıyamet günü Allah baştan sona tüm insanları toplayacak ve görevli biri de Allah’ı gecenin bağrında anarak gecelerini abat edenler kalksınlar diye seslenecektir. Sonra küçük bir grup kalkacak ve onlardan sonra diğer insanların hesabına bakılacaktır.”[4]

2. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) bir başka yerde şöyle buyurmuştur: “Yıldızların yeryüzünü aydınlatması gibi içinde gece namazı kılınan ve Kur’an okunan evler de göğü aydınlatmaktadır.”

3. Aynı şekilde Peygamber-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: Gece namazı kabir karanlığında onu kılan için bir kandildir.[5]

4. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Gece namazına özen gösterin. Bu sizden önceki iyi insanların sünnetidir. Geceyi bayındır etmek Allah’a yakınlaştırır, günahların kefareti olur, günahtan sakındırır ve bedenden ağrıyı giderir.[6]

5. İmam Seccad (a.s), neden geceleyin namaz kılan ve ibadet eden kimseler en güzel simalara sahiptirler diye sorulan bir soruya şöyle cevap verir: Çünkü onlar Allah ile halvet etmektedirler ve Hak Teâlâ da kendi nuruyla onları kuşatmaktadır[7] [8].

6. İmam Sadık (a.s) gece namazının etkilerini belirtmiştir:

Gece namazı yüzü güzelleştirir, ahlakı iyileştirir, rızkı temizler, borcu siler, üzüntüyü giderir, gözü aydınlatır. Sizin peygamberinizin sünneti olan ve teninizdeki ağrıyı gideren gece namazına özen gösterin.[9]

Gece namazının yerine getirilmesi ve eda edilmesi çok hayırlı olduğu gibi, herhangi bir nedenden ötürü bu önemli ibadeti zamanında yapamayan kimseler tarafından kazasının yerine getirilmesi de çok hayırlıdır. Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: Allah Tebarek ve Teala meleklere karşı gece namazının kazasını gündüz yerine getiren kuluyla övünür ve şöyle buyurur: Ey melekler kendisine farz kılmadığım namazın kazasını kılan kuluma bakın, kendisinin günahlarını bağışladığıma şahit olun.[10] Bundan dolayı farzların kazasının yükümlüye farz olması gibi, müstehap ibadetlerin kazası da yükümleye müstehaptır. Abdullah b. Sinan, İmam Sadık’tan (a.s) şöyle aktarmaktadır: Ben, İmama nafile namazlarını uzun süre terk eden ve bunun miktarını bilmeyen bir şahsın onları nasıl kaza edeceğini sordum. İmam şöyle cevap verdi: Kılmadığı tüm nafile namazların kazasını kıldığına yakin edinceye dek nafile namaz kılmalıdır … [11]. Müstehap amel ve namazları terk etmek günah sayılmadığından ve azap gerektirmediğinden, eğer bir şahıs onların kazasını yerine getirmek isterse istediği her vakit bu işi yapabilir. İmam Rıza (a.s), hiç müstehap namaz kılmadım, eğer kaza etmek istersem ne zaman kaza edeyim diye soran birine şöyle yazmıştır: “İstediğin her gece ve gündüz vakti.”[12] Ama en iyisi geçmiş gecenin nafile namazının kazasını bir sonraki gecede ve geçmiş gündüzün nafile namazının kazasını da bir sonraki günde yerine getirmektir. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: Eğer gündüze ait nafile namazı kaza olursa, sonraki gün onun kazasını kıl ve eğer geceye ait nafile namazı kaza olursa, sonraki gece onun kazasını kıl.[13] Muhammed b. Müslim şöyle aktarmaktadır: Bir şahsın hastalandığını, müstehap ibadetleri yerine getirmekten vazgeçtiğini, neticede nafile ibadetleri terk ettiğini bildirerek bunun hükmünü İmama sordum. İmam şöyle buyurdu: Ey Muhammed nafile farz ibadetler farz değildir. Eğer isterse onu kaza etsin ve bu onun için daha iyidir. Eğer kaza etmezse de ona bir yükümlülük yoktur.[14] Elbette müstehap ibadetlerin kazasında tertibe riayet edilmesi daha iyidir ve müstehaptır.[15]  



[1] Zariyat, 17; Secde, 16; Zümer, 123; Furkan, 65; İsra, 81; Müzemmil, 4.

[2] İsra, 79.

[3] Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Numune, c. 12, s. 224, Daru’l-Kütübi’i-İslamiye, Tahran, 1374 ş, çap-ı evvel.

[4] Rıza, Seyid Abdulhüseyin, İrşadu’l-Kulub, tercüme-i Rızayi, c. 1, s. 210 ve 211, İslamiye, Tahran, 1377 ş, çap-ı sevvom.

[5] İrşadu’l-Kulub, tercüme-i Rızayi, c. 1, s. 444.

[6] Kemere-i, Muhammed Bakır, Asıman ve Cihan-tercüme-i kitab-ı es-Sema ve’l-Alem, Bihar, c. 6, s. 210, İslamiye, Tahran, 1351 ş, çap-ı evvel.

[7] Saduk, İlelü’ş-Şerayi’, c. 2, s. 365, tercüme, Zihnî Tahranî, Seyid Muhammed Cevad, İntişarat-i Müminin, Kum, 1380 ş, çap-ı evvel.

[8] Attaridi, Azizullah, Müsnedü’l-İmami’r-Riza aleyhi’s-selam, c. 2, s. 178-180, Astan-i Kuds (kongre), Meşhed, 1406 k, çap-ı evvel.

[9] Asıman ve Cihan-tercüme-i kitab-ı es-Sema ve’l-Alem, Bihar, c. 6, s. 210.

[10] Vesailü’ş-Şia, c. 4, s. 75 ve 76; Men La Yehziru el-Fakih-tercüme-i Ğaffari, c. 2, s. 202.

[11] Vesailü’ş-Şia, c. 4, s. 75 ve 85; Men La Yehziru el-Fakih-tercüme-i Ğaffari, c. 2, s. 209.

 

[12] Müsnedü’l-İmami’r-Riza aleyhi’s-selam, c. 2, s. 178-180.

[13] Kuleyni, Kafi, c. 2, s. 451, İslamiye, Tahran, 1362 ş, çap-ı dovvom, Babu’d-Dakdimi’l-Nevafil ve Te’hiruha ve Kazaha; Behbudi, Muhammed Bakır, Guzide-i Kafi, c. 2, s. 366-368, Merkez-i İntişarat-i İlmî Ve Ferhengî, Tahran, 1363 ş, çap-ı evvel.

[14] İlelü’ş-Şerayi’, tercüme-i Zihnî Tahranî, c. 2, s. 175-177.

[15] Kafi, c. 3, s. 451, Babu’d-Dakdimi’l-Nevafil ve Te’hiruha ve Kazaha; Guzide-i Kafi, c. 2, s. 366-368.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar