Gelişmiş Arama
Ziyaret
9062
Güncellenme Tarihi: 2011/03/01
Soru Özeti
mütedeyin ve dindar olan insanlar ne gibi sıfatlara haiz olmaları lazım?
Soru
mütedeyin ve dindar olan insanlar ne gibi sıfatlara haiz olmaları lazım?
Kısa Cevap

Allahu teala kuranı kerimde ve masumler (a.s.) kendi değerli sözlerinde mümin ve dindar olan bir kimsenin hususiyetlerini ve imanlı olan şahısların özelliklerini beyan etmişlerdir. Allah Teala tarafından farz kılınmış vacipleri[1] yerine getirmek ve haram kılınmış[2] haramlardan sakınmasi mümin olan bir kimsenin en bariz sıfatları olması gerekir.

Rivayetlerde bunların haricinde de mümin olan bir kimse için bir çok vasıf beyan edilmektedir. Bilindiği gibi imanın derecesi islam derecesinden üstündür. Dolayısıyla mümin müslümandan daha üstündür. Yani islama giriş için "lailahe illallah" şeklinde olan tevhit kelimesini dile getirmek yeterlidir. Ama imanın derecesine varmak için oldukça uzun bir yol insanın önünde var olmaktadır. Allah teala kuranı kerimde çok çekici bir tabirle zahiren iman getirmiş kimselrinin diliyle şöyle buyormaktadır: " Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat müslüman olduk (boyun eğdik)” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendirr".[3] Evet! İman bütün alanlarda Allaha ve peygamberine itaat etmekle aşikar oluveriyor. Bu noktayı dikkate alarak aşağıdaki rivayete dikkat edin. Şöyle buyuruyor: "bir gün imam hz. Ali (a.s.) mümin kimsenin sıfatları hakkında pegamberden (s.a.a.) soru soruyor; peygamber (s.a.a.) hz Alinin cavabında mümin olan bir kimse için yüz üç sıfat saydı. Burada konunun uzamaması için bu sıfatlardan bir kısmını zikir ediyoruz: "mümün bir kimse hlim ve sabırlı, güzel sözlü ve geniş kalplıdır. Cahile öğrenmesi için yardımcı oluyor. Onunla alakalı ve onu ilgilendirmeyen işe burnunu sokmiyor. Hiç kimsenin giybetini yapmiyor. Şüpheli şeylere karşı ihtiyatlı davarniyor. Çok bağışlayandır. Baldan daha tatlı ve dağdan daha ağırdır. Kimsenin sırını kimsye açmıyor. Çok ibadet edendir. İnsanların amanetlerine karşı çok güvenilir kişidir. Yalan söylemez ve namusludur. Verdiği sözleri yerinie getiriyor. Yüce ve değerli olan şeylerin peşine düşüyor. Tüketimi az ibadeti çoktur. Batıl olan şeyleri arkadaşından kabul etimiyor ve düşmanından olsa bile hakkı kabul ediyor. Kazancında (bırakın haramı bir kenara) şüphli olan şeylerden bile sakınıyor. Birisiyle düşman olursa onun bu düşmanlığı onu insaf dairesinden çıkarmıyor. Birisini sevdiğinde onun bu sevgisi onu günaha sürüklemiyor. Sılayı rahmi kesmiyor, (anne, baba ve akarabadan irtibatını kesmiyor, onlara hususen ana ve babaya karşı saygılıdır). Yetimlere karşı şafkatlıdır".[4]  

Sayılan bu sıfatlar ve rivayetlerimizde bir müminin ne gibi sıfatlarla vasıflanması gerkir bağlamında zikir edilen diğer benzer sıfatlarla vasıflanan bir kimse Allahtan yardım dileyerek örnek olabilecek ve dinin kabul görmüş olduğu bir insana dönüşebiliyor.

Konuyla alakalı daha fazla bilgi edinmek için "nehcü'l-balga"da muttakinlerin hutbesiyle meşhur olan hutbeye müracaat edebilirsiniz. Bu hutbede müminlerin emiri hz Ali (a.s.) muttaki olan kimselerin vaseflarını beyan ediyor. hz. Ali bu açıklamayı Humam diye bilinen bir şasın hz Aliden muttakin kimselerin vasıfları nelerdir, o sıfatları açıklarmısınız isteği üzerine yapılmıştır. "biharu'l-envar" c. 68, s. 384; şeyhi saduk'un "el-hisal" c. 2, s. 571 ve "sıfatu'ş-şia" s. 6, adlı iki kitabına müracaat edin.    


[1] Allahın resülü hz Muhammed (s.a.a.) şöyle buyuruyor: "İnsanların en takvalıları olabilmesi için Allahı farz kıldığı vaciplere amel et" KULEYNİ, ebu Cafer Muhammed b. Yakub, "usuli kafi", baskı 1, Tahran: el-mektebetu'l-islamiye, 1388 h.k., c. 2, s. 82; hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: "farz ve vacip olan ameller kadar değerli olan hiçbir ibadet yoktur", Subhi SALİH, "nehcu'l-balaga" hikmet: 113.

[2] Hz. Ali (a.s.) şöyle buurmuş: "günahı bırakmak için nefsinizle savaşmak için kollarınızı sıvayınız. Nefsinizi öldürerek ibadetlerin yerine getirmek sizin kolay gelsin". AMADİ, Abdulvahit b. Muhammed temimi, "guraru'l-hikem" s. 129. Hikmet: 6410. İmam Bakır da (a.s.) şöyle buyuriyor: "Allah katında middesini ve namusunu haramdan korumak kadar değerli hiçbir bir ibadet türü yoktur". "usul-i kafi" c. 2, s. 79.

[3] Hücerat, 14.

[4] MECLİSİ, Muahammed Bakır, "biharu'l-envar", Beyrut: intişarat-i vefa, c. 64, s. 310.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar